19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Erdoğan, Şanssızlıktır - 2 Erdoğan bu ülke için gerçekten bir şanssızlık olduğunu, devletin düzgün bir bürokratı, Emniyet Müdürü Hanefi Avcı için söylediği şu sözlerle de gösterdi: Bana gelmedi, gelseydi de kabul etmezdim... Neden? Avcı, çok ciddi bir kitapla halkının önüne çıkıyor ve illegal Fethullahçı örgütün devletin içini oyduğunu, görevlendirdiği imamlarla pek çok makamı yönettiğini, üstelik istihbarat, dinleme, belge hazırlama, piyasaya sürme gibi faaliyetleri organize ettiğini yazıyor. Bunu biz yazmıyoruz. Son zamanların en gözüpek ve düzgün Emniyet Müdürü yazıyor. Başbakan’ın “yerinden sıçraması” ve hemen elindeki bütün müfettişleri hareket geçirmesi gerekmez mi? (*) Tepkisinden anlıyoruz ki, Erdoğan aslında durumu biliyor, sahipleniyor; onlardan büyük hizmet alıyor ve büyük ittifak içinde, veya tamamen özdeşleşmiş de olabilirler... Erdoğan, kadınlardan oluşan bir toplantıda “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” dedi ya... Nilgün Cerrahoğlu, bir sohbette, “Kadınlardan doğru dürüst bir protesto çıkmadı..” diye yakındı. Köşe yazılarına da pek konu olmadı Başbakan’ın bu sözleri. Kadın erkek eşitliğine inanmayan Başbaka’nın, kadınlara siyasi hayatta yol açmak için, parti ve milletvekilli adaylığında kadın kotası da düşünmediğini biliyoruz.. Şu sırada Niyazi Berkes’in dev eseri Türkiye’de Çağdaşlaşma’yı okuyorum (**), hazırladığım Ulusyıkıcılığı kitabı için... Derken, karşıma Erdoğan’ı aratmayan, veya 1908’in Erdoğan’ı diyeceğimiz bir isim çıktı, “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen: Mustafa Sabri Efendi. Bu efendi, Osmanlı’nın son şeyhülislamı, ayrıca “Osmanlı Mebusan Meclisi” üyesi, yani “mebus”. Unutmadan söyleyelim, güçlü bir siyasi kişiliğe de sahip... O zamanki manzarayı Berkes’ten akrataracağım. Sabri Efendi, hükümete kadın memurların alınması tartışmasına katılıyor... “Mustafa Sabri Efendi... İslamlıkta kadınla erkeğin eşit olduğu yollu, daha aydın kafalı İslamcıların iddialarının asılsız olduğunu, İslamlıkta kadın ile erkeğin asla eşit olmadığını ileri sürdü... Yazısında şöyle der: ‘Birkaç iyi yanlarının hatırı için Avrupalılardan aldığımız kötülüklerden bir tanesi de, şu insan vücudunun resmini ve fotoğrafını çekmek rezaletidir.’ “İkdam gazetesinde, İslamlıkta kadınların durumunun aşağı olduğu yollu inancın doğru olmadığını yazan bir yazara çatarak, şöyle der: ‘İslam dininin böyle yalancı şahitlere ihtiyacı yoktur. Bu yazarın yok dediği şey vardır. Yanlış dediği şey doğrudur. Ehliyetsiz bazı kişiler İslamlığı savunmaya kalkarak, İslamlıktaki bu gibi büyük kuralların varlığını inkâr ediyorlar.. Gerçeği bük(mek) İslamlığa ihanettir.’ İslamlıkta kadınların da boşanma hakkı oluğu iddiasına karşı Mustafa Sabri ‘Hayır, bu da yalan!’ haykırışıyla cevap verdi.” “Mehmet Akif.. bu kadınlık sorununun Avrupalıları taklit etmek hevesiyle Müslümanlar arasında yayıldığını kaydeder. Hamisi olan Sait Halim Paşa da şöyle der: ‘Tarihin bize öğrettiği gerçeklerden biri, uygarlıkların çok kez kadınlar saltanatı, kadınlara salt özgürlük tanınması yüzünden çöktüğüdür’. Ünlü ‘kadın parmağı’ teorisi.” Şüphesiz ki, kadınların erkeklerden aşağı olduğu inancı için, taa Son Osmanlı şeyhülislamına gitmeye gerek yok. Onun yüzlerce taklidi şeyhülislam bozuntusu günümüzde yaşıyor ve kadınların nasıl yaşaması, davranması, konuşması, kalkması, sevişmesi, örtünmesi vb. gerektiği konusunda fetva veriyor, kadınları yönetiyorlar. Erdoğan, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’nin iyi bir öğrencisi, ve öğretisinin iyi bir uygulayıcısı olduğunu her fırsatta gösteriyor. (*) Fethullah cemaati ve iktidar savunucularına bakıyorum: Kitabı bir dedektifin halisünasyonları olarak niteliyorlar. Cemaatin Senegal’deki okula götürdüğü ve beyninden satın aldığı son büyük Türk entelektüel ve Marksistlerinden bir renkli yazar, iki satırla noktayı koyuyor ve kararını veriyor. Derken, Milliyet’in iktidar yanlısı önemli yazarı da, bu yoruma “aynen katılıyorum” diyerek, ülkemizin bu temel sorunun üzerini iki satırla kapatmak için, uyduruk Marksistin şalını kullanıyor... (**) Yapı Kredi Yayınları, Yayına hazırlayan Ahmet Kuyaş, 2002. Kõlõçdaroğlu, Erdoğan’a ‘Adam gibi adamsan Büyükanõt’tan hesap sorarsõn’ diye seslendi IŞIK KANSU ELAZIĞ-BİNGÖL-TUNCELİ - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç- daroğlu, memleketi Tunceli’de dü- zenlediği mitingde gövde gösterisi yaptõ. Kendisini karşõlayan coşkulu ka- labalõğa seslenen Kõlõçdaroğlu, Genel Başkan sõfatõyla ilk kez genel aftan söz etti. Kõlõçdaroğlu, kalabalõğa “‘Hayõr’ deyin, toplumsal mutabakatla do- ğudan batıya, kuzeyden güneye herkese genel affın yolu açılsın” di- ye seslendi. Kõlõçdaroğlu’nu Elazõğ’da coşkulu bir halk kitlesi karşõladõ. Kõlõçdaroğ- lu, burada yaptõğõ konuşmada, “Ela- zığ’da 32 köy topraklarını sulaya- mıyor. Neredesin Recep Bey sen? Elazığ’da yüz binlerce ağaç kuru- maya terk edildi. Suyu sen hangi hakla kesersin diye sormayacak mıyız?” dedi. “‘Hayõr’ diyeceğiz ki hayırsızlardan hesap sormayı bile- lim” diyen Kõlõçdaroğlu, miting mey- danõna geldiği seçim otobüsünü işaret ederek, “Bizim otobüsümüz bu. Al- dığımız para belli. O parayla Tür- kiye’yi adım adım geziyoruz. Her ta- rafı gezeceğiz. Biz kendi imkânla- rımızla geziyoruz. Recep Bey’in al- tında otobüsü var. Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti yazıyor. Yani devletin imkânlarıyla geziyor. Onun parasını kim veriyor biliyor musunuz? Fakir fukara veriyor” dedi. Erdoğan’õn 12 Eylül’den hesap soramayacağõnõ söyleyen Kõlõçda- roğlu, “Yaşar Büyükanıt önünüz- de. Muhtıra veren adamdan niye hesap soramıyorsunuz? Kendine muhtıra verene üstün hizmet ma- dalyası veriyor. İnsan utanır. Adam gibi adamsan, ondan hesap sorarsın” diye konuştu. ‘Türkiye huzur istiyor’ Kõlõçdaroğlu, Elazõğ’dan Bingöl’e geçerken 24 Mayõs 1993’te 33 aske- rin PKK tarafõndan şehit edildiği böl- gede durarak o günü andõ. Kõlõçda- roğlu, burada yaptõğõ konuşmada, “Silahların sustuğu bir dönemde as- kerlerimiz evlerine giderken şehit edildi. Umarım bir daha böyle olaylar olmaz. Türkiye barışı ve hu- zuru istiyor” dedi. Bingöl’de Kõlõçdaroğlu’nu canlõ bir halk topluluğu karşõladõ. Zaman- la bozulan kardeşliği yeniden ayağa kaldõracaklarõnõ, yeniden halkõn ikti- darõnõ kuracaklarõnõ belirten Kõlõçda- roğlu, yöreye gelmemelerinin kaba- hatinin kendilerinde olduğunu kay- dederek, “Buraya daha fazla gele- ceğiz, dertlerini dinleyeceğiz” dedi ve yoğun alkõş aldõ. Bu sõrada Kõlõçdaroğlu’nun konuş- tuğu meydanõn arka kõsmõndaki polis kordonunun gerisinde, AKP’li ol- duklarõ bildirilen bir grubun tekbir ge- tirerek, “Kahrolsun CHP, Başbakan Erdoğan” sloganlarõ attõklarõ göz- lendi. CHP otobüsünün önüne yak- laşan bir genç de “Ben provokatör değilim. Ancak sizi Başbakan’a karşı olan üslubunuzu değiştirme- ye davet ediyorum” dedi. Kõlõçda- roğlu, sözlerini dinledikten sonra te- şekkür ettiği gence “Ama bir Baş- bakan şerefsizler lafını, ananı al da git lafını ağzına almamalıdır” kar- şõlõğõnõ verdi. Kõlõçdaroğlu, kendisini protesto eden AKP’li gruba da sesle- nerek, “Onlara da saygı ve selam- larımı yolluyorum. Herkesin dü- şüncesini özgürce dile getirmesini diliyorum” dedi. Bingöl CHP İl Başkanõ Sema Kay- galak da AKP Bingöl Milletvekili Yusuf Coşkun’u telefonla arayarak CHP aleyhine düzenlenen gösteriler nedeniyle AKP’yi kõnadõ. Tunceli’de görkemli miting Kõlõçdaroğlu, iki günlük Güneydo- ğu gezisinin tek görkemli mitingini Tunceli’de gerçekleştirdi. Böylece yõllardõr CHP Genel Başkanõ gör- memiş Tunceli CHP ile barõşmõş ol- du. “Hayır” sloganlarõyla inleyen miting alanõnda konuşan Kõlõçdaroğ- lu, ilk kez genel af vaadinde de bu- lundu. CHP lideri, Tunceli’de yaptõ- ğõ konuşmada, silahlarõn sustuğu, kardeşliğin doruk noktasõna ulaştõğõ bir düzen için burada olduğunu söyledi. Sözleri sõk sõk “Hırsız Recep, Baş- bakan Kemal” sloganlarõyla kesilen Kõlõçdaroğlu, “Bu coğrafyada çok sa- yıda faili meçhul cinayet işlendi. An- cak bunların soruşturulmasını Mec- lis’e getirmemize rağmen, Recep Bey karşı çıktı. Türkiye’de hiçbir faili meçhul cinayet örtülü kalma- malı” görüşünü dile getirdi. “Gücüm sizsiniz, umudum sizsi- niz. Size güveniyorum” diyerek söz- lerine devam eden Kõlõçdaroğlu, “Ha- ramilerin iktidarını ürküttük. Bir hayalim var, bir hedefim var. Size gönül bağıyla bağlıyım. Destek ve- rin, hayır deyin, Türkiye’nin önü açılsın” dedi. Kõlõçdaroğlu şöyle de- vam etti: “Hayır deyin, kardeş kavgası bit- sin. Barışın, kardeşliğin, emeğin kutsallığı öne çıksın. Hayır deyin, toplumsal mutabakatla doğudan batıya, kuzeyden güneye herkese genel affın yolu açılsın. Böylelikle barışın, kardeşliğin adresi CHP olacaktır.” Kõlõçdaroğlu CHP Grup Başkan- vekiliyken Batman’da yaptõğõ bir ko- nuşmada “Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel affa ‘evet’ de- riz” demişti. Ancak dönemin CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Kõlõç- daroğlu’na bu sözleri nedeniyle tep- ki göstermişti. Erdoğan’a cevap Tunceli’den MİYASE İLKNUR CHP Genel Başkanõ Kemal Kı- lıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli gezisi yaklaştõkça Başbakan Tay- yip Erdoğan da son 15 gündür Dersim hadisesini kaşõyarak ve sü- rekli gündemde tutarak Kõlõçdaroğ- lu’nu evinde vurmak istedi. Özel- likle soy, sop tartõşmasõyla “Der- simliyim demeye çekiniyor” diye- rek Tunceli mitinginde Kõlõçdaroğ- lu’nun boş bir meydana seslenme- sini amaçladõğõ bariz bir şekilde gö- rülüyordu. Ancak Tunceli halkõ bu- güne kadar Tunceli merkezinde gö- rülmedik bir miting yaparak hem- şerisi Kõlõçdaroğlu’na sahip çõktõ. İl örgütü yöneticileri CHP Tunce- li Milletvekili Kamer Genç ve CHP PM üyesi Hüseyin Yıldız ile Tun- celi’nin pek çok köyünü dolaştõk. BDP’lilerin yoğun psikolojik ve cebri baskõlarõna rağmen Tunce- li’nin en uzak dağ köylerinde bile halk günler öncesinden Tunceli’ye gitmek için seferber olmuştu. Pülü- mür’ün Sağlamtaş köyünde köy hal- kõ, PM üyesi Hüseyin Yõldõz ile mi- tinge gidiş hazõrlõklarõnõ konuşurken onlarõ dinleyin 80 yaşõndaki bir ka- dõn Zazaca hançeresini yõrtarcasõna “Hower bıdı, hower bıdı!” (Dur- mayõn gayret edin, ayağa kalkõn) di- ye bağõrdõ ve Türkçe devam etti: “Ne duruyorsunuz, Gelen bizim ciğerimizdir, Dersim halkı kendi ciğerini başı önünde gönderecekse lanet olsun bize.” Pülümürlü yaşlõ ninenin haykõrõşõ adeta Tunceli’nin bütün bölgelerin- de duyulmuş gibiydi. Zira mitingin yapõldõğõ Eskikõşla Meydanõ hõnca hõnç dolmuş, bir kişi bile alamaya- cak duruma gelmişti. Kõlõçdaroğlu kürseyi çõktõğõnda 10 binlerce kişi “Dersim seninle gurur duyuyor” diye bağõrdõ. Kõlõçdaroğlu’da Tay- yip Erdoğan’õn “Dersimliyim de- meye çekiniyor” sözünü tekzip edercesine “Bende Tuncelili ve Dersimli olmaktan gurur duyuyo- rum” dedi. Bu arada Onur Öymen’in Dersim katliamõna ilişkin sözleriyle başlayan tartõşmalar üze- rine CHP’den istifa eden Ovacõk, Nazimiye, Pülümür belediye baş- kanlarõ ile eski milletvekillerinden Hasan Güyüldar ve il genel meclis üyeleri CHP’ye geri döndü. IĞDIR VALİSİ AMİR ÇİÇEK ‘Elbet biz de iktidarın valisiyiz’ IĞDIR (Cumhuri- yet) - Iğdõr Valisi Amir Çiçek, “Valilik mes- leği yarı siyasidir. Bi- zi iktidar atadıysa el- bet biz de iktidarın valisiyiz” dedi. Kent merkezindeki yerel gazete ve televiz- yonlarõ ziyaret eden Va- li Amir Çiçek, gazete- cilerin sorularõnõ da ya- nõtladõ. Valilerin devle- ti temsil ettiğini ifade eden Çiçek, “Valilik mesleği yarı siyasidir. Hükümet kendi icraa- tını yürütmesi için va- liyi atar ama partizan değildir. Bizi iktidar atadıysa, elbet biz de iktidarın valisiyiz. İk- tidar partisinin pro- jelerini uygularız ama partizan değiliz” diye konuştu. Daha sonra açõklama yapan Çiçek, “iktidarın valisiyiz” sözünün yan- lõş anlaşõldõğõnõ, kendi- sinin “Biz devleti tem- sil ederiz” dediğini söy- ledi. Çiçek, “Valiler, Başbakan’ı, bakanla- rı temsil eder, devletin ve iktidarın icraatla- rını eşit bir şekilde ka- nunlar çerçevesinde, uygulamakla mükel- leftir” dedi. Esnafa ‘faiz’ sözü ‘İSTİKRARSIZLIK OLUR’ Şimşek’ten ‘Evet’ için gözdağı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Maliye Bakanõ Mehmet Şim- şek, referandumda ‘evet’ çõkmasõ halinde Türkiye’nin milli gelirini 30 bin dolarlara, zamanla da 60 bin do- larlara çõkaracak bir altyapõya kavu- şacağõnõ, ‘hayır’ çõkmasõ halinde ise Türkiye’de istikrarsõzlõğõn baş gös- terebileceğini söyledi. Bakan Şimşek, katõldõğõ bir televizyon programõnda, anayasa değişikliğinin içeriğinin tartõşõlma- dõğõnõ, referandumun iktidar oyla- masõna dönüştürüldüğünü kaydeden Şimşek, bunun Türkiye için şansõz- lõk olduğunu dile getirdi. Şimşek, iş dünyasõnõ da bu taslağa destek ver- meye çağõrarak, “İş dünyası, dar- belerden çok çekti. Siyasi istikrar- sızlıktan çok çekti. TÜSİAD ve di- ğer sivil toplum örgütleri, anayasa için ‘darbe anayasasõ Türkiye’nin ihtiyaçlarõna cevap vermiyor’ de- mişti. Ortaya taslaklar koymuş- lardı. Geçmişte taraf olmuşlardı, imzalar atılmıştı. Bu anayasa tas- lağı hem iş, aşla ilgili hem de iş dünyası dostu bir taslaktır. Biz, iş dünyasının taraf olmasını istiyo- ruz. Gönül isterdi ki, geçmişte ta- raf olan iş dünyası ki burada Tür- kiye’nin geleceği oylanıyor” diye konuştu. Referandum sonucunun “hayır” olmasõ durumunda Türki- ye’nin bundan olumsuz etkilenece- ğini de belirten Bakan Şimşek, “‘Hayõr’ çıkarsa Türkiye’de istik- rarsızlık baş gösterebilir” dedi. Elazığ, Bingöl ve Tunceli’de coşkulu kalabalıklara hitap eden Kılıçdaroğlu’nun hedefinde Erdoğan vardı. (AA) ‘Genel af için ‘Hayõr’ deyin’Kõlõçdaroğlu, genel başkan sõfatõyla ilk kez genel aftan söz ederek “Hayõr deyin, kardeş kavgasõ bitsin, genel affõn yolu açõlsõn” dedi. [email protected] On binler alanı doldurdu Hakkâri’de, bir ay önce PKK’li terö- ristlerin saldırısına uğrayan AKP İl Başkanlığı binasındaki güvenlik ted- birleri dikkat çekiyor. Polis ekipleri, saldırının ardından AKP’nin bulunduğu bina etrafında kuş uçurtmuyor. Saldırının hedefindeki polis kulübesinin bulunduğu yerde kum torbalarıy- la siper yapıldı. Bina önünde nöbet tutan polis, siperin içinde 24 saat eli tetikte nöbet bekler- ken, gece hava karardığında polisler bina etrafında adeta kuş uçurtmuyor. (Fotoğraf: AA) AKP’ye siperli koruma ANKARA (AA) - Demokrat Parti Genel Başkanõ Hüsamet- tin Cindoruk, “Referandum- da, BDP boykotu sürdürürse yüzde 60, hatta üstü bile ‘ha- yõr’ çıkar” dedi. Anayasa değişikliği ile ilgili referandum kampanyasõnõn bir seçim yarõşõna dönüştüğünü ifa- de ederek, anayasa değişiklik metninin, ne getirip ne götür- düğünün yurttaşlar tarafõndan bi- linmediğini söyleyen Cindoruk, “Başbakan şiddet, hiddet hat- ta kibir ifadeleriyle konuş- malar ortaya koyuyor. ‘Evet’ kampanyası yaptığını düşünen Başbakan, bence ‘evet’ oyla- rını azalttı” dedi. Hüsamettin Cindoruk, “referandumda han- gi kararın çıkacağına” ilişkin soruyu yanõtlarken, burada BDP’nin etkili olabileceğini be- lirterek şunlarõ söyledi: “BDP, ‘evet’ oyu verirse nispet değişebilir. Tahmin edi- yorum ki BDP, ‘evet’ diye- cektir. Çünkü pazarlık ettik- leri anlaşılıyor. Öcalan ile bi- rilerinin temas ettiği açıktır” SAVAŞ KALKAN TOKAT - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tokat’ta düzenlediği referandum mitinginde Halk Bankasõ’nõn esnaf ve sanatkârlara uyguladõğõ faiz oranlarõnõn yüzde 13’ten yüzde 10’a düşürüleceğini ve yüzde 5’lik bölümünün Hazine tarafõndan kar- şõlanacağõnõ açõkladõ. Erdoğan, partisinin Tokat Cumhuriyet Meyda- nõ’nda düzenlenen mitinginde yaptõğõ konuşmada, AKP hükümetinin ekonomide çok büyük başarõlar elde ettiğini söyledi. Kendilerinden önceki DSP- MHP-ANAP hükümetini eleştiren Erdoğan, bu hü- kümetin karşõlõksõz para bastõğõnõ, faizle milleti sö- mürdüklerini ifade etti. Erdoğan, “Eğer 8 yıl ön- cesine göre bugün geriye gittiysek bize oy ver- meyin” diye konuştu. Esnafa referandum öncesi fa- iz müjdesi veren Erdoğan, “1 Eylül 2010’dan iti- baren, esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet koo- peratifleri kefaletiyle, esnaf ve sanatkârımıza Halk Bankası’nın uygulayacağı faiz oranını, yüz- de 13’ten yüzde 10’a çekiyoruz. Bu yüzde 10’luk faizin de yüzde 5’ini Hazine karşılayacak” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başörtü- sü sorununu çözeceğiz” açõklamalarõnõn inandõrõcõ olmadõğõnõ savunan Erdoğan, “Peki Meclis’ten bu geçtiği zaman niçin bunu alıp da CHP olarak Anayasa Mahkemesi’ne götürdünüz? Bunu çöz- meye senin zaten takatin, gücün yetmez. Va- tandaşımı aldatma, dürüst, samimi ol” dedi. Cindoruk: BDP belirleyici olur ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, son kez 2001 yõ- lõnda başbakan yardõmcõsõyken gittiği Diyarbakõr’a aradan geçen bunca zaman gitmeyişini “has- sasiyetlere” bağlayarak, “Çün- kü bizim en ufak bir hatamız, tüm Türkiye’ye mal olabilir” sözleriyle açõkladõ. CNN Türk televizyonunda ön- ceki akşam canlõ yayõna katõlan Bahçeli, Diyarbakõr’a en son 2001’de gittiğini belirterek “Uzun zaman oldu. Ama belli tuzaklara düşmemeye gayret gösteren siyasi hareketiz. Onun için önce ülkem sonra parti sonra ben diyorum” dedi. Bah- çeli, Abdullah Öcalan’õn idam edilmesi için Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel’le görüştü- ğünü ve muhasebede kullanõlan “T cetveli” formülüyle, idamõnõn yararlarõnõ ve zararlarõnõ yazarak ikna etmeye çalõştõğõnõ anlattõ. Bahçeli, “Şu an ne kadar hak- lı çıktığımız anlaşılıyor. Taviz verilmemiş olsaydı Türkiye bu- günkü noktada olmazdı” dedi. Bahçeli’den hassasiyet vurgusu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle