22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SAYFA 26 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE 4 Çorlu Belediyesi Zabõta Müdürlüğü’ne bağlõ ekipler, mahalle aralarõnda bulunan sahipsiz hurda araçlarõ kaldõrarak, belediye şantiyesinde topluyor.Yeşiltepe Mahallesi Işõk Caddesi üzerinde bulunan boş arsada yaklaşõk 10 yõldõr duran hurda kamyon da mahalle muhtarõ ve vatandaşlarõn yazõlõ talebi doğrultusunda kaldõrõldõ. Mahalle sakinleri, kamyonun madde bağõmlõlarõnõn toplanma yeri haline geldiği söylediler. CMYB C M Y B 12 Eylül 2010 Pazar günü ger- çekleştirilecek anayasa değişikliği ile ilgili referandum yaklaştıkça parti- lerin çalışmaları da alabildiğince hızla devam ediyor. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, zaman zaman çeşitli televizyon kanallarında ka- tıldığı programlarda bu Anayasa değişikliği paketinin AKP Anayasası olmadığını bu referandumun bir si- yasi seçim gibi algılanmaması ge- rektiğini belirtiyor. Sayın Başbakan bu söylemlerde bulunurken devletin tüm imkânla- rını seferber ederek Türkiye’nin çe- şitli illerinde de Evet oyu kullanıl- ması anlamında mitingler düzen- liyor ve halktan Anayasa Değişik- liği için Evet oyu istiyor. Şimdi o za- man adama demezler mi sayın başbakan siz bunun bir siyasi se- çim olmadığını söylüyorsunuz ama bunu söylemenize rağmen siz dev- letin imkânlarını kullanarak bir anlamda siyasi propaganda ya- pıyorsunuz. Eğer bunun bir siya- si seçim olmadığını belirtiyorsanız niçin o zaman bu mitingleri dü- zenliyorsunuz. Sayın Erdoğan her ne kadar bu iş bir siyasi seçim gibi algılanma- malı dese de şu anda bu anaya- sa değişikliği ile ilgili referandum tamamen bir siyasi seçim olarak al- gılanmakta ve tüm partiler de ül- ke genelinde mitinglerle çalışma- larını sürdürmekte ve AKP vatan- daştan Evet oyu isterken CHP ve MHP’de Hayır oyu istemektedir. Keşan’da yaşanan bir olay bu konudaki boyutu bambaşka bir noktaya taşıdı. Keşan’a bağlı Me- cidiye Beldesi Belediye Başkanı Re- cep Çınar’ın, basına yaptığı açık- lama AKP’nin insanlar üzerinde kurduğu baskıyı açıkça anlatma- sı anlamında Keşan’da bir bomba etkisi yarattı. Gelelim bu konunun ne olduğuna; 5 Ağustos’ta Saros Yapay Resif Projesi için bölgeye ge- len Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bölgeyi ziyareti sırasın- da kendisi ile Saros Körfezi’nde dü- zenlenen Gemi Turunda görüşme fırsatı bulan Mecidiye Belediye Başkanı Recep Çınar, beldesinin sahil kesiminde yıllardan beri ya- şadığı imar planı ve askeri yasak bölge sorununun çözümü için Kül- tür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gü- nay’a bir dosya sundu ve bu ko- nuda da kendisinden destek iste- diklerini belirtti. Kendisiyle görüştüğüm Çınar, bu talebi ilettiği Bakan Günay’ın eğer 12 Eylül’de Anayasa Deği- şikliği ile ilgili oylar Evet çıkarsa bu sorunlarınızın çözümü hızlanır ce- vabını alınca adeta şok olduğunu belirtti. Bu yaşanan olaylardan bir ta- nesi düşünebiliyor musunuz Türkiye Cumhuriyeti’nin Kültür ve Turizm Bakanı kendisini karşısında gören ve sorunlarının çözümü için cevap bekleyen bir yerel yöneticiye nasıl bir cevap veriyor. Şimdi soruyorum acaba bu cevap o yöre de yaşa- yan insanları tehdit midir? Eğer teh- dit değilse sayın bakan bunun nasıl açıklayabilir. Yani Mecidiye de Hayır oyu çıkarsa sayın bakan bu sorunun çözümü için bir adım atmayacak mıdır? Bu konuda sa- yın bakanın söyleyeceği sözleri ve cevabı da bölge halkı mutlaka merakla bekliyordur. Keşan’da yaşanan bu olay hükümetin gücünü kullanarak bu anayasa değişikli- ğinde insanlar üzerinde nasıl bir baskı unsuru oluşturduğunu açık- ça ortaya koymuştur bence. DEMOKRASİ NEREDE? Edirne’den çıkan ve Ergenekon davasını protesto etmek üzere Si- livri’ye yürüyen İşçi Partili bir gru- bun Çorlu’da polis tarafından dur- durulduğunu ve bu eylemi sona er- dirmeleri konusunda çok sert ted- birler aldığını televizyonlarda iz- ledik. Bu eyleme katılanlardan bir kişinin polise söylediği “Ya ben yol- da yürüyorum yolda yürümek suç mu? “ cümlesi dikkatlerden kaç- madı. Sayın Başbakan bu ülkede- ki demokratik özgürlüklerin arttı- rıldığını birçok kez dile getirmiyor muydu? Bu, o zaman bu nasıl bir demokrasi oluyor. Bunu da merak ediyorum. Türkiye’deki bir siyasi partinin yaptığı ve herhangi bir taşkınlığa sebep olmadan gerçek- leştirilen bu yürüyüş acaba niçin engellendi? Bu yürüyüşe katılan- ların Silivri’ye gitmelerinden kim neden korktu ve bu eylemi Çorlu’da sona erdirdi. Eğer bu eylem ya- sadışı ve izinsiz bir eylemse bu yü- rüyüşe katılanların Edirne’den Çor- lu’ya kadar yürümesine enden izin verildi. İnsanların en doğal hakkı olan ve tabii ki yasal çerçe- ve içersinde gerçekleşecek eylem- lerden neden korkuyoruz. Hani biz demokratik ülkeydik. Ama biz de demokrasi maalesef şöyle algıla- nıyor benim taraftarlarım yaparsa demokrasi hareketi ama karşı ta- raf yaparsa yasadışı eylem maa- lesef bu ülkede demokrasiler aynen böyle algılanıyor. GENİŞ AÇI Erdoğan DEMİR Hani Referandum Siyasi Değildi...BURSA - Bursa’da, 7 yõlda yetersiz hale gelen ve 2006 yõlõndan beri tartõşmasõ süren adliye binasõ için yeni yer arayõşlarõ kangrene dönüştü. Bir dönem Nâzõm Hikmet’in de tutuklu kaldõğõ tarihi Bursa Cezaevi’nin yõkõlmasõyla boşalan alana, yarõşmayla seçilen proje doğrultusunda inşa edilen Bursa Adliye Sarayõ, 1999 yõlõnda dönemin Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel tarafõndan hizmete açõldõ. Osmanlõ-Selçuklu mimarisinden motiflerin harmanlanarak projelendirilen bina, õşõksõz ve dar odalarõ, işlevsiz geniş koridorlarõyla kõsa süre içinde yetersiz kalmaya başladõ. Bina, merdiven altlarõ ve koridorlara yapõlan ekleme odalarla gecekonduya dönüştü. Başta Bursa Barosu olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütleri tarafõndan sorun 2006 yõlõndan itibaren birçok kez gündeme getirildi. Baro, adliyenin ek binayla genişletilmesi, kent dõşõna taşõnan sebze haline yerine yeni bina inşa edilmesi gibi öneriler sundu. Ancak öneriler yerel yönetim ve Adalet Bakanlõğõ tarafõndan dikkate alõnmadõ. Bursa Büyükşehir Belediyesi de Osmangazi ilçesine bağlõ Küçükbalõklõ Mahallesi’nde yer belirledi. Üzerinde spor tesisi bulunan ve bölgesel imar planõna “spor ve rekreasyon alanı” olarak işlenen yere Bursa Barosu itiraz etti. Bunun üzerine belediye Karayollarõ’na ait Bursa-Ankara Yolu’ndaki eski asfalt şantiyesini adliye binasõ yeri olarak belirledi.Yerin Adalet Bakanlõğõ’na devrine Bursa Milletvekili, Devlet Bakanõ Faruk Çelik önayak oldu. Bursa Barosu, bu arsaya da kent merkezine uzak olmasõ nedeni ile karşõ çõktõ. Baro yöneticileri dünyanõn bütün gelişmiş kentlerinde adliyelerin, şehrin göbeğinde görkemli binalar olduğunu ancak Bursa’da varoşta, gecekondular ve küçük sanayi sitesiyle iç içe, ulaşõmõ güç olan bölgelerin tercih edildiğini vurguladõlar. Baro, son olarak konuyu yargõya taşõdõ ve 3. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararõ verdi. Büyükşehir Belediyesi ve Yõldõrõm Belediyesi ise karara itiraz etti. Bursa Barosu Başkanõ Zeki Kahraman, yargõ kararlarõnõn idare tarafõndan uygulanmamasõnõn alõşkanlõk haline geldiğini, ancak bu kararõn uygulanmasõndan umutlu olduklarõnõ ifade etti. Tekirdağ ilinin sınırları içinde el- liden fazla çiftlik vardır. Bunların nasıl oluştuğunu bir önceki yazımda anlatmıştım. Özetle yörükleri yer- leşik düzene geçirebilmek için bu topraklar devlet tarafından savaş- ta başarı gösteren yörüklere tem- lik edilmiştir. Her ne kadar miras yoluyla par- çalanıp bölünse de bu geniş ara- zilerin önemli bir bölümü varlıkla- rını günümüze kadar sürdürmüştür. Bu çiftliklerden iki tanesi 1968-70 yılları arasında basında sıkça gün- deme gelmiştir. Bunlardan biri De- ğirmenköy, diğeri ise Taşumurca çiftliğidir. Çiftlik sahipleri ellerinde bulundurdukları ‘Hudutname Ta- puları‘ ile tüm boş meralara sahip çıkarak, köylüler tarafından otlak olarak kullanılan bu kamu alanla- rını mülk edinmeye çalışmışlardır. Bu girişime karşı koyan köylüle- rin verdikleri mücadeleye destek amacıyla 68’li gençler köylere ge- lerek bu mücadeleye katılmışlardır. Bu satırların yazarı da bir Taşu- murca köylüsü olarak olayların içinde olmuş ve yaşananlara tanık olmuştur. Elindeki hudutname tapusuna dayanarak Taşumurca Köyünün tüm meralarını, okul bahçesini, köy meydanını tarlaya çevirmeye çalışan çiftlik sahipleri ile köylüler ihtilafa düşmüştür. Köylüler tarih boyu ekim alanı ol- mayan bu ham arazileri çiftlik sa- hibine vermemekte kararlıydılar. 1950 ile 1955 yıllar arası ilk tar- tışmalar başlamıştır. Köylüler bu Hudutname tapusunun geçersiz olduğunu ileri sürerek mahkemeye başvurmuşlardır. Dava sonucu beklemeyen çiftlik sahibi köye ait olan bir kısım araziyi sürerek tar- la durumuna getirmiştir. Taşumurca’nın etrafındaki sınır kabul eden 7 köyü sınır kabul eden çiftlik sahibi bu köylere ait bir kısım meraları da ele geçirmekte kararlı idi. Korucu adı altında çift- liğinde çalıştırdığı adamları köylüye baskı yapıyorlar hatta kaba kuvvet kullanıyorlar. Baskılara direnen köylüler tüm yoksulluklarına rağmen mahke- meye para yetiştirebilmek için ta- vuğunu, kuzusunu, ineğini satmak durumda kalmışlardı. Bu mücade- le tam yarım asır sürmüştür. Yıl 1969a geldiğinde baskılardan yo- rulan köylüler hiç ummadıkları bir yardım gelmiştir. Artı 68 devrim- ci Gençliği Taşumurca köyünde idi ve köylü ile birlikte mücadele et- mekteydiler. Bu devrimci gençler arasında mücadeleye destek ver- mek amacı ile haftalarca Taşu- marca ve çevre köylerde kalanla- rı vardı. Aklımda kalanlar isimler şunlardı: İbrahim Kaypakkaya, İsmail Gen- çoğlu, Muzaffer Oruçoğlu, Hü- seyin Karanlık, Ali Taşyapan ve bir- çok devrimci genç. Bu gençler köy- lüleri örgütlemişler ve sesleri du- yurmuşlardı. Çevrede bulunan 7 köyün de desteği ile il merkezinde yürüyüş düzenlenmişti Tekirdağ Valiliğinin izin vermemesi üzerine yüzlerce köylü şehre alınmaya- rak köylerine geri gönderildi. Taşumurca köyü artık yalnız de- ğildi. İsmail Gençoğlu sürmekte olan davayı Prof. İsmet Sungur- bey’e taşıdı. Prof. İsmet Sungurbey büyük emekler vererek Hazine’ye ait olan bu arazilerin gerçek sa- hiplerinde kalmasına büyük çaba verdi.. 50 yıl süren bu davada bir- çok avukat savunman olarak gö- rev yaptı. Aslında dava köylüler tarafından kazanılıp araziler Ha- zine’ye kaydolduğunda avukatlık yapanların davalara girip çık- maktan başka bir fonksiyonu ol- mamıştı. Bütün bu süreçte yaşa- nanları bilmeyenler “davayı ben kazandım” diyerek kostaklanma- ya hakkı olmadığını düşünüyo- rum. Çünkü bu mücadelenin ger- çek kahramanı köylüler ve devrimci gençlerdi. Ali IŞIK Tekirdağ Çiftlikleri BÜYÜKÇEKMECE Evde sağlık hizmetine devam Büyükçekmece Belediyesi Sağlõk İşleri Müdürlüğü’ne bağlõ doktor ve hemşireler evde sağlõk hizmeti vermeye devam ediyor. Doktor ve hemşirelerden oluşan ekipler, yaşlõ, yatalak, bakõma muhtaç, fakir ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarõn evlerine giderek tansiyonlarõnõ ölçüyor, serumlarõnõ takõyor, pansumanlarõnõ, enjeksiyonlarõnõ yapõyorlar. Bu zamana kadar binlerce hastaya evinde muayene olanağõ sunan Büyükçekmece Belediye Başkanõ Dr. Hasan Akgün de, “Belediye olarak yaklaşık 250 hastamıza evinde tedavi ve bakım hizmeti sunuyoruz. Hastalarımızın tedavilerinin devamı konusunda da doktorlarıyla belediye sağlık ekiplerimiz görüşerek daha faydalı olmaya çalışıyorlar” diye konuştu. ÇORLU Sahipsiz araçlar toplanıyor KAPAKLI Toplu sünnet şenliği Tekirdağ’õn Çerkezköy ilçesinin Kapaklõ beldesinde belediye tarafõndan düzenlenen 6. Toplu Sünnet Şenliği büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Gecede Gökçe, Lal, Şafak Sönmez ve Yusuf Güney gibi sanatçõlar sahne alõrken, sünnet olan çocuklar da dans edip eğlenme fõrsatõ buldu. Geceye DSP Tekirdağ İl Başkanõ Cezmi Yüce, Kapaklõ Belediye Başkanõ İrfan Mandalı, Saray Belediye Başkanõ Nazmi Çoban, Yoncalõ Belediye Başkanõ Necati Sezer, Velimeşe Belediye Başkanõ Rasim Yüksel, Kapaklõ Belediye Meclis Üyeleri ve daha birçok konuk katõldõ. KEŞAN - Keşan Madeni Eşya Sanatkârlarõ ve Demirciler Esnaf ve Sanatkârlarõ Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Hüseyin Erkan, ülkenin asõl gündeminin işsizlik olduğunu belirterek, “İşsizlik yoksulluk konuşulması gerekirken referandum konuşuluyor. Ama esnaf akşam eve ne yemek götüreceğim derdinde” diye konuştu. Ekonomik kriz nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kalanlarõn oranõnõn yüzde 30’lara yükseldiğine dikkat çeken Erkan, “Esnaf artık iş yapamaz konuma geldi. Sanayiye uğrayan yok. Hal böyle olunca da döngü yaşanmıyor ve esnaf birer birer kepenk kapatıyor” dedi. Esnafõn Türkiye’nin bel kemiği olduğunu, küçük esnafõn bitmesi halinde ülkenin de ciddi bir çöküşe sürükleneceğini anlatan Hüseyin Erkan, “Ülkede yaşayan küçük esnaf sayısı çok fazla. Bunların ailelerini ve yanlarında çalışan kişileri düşünürseniz sayı çok ciddi rakamlara ulaşıyor. Bu nedenle bel kemiği olan küçük esnafın sorunları ile ilgilenilmeli. Yoksa çok ciddi olaylar ortaya çıkabilir. Uzun vadeli kredilere ihtiyacımız var” diye konuştu. Ülkenin öncelikli gündem maddelerinin işsizlik ve yoksulluk olmasõ gerekirken, referandumun öne çõktõğõna dikkat çeken Erkan, şöyle devam etti:“Esnafın ve vatandaşın gündeminde işsizlik var ancak birilerinin gündeminde referandum var. Evine ekmek götürme derdinde olan küçük esnaf referandum paketinin içinde ne var onu düşünmüyor ve ilgilenmiyor”. Adliye yeri tartışması Vatandaşın gündemi işsizlik Engellilere havuz terapisi Baro, son olarak konuyu yargıya taşıdı ve 3. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ergene ‘zehir’ nehri ‘Bilişim Kenti Kocaeli’ ERDAL ÖZCAN ÇORLU – Tekirdağ’õn Çorlu ilçesinin en büyük mahallesi olan, 75 bin kişinin yaşadõğõ Sağlõk Mahallesi’nden geçen Ergene’nin en büyük kolu olan Çorlu deresi çevresindeki fabrikalarõn bõraktõğõ kimyasal atõklar nedeniyle “zehir nehri”ne dönüştü. Simsiyah akan nehir artan hava sõcaklõğõ ile birlikte çevreye yaydõğõ ağõr koku ise mahalle sakinlerini canlarõndan bezdirdi. Sõcak hava nedeniyle geceleri camlarõnõ açamadõklarõnõ belirten 56 yaşõndaki bahçõvan Tahir Selvi de nehirdeki kokunun bu yõl daha da arttõğõnõ söyledi. Sineklerin insanlara zarar verir hale geldiğini anlatan Selvi, şöyle devam etti: “Sanki burası çeltik tarlası ama değil. Ben bir vatandaş olarak bu olaydan rahatsız ve şikâyetçiyim ama ne desek olmuyor birileri gelip bakıp gidiyor. Bu nehrin suyunu içen hayvanlar yaşamıyor. Kısa süre sonra ölüyor, çocuklar da hastalanıyor”. AHMET KURT KOCAELİ - Kocaeli Ticaret Odasõ (KOTO) tarafõndan düzenlenen “Bilişim Kenti Kocaeli Çalıştayı”nda kentin bir bilişim kentine dönüştürülmesi için önerilen projeler ele alõndõ. Çalõştaya KOTO Başkanõ Halil İbrahim Keleş, “Bilişim Bölgesi olarak adlandırdığımız bu gelişme Amerika’daki örneğine uyarlanarak kamuoyumuz tarafından ‘Silikon Vadisine’ bir gönderme yapılarak ‘Bilişim Vadisi’ne dönüştürülmüştür” dedi. TÜBİFED Bilişim Sektörü Dernekleri Federasyonu Başkanõ A.Rüştü Arseven ve Gebze’de bulunan Logo Yazõlõm Firmasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Tuğrul Tekbulut, konuşmalarõnda “Bilişim Vadisi” nin Kocaeli olmasõ kararõnõn çok yerinde olduğunu ifade ettiler. KOTO Ekonomi Danõşmanõ Prof. Dr.Yusuf Bayraktutan da şunlarõ söyledi: “Bilişim bölgesi, ilgili kurum ve kuruluşları bir arada toplayabilecek, aralarında işbirliği kurulmasını sağlayacak, farklı kesimlerin ihtiyaç duyacakları yenilikçi çalışmalarına cevap verebilecek bir projedir. Kocaeli, Türkiye için bilişim kenti yer arayışlarında, çeşitli kriterlerin ortalama değeri bakımından da öne çıkmakta; rakibi olabilecek kentlere karşı avantajlı bir konumda bulunmaktadır. ” AVCILAR – Toyota müşterilerine 1993 yõlõndan bu yana tam 17 yõldõr satõş ve satõş sonrasõnda hizmet veren Toyota Plaza Sonkar bugüne kadar çok sayõda ödül aldõ. Sonkar, 2009 yõlõnda olduğu gibi 2010 yõlõnda da Türkiye’nin en prestijli Müşteri Memnuniyeti Ödülü olan Ichiban Ödülüne layõk görüldü. Ödüllere adõnõ veren ve Japonca ‘Birinci’ anlamõna gelen “Ichiban”, Toyota’nõn müşteri memnuniyeti sloganõ olan ve “Önce Müşteri” anlamõna gelen Japonca “Okyakusama Ichiban” cümlesinden alõndõ. Sonkar Ichiban ödülüne layık görüldü TEKİRDAĞ - Tekirdağ’õn en büyük spor kompleksi konumunda olan Tekirdağ Belediyesi Gençlik Merkezi’nde engelli çocuklar için haftanõn belirli günlerinde görevliler gözetiminde havuzda su sağaltõmõ (terapisi) uygulanõyor. Doğuştan yürüyemeyen 7 yaşõndaki İrem Öztürk de su terapisine katõlan çocuklardan biri. Baba Seyit Öztürk, bugüne kadar birçok doktora ve hastaneye gittiklerini belirterek, “Ancak olumlu bir netice alamadık. Ameliyat konusunda garanti verilemediği ve sakat kalma riski de olduğu için ameliyat yaptırmıyoruz. Son olarak Tekirdağ Belediyesi’nin Gençlik Merkezi’nde böyle bir uygulamanın olduğunu öğrendik ve başvurduk” dedi. Yaklaşõk 1 aydõr Gençlik Merkezi’nde havuz terapisi eşliğinde fizik tedaviye devam ettiklerini anlatan Öztürk, “İrem’in sol ayağında önemli ölçüde açılma var. Bu bizi çok mutlu etti. Bu terapi ile İrem’in yürüyebileceğini umut ediyoruz” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle