Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 26 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE
4
Çorlu
Belediyesi
Zabõta
Müdürlüğü’ne
bağlõ ekipler,
mahalle
aralarõnda
bulunan
sahipsiz hurda araçlarõ kaldõrarak, belediye
şantiyesinde topluyor.Yeşiltepe Mahallesi Işõk
Caddesi üzerinde bulunan boş arsada yaklaşõk 10
yõldõr duran hurda kamyon da mahalle muhtarõ ve
vatandaşlarõn yazõlõ talebi doğrultusunda kaldõrõldõ.
Mahalle sakinleri, kamyonun madde bağõmlõlarõnõn
toplanma yeri haline geldiği söylediler.
CMYB
C M Y B
12 Eylül 2010 Pazar günü ger-
çekleştirilecek anayasa değişikliği ile
ilgili referandum yaklaştıkça parti-
lerin çalışmaları da alabildiğince
hızla devam ediyor. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan, zaman zaman
çeşitli televizyon kanallarında ka-
tıldığı programlarda bu Anayasa
değişikliği paketinin AKP Anayasası
olmadığını bu referandumun bir si-
yasi seçim gibi algılanmaması ge-
rektiğini belirtiyor.
Sayın Başbakan bu söylemlerde
bulunurken devletin tüm imkânla-
rını seferber ederek Türkiye’nin çe-
şitli illerinde de Evet oyu kullanıl-
ması anlamında mitingler düzen-
liyor ve halktan Anayasa Değişik-
liği için Evet oyu istiyor. Şimdi o za-
man adama demezler mi sayın
başbakan siz bunun bir siyasi se-
çim olmadığını söylüyorsunuz ama
bunu söylemenize rağmen siz dev-
letin imkânlarını kullanarak bir
anlamda siyasi propaganda ya-
pıyorsunuz. Eğer bunun bir siya-
si seçim olmadığını belirtiyorsanız
niçin o zaman bu mitingleri dü-
zenliyorsunuz.
Sayın Erdoğan her ne kadar bu
iş bir siyasi seçim gibi algılanma-
malı dese de şu anda bu anaya-
sa değişikliği ile ilgili referandum
tamamen bir siyasi seçim olarak al-
gılanmakta ve tüm partiler de ül-
ke genelinde mitinglerle çalışma-
larını sürdürmekte ve AKP vatan-
daştan Evet oyu isterken CHP ve
MHP’de Hayır oyu istemektedir.
Keşan’da yaşanan bir olay bu
konudaki boyutu bambaşka bir
noktaya taşıdı. Keşan’a bağlı Me-
cidiye Beldesi Belediye Başkanı Re-
cep Çınar’ın, basına yaptığı açık-
lama AKP’nin insanlar üzerinde
kurduğu baskıyı açıkça anlatma-
sı anlamında Keşan’da bir bomba
etkisi yarattı. Gelelim bu konunun
ne olduğuna; 5 Ağustos’ta Saros
Yapay Resif Projesi için bölgeye ge-
len Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay’ın bölgeyi ziyareti sırasın-
da kendisi ile Saros Körfezi’nde dü-
zenlenen Gemi Turunda görüşme
fırsatı bulan Mecidiye Belediye
Başkanı Recep Çınar, beldesinin
sahil kesiminde yıllardan beri ya-
şadığı imar planı ve askeri yasak
bölge sorununun çözümü için Kül-
tür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Gü-
nay’a bir dosya sundu ve bu ko-
nuda da kendisinden destek iste-
diklerini belirtti.
Kendisiyle görüştüğüm Çınar,
bu talebi ilettiği Bakan Günay’ın
eğer 12 Eylül’de Anayasa Deği-
şikliği ile ilgili oylar Evet çıkarsa bu
sorunlarınızın çözümü hızlanır ce-
vabını alınca adeta şok olduğunu
belirtti.
Bu yaşanan olaylardan bir ta-
nesi düşünebiliyor musunuz Türkiye
Cumhuriyeti’nin Kültür ve Turizm
Bakanı kendisini karşısında gören
ve sorunlarının çözümü için cevap
bekleyen bir yerel yöneticiye nasıl
bir cevap veriyor. Şimdi soruyorum
acaba bu cevap o yöre de yaşa-
yan insanları tehdit midir? Eğer teh-
dit değilse sayın bakan bunun
nasıl açıklayabilir. Yani Mecidiye
de Hayır oyu çıkarsa sayın bakan
bu sorunun çözümü için bir adım
atmayacak mıdır? Bu konuda sa-
yın bakanın söyleyeceği sözleri ve
cevabı da bölge halkı mutlaka
merakla bekliyordur. Keşan’da
yaşanan bu olay hükümetin gücünü
kullanarak bu anayasa değişikli-
ğinde insanlar üzerinde nasıl bir
baskı unsuru oluşturduğunu açık-
ça ortaya koymuştur bence.
DEMOKRASİ NEREDE?
Edirne’den çıkan ve Ergenekon
davasını protesto etmek üzere Si-
livri’ye yürüyen İşçi Partili bir gru-
bun Çorlu’da polis tarafından dur-
durulduğunu ve bu eylemi sona er-
dirmeleri konusunda çok sert ted-
birler aldığını televizyonlarda iz-
ledik. Bu eyleme katılanlardan bir
kişinin polise söylediği “Ya ben yol-
da yürüyorum yolda yürümek suç
mu? “ cümlesi dikkatlerden kaç-
madı. Sayın Başbakan bu ülkede-
ki demokratik özgürlüklerin arttı-
rıldığını birçok kez dile getirmiyor
muydu? Bu, o zaman bu nasıl bir
demokrasi oluyor. Bunu da merak
ediyorum. Türkiye’deki bir siyasi
partinin yaptığı ve herhangi bir
taşkınlığa sebep olmadan gerçek-
leştirilen bu yürüyüş acaba niçin
engellendi? Bu yürüyüşe katılan-
ların Silivri’ye gitmelerinden kim
neden korktu ve bu eylemi Çorlu’da
sona erdirdi. Eğer bu eylem ya-
sadışı ve izinsiz bir eylemse bu yü-
rüyüşe katılanların Edirne’den Çor-
lu’ya kadar yürümesine enden
izin verildi. İnsanların en doğal
hakkı olan ve tabii ki yasal çerçe-
ve içersinde gerçekleşecek eylem-
lerden neden korkuyoruz. Hani biz
demokratik ülkeydik. Ama biz de
demokrasi maalesef şöyle algıla-
nıyor benim taraftarlarım yaparsa
demokrasi hareketi ama karşı ta-
raf yaparsa yasadışı eylem maa-
lesef bu ülkede demokrasiler aynen
böyle algılanıyor.
GENİŞ AÇI
Erdoğan DEMİR
Hani Referandum Siyasi Değildi...BURSA - Bursa’da, 7 yõlda
yetersiz hale gelen ve 2006
yõlõndan beri tartõşmasõ süren
adliye binasõ için yeni yer
arayõşlarõ kangrene
dönüştü.
Bir dönem Nâzõm
Hikmet’in de tutuklu
kaldõğõ tarihi Bursa
Cezaevi’nin
yõkõlmasõyla
boşalan alana,
yarõşmayla
seçilen proje
doğrultusunda
inşa edilen
Bursa Adliye
Sarayõ, 1999
yõlõnda dönemin Cumhurbaşkanõ
Süleyman Demirel tarafõndan hizmete
açõldõ. Osmanlõ-Selçuklu mimarisinden
motiflerin harmanlanarak
projelendirilen bina, õşõksõz ve dar
odalarõ, işlevsiz geniş
koridorlarõyla kõsa süre içinde
yetersiz kalmaya başladõ. Bina,
merdiven altlarõ ve koridorlara
yapõlan ekleme odalarla
gecekonduya dönüştü.
Başta Bursa Barosu
olmak üzere çeşitli sivil
toplum örgütleri
tarafõndan sorun 2006
yõlõndan itibaren birçok
kez gündeme getirildi.
Baro, adliyenin ek
binayla genişletilmesi,
kent dõşõna
taşõnan sebze
haline yerine
yeni bina inşa
edilmesi gibi öneriler sundu. Ancak
öneriler yerel yönetim ve Adalet
Bakanlõğõ tarafõndan dikkate alõnmadõ.
Bursa Büyükşehir Belediyesi de
Osmangazi ilçesine bağlõ Küçükbalõklõ
Mahallesi’nde yer
belirledi. Üzerinde
spor tesisi bulunan
ve bölgesel imar
planõna “spor ve
rekreasyon alanı”
olarak işlenen yere
Bursa Barosu itiraz
etti. Bunun üzerine
belediye
Karayollarõ’na ait
Bursa-Ankara Yolu’ndaki eski asfalt
şantiyesini adliye binasõ yeri olarak
belirledi.Yerin Adalet Bakanlõğõ’na
devrine Bursa Milletvekili, Devlet
Bakanõ Faruk Çelik önayak oldu. Bursa
Barosu, bu arsaya da kent merkezine
uzak olmasõ nedeni ile karşõ çõktõ. Baro
yöneticileri dünyanõn bütün gelişmiş
kentlerinde adliyelerin, şehrin
göbeğinde görkemli binalar olduğunu
ancak Bursa’da varoşta, gecekondular
ve küçük sanayi sitesiyle iç içe, ulaşõmõ
güç olan bölgelerin tercih edildiğini
vurguladõlar. Baro, son olarak konuyu
yargõya taşõdõ ve 3. İdare Mahkemesi
yürütmeyi durdurma kararõ verdi.
Büyükşehir Belediyesi ve Yõldõrõm
Belediyesi ise karara itiraz etti. Bursa
Barosu Başkanõ Zeki Kahraman, yargõ
kararlarõnõn idare tarafõndan
uygulanmamasõnõn alõşkanlõk haline
geldiğini, ancak bu kararõn
uygulanmasõndan umutlu olduklarõnõ
ifade etti.
Tekirdağ ilinin sınırları içinde el-
liden fazla çiftlik vardır. Bunların
nasıl oluştuğunu bir önceki yazımda
anlatmıştım. Özetle yörükleri yer-
leşik düzene geçirebilmek için bu
topraklar devlet tarafından savaş-
ta başarı gösteren yörüklere tem-
lik edilmiştir.
Her ne kadar miras yoluyla par-
çalanıp bölünse de bu geniş ara-
zilerin önemli bir bölümü varlıkla-
rını günümüze kadar sürdürmüştür.
Bu çiftliklerden iki tanesi 1968-70
yılları arasında basında sıkça gün-
deme gelmiştir. Bunlardan biri De-
ğirmenköy, diğeri ise Taşumurca
çiftliğidir. Çiftlik sahipleri ellerinde
bulundurdukları ‘Hudutname Ta-
puları‘ ile tüm boş meralara sahip
çıkarak, köylüler tarafından otlak
olarak kullanılan bu kamu alanla-
rını mülk edinmeye çalışmışlardır.
Bu girişime karşı koyan köylüle-
rin verdikleri mücadeleye destek
amacıyla 68’li gençler köylere ge-
lerek bu mücadeleye katılmışlardır.
Bu satırların yazarı da bir Taşu-
murca köylüsü olarak olayların
içinde olmuş ve yaşananlara tanık
olmuştur.
Elindeki hudutname tapusuna
dayanarak Taşumurca Köyünün
tüm meralarını, okul bahçesini,
köy meydanını tarlaya çevirmeye
çalışan çiftlik sahipleri ile köylüler
ihtilafa düşmüştür.
Köylüler tarih boyu ekim alanı ol-
mayan bu ham arazileri çiftlik sa-
hibine vermemekte kararlıydılar.
1950 ile 1955 yıllar arası ilk tar-
tışmalar başlamıştır. Köylüler bu
Hudutname tapusunun geçersiz
olduğunu ileri sürerek mahkemeye
başvurmuşlardır. Dava sonucu
beklemeyen çiftlik sahibi köye ait
olan bir kısım araziyi sürerek tar-
la durumuna getirmiştir.
Taşumurca’nın etrafındaki sınır
kabul eden 7 köyü sınır kabul
eden çiftlik sahibi bu köylere ait bir
kısım meraları da ele geçirmekte
kararlı idi. Korucu adı altında çift-
liğinde çalıştırdığı adamları köylüye
baskı yapıyorlar hatta kaba kuvvet
kullanıyorlar.
Baskılara direnen köylüler tüm
yoksulluklarına rağmen mahke-
meye para yetiştirebilmek için ta-
vuğunu, kuzusunu, ineğini satmak
durumda kalmışlardı. Bu mücade-
le tam yarım asır sürmüştür. Yıl
1969a geldiğinde baskılardan yo-
rulan köylüler hiç ummadıkları bir
yardım gelmiştir. Artı 68 devrim-
ci Gençliği Taşumurca köyünde idi
ve köylü ile birlikte mücadele et-
mekteydiler. Bu devrimci gençler
arasında mücadeleye destek ver-
mek amacı ile haftalarca Taşu-
marca ve çevre köylerde kalanla-
rı vardı.
Aklımda kalanlar isimler şunlardı:
İbrahim Kaypakkaya, İsmail Gen-
çoğlu, Muzaffer Oruçoğlu, Hü-
seyin Karanlık, Ali Taşyapan ve bir-
çok devrimci genç. Bu gençler köy-
lüleri örgütlemişler ve sesleri du-
yurmuşlardı. Çevrede bulunan 7
köyün de desteği ile il merkezinde
yürüyüş düzenlenmişti Tekirdağ
Valiliğinin izin vermemesi üzerine
yüzlerce köylü şehre alınmaya-
rak köylerine geri gönderildi.
Taşumurca köyü artık yalnız de-
ğildi. İsmail Gençoğlu sürmekte
olan davayı Prof. İsmet Sungur-
bey’e taşıdı. Prof. İsmet Sungurbey
büyük emekler vererek Hazine’ye
ait olan bu arazilerin gerçek sa-
hiplerinde kalmasına büyük çaba
verdi.. 50 yıl süren bu davada bir-
çok avukat savunman olarak gö-
rev yaptı. Aslında dava köylüler
tarafından kazanılıp araziler Ha-
zine’ye kaydolduğunda avukatlık
yapanların davalara girip çık-
maktan başka bir fonksiyonu ol-
mamıştı. Bütün bu süreçte yaşa-
nanları bilmeyenler “davayı ben
kazandım” diyerek kostaklanma-
ya hakkı olmadığını düşünüyo-
rum. Çünkü bu mücadelenin ger-
çek kahramanı köylüler ve devrimci
gençlerdi.
Ali IŞIK
Tekirdağ Çiftlikleri
BÜYÜKÇEKMECE
Evde sağlık
hizmetine devam
Büyükçekmece Belediyesi Sağlõk İşleri
Müdürlüğü’ne bağlõ doktor ve hemşireler evde
sağlõk hizmeti vermeye devam ediyor. Doktor ve
hemşirelerden oluşan ekipler, yaşlõ, yatalak, bakõma
muhtaç, fakir ve ihtiyaç sahibi vatandaşlarõn
evlerine giderek tansiyonlarõnõ ölçüyor, serumlarõnõ
takõyor, pansumanlarõnõ, enjeksiyonlarõnõ yapõyorlar.
Bu zamana kadar binlerce hastaya evinde muayene
olanağõ sunan Büyükçekmece Belediye Başkanõ Dr.
Hasan Akgün de, “Belediye olarak yaklaşık 250
hastamıza evinde tedavi ve bakım hizmeti
sunuyoruz. Hastalarımızın tedavilerinin devamı
konusunda da doktorlarıyla belediye sağlık
ekiplerimiz görüşerek daha faydalı olmaya
çalışıyorlar” diye konuştu.
ÇORLU
Sahipsiz araçlar
toplanıyor
KAPAKLI
Toplu sünnet şenliği
Tekirdağ’õn Çerkezköy ilçesinin Kapaklõ
beldesinde belediye tarafõndan düzenlenen 6.
Toplu Sünnet Şenliği büyük bir coşkuyla
gerçekleşti. Gecede Gökçe, Lal, Şafak Sönmez ve
Yusuf Güney gibi sanatçõlar sahne alõrken, sünnet
olan çocuklar da dans edip eğlenme fõrsatõ buldu.
Geceye DSP Tekirdağ İl Başkanõ Cezmi Yüce,
Kapaklõ Belediye Başkanõ İrfan Mandalı, Saray
Belediye Başkanõ Nazmi Çoban, Yoncalõ Belediye
Başkanõ Necati Sezer, Velimeşe Belediye Başkanõ
Rasim Yüksel, Kapaklõ Belediye Meclis Üyeleri ve
daha birçok konuk katõldõ.
KEŞAN - Keşan Madeni Eşya
Sanatkârlarõ ve Demirciler Esnaf ve
Sanatkârlarõ Odasõ Yönetim Kurulu
Başkanõ Hüseyin Erkan, ülkenin asõl
gündeminin işsizlik olduğunu belirterek,
“İşsizlik yoksulluk konuşulması
gerekirken referandum konuşuluyor.
Ama esnaf akşam eve ne yemek
götüreceğim derdinde” diye konuştu.
Ekonomik kriz nedeniyle işyerini
kapatmak zorunda kalanlarõn oranõnõn
yüzde 30’lara yükseldiğine dikkat çeken
Erkan, “Esnaf artık iş yapamaz konuma geldi.
Sanayiye uğrayan yok. Hal böyle olunca da
döngü yaşanmıyor ve esnaf birer birer kepenk
kapatıyor” dedi. Esnafõn Türkiye’nin bel kemiği
olduğunu, küçük esnafõn bitmesi halinde ülkenin
de ciddi bir çöküşe sürükleneceğini anlatan
Hüseyin Erkan, “Ülkede yaşayan küçük
esnaf sayısı çok fazla. Bunların
ailelerini ve yanlarında çalışan kişileri
düşünürseniz sayı çok ciddi rakamlara
ulaşıyor. Bu nedenle bel kemiği olan
küçük esnafın sorunları ile
ilgilenilmeli. Yoksa çok ciddi olaylar
ortaya çıkabilir. Uzun vadeli kredilere
ihtiyacımız var” diye konuştu. Ülkenin
öncelikli gündem maddelerinin işsizlik ve
yoksulluk olmasõ gerekirken,
referandumun öne çõktõğõna dikkat çeken
Erkan, şöyle devam etti:“Esnafın ve vatandaşın
gündeminde işsizlik var ancak birilerinin
gündeminde referandum var. Evine ekmek
götürme derdinde olan küçük esnaf
referandum paketinin içinde ne var onu
düşünmüyor ve ilgilenmiyor”.
Adliye yeri tartışması
Vatandaşın gündemi işsizlik
Engellilere havuz terapisi
Baro, son olarak konuyu yargıya taşıdı ve 3. İdare
Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Ergene ‘zehir’ nehri ‘Bilişim Kenti Kocaeli’
ERDAL ÖZCAN
ÇORLU – Tekirdağ’õn Çorlu ilçesinin en
büyük mahallesi olan, 75 bin kişinin yaşadõğõ
Sağlõk Mahallesi’nden geçen Ergene’nin en
büyük kolu olan Çorlu deresi çevresindeki
fabrikalarõn bõraktõğõ kimyasal atõklar
nedeniyle “zehir nehri”ne dönüştü.
Simsiyah akan nehir artan hava sõcaklõğõ ile
birlikte çevreye yaydõğõ ağõr koku ise mahalle
sakinlerini canlarõndan bezdirdi. Sõcak hava
nedeniyle geceleri camlarõnõ açamadõklarõnõ
belirten 56 yaşõndaki bahçõvan Tahir Selvi de
nehirdeki kokunun bu yõl daha da arttõğõnõ
söyledi. Sineklerin insanlara zarar verir hale
geldiğini anlatan Selvi, şöyle devam etti:
“Sanki burası çeltik tarlası ama değil.
Ben bir vatandaş olarak bu olaydan
rahatsız ve şikâyetçiyim ama ne desek
olmuyor birileri gelip bakıp gidiyor.
Bu nehrin suyunu içen hayvanlar
yaşamıyor. Kısa süre sonra ölüyor,
çocuklar da hastalanıyor”.
AHMET KURT
KOCAELİ - Kocaeli Ticaret Odasõ
(KOTO) tarafõndan düzenlenen
“Bilişim Kenti Kocaeli Çalıştayı”nda
kentin bir bilişim kentine
dönüştürülmesi için önerilen projeler
ele alõndõ. Çalõştaya KOTO Başkanõ
Halil İbrahim Keleş, “Bilişim
Bölgesi olarak adlandırdığımız bu
gelişme Amerika’daki örneğine
uyarlanarak kamuoyumuz
tarafından ‘Silikon Vadisine’ bir
gönderme yapılarak ‘Bilişim
Vadisi’ne dönüştürülmüştür” dedi.
TÜBİFED Bilişim Sektörü Dernekleri
Federasyonu Başkanõ A.Rüştü
Arseven ve Gebze’de bulunan Logo
Yazõlõm Firmasõ Yönetim Kurulu
Başkanõ Tuğrul Tekbulut,
konuşmalarõnda “Bilişim Vadisi” nin
Kocaeli olmasõ kararõnõn çok yerinde
olduğunu ifade ettiler. KOTO Ekonomi
Danõşmanõ Prof. Dr.Yusuf Bayraktutan
da şunlarõ söyledi: “Bilişim bölgesi,
ilgili kurum ve kuruluşları bir arada
toplayabilecek, aralarında işbirliği
kurulmasını sağlayacak, farklı
kesimlerin ihtiyaç duyacakları
yenilikçi çalışmalarına cevap
verebilecek bir projedir. Kocaeli,
Türkiye için bilişim kenti yer
arayışlarında, çeşitli kriterlerin
ortalama değeri bakımından da öne
çıkmakta; rakibi olabilecek kentlere
karşı avantajlı bir konumda
bulunmaktadır. ”
AVCILAR – Toyota
müşterilerine 1993 yõlõndan bu
yana tam 17 yõldõr satõş ve satõş
sonrasõnda hizmet veren Toyota
Plaza Sonkar bugüne kadar çok
sayõda ödül aldõ. Sonkar, 2009
yõlõnda olduğu gibi 2010
yõlõnda da Türkiye’nin en
prestijli Müşteri Memnuniyeti
Ödülü olan Ichiban Ödülüne
layõk görüldü. Ödüllere adõnõ
veren ve Japonca ‘Birinci’
anlamõna gelen “Ichiban”,
Toyota’nõn müşteri
memnuniyeti sloganõ olan ve
“Önce Müşteri” anlamõna
gelen Japonca “Okyakusama
Ichiban” cümlesinden alõndõ.
Sonkar Ichiban ödülüne
layık görüldü
TEKİRDAĞ - Tekirdağ’õn en
büyük spor kompleksi konumunda
olan Tekirdağ Belediyesi Gençlik
Merkezi’nde engelli çocuklar için
haftanõn belirli günlerinde görevliler
gözetiminde havuzda su sağaltõmõ
(terapisi) uygulanõyor.
Doğuştan yürüyemeyen 7
yaşõndaki İrem Öztürk de su
terapisine katõlan çocuklardan biri.
Baba Seyit Öztürk, bugüne kadar
birçok doktora ve hastaneye
gittiklerini belirterek, “Ancak
olumlu bir netice alamadık.
Ameliyat konusunda garanti
verilemediği ve sakat kalma riski
de olduğu için ameliyat
yaptırmıyoruz. Son olarak
Tekirdağ Belediyesi’nin Gençlik
Merkezi’nde böyle bir
uygulamanın olduğunu öğrendik
ve başvurduk” dedi. Yaklaşõk 1
aydõr Gençlik Merkezi’nde havuz
terapisi eşliğinde fizik tedaviye
devam ettiklerini anlatan Öztürk,
“İrem’in sol ayağında önemli
ölçüde açılma var. Bu bizi çok
mutlu etti. Bu terapi ile İrem’in
yürüyebileceğini umut ediyoruz”
diye konuştu.