28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 26 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Eş dost, akraba çıkan KPSS birincileri geçen yıl aynı sınavda sıfır çekmiş. Bazen sessiz bir vadi gelir aklıma... Yağmur bulutlarının üzerinden geçtiğini düşünürüm... Baskının, direnişin resmini görürüm ağaçların yeşil yapraklarında... Onurlu, eğilip bükülmeden ayakta durmayı... Onursuzluğun içinde yüzen ikiyüzlü alçakların fotoğrafları düşer o anda... Soros’tan, tarikat şeyhlerinin kesesinden beslenen dönekleri, şerefsizleri... Bilim insanı kılığındaki sözde bilim insanlarını... Soytarıları! Onların hayatı, onların düzeni çıkar üzerine kuruludur, siz de yakından tanırsınız ben de... Yenik kahramanlar olur kimi dönemler, baskıya, zulme direnen, sivil faşizme karşı mücadele eden. Adlarını vermeme gerek yok, yakından tanırsınız onları... Bir ülkenin koyları, bükleri, dağları, ovaları satılırken, “Çokuluslu altın avcıları” Erzincan İliç’te iş bitirirken bir onurlu savcıyı suçlayıp zindana atabilirsiniz “Ergenekon terör örgütü sanığı” olarak. Hiç yüreğiniz sızlamaz... Tarikat şeyhlerinin buyruğuyla her türlü dalavereyi çevirip savcı Cihaner’i terörist ilan eder rahatlarsınız. Cihaner’in Güneydoğu’da ilk faili meçhul cinayetleri aydınlattığı yılları unutursunuz... Emeğin ve sevincin ne olduğunu bilmezsiniz... Umutlarını çoğaltanlara karşı çıkar, “din-iman”, “Allah-kitap”dersiniz... Dersiniz de her pisliği yaparsınız... Şantajcılıkta üstünüze yoktur. İşte size bir soru şimdi: “Siz ABD emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi”nin yılmaz savunucularından değil misiniz?” Hanefi Avcı maskenizi düşürdü bu kez, bakalım ne yapacaksınız? İsyancıl tutkuların dalgalı denizlerini tanımadınız hiç. Gözlerini açanlara nefret kustunuz. Sahtekârlığı yaşam biçimi yaptınız. Varsıl ama kimsesiz kadınların, erkeklerin mallarına-mülklerine el koydunuz... Yargıda örgütlü olduğunuz için, o varsıl insanlar sonunda yoksullar evine yerleşip orada öldüler... Hiç yüreğiniz sızlamadı. Sizi yakından tanırım! Ne vadinin yeşilliğini bilirsiniz, ne sevgiyi, ne aşkı ne de tutkuyu... O yitip giden umutlar hiç ilgilendirmez sizi... Hele çocuklar! Yoksul, ailelerin zeki ve çalışkan çocuklarını saptar, onları okutur yeni müritler yerleştirirsiniz... 1982 Anayasası’nı desteklediniz dün yazdığım gibi... Faşist darbeci Kenan Evren’in kurmaylarıyla pazarlık yaptınız. Her partiyle ilişkiniz vardır, biri olmazsa öbürü. Bir dönem Bülent Ecevit’in DSP’sini destekleyip 28 Şubat’ta ABD’ye dönen kimdi? Fethullah Gülen... Zaman gazetesi neden tek satır söz etmiyor Hanefi Avcı’nın kitabından... Ama sürmanşette Fethullah Gülen var ve açıklama yapıyor: “Biz yerinde Deniz Bey’i de, Devlet Bey’i de destekleriz. El verir ki yaptıkları şeyler milletimizin yararına olsun.” Bu ne demek oluyor? Koku almış bir yerlerden Hocaefendi... Deniz Bey gitti, Kılıçdaroğlu geldi... Devlet Bey’in, 12 Eylül’de yapılacak halkoylaması öncesi biraz gerilerde durduğu bir gerçek... Bakıyorum yazarlarınızdan Şahingiller “vesayetçilikle mücadeleyi” yazıyor ama “sivil vesayetçiliğe” hiç girmiyor. Bir diğeri, askeri darbeleri eleştiriyor. Eleştirecek elbet, eleştireceğiz. Peki sivil faşizme, sivil diktaya ne diyeceğiz? Yanıt yok! Kan gölünde açan çiçekleri koklayanlar, ölümlere alkış tutanlarla bizim işimiz olmaz... Elbet adalet mülkün temeli... Elbet çağdaş ve güçlü bir Türkiye... Elbet demokrasi ve özgürlük! HSYK’yi 12 Eylül faşist rejimi getirmedi mi? Siz şimdi o HSYK’yi kendi çizginize çekip sıkıyönetim mahkemelerine, DGM’lere çevirmek istiyorsunuz. Özel yetkili savcıları HSYK atamadı mı? Atadı! Solcular, sosyalistler, devrimciler yargılanacaktı orada, işin rengi değişti, pazarlık tutmadı. Bir vadi düşünüyorum yağmur bulutları başımın geçerken. Türkünün, şiirin güzelliği içinde yitip gidiyorum. Konstantinos Kavafis’in dizeleri geliyor o anda aklıma... “Geleceğimizin günleri durur karşımızda/ Bir sıra küçük, tutuşturulmuş mum gibi/ Altın, ılık, diri küçük mumlar. Başımı çevirmek istemem, görür titrerim diye/ Nasıl çabucak uzar gider bunlu dizi/ Nasıl çabucak çoğalır sönük mumlar” Geleceğin günleri duruyor karşımızda... Geleceğin günleri sınıfsal mücadelede... Gelecek günlerimiz Mustafa Kemal’in Aydınlanma yolunda. Tarikat şeyhlerinin ipliğini pazara çıkarıp ampulü söndürmek için bir kez daha hakırıyorum: “12 Eylül’de oyum HAYIR!” Çünkü ben hem askeri hem de sivil vesayete karşıyım.. Yalana dolana, yurdumu yabancılara peşkeş çekenlere “EVET” demem! Bakın vadiden, bakın...“HAYIR” diyor ağaçlar, yağmalanan doğamız, zehir soluyan insanlarımız gibi: “HAYIR!” POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 12 Eylül’de Oyum ‘HAYIR’ [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 SELDA GÜNEYSU ANKARA - Hukukçular, yeni anayasa taslağõnda yer alan ve idari kurumlar üze- rinde denetim yetkisine sahip olacak “ka- mu denetçileri”nin hükümetlerden ba- ğõmsõz olamayacağõ ve kurumlar üzerinde “hükümet komiseri” gibi çalõşacağõna dikkat çekti. 12 Eylül’de referanduma sunulacak ana- yasa paketinin 8. maddesi, anayasanõn 74. maddesinde yapõlacak değişiklikle “kamu denetçiliği” kurumunu getiriyor. Konuyla ilgili olarak hukukçularõn gö- rüşleri şöyle: YARSAV Başkanı Emine Ülker Tar- han: Anayasa değişikliğiyle getirilen ka- mu denetçisi, kişiler ile idare arasõndaki şi- kâyetleri çözecek. Bir nevi bu, alternatif bir yargõ kurumu olarak tasarlanmõş. Tamamen iktidar partisinin temsilcisi tarafõndan bu gö- rev, yetki kullanõlacak. Kamu denetçisi salt çoğunlukla seçilecek. Denetçi idare ile ki- şiler arasõndaki sorunlarda son noktaya koyuyor. İdare mahkemeleri veya Danõş- tay’a alternatif tek kişilik bir yargõ kurumu kuruluyor. İdare çok geniş bir kavramdõr. Anayasaya dönüp baktõğõmõzda en önem- li idare organlarõ neler? Üniversiteler, TSK, istihbarat... Bu kişiler ile idari ku- rumlar arasõndaki uzlaşmazlõklarõ çöze- cek olan mekanizma ise iktidar partisinin temsilcisi... Bu nedenle onun (türbanõn) aşõl- masõnda bir araç olarak kullanõlmasõ son de- rece mümkün. Ömer Faruk Eminağaoğlu: Kamu denetçisi iktidarõn oylarõyla seçildiği için ya- pacağõ işlemler iktidar ekseninde olacak, iş ve işlem yapan idarelerin etkin bir deneti- mi şeklinde olmayacak. Partizanlaşmayan idareleri partizanlaştõrma doğrultusunda yapõlacak. Çok çok ötesine gidersek, biz bu kamu denetçilerine 1960 öncesindeki Tah- kikat Komisyonlarõ’nõn mutasyona uğra- tõlmõş yeni hali diyebiliriz. Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu: Batõ hukuk sis- temlerinde görülen ve adõna “medyatör” ya da “om- bustman” de- nilen, özerk, yasama ve yürütmeden bağõm- sõz, hakem gibi çalõşan kurumlar vardõr. Tür- kiye’de Batõ sistemlerine uygun bir oluşu- mun olmayacağõ en başõndan belli. Çünkü maddeye baktõğõmõzda kamu denetçilerinin özerkliği ile ilgili anayasada herhangi bir gü- vence yok. Kamu denetçilerinin nasõl çalõ- şacağõnõn yasayla düzenlenmesi demek, bu denetçilerin Meclis’teki çoğunluğun doğ- rultusunda hareket edebileceği yönünde kuş- kular uyandõrõr. Yani hükümetlerden ba- ğõmsõz olmayacak. Bir tür “hükümet ko- miseri” gibi çalõşacaklardõr. Anayasadeğişikliğiilegetirilmekistenenkamudenetçiliğinin‘hükümetkomiseri’gibiçalõşacağõvurgulanõyor ‘Parti devleti yaratılıyor’ AKP’nin hazõrladõğõ anayasa değişikliğine itirazlarõnõ 12 başlõk altõnda kamuoyuyla paylaştõ DİSK’ten 12 HAYIRİstanbul Haber Servisi - Türkiye Devrimci İşçi Sendi- kalarõ Konfederasyonu (DİSK), anayasa değişikliklerinin oyla- nacağõ 12 Eylül referandumun- da DİSK’in neden “hayır” di- yeceğini 12 maddede kamuo- yuyla paylaştõ. DİSK’in, özgür- lükçü, eşitlikçi, demokratik ve sosyal yeni bir anayasa hedefi mücadelesine devam edeceği belirtildi. Geniş bir uzmanlar kurulu tarafõndan hazõrlanan “Özgür- lükçü- Eşitlikçi, Demokratik ve Sosyal Yeni Bir Anayasa İçin Temel İlkeler Raporu”nda 12 Eylül’de 12 nedenden dola- yõ “hayır” denileceği vurgu- landõ. Raporda 12 neden özetle şöyle sõralandõ: ? AKP’nin “Anayasa Deği- şiklik Paketi”ne karşõ çõkõyoruz. “Değiştiriyormuş gibi ya- parak her şeyi olduğu gibi bırakan” bu sözde değişik- liklerle 12 Eylül Anayasasõ ayakta tutulmaya çalõşõlõyor. ? Anayasa değişikliği pa- keti hazõrlanõrken izlenen yol ve yöntemler yanlõştõr. Anayasa bir toplumu bir ara- da yaşatan temel sözleşme- dir. Bu nedenle anayasa ya- põcõlarõ her zaman geniş bir uz- laşma arayõşõ içinde olmuşlardõr. En baskõcõ yönetimler ve dikta- törlükler bile görüntüde de olsa, bu duruma özen göstermişlerdir. ? Anayasa değişikliği ile 12 Eylül faşizmine karşõ çõkõldõğõ veya 12 Eylül döneminin sona erdiği iddiasõ katõksõz bir de- magojidir. Geçici 15. madde 12 Eylülcüleri yargõlamak için değil, yargõlanmalarõnõn ola- naksõz hale geldiği düşünüldü- ğünden bugün kaldõrõlõyor. ? Bu değişim paketi demok- ratik bir toplumsal dönüşüm için gereken hiçbir düzenleme- yi içermemektedir. Bu “Ana- yasa Değişiklik Paketi”, AKP’nin siyasal programõna uygun düzenlemeler içerirken, demok-ratik ve özgür bir toplum olmanõn gerekleri ile yoksulla- rõn, emekçilerin ve toplumun ge- niş bir kesiminin taleplerini yok saymaktadõr. ? Anayasa paketi ile iddia edildiği gibi sendikal örgüt- lenmeye ve grev özgürlüğü- ne ilişkin yasaklar kaldõrõl- mamaktadõr. ? Yeni düzenlemeler kamu çalõşanlarõna zorunlu tahkim ve mutlak bir grev yasağõ getirmektedir. ? Kamu çalõşanlarõnõn toplu- sözleşme hakkõnõn kapsamõ top- lusözleşme kavramõnõ ortadan kaldõracak şekilde daraltõlmak- ta, emeklilerin kaderi yine si- yasal iktidara bağlanmaktadõr. ? Avrupa Sosyal Şartõ’nõn örgütlenme özgürlüğü ve siya- si grev hakkõnõ güvence altõna alan 5. ve 6. maddelerine çe- kince koyan; Emekli-Sen’i ka- patan, Genç-Sen ve Çiftçi-Sen’e kapatma davasõ açan AKP hü- kümetinin kendisidir. ? Anayasa Mahkemesi devlet koruyuculuğuyla birlikte yürüt- menin koruyuculuğuna yönel- tilmektedir. ? Vesayet sisteminin değişti- rildiğini söyleyenler vesayet sis- temini yaygõnlaştõrmakta, böy- lece HSYK üzerinde yürütmenin gücü ve etkisi arttõrõlarak yargõ bağõmsõzlõğõndan daha da uzak- laşõlmaktadõr! ? Paketin tüm maddelerinin birlikte oylanacak olmasõ, iyi ni- yetli, demokratik ve kabul edi- lebilir bir yöntem değildir. ? Halkoylamasõnda “evet” çõkmasõ durumunda AKP ana- yasa reformunun gerçekleşti- ğini öne sürerek yapõlmasõ gereken değişiklikleri sürekli erteleyecektir. CHP’nin yaklaşımı doğru Kõlõçdaroğlu’nun bölgede yaptõğõ açõklamalara destek veren BDP Genel Başkanõ Demirtaş, “Kõlõçdaroğlu, sorunu kõşkõrtma ve polemik unsuru olarak kullanmõyor, Başbakan da bunu görmeli ve Bahçeli’nin kõşkõrtmalarõna boyun eğmemeli” dedi. AYŞE SAYIN ANKARA- BDP Genel Başkanõ Selahattin De- mirtaş, CHP Genel Baş- kanõ Kemal Kılıçdaroğ- lu’nun referandum mi- tingleri kapsamõnda Van ve Batman’da verdiği me- sajlarõ çok olumlu buldu- ğunu belirterek, “Kılıç- daroğlu’nun yaklaşımı- nı doğru buluyorum, di- yalog olacağını söylü- yor. Sanıyorum, refe- randum sonrasında gö- rüşebiliriz” dedi. BDP Genel Başkanõ Demirtaş, geçen hafta Di- yarbakõr’da yapõlan De- mokratik Toplum Kon- gresi’nde alõnan “demo- kratik özerklik-özerk Kürdistan” kararõ ve si- lahlarõn “kalıcı olarak susması” için izlenecek yol haritasõ ile güncel si- yasi gelişmelere ilişkin Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ: - DTK’de alınan “de- mokratik özerklik-özerk Kürdistan temelinde çö- züm” ne anlama geliyor? - Demokratik özerkliğin iki ayağõ var, bunlardan bi- risi sivil toplum örgütlen- mesidir, diğeri de anaya- sada demokratik özerkli- ğin kabulüdür ki bunun yaşama geçirilmesi ana- yasa değişikliğine bağlõdõr. Ancak sivil toplum ayağõ kapsamõnda, toplumun meclisler şeklinde örgüt- lenmesi, köy kent meclis- leri oluşturulmasõ, halkõn sivil toplum örgütleri ara- cõlõğõyla kendi sorunlarõnõ çözme kapasitesine ka- vuşturulmasõ, yine koo- peratifler aracõlõğõyla eko- nomik faaliyetlerde bu- lunmasõ, öz örgütlenme ve çekirdek örgütlenme dediğimiz, örgütlenmesi- ni gerçekleştirmesi öngö- rülüyor. - “Abdullah Öcalan’la devletin diyalog kurdu” iddialarıyla ilgili Cum- hurbaşkanı Abdullah Gül ve bu iddiayı önce ya- lanlayan Başbakan Tay- yip Erdoğan’ın “devletin istihbarat örgütleri”ni işa- ret etmesi, görüştüğünü kabulün itirafı mı? - Görünen o ki, bu iş or- taya çõktõktan sonra da Başbakan da Cumhurbaş- kanõ da inkâr etmek yeri- ne kabul etmek durumun- da kalõyor. Biz de “yarım ağız konuşmayı bırakın çıkın açık açık söyleyin” diyoruz. Tabii, hâlâ kan akõyor olmasõ, analarõn gözyaşõnõ dindirme adõna diyalogdan kaçan, bu ka- dar cesaretten yoksun bir hükümet, Türkiye’ye layõk bir hükümet değildir. Biz yõllardõr, Öcalan’la görü- şülmesi gerektiğini söy- lüyoruz. Biz sõrf bunu söy- ledik diye yargõlandõk, ce- zalandõrdõk. Ben 2 dava- dan 3 yõl hapis cezasõ al- dõm hâlâ dosyam duru- yor. Aslõnda bu açõklama görüşmeyi doğrulamadõr, itiraftõr. Demek ki diyalog olabiliyormuş, olmalõyõş- mõş da. Bu yõllar önce ol- saydõ belki bu sorun çö- zülmüş olacaktõ. Şimdi bu dakikadan sonra meseleyi eveleyip gevelemek yeri- ne cesurca, Başbakan, “Türkiye’yi bu sorun- dan kurtarmak için di- yalog yöntemini tercih ediyoruz” demelidir. Bu- nu dediğinde tüm Türkiye onu alkõşlar. Bunu dediği zaman Başbakan, Bahçe- li’nin “milliyetçi kışkırt- malarına” boyun eğme- diğini göstermiş olacaktõr. Ben aslõnda bu konuda CHP Genel Başkanõ Sa- yõn Kõlõçdaroğlu’nun yaklaşõmõnõ önemli ve doğru buluyorum. Sayõn Kõlõçdaroğlu, çözüm için “diyalog” olabileceğini söylüyor. Üstelik bunu bir kõşkõrtma, polemik unsuru olarak kullanmõ- yor. Başbakanõn bunu da görüp, milliyetçi kõş- kõrtmalara boyun eğme- mesi gerekir. - CHP ile diyalog sağ- lanabilir mi? - Tabii referandum sonrasõ sayõn Kõlõçda- roğlu ile görüşebiliriz. Sanõyorum kendilerinin de bize kapõsõ kapalõ de- ğildir. Biz zaten CHP ile her zaman diyaloğa hazõrõz, CHP ile diyalog kurmayõz demedik hiçbir zaman. Tabii Sayõn Bay- kal döneminde biraz so- ğukluk vardõ. BDP GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ: Anadol’dan İmralı sorusu CHP Grup Başkanvekili, Erdoğan’a ‘Son 2 ay içinde Öcalan’la görüşüldü mü?’ sorusunu sordu ‘evelemeden gevelemeden’ yanõt istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Son 2 ay içinde, görevlendi- rilen kişilerin İmralı’da Abdullah Öcalan ile gö- rüşme yapıp yapmadığını” sordu. Anadol, dün parlamentoda düzenlediği basõn top- lantõsõnda Erdoğan’õn “kendisi veya hükümetinin İmralı ile masaya oturmadığını, bunu iddia edenle- rin şerefsiz olduğunu” söylediğine dikkat çekerken söz- lerini şöyle sürdürdü: “Ama devlet görüşme yapabi- lir, diyor. MİT ve Genelkurmay Başkanlığı doğru- dan kendisine bağlı. Adalet ve İçişleri Bakanlığı gö- revlileri ise dolaylı olarak kendisine bağlıdır. İki ay önce Adana milletvekilimiz Tacidar Seyhan sor- muştu. Şimdi ben soruyorum ve evelemeden geve- lemeden cevap vermesini istiyorum Sayın Başba- kan’ın: Son 2 ay içinde MİT, Adalet Bakanlığı, İç- işleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan görevlendirilen kişiler Abdullah Öcalan ile görüş- tü mü, görüşmedi mi? Görüştükten sonra size bil- gi verdiler mi, vermediler mi? Eğer sizin bilginiz dı- şında böyle bir görüşme yapıldıysa ve bunu tespit ettiyseniz, bilginiz dışında görüşme yapan devlet me- murları hakkında ne işlem yaptınız?” ‘Devletinzafiyetininitirafıolur’ ANKARA (ANKA) - Eski başba- kanlardan ve DP Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, başbakanlõğõ döne- minde sorumluluğu dahilinde, terör örgütü ile “hiçbir şekilde” bir görüş- me olmadõğõnõ belirterek “Bu devletin zafiyetinin itirafı olur” diye konuştu. Yõlmaz, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn Sivas mitinginde dile getirdiği ve ANAP’õn da “terör örgütü başıy- la görüştüğü” sözlerini yalanladõ. Yõlmaz, başbakanlõğõ dönemine işa- ret ederek “Devlet kurumları ya da hükümet olarak hiçbir şekilde bir görüşme olmadı” dedi. Yõlmaz, “Dev- let bir şekilde terörü bastırmakta ye- tersiz kalıyorsa, bu tür yollara baş- vurabilir ama bu neticede devletin za- fiyetinin itirafı olur” diye konuştu. ANAP döneminde Adalet ve Mil- li Savunma Bakanlõğõ yapan Oltan Sungurlu da, bakanlõk olarak böyle bir görüşmeye hiçbir zaman dahil ol- madõklarõnõ söyledi. YILMAZ’DAN ‘ÖCALAN’LA GÖRÜŞME’ İDDİASINA TEPKİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle