Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İsmail Ertürk’ten “Şen Burgaç” ‘Edebiyat, sonunda, dil ile sancıyı birleştirme işi’ Ë Erdem ÖZTOP eni kitabınız Şen Burgaç’taki denemelerinizin bir arada toplanma meselesini anlatır mısınız öncelikle? Yaklaşık son on yıldır yazdığım ve değişik dergilerde yayımlanmış denemelerimin; benim edebiyat, sanat ve kültüre bakışımı güçlü bir biçimde yansıtan bir bütün ve oyluma ulaştıklarına inandığım için onları bir kitapta topladım. Bir araya geldiklerinde, tek tek yayımlandıklarında görülmeyen bağları ve toplam enerjileri de orta Y İsmail Ertürk yeni kitabı Şen Burgaç’ta edebiyat, sanat ve kültür üzerine yazdığı yazılarını bir araya topluyor. Türk ve dünya edebiyatında usta yazarların metinlerinin de karşılaştırıldığı önemli bir çalışma olan bu kitap üzerine İsmail Ertürk’le söyleştik. ya çıktı. Ağırlıklı metin karşılaştırmaları üzerine denemelerinizi toplamışsınız… Karşılaştırma, yan yana getirilmeyenlere bir arada bakma çalışmaları var kitapta. Bu, benim yaklaşımımdan kaynaklandığı gibi – “Miletli Aristides’ten Kadıköylü Aktunç’a”, “Lago d’Averno’dan Yola Çıkarak Vergilius” yazıları örneğin yazarların kendilerinden de kaynaklanıyor. Bilge Karasu, Enis Batur, Nermi Uygur’u başka türlü okumak olanıklı değil. Deneme demişken, siz dahil birkaç usta kaldı artık deneme yazınında. Bu azalmayı neye bağlıyorsunuz? Deneme, en son kertede, merak ve öznelliğin som bir yoğunluğu. Bu iki özelliğe az rastlanan bir kültür döneminden geçiyoruz sanırım. Dilerim, çabuk geçip gideriz de bu dönemden. Üniversiteler, genelde, hem Türkiye hem de dünyada meslek okullarına dönüştü. Merak ve inceleme tutkuları aşılamıyor artık öğrencilere, geleceğin kültür özne lerine. İletişim teknolojilerindeki inanılmaz gelişmelerden yaratıcılık değil şimdilik sabun köpükleri yükseliyor. Kendini ve okuyucuyu zorlayan yazara, sanatçıya olan talep çok az. Tirajı tutturan formüllere talep var. Yalnız, denemeyi sürdürmeliyiz; öznellik ve merakı özgün biçimlerde geliştirmeliyiz. Eser karşılaştırmaları/çözümlemelerinizde yeni yazara rastlamıyoruz, bu neden? Kitapta yazar üzerine olan yazılarım, benim kendi edebiyat sorunsallarıma yakın bulduğum, yapıtları bir bütün oluşturan yapıt ve yazarlarla sınırlı. Önemsediğim, sevdiğim yazarların hepsini kapsamıyor. Sayıları az da olsa izlediğim, bir sonraki kitabını merak ettiğim yeni yazar var. Yalnız, şu sıralar, kendimi içine salıverdiğim, burgacına girmeyi denediğim konular kitaplar ve yazarlar değil; iki görüntü ustası Welles ile Klee’nin, Afrika’nın kuzey kıyılarındaki serüvenleri; Hong Kong’dan Makao’ya kalkan ¥ vapurlarda Claudel’i aramak, vs. İsmail Ertürk ‘Kitaplar ve Muharrirler III’ Nehirler gibi akmak Yaşadığı dönemler (18871963) göz önünde bulundurulduğunda, oldukça önemli bir zaman diliminin, Türk edebiyatını biçimlendiren önemli isimlerden biri olarak Şinasi Hisar’ın, Kitaplar ve Muharrirler III’te yer alan yazıları, edebiyat ve Türk edebiyatına daha yakından bakmamız açısından bir olanak sağlıyor. Hisar’ın kitap olarak yayımlanmamış diğer bir çalışma olan, Müterake Dönemi Edebiyatı, Edebiyat Üzerine Makaleler’nin (19281936) bir devamı olarak okumak gerekiyor. Romana Dair Bazı Hakikatler, Hisar’ın, 19431963 döneminde kaleme aldığı yazıları kapsıyor. Kitap, Hisar’ın yazılarının yanı sıra, Hisar’la yapılmış söyleşileri, anketleri de içeriyor. Bugün de halen geçerliliğini koruyan, edebiyatla ilgili sorunsalların, soruların, yanıtları ve çözümlerine demeyelim de, Hisar’ın temel değerlendirme ve analizlerine rastladığımız kitapta, öncelikle Edebiyatta Roman’la ilgili dün olduğu gibi bugün ve yarın da önemini koruyacak bilgilerle karşılaşıyoruz. Her ne kadar Hisar’ın, romanla ilgili değerlendirme yazılarını kapsasa da söz konusu bölüm, yazmanın, yazının bir kurala dayanmadığına dair bilgilerimizi yeniliyor. Yazma eyleminde yaratıcılığın bir tür anlamını ortaya koyan Hisar, kurallar gibi bariyerlerle zihnin sadece engellendiğini anlatıyor adeta. “Romanın hiçbir umumi kaidesi yok, muayyen hiçbir tekniği yok, muhtelif tarzlarının maksat ve gayelerinde de birlik yoktur ve hatta denilebilir ki, menşei ve tabiatı bunların olmasına manidir. O tarihin, destanın, felse ¥ Ë Zülal GÜNEY bdülhak Şinasi Hisar’ın kitaplaşmamış yazılarından oluşan, Kitaplar ve Muharrirler’in 3. cildi, Romana Dair Bazı Hakikatler (19431963), Hisar’ın deneme ve eleştiri yazılarından oluşuyor. Necmettin Turinay, Hisar’ın yazılarını derlediği Kitaplar ve Muharrirler’i, 3 cilt olarak hazırlamış. Bu anlamda, Turinay’ın hazırladığı, Romana Dair Bazı Hakikatler’i, A Abdülhak Şinasi Hisar Fotoğraf: Ara GÜLER SAYFA 32 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1029