Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Altıntop deyip geçmeyin Adana, Mersin ve Antalya'da üretilen altıntopların büyük çoğunluğu ihraç ediliyor. Yusuf BAŞTUĞ A DANA Acı acı tat verince, ağzımızı şöyle bir buruşturur, hemen bir kenara koyuveririz greyfurt adıyla da bilinen altıntopu... Oysa, tüketimi özendirilse sağlığa faydalarının yanı sıra milli ekonomiye de ciddi bir katkı sağlayabilir. Altıntop deyip geçmemek lazım, oldukça fazla çeşidi bulunan bu narenciye türü için Türkiye'de ciddi çalışmalar yapılıyor. Kırmızı renkli olanları da var, ama daha çok dış kabuğu ve iç kısmı sarı olanlar tüketiliyor. İşte bu çalışmalar belki acı, belki de damak tadımıza uymadığı için tüketilemeyen altıntopların tüketimini arttırmayı da hedefliyor... Türkiye'de yıllık 150 bin ton civarında altıntop yetişiyor. Yoğun olarak Adana, Mersin ve Antalya'da üretilen altıntopların büyük çoğunluğu ihraç ediliyor. Az bir kısmı ise, Türkiye'de sofralık taze meyve ve meyve suyu olarak tüketiliyor. Kabukları hayvan yemi olarak değerlendirilse de parfüm ve kozmetik sektöründe oldukça yaygın olarak kullanılıyor. Özellikle Fransızlar, narenciye esanslarına yoğun ilgi gösteriyor. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma Görevlisi Meral İncesu, tüketimin özendirilmesi, tüketimin kolaylaştırılması ve altıntopların gelişimleri için Çukurova Üniversitesi'nde ciddi çalışmaların yapıldığını kaydetti. ÇÜ Araştırma Çiftliği'ndeki bahçe ve seralarda altıntoplarla ilgili açıklayıcı bilgiler veren İncesu, 45 milyon nüfuslu İspanya'da, 6 milyon ton olan narenciye üretildiğini bunun 3 milyon tonunun ihraç edildiğini belirtti. Bir dönem İspanya'da bulunan İncesu, ihraç edilmeyen narenciyenin de ülke içinde tüketildiğini bildirdi. Türkiye'de ise yaklaşık 2.5 milyon ton narenciye üretimi bulunduğunu aktaran İncesu, "70 milyonluk Türkiye'de 1 milyon ton narenciye ihraç edilirken, geriye kalan 1.5 milyon ton narenciye tüketilemiyor. Altıntoplarda da durum değişmiyor" dedi. Turunçgiller içerisinde en büyük ağaçları meydana getiren altıntoplarda meyvenin et rengi de olan açık saman sarısından şarap rengine kadar değişim gösterdiğini vurgulayan İncesu, renklenmenin bazı çeşitlerde kabukta da görüldüğünü aktardı. ABD, Israil, Küba, Meksika, Arjantin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin önemli altıntop üreticisi ülkeler olduğunu bildiren İncesu, Teksas ve Florida gibi semitropik iklime sahip alanlarda; sulu, tatlı ve meyve etinde acılığın hissedilmediği kaliteli altıntop meyveleri yetiştirilebildiğini açıkladı. Tüketimin teşvik edilmesi için çeşitli kampanyaların düzenlenmesi gerektiğini kaydeden İncesu, Altıntopların (latince adıyla Citrus Paradisi) anavatanı hakkında net bir bilgi bulunmadığını, şadokportakal melezi olduğunun düşünüldüğünü söyledi. İncesu, altıntoplarla ilgili şu bilgileri verdi: "Altıntoplarda beyaz etli, Marsh Seedless, Oroblanco ve Sweetie önemli çeşitlerdir. Marsh Seedless, beyaz renkli, sofralık ve aynı zamanda sanayiye yönelik bir çeşittir. Ağaçları oldukça verimlidir. Olgunluk zamanı ortageç (Şubat) ayıdır. Oroblanco ise California’da geliştirilmiş, erkenci, altıntopa özgü acılığı bulundurmayan beyaz etli bir çeşittir. Serin subtropik iklimlerde çok daha iyi tatlanır. Erken hasatta kabuk yeşil renklidir. ABD’de yetiştiriciliği en fazladır. Sweetie, Oroblanco çeşidinde yapılan seleksiyon çalışmasıyla elde edilmiştir ve bu çeşidin tüm özelliklerine sahiptir. Ancak daha bir örnek meyveler veren bir çeşittir. İsrail’de yetiştiriciliği en fazladır. Altıntoplarda renkli çeşitlerde vardır. Bunlardan Red Blush (Ruby Red), meyveleri oval şekilli olup, meyvelerin birbirlerine değdikleri yerler kırmızıdır. Meyve eti pembe renklidir. Yola ve muhafazaya oldukça dayanıklı bir çeşittir. Star Ruby, meyve eti ve kabuğu kırmızı renkli olandır. Altntoplar içerisinde en koyu renkli olanı ve bu özelliğinden dolayı pazarda çok tutulan bir çeşittir. Henderson, meyve verimi bakımından diğerlerinden daha düzenli ve bir örnek meyve verir. Meyve et rengi Red Blush ile kıyaslandığında daha koyu pembedir. Ray Ruby ve Rio Red çeşitleri de vardır. Üniversitemiz araştırma çiftliğinde, altıntoplarla ilgili çalışmalar aralıksız şekilde sürdürülüyor" İçkinize farklı bir tat: Kamkat oğun bir işgününün ardından eve gelip bir kadeh cin, votka ya da viski içmek ister misiniz? O vakit size bir öneri de bulunalım. İçkinize buz yerine dolapta dondurulmuş kamkat atın. İçkinize katacağı tadı anlatmamız olanaksız. Bu tadı tanımlayabilmeniz için bir deneme yapmanız gerekiyor... Kamkatın şekerlemesini de yapabilir, yılbaşında geleneksel çam ağacı yerine kamkatı süsleyebilirsiniz. İsterseniz evinizin güzel bir köşesine koyacağınız kamkatın kokusuyla evinize oldukça hoş bir koku yayılabilir... Turunçgillerin 'Küçük mücevheri' diye de bilinen kamkatın anavatanı Çin olarak biliniyor. Japonya’da "Kinkan", Çin’de "Chuikan" deniliyor. Avrupa’ya taşınması ise 1846 yılında İngiliz koleksiyoncu Robert Fortune sayesinde oluyor. Öbür turunçgil meyvelerinden farklı olarak, meyve kabuğu tatlı, meyve eti ise ekşi. Bu nedenle kabuğuyla birlikte tüketilebiliyor. Son yıllarda "2,5 ile 4 metre arasındaki boyu, saksıda yetiştirmeye uygunluğu, meyvesinin de güzel görünüm ve tüketilebilirliği" nedeniyle gerek iç mekan gerekse dış mekan bitkisi olarak aranılır hale geldi. Türkiye'de yemeklerin ardından baklava, irmek helvası gibi tatlılar ikram edilirken, Çin'de şekerlemesi yapılarak yemeklerden sonra "tatlı" yerine kamkat ikram ediliyor. Bunun dışında, reçel ve marmelat yapımında, meyve salatalarında, karanfil ve tarçınla zenginleştirilmiş tatlı salamurası ve turşusu da yapılıyor. Y "Christmas ağacı" olarak kullanıma da uygun. Soğuklara dayanıklı bir bitki olmasına karşılık, sıcak iklimlerde gelişimi ve meyvelerinin lezzeti çok daha güzel oluyor. Öte yandan diğer turunçgillerin aksine TemmuzAğustos aylarında çiçekleniyor ve meyveleri Aralık ayında turuncu renge dönüyor. Dünyada en popüler olanı ise "Nagami" adıyla bilinen oval görünümlü olanı. "Marumi" ise yuvarlak kamkattır ve soğuklara karşı Nagami'den biraz daha dayanıklıdır. Her ne kadar Türkiye'de "şıkır şıkır" meyve vermese de üniversitelerin araştırma çiftliklerinde kamkatla ilgili çalışmalar yapılıyor. Reçel, marmelat, meyve suyu, şekerleme, kek, pasta yapımında da kullanılıyor. Özellikle Çin ve Tayvan'da kutu konservesi çok tutuluyor. Türkiye'de yetiştiriciliği çok yaygın olmayan kamkatlar lüks otellerde süs bitkisi olarak kullanılıyor. Son zamanlarda çiçekçilerde yerini alsa da, işi bilenler kamkatı geniş kullanım ağına göre değerlendiriyor. Küçük, narin, sevimli kamkatlar, kimilerince güzel görünüm ve kokusu nedeniyle süs bitkisi olarak, kimilerince yeni yıla girerken yılbaşı ağacı yerine kullanılıyor. Kadehinizdeki viski, cin ya da votkaya dolapta dundurulmuş kamkatı buz yerine koyabilirsiniz. Hem içkinizi soğutur hem de ağzınızda farklı bir tat bırakabilir... Kamkat, içkiye katık da oluyor, süs ağacı da… 10