Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K “Kütüphaneciliğimizin Duayenlerinden Prof. Dr. Jale Baysal’ın Anısına” itap İçin... SELÇUK ALTUN LXXXI Daha iyi tanımamız gereken bir edebiyattan mücevherler 1976. maddemde The Guar2001dian gazetesinin edebiyat web sitesinde, “Türkçeden İngilizceye Çevrilen En İyi 10 Kitap” listem yayımlanacak demiştim. (26.08.09 tarihinde yayımlandı.) Batı dünyası liste meraklısıdır. Ama çalışmam beklediğimden de yoğun bir ilgi gördü, düzinelerce edebiyat ve kültür sitesi tarafından alıntılandı. (Onların arasında Nobel Vakfı Sitesi de var.) The Guardian’ın talebi üzerine hazırladığım listeyi, “Az sayıda Türk yazar ve şairinin İngilizceye çevrilmesinin çok sayıda nedeni var. Nobelist Orhan Pamuk’un başarısı, AngloAmerikan okur dünyasının Türk yazar ve şairlere ilgisini maalesef arttırmadı” diyerek sundum. Gazetenin girişi daha vurucuydu: “Romancı Selçuk Altun daha iyi tanımamız gereken bir edebiyattan mücevherler seçti.” 2002 07.09.09 akşamı Londra’da İngilizceye çevrilen ikinci romanım “Many And Many A Year Ago” için bir kokteyl düzenlendi. Bu tip etkinliklerden hazzetmem ama oyunun kuralı diye katlandım. Gece nitelik ve nicelik açısından doyurucu geçti. Moris Farhi (Musa Ağabey) şiirsel İngilizcesiyle öz bir konuşma yaptı. Türk edebiyatını temsilen önemli yazar ve şairler, Güven Turan ile Metin Celâl yanımdaydılar. Ertesi sabah Metin Celâl ile Londra’nın stratejik kitabevlerini ziyaret ettik. Mağazalar mağazası Harrods’un üçüncü katındaki kitabevine girerken 1 milyon Sterlin (2.5 milyon TL) değerinde bir bilardo masası gördük. Gittiğimiz her yerde “çok satmayan” kitaplara yakışır sayıda “Many And Many A Year Ago” vardı. Metin Celâl şöyle bir olasılık için uyardı: “Tüm kentte kitabından beş adet var ve biz bir kitabevinden çıkar çıkmaz birileri koşturup onları bizden önce, uğrayacağımız kitabevine yetiştiriyor…” (Kendime Not: Metin Celâl gizli bir GS’lı olabilir mi? Araştır!) 2003 İnsanlık Tarihini Değiştiren 10 İnsan (What On Earth Happened? C.Lloyd): 1.Hammurabi (M.Ö.18101750) / 2.Ashoka (Budizm’in öncüsü) (M.Ö. 304232) / 3.Hz.İsa (M.Ö. 2 – M.S.36) / 4.Hz.Muhammet (570632) / 5.Hernan Cortez (Paralı Asker, Fatih) (14851547) / 6.Richard Trevithick (Buhar Makinesi Mucidi) (17711833) / 7.Friedrich Wöhler (Organik Kimyager) (18001882) / 8.Charles Darwin (18091882) / 9.Karl Marx (18181883) / 10. Adolf Hitler (18891945)… (Listeler subjektif, listeler tuhaf.) 2004 Dan Brown’ın The Lost Symbol (Kayıp Sembol) başlıklı, sözde gizem romanı İngilizcede 5.8 milyon adet basıldı. 26.09.09 tarihli The Guardian çok satanlar listesine SAYFA 10 göre İngiltere’de ilk haftasında 550,946 adet sattı. (İkinci sıradaki polisiyenin haftalık satışı 6,569.) Bu piyasa romanı için, “Okuduğum en kötü kurmaca” diyen de var. Bir diğer eleştirmen, “Kayıp Sembol’de edebi nitelik aramak, Proust’ta araba yarışları yok diye yüksünmeye benzer” demiş. Da Vinci Şifresi’ni ikinci paragrafta bırakmıştım ama Dan Brown’ın iki yönünü takdir ediyorum; bizdeki çok satan ama sığ yazarlar gibi kendini “iyi yazar” sanmıyor ve medyatik olmamaya özen gösteriyor. 2005 SİNCAN İSTASYONU Eylül sayısında KİTAP İÇİN’den yaptığı alıntıyı, “Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir, Kurşun Lezzeti, Annemin Öğretmediği Şarkılar ve Senelerce Senelerce Evveldi gibi üst üste baskılar yapan kitapların yazarı Selçuk Altun…” diyerek başlatmış. Bu söylem doğru olsa önce Türk edebiyatı adına sevinirdim. İstatistikleri irdelersek; yukarıdaki sıraya göre, her biri ortalama biner adetten, kitaplarım 14., 9., 7. baskılarda ve 2008’de yayımlanan Senelerce Senelerce Evveldi 3. baskıda patinaj yapmakta. “Romanlarımın niteliği arttıkça satışları düşmekte” diye yakındığım Güven Turan, “Ben bu lafı o kadar çok yazardan duydum ki” demişti. (Kendime Not: Güven Turan gizli bir GS’li olabilir mi? Araştır!) 2006 Önemli yazar ve şair (ve gizli ressam) Hulki Aktunç da bir KİTAP İÇİN okurudur. O, Eylül yazımı okuduktan sonra görüşürken beni evine davet etti. Telefonda, “Galiba siz de benim kadar sıkı bir Fenerli’siniz?” demişti. Sonra tane tane ev adresini yazdırdı; Feneryolu, Fenerli Ahmet Sokak… 2007 Hulki Aktunç’tan turfanda şiir: Söz Kuytusunda Sözcük sözcükle konuşur Konuşur bağrışır savaşır Adını ararken söner bir şiir Uyaklar uyakların yankısı Sağır sözcük aksak dize Od biter köz biter kül biter İki dize birbiriyle konuşur Dizeler dizelerle konuşur Biri yanıp sönünce biter şiir Söz kuytusunda bekler Sönmemiş dizeler 2008 İstiklâl Caddesi’ne, Emniyet Teşkilatının kuruluşunun 164. yıldönümü nedeniyle asılan dev afişteki slogan: “İstanbul Emniyette.” 2009 Taksim Metrosunun cümle kapısında, bir inatçı adem minik kitap okuma lambaları satar. Tanesi 2 TL olan bu lambacıklar kitabın ilgili sayfasına asılacak, böylelikle gün veya elektrik ışığında okumaya doymayan veya okuyamayan gece karanlığında kimseleri rahatsız etmeden gereksinimini giderecektir. (Altı Türk’ün yılda bir kitap okuduğu veya bir Türk’ün yılda yalnızca beş saatini kitap okumaya ayırdığı bir süreçte trajikomik değil midir?) 2010 “PEN Yazarlar Birliği” var, “LÜMPEN Yazar Birliği” niye yok? 2011 23.08.09 tarihli Cumhuriyet Pazar’daki yazısını, “Köy Enstitülerinin kapatılması eğitimin yozlaşmasına yol açtı” diyerek başlatmış Adnan Binyazar. Ne zaman, “Köy Enstitüleri” dense içim parçalanır. Kapatılmalarıyla sığlığa bir damar açılmıştır. O damar 12 Eylül’de kabarıp taşmıştır. Cerahati inatçıdır. 2012 Kitap Önerileri: Binbir Çiçekli Bahçe – Yaşar Kemal, YKY / Köprüler Gelip Geçmeye – Ahmet İsvan, İş Kültür / Sır – Enis Batur, SEL… 2013 12.09.09! Eyüplü ama Paris’te mukim özgün ressam Yüksel Arslan’ın (doğ.1933) Eyüp’teki Santralistanbul’da açılan retrospektif sergisini gezerken yeniden aklıma (t)akıldı: Bir sanatçının özyaşamöyküsü onun yazmadıklarından mı mürekkep? 2014 Bir sahaf anekdotu daha; 19.09.07 tarihinde Sahaf Turkuaz’dan – uygun fiyata bir dosya almıştım. Gazeteci, yazar Şevket Rado (19131988) koleksiyonundan çıkma dosyada; 10 adet Nasreddin Hoca deseni, bir adet Orhan Veli için kapak eskizi (Nasreddin Hoca’lı) ve kartpostal boyutunda iki soyut yağlı boya resim vardı. Özel tebrik kartını andıran resimciklerden birinin altında “Orhan” yazıyordu. Geçenlerde bu dosya bir serendipitisel arama sürecinin sonunda yeniden kucağıma düştü. Eskizi Orhan Velikolik Şeref Özsoy’a (Sahaf Bitap) armağan ettim. Üç ayrı çizere ait Nasreddin Hoca desenlerini, kabul ederse Karikatür Müzesi’ne sunmalıyım. Birden aklıma Şevket Rado’nun Nobelist Orhan Pamuk’un eniştesi olduğu geldi. (Pamuk’un lisede ressam olma hayaliyle resim yaptığını biliyoruz.) Resimciklerden birinin altındaki “Orhan” yazısını dikkatle inceleyip onun Orhan Pamuk’a ait olduğu kanısına vardım. Okumayazma büromdaki kütüphanede sakladığım dosyayı eve götürdüm. Oradaki arşivimde, Orhan Pamuk’un bana armağan ettiği, çeşitli roman ve denemelerinden çıkma, dolmakalemle döktürülmüş özgün sayfalar da var. Elyazılarını karşılaştırdım, Nur’a da danıştım. Evet resimcikler ona aitti. Or William Saroyan Ermenistan’da... han’a bir emesaj çekip durumu özetledim. Telefonla arayıp, “Onlar bana aittir, lisedeyken Jackson Pollockvari kartpostallar kotarırdım” dedi. (Orhan Pamuk Nobelist olmadan önce yapılan bir müzayedede; onun lise ikideyken yaptığı orta boy bir natürmortu, sanırım bin dolara almıştım. O Nobelist olduktan sonra katıldığım müzayededeki benzer bir tablosunun 37.5 bin TL’ye satıldığını gördüm. Ertesi sabah sahafbaşı Nedret İşli’yi telefonla aradım. O Şevket RadoOrhan Pamuk bağlantısını atladığı gibi dosyayı bana gösterirken resimden de anlarmış gibi onların uzak bir olasılıkla Orhan Peker ürünü olmasından bahsetmişti. Durumu keyifle açıkladım. Telefonda yine sahaf makamında, “Ciyaaakk” sesleri… 2015 Oktay Rifat’a yakışır bir yaşamöyküsü kitabına sponsor olmaya hazırım. Leyla Erbil ustanın özyaşamöyküsünü de okumak isterdim. 2016 Bir gazeteci Lady FitzalanHoward’a; müstakbel kocası, küresel gazeteci David Frost’un (doğ.1939) dindar olup olmadığını sorar. Yanıt: “Sayılır, kendini Tanrı sanıyor.” 2017 İlgiyle incelediğim o kitapta, antik Anadolu’daki 119 tiyatro irdelenmişti. Çekici fotoğrafların yanı sıra her tiyatronun kapasitesinin (sığarı) belirtilmesi de doğruydu. Buna göre M.Ö. 500’lerin Anadolu’sundaki tiyatroların toplam izleyici kapasitesi yaklaşık 600 bin kişidir. Bu kitabı edinince KİTAP İÇİN’de önermiştim. Şu anda adını yinelememin bir nedeni var. Yazar teşekkür listesinde, oğlunun adını da sayarken onun “Oxford’da doktora öğrencisi” olduğunu da vurgulamış. Gerekli miydi; peki o Güneydoğu Anado ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1029