Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, tarımda AB süreci ile “İhtisas üretimine A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, özellikle AB süreci ile ilgili tarımdaki gelişmelerin kendi olağan gelişme haline bırakılmış gibi bir hava bulunduğuna değinerek, "Eğer böyleyse Türkiye’ye yazık olur" dedi. Tarımsal üretimin katma değeri yüksek olmayan bir üretim olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, "İhtisas üretimine de geçmeliyiz. Yani artık bölgelere göre tarımsal üretim planlanmalı ve ona göre üretim yapmalı" diye konuştu. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Cumhuriyet TarımGıdaHayvancılık ekinin sorularına şu yanıtları verdi: Seçim dönemi öncesi hükümetin en çok eleştirildiği, halkla da en çok tartışmaların yaşandığı alan tarım sektörüydü. Hükümet seçimden güçlenerek çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu seçim sonuçları Türkiye’de herkesin çok ciddi olarak irdelemesi gereken bir süreç.Evet, seçimden önce hükümetin tarım politikaları ve bazı alım konularında sorunlar oldu.Zaman zaman da büyük çatışmalar yaşandı.ancak, olayların arka planını da iyi irdelemek gerekiyor.Demek ki çiftçiler sorunun sadece hükümetle ilgili olduğuna değil, başka sebeplerden de kaynaklandığına inandılar. Geçmişte hepimiz koalisyon hükümetleri nedeniyle çok sıkıntılar yaşadık. Çoğu kez bir muhatap bile bulmakta zorlandığımız oluyordu.Bu bütün vatandaşlar için geçerliydi.Bu yüzden de insanlar sorunları olmasına rağmen, tek parti iktidarı anlayışından vazgeçmiş değiller. Bir anlamda demokrasideki yeni bir süreç olarak algılayabiliriz bunu. Hükümetin bu seçimden tek başına ve büyük bir oy artışı ile çıkmasının sebebi elbette ki sadece bunlara bağlanamaz ama insanlar; huzur, başarı ve kazanç istiyorlar.Önemsenmek ve değerli olmak istiyorlar.Bunu herkes istiyor.Bu nedenle de yeni dönemde karşımıza bu siyasi manzara çıktı. Hükümetin genel tarım politikalarını nasıl buluyorsunuz? Öncelikle yaşadığımız kuraklık nedeniyle bütün çiftçilerimize büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. 2001 krizinden sonra oldukça zor günler yaşayan çiftçilerimiz için ilk günlerde gösterilen katkılar da bir yavaşlama olduğunu hissediyoruz. Özellikle AB süreci ile ilgili tarımdaki gelişmeler biraz kendi olağan gelişme haline bırakılmış gibi bir hava var.Eğer böyleyse Türkiye’ye yazık olur.Türkiye AB ülkeleri içinde kendi nüfusunu ve bir çok AB ülkesini besleyecek bereketli topraklara sahip.Tek sorun çiftçiliğin artık geçimlik olmaktan çıkıp yapıyı kendine model seçmeli. Geçimlik üretim profesyonel iş olarak yapılması.Türkiye bunu artık oldukça azalmalı. Bu arada ihtisas üretimine sağlamak zorunda. BU konuda gerçekten de umut de geçmeliyiz. Yani artık bölgelere göre tarımsal vaat edici bir gelişme göremiyoruz. üretim planlanmalı ve ona göre üretim yapmalı. Bu Yeni hükümetin göreve başlamasının planlama yapılırken de sadece Türkiye’ye üretimi üstünden neredeyse 4 ay geçti. Tarımda hangi düşünmemeliyiz, öncelikle AB ülkeleri birinci adımlar atıldı, hangileri atılmadı? Değerlendirir ihracat hedefimiz olmalı. Ama tarımsal üretimin misiniz? mamul hale geldiği bir üretim olmalı. Yani tarımsal Şimdi Türkiye neredeyse 2007 yılını seçim ve sanayimizi geliştirmeliyiz. Bir de sözleşmeli üretim siyaset tartışmaları ve icraatları ile geçirdi. Daha konusunu desteklemeliyiz. Artık fabrikalar üretim doğrusu ekonomik olarak kaybettik.Bu elbette merkezlerinde kurulmalı ve çiftçiler sözleşmeli tarımsal alanda da görüldü.Belki yukarıda profesyonel üretime geçmeliler. Böylece hem sıraladığımız beklentilerin gerçekleşmemesindeki ürettiğimiz ürünleri daha sağlıklı ve kazançlı hale en önemli sebepte siyaset tartışmaları oldu. Ama getirebiliriz hem de fabrikaların aynı yerde olması artık bununla oyalanamayız.Artık önümüze nedeniyle maliyet ucuzlar.Bu da ihracatı ve kazancı bakmalıyız.2008 yılının Türkiye için büyük bir artırır. atılım yılı olmasını bekliyoruz.Bunun için biz iş Güneydoğu sorununun çözümü kapsamında dünyası olarak elimizden geleni yapacağız, umarım tarımda neler yapılmaktadır? Neler yapılabilir? ilgili kurumlar da tarımsal anlamda bizimle aynı duyguları paylaşıyorlardır. Tarımdaki TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 2001 krizinden yatırım alanları sonra oldukça zor günler yaşayan çiftçilere ilk nelerdir? Hangi günlerde gösterilen katkılarda bir yavaşlama alanlarda fırsat olduğunu hissettiklerini söyledi. var? Her şeyden önce şu tespiti yapalım. Tarımsal üretim katma değeri yüksek bir üretim değildir. Bu yüzden dünyanın her yerinde tarımsal üretim desteklenir. Tarımda üretim kadar üretimin mamul hale getirilmesi de önemlidir. Hatta bunu başaramazsanız ekonomik olmayan bir modeli tercih etmiş olursunuz. Türk çiftçisi artık birleşip daha büyük arazileri işletebilen profesyonel bir Köylerde yaşayan ve hiçbir üretim yapmayan kaç kişi var? Bunu bilmiyoruz.Ama herkesi çiftçi ve üretici sayarak plan yapmaya kalkınca da karşımıza altından kalkamayacağımız bir facia çıkıyor. “ 16 ”