Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yalçın Pekşen’den ‘Nerede O Eski Katiller’ Ë Cihan DEMİRCİ Yalçın Pekşen’in son kitabı Nerede O Eski Katiller, “Türklük Halleri” üzerine birbirinden keskin gözlemlerin, ince saptamaların ardı ardına sıralandığı mizah yazılarından oluşuyor. İsmail Gülgeç’in çizimleriyle renk kattığı kitap, mizahın sözü uzatmayan, kısa ve vurucu yapısının iyi gözetildiği denemelerle dolu. Her şeyin mizah olduğu bir ortam hızla yitirme noktasına girmişti. MİZAHI AŞAN GERÇEKLER “Hayat Mizahı Kaç Geçiyor?” sorusuna yanıt aradığımız söyleşilerden birine sevgili Yalçın Pekşen de katılmıştı. 3 Nisan 2001 tarihinde Karikatür ve Mizah Müzesi’nde gerçekleştirdiğimiz bu söyleşiye Aydın Boysan ve Tarık Minkari ile birlikte katılan Yalçın Pekşen, o gün bu soruya şöyle yanıt vermişti: “Gerçekten ’90’lı yıllara kadar, Cihan’ın da söylediği gibi, mizah yapan kişiler çok fazla kolaylıklar elde etmişlerdi. Ama benim gördüğüm özellikle son 5 yıl içerisinde bu iş çok fazla bozuldu. Bugün artık o kadar büyük çelişkiler karşımıza gerçek olaylar olarak çıkıyor ki, bizim bunun içinde bir şeyleri deforme edip mizahlaştırma olanağımız ortadan kalkıyor. Gerçekten gerçekler mizahı aştı. Cihan’ın sözüne katılıyorum. Bence de hayat mizahı çok fazla geçti. Size bir örnek vereyim; kendisi bir bankanın içini boşaltıp hortumcu olmuş bir insanın sahibi olduğu gazeteye bir bakıyorsunuz başkaları için ‘hortumcular’ diye başlık atabiliyor. Siz şimdi artık ¥ bu durumun mizahını yapamıyor, ’lı yılların sonlarına doğru mizah yazınımızda gelinen tıkanma noktasını fark etmiş bir mizah yazarı olarak “Hayat Mizahı Kaç Geçiyor?” diye sormaya başlamış, bu sorunun altını dolduran pek çok yazı yazmış, bu konuda pek çok söyleşiye katılmıştım. ’90’lı yıllarla birlikte ülkemizde, sapla samanın birbirine karıştığı, gerçeklehayalin ayrımının yapılamaz bir hale geldiği, hayatın gerçeklerinin hayal gücüne tur bindirdiği, baş döndürücü, akla ziyan bir süreç başlamıştı. İşin gerçeği, mizahçılar pek dert etmese de bu acayip süreç en donanımlı mizah yazarının bile soluğunu kesecek türdendi. ’90’lı yılların sonunda ise öyle bir noktaya gelinmişti ki artık hayatın gerçekleri mizahı sollamakla kalmamış, çoktan birkaç tur bindirmişti. Mizah dediğimiz güzellik de hayat karşısında adeta hezimete uğrayınca hızla yumuşayıp o yıllarda ortaya çıkan pek çok ürün gibi “light” bir hale gelerek; o eski keskin, yırtıcı ve muhalif tavrını da ’90 SAYFA 22 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1029