20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
D eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN C oethe'nin sö- zü; "Insan bildiği kadar görür" yeterince doğru mu? Kuru bilgi insana gör- meyi öğretebilir mi? 0 bilgiyi özüm- semek, yorumla- mak, yaşama de- neyiminde sına- mak gerekmez mi? Dahası, o bilgiye duyarlık kazandı- rılmazsa, kuru bil- gi, yeterli olur mu? Busorularbirya- zan biçem arayışı- na götürür. Kuşku- suz bir yazann ne söylediği önemli- dir. Ama nasıl söy- lediği daha önemli- dir. Köşe yazariı- ğında "ahkâm kes- mek" kolaydır. Ama Jacques Riga- ut gibi "Et si J'affir- me, J'interroge en- core" (Kesin de söylesem gene sormaktayım) de- mesini bilmek, kendinin gerisinde durmak gerekir. Tekke eğitiminden geçip "tasavvuf ehli" olmak kolay değildir. "ölmez- den önce ölmek" kendindeki kötüyü yenmek anlamına gelir. Günümüzün köşe yazarlan siya- set günlerinin etki- siyle az çile çekme- miştir. Bunu da bir gönül eğitimi say- mak gerekir. Böyle bir gönül eğitimin- den geçip "bilge" kişiliğini kazanan kaçyazarvardır? Kuşkusuz llhan Sel- çuk böyle bir ya- zardır: Kişiliğiyle yazdıklan birbiriyle bütünleşenbirya- zar. Bir köşe yazısı- na deneme tadı kazandıran, kendi- nin uzağında du- ran bir yazar. Ken- dini eğitirken "öl- mezden önce öl- mesini" bilen, nice işkencelerden ge- çerken kişiliğinden ödün vermeyen bir bilge-yazar. SAYFA 22 a Bu dünyadan llhan Selçuk geçtiYARGISORUMLULUÖU Nâzım Hikmet'in yargılanmasında, Şerif Bu- dak adında bir savcı, "Biz bu davada delil ara- yacak kadar saf değiliz" buyurmuştu. Nâzım'ı yıllarca "içerde" tutan bu anlayıştır. Ne zaman sonuçlanacağı belli olmayan yargı- lamalarda sanıklann "içerde" tutulması işkence- dir. Gülten Akın işkence yapan adamın o ellerle çocuğunu nasıl okşayacağını merak ediyordu. Ama işkence yalnız elle yapılmıyor ki! Bir uzak duruş, aldırmayış bile yerine göre işkencedir. On- lar öylesine kanıksamıştır ki bu davranışı, "içerde" tuttuklan insanın suçsuzluğunu anlasalar bile, korkulannı bastınmak için duyarsız kalırlar. Gülten Akın'ın dizelerinde tanıyalım onlan: "Zalimin gecesi mazlumun gecesiyle birdir ve daha uzundurzulme karar verenin gecesi Çünkü acılann, çığlıklann, kargışlann sesi ığne deliğinden geçer olur Dokuna dokuna kıyıcıya cellada Vanr, sebebin kapısında durur." Varlığımızı dengede tutan, devinmemizi sağla- yan güç nasıl bir baskıyla bozulur? O bozulma dönüşü olmayan bir ivme kazanınca nasıl bir sü- rükleniş içine gireriz? Yargılanmanın sorumluluğunu taşıyan görevli- ler buna özen göstermezse, kendi yanlışlannı örtmek için suçlamada direnirlerse, gerçekleri gizlemiş olurlar. Fransız hukukunda geçerli olan anlayışı anım- samakta yarar var: "On suçlu aklansın, yeter ki bir suçsuz ceza görmesin." Ama önyargı ile bir karara vanlmışsa, kamuoyunda suçsuzluğun benimsenmesi anla- mını yitirir. Dargın bir topluma yol açar. SOKRATES'IN SAVUNMASI GİBİ Deneme; edebiyata, felsefeye, siyasete, bilime açılan bir kapıdır. Deneme öncelikle biçem özel- liği gerektirir. Bir yazarın biçem edinmesiyse ömürtörpüsüdür. Aydınlanmaya giden yolu gösteren öyle çok yazar var ki! Neden llhan Selçuk'a aynca önem veriliyor? Çünkü o, yazılarıyla bütünleşen bir "gönül eri"dir. Aydınlanma'ya inanan okurlar bir yana, Aydınlanma'dan korkan okurlann ezberini bozan bir yazardır. "Sokrates'in Savunması" nasıl yüzyıtlardır in- sanoğlunun "amentü"sü sayılmışsa, "llhan Sel- çuk'un Savunması" da başucu kitabı olarak ay- dınlanmaya ışık tutacak, kendimize güven duy- mamızı sağlayacaktır. Düşünceleri yüzünden tutuklanıp "içeri" atılan pek çok yazar var. llhan Selçuk "Ziverbey Köş- kü"nde işkenceden geçtiği "12 Mart Muhtrası" döneminde, dahâ kırk yaşlannda, genç sayılabi- lecek bir yazardı. Gerek ruh sağlığı, gerek beden sağlığını dengede tutarak variığını korumasını bildi. Varlığımızın direnme gücü yerindeyse, bir yazar, baskı dönemlerinden daha bilinçli, daha güçlü çıkabilir. O denge bozulmayagörsün, ölü- me direnecek gücü kalmaz. llhan Selçuk'u güçlü kılan "sömürüsüz uy- gariık" için savaşım vermesiydi. Barışçı bir anla- yışla savaşım vermek anlamlı bir çelişkidir. An- cak llhan Selçuk gibi bilge kişiliği olan bir yazar böyle bir savaşımın üstesinden gelebilir. Yargıçlann bağımsız kişiliğine güven duyma- sa, "ucu açık", "sonu olmayan" Ergenekon yargtlamasında, duruşmalann anahtan olabile- cek şu temel soruyu sormayacaktı: "Fikriyatı Amerika'da yuvalanmış polis odaklı ve Ergenekon savcılığının kurnazlık ve ustalıkla hazırlanmış bu stratejisine mahkeme- niz teslim olmamalıdır." Belki yargılama sonunda bu kuşat- ma yarılacak, "içerdeki insan" özgür- lüğüne kavuşacaktır. Keşke llhan Sel- çuk'un bozulan sağlık dengesi kendi- ni sabırda sınayıp düzeiseydi de, sonsuz özgürlüğü ölüme sığınmakta aramasaydı. ÖDÜN VERMEYEN BİR KİŞİLİK llhan Selçuk deneme tadındaki ya- zıları, bilge kişiliğiyle en çetrefil konu- ları yavaşça söylemesini bilen bir kö- şe yazanydı. Hakan Akpınar'ın kitabından yola çıkarak kö- şe yazarlığının sorunları üzerinde durduğum bir yazıda şöyle bir gözlemimi belirtiyordum (Cum- huriyet KİTAP, Onlann Hikâyesi, 5 Haziran 2008): "Gazetecilik mesleği; aç kalmak, dövülmek, işkence görmek, hapis yatmak gibi sıkıntılan ya- şamanın yanında; işini bilenler, arkadaşlarını sa- tanlar, kendine saygısını yitirenler için, bir başka üne ulaşma, varlıklı olma yoludur." Çetin Altan, gazetecilikte çektiği çileler yetmi- yormuş gibi, TİP milletvekili olduğu zaman bile dövülmekten kurtulamaz. TBMM'de Faruk Sü- kan'ın suçlamalarına karşı, "En büyük şairdi Nâzım Hikmet" diyen Çetin Altan acımasızca dövüldü. Çetin Altan "Ben Milletvekili Iken" adlı kita- bında bu dövülme olayını şöyle anlatır. "... O gece sırtımdaki gömlekteki tekmelerin ayak izleri kaç kez yıkandığı halde çıkmadı. Ve bir süre morarmış vücudumla, göğüs kemiklerim sızlayıp durdu. En çok da Anayasa ve Adalet Komisyonu'nun AP'li üyeleri gelip vurmuş, çiğ- nemiş, tekmelemişlerdir." Ama ilhan Selçuk'un saygı duyulan kişiliğinde; işkenceden geçmesine karşın, düşüncelerinden ödün vermeyen bir "aydınlanma bilgesi" oluşu var. Elli yıla yaklaşan bir zaman dilimi içinde "Pen- cere"sinden insanlara, olaylara bakarken, yazar- lık bilincinin, insanı degiştirmek, sömürünün ol- madığı bir uygarlık düzeninde yaşatmak için bi- linçlendirmek olduğuna inanarak yazdı. Her gün kendini bir sıkıdüzene sokarak, yeni bir umut için yazısını hazırlamak, kendine olan saygıyı yitirmeden, insanın kurtuluşuna uzanan yolda "Âydınlanmanın Işıklı Penceresi"ni açık tutmaktı onun işi. Bir köşe yazısı hazııianırken hangi öğeleri kap- saması gerektiğine inanıyordu: "Bir yazının üç boyutu vardır. Bunun biri za- mandır. Bir yazı, eğer zaman (geçmiş ve gele- cek) içinde düşünülmezse o yazının boyutu ek- sik kalır. Aynı zamanda, bir yazının derinliği önemlidir; bu yazdığınız konunun en uç noktası- na kadar kavranabilmelidir. Bir yazının genişliği de vardır, yaşadığımız dünyanın, yaşadığımız mekânın ufuklannı iyi tanımamız gerekir" (Aydın- lanma Bilgesi İLHAN SELÇUK, Alpay Kaba- calı ile Söyleşi: llhan Selçuk Yaşamını ve Gö- rüşlerini Anlatıyor, Gürer Yayınlan, 2007). Her yazar kendince bir yorumla bakıyor ilhan Selçuk'a. Yazdıklannı okuyarak böyle bir yoru- ma varmaktansa, kendini anlatmasına kulak ve- rerek onu tanımak daha gerçekçi bir yaklaşım olur. Deneme duyarlığıyla da olsa, değişik konulara bakan bir yazann kendini yinelemesi gibi sakın- calı bir durum vardır. Ama belli bir konunun bi- linmez aynntılannı işlemek kendini yinelemek an- lamına gejmez. Bir olayın görünmez yönlerinde, insan ilişkilerindeki sonsuzlukta görmesini bilen için, aynca anlatılması gereken ayrıntılar vardır. llhan Selçuk bu yazı çalışmasını şöyle anlatı- yor: "Herhangi bir olayı incelemek için çalışmak zorundasınız, analize gitmek zorundasınız. Bu zorunluluk insanın itici gücüdür. Ama eğer tem- belseniz ye bu çalışmayı yapmazsanız, o zaman içi boş bir çuvala dönersiniz. Köşe yazarlığını sürdürmek, bir kemancının her gün sekiz saat antrenman yapmasına benzer; bir piyanistin her gün en aşağı altı yedi saat, belki daha fazla, ça- lışmasına benzer. Çalışmadıgı zaman çaptan düşer. Atletler, futbolcular için de aynı şey ge- çeıii. İnsan, çalışmadıgı zaman çaptan düşer." KARŞIDEVRİM Kötülük toplumunda bir yazann kendini kur- tarmaya çalışması suç işlemek anlamına gelebi- lir. Osmanlı Deyleti'nde başlayan Batılılaşma eylemi ümmetçi bir toplumun değişmesini sağ- layan köklü değişimler içermiyordu. Ancak Cumhuriyet döneminde "aydınlanma" anlayışıyla laik bir topluma geçildi. Ama devrim, süreklilik isteyen bir devinimdir. Karşıdevrim eylemleri "aydınlanma"nın ışığını karartmaya yönelikti. Karşıdevrim eylemleri yü- zünden cumhuriyet kültürünü yerleştirmekte zor- lanıyoruz. llhan Selçuk diyor ki: "Cumhuriyet devrimi ilan edildiği zaman Türki- ye'de 12-13 milyon insan var, bunun yüzde 90'a yakını okuma yazma bilmiyor. Böyle olunca yazılı kültürden uzak bir toplum var demektir. Bu top- lum tam yazılı kültüre geçerken televizyon çıkı- yor, yazılı kültürü atlayıp görsel kültüre doğru yö- neliyor insanlar. Böyle olunca yazarlann işi zor." Cumhuriyet kültürünü yaşatmak için bizi "ay- dınlanma"ya çağıran bir bilge yaşadı aramızda. Sonra da "bir halden bir hale geçer gibi" ölüme sığındı. Nâzım Hikmet'in yargılanmasında savcı Şerif Budak ne demişti: "Biz bu davada delil arayacak kadar saf deği- liz." Ergenekon savcıları llhan Selçuk için ne diyor: "llhan Selçuk'un 'tecrübeli, uyanık, zeki' oldu- ğu ve 'açık vermemeye çok dikkat ettiği' ileri sü- rülerek kendisini suçlayacak delillerin neden ek- sik ve yetersiz olduğu konusunda mazeret be- yan ediliyor. Daha başka deyişle savcı şöyle ko- nuşuyor: - llhan Selçuk hakkında yeterli delil yoktur, ama bu 'zeki, uyanık, tecrübeli' olduğu içindir." Bu dünyadan "aydınlanma bilgesi" bir llhan Selçuk geçti. Görevini onurla yapmanın sorum- luluğu içinde ardına bakmadı bile. • Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kıtaplannızı aşağıdaki adrese gönaeriniz Mustafa Şerif Onamn Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 Ûmitköy-Ank. Tel.: (0312)2359111-2362346 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle