25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Münir Cöle'den Yırtık' Zor zamanlar Münir Göle, son romanı YırtıKta üç erkeğin birbiri- ne bir kadın aracılığıyla teyellenen öyküsünü anla- tırken arka planda, hayatın farklı dönemeçlerinde- ki kahramanlarının zamanla ilişkisini sorguluyor. EsetlTEZEL * nsanoğlunun, aslcn kendi ba- I şuıın altmdan çıkmış olan za- I . man kavramıyla üişkisi hiç -JL bitmeyen bir sınav. Sonsuz bir boşlukta kaybolınamak adma ken- dimize çeşitli zaman dilimleri yara- tır, var oluşumuzu bıı dilimleri bir- birine eklemleyerek bütünlemeye çahşırız. Bütünün çerçevesini çizer- ken elbette yaşadığınıız toplumun ve ça- ğın zaman ölçütlerini kullaıiırız; belli bir takvim, belli bir saat belirleme tekniği, belli bir zaman ölçme şekli gibi. Fakat kişise) bağlamda tabloyu tamamlamak için asıl ihtiyacımız olan, salıip olduğu- muz "boş zamanlar''ın içini dolduracak bize özgü yaşantılardır. "Birkaç dakika önce" içtiğimiz su, "bir haf'ta önce" etti- ğimiz kavga, "önümüzdeki ay" çıkacağı- mız tatil, "beş sene önce" tanıştığımız ar- kadaşımız, "on sene sonra" yerleşmeyi planladığımız yer işte bu şekilde ottaya çıkar ve bir araya gelerek hayatımızı oluşturur. Fakat bireyin zamanla ilişkisi- ne sınav niteliğini veren asıl unsur bütün bunların ötesinde, söz konusu ilişkinin o birey nazarındaki değişkenliğidir. Dene- yimlerimiz, zamanı anlamlandırış biçimi- mizi hiç durmadan değiştirir. ŞİMDİ VE SONRA Münir Göle'nin üç ayn bölümden olu- §an sürükleyici romanındaki üç erkek karakter, her ne kadar kendi apayn deıt- lerine dalıp gitmiş gibi görünse de, aslın- da onları birbirine bağlayan cn önemli unsur, romarun "leitmotiv"i sayılabilecek olan kaduı kahramandan ziyade, söz ko- nusu erkeklerin üçünün de zamanı an- lamlaıidırma konusunda son derece kri- tik bir noktaya, bir tür uçuruma gelmiş olması. tlk hikâyede, işinden yedi gün izin alan -ki bu izni niçin almış olduğunu sonra- dan öğreniyoruz- bir adam, günlük tuta- rak bu yedi günü kayda almaya karar ve- riyor. Bu süreçre, belki o zamana kadar hiç düşünmediği şeyler düşünüyor; göv- desini dinliyor, evindeki sessizliğin sesini dinliyor, kendisine nasıl bir insan oldu- ğuna dair sorular soruyor, bölük pörçük anılara dalıyor, ahşkanlıklarını ve günde- lik hayannı sorguluyor, yer yer içsesini bastırmaya çalışıyor. Fakat bu adamın asıl amacı, "şimdi"yi yakalamak. Çünkü hayatı hep "bugün kalsın, yarın yapa- nm"lardan oluşan bir geleceği planlaya- rak geçmiş; çoğumuz gibi. Bir süre son- ra, kendisi için bunun kesinlikle müm- kün olmadığını fark ediyor; "şimdi"sini çoktan kaybetmiş olduğunu görüyor. "Benim şimdim bitimsiz, çünkü o şim- di'den yoksunum ben," diyerek, insa- noğlunun yarattığı, zamana dair kavram- lardan en önemlisini ıskaladığını kendine itiraf ediyor. Birinci bölüınün sonunda anlıyoruz ki, bu karakterin panik içinde ken- dine bir "şimdi sığınağı" yarat- maya çahşmasının gayet geçerli bir nedeni var. Hayatın öyle bir dönemecine gehniş ki, onun için artık ertelemelerden mürekkep bir gelecekten söz etmek imkân- sız. Fakat biz okur olarak bunu anlarkcn, o da acı gerçeği görü- yor: "Şinıdi'"nin kaydını tutmaya çalışmak bile o "şinıdi"yi yakala- maya engel. Hayatımızın herhan- gi bir ânını yazıya dökmemiz, o ânın geçip gitmiş olmasmı, "bir an önce"ye dönüşmesi- ni gerektiriyor. Kitaptaki ikinci hikâ- yede bir başka adam, kısa bir süre önce aynl- i dığı eski sevgilisinin de- dikodusunu yaparak onun hakkmdaki "iç açıcı" fikirlerini okurla paylaşırken, kadın-er- kek ilişkisinin özünde taşıdığı bütün zehri ka- nımıza zerk ediyor. Insanlar genellikle eski sevgililerini hayırla anmaz; özelliklc de zamanm sihirli gücü henüz beyindeki limbik sistemi soğutmamışsa. Adamın bu beş para etmez kadına yöneUk aşağı- lamaları, küfür düzeyine varan hakaretle- ri, onu ve ondan yola çıkarak ailesini, ar- kadaşlarmı, dahil olduğu sosyal zümreyi yerin dibine sokuşu başlangıçta okur ola- rak bize haince bir zevk veriyor. Ne de olsa kötücül yaklaşımlar, şahsımıza yöne- lik olmadığı sürece daima eğlencelidir! Fakat adamın anlatükları birbirine ek- lenip arttıkça, tablo değişmeye başhyor. Hikâyesinin başında okur olarak bütün saflığımızla ona inanmaya hazırken, bir noktadan sonra onun bu bitmek bilme- yen, adeta kendi içinde bölünerek çoğa- lan öfkesinin altında farklı kaynaklar ara- maya başhyoruz. Belli ki bu adam, yakın Münir Cölenln üc ana karakteri de zamanın gündellkten farklı bir blclmde tanımlandığı ve yorumlandığı dönemeçlere gelmiş erkekler. geçmişi değerlendirme konusunda ciddi bir sorun yaşıyor; üişkisi kısa bir süre ön- ce bitmiş birçok insanın karşı karşıya kaldığı, "psikolog onayh" diyebilcceği- miz dozdaki acı ve kızgınlığın ötesinde bir yerde duruyor. Asbnda söz konusu kadından da fazla, o kadınla birlikte olan, hem de oldukça uzun bir süre bir- likte olan kaıdisinden nefret ediyor. Gö- le'nin daha önceki yapıtlarından da aşina olduğumuz "kopma-kopamama" ikile- mi, altında yatan tüm duygusal ve zihin- sel dinamiklerle birlikte bu hikâyede bir kez daha gözümüze çarpaıken, adam es- ki sevgilisinin onda su yüzüne çıkardığı - ve asleiî bu kadınla ilişki yaşamasını sağ- layan- kendi ucuz, adi, bayağı yanından tiksiniyor. Bir insanla birlikte olmak, o insanın bir parçasını ölene dek içimizde taşımayı peşinen kabul etmektir ve adam, ne kadar lanetle anarsa ansm, eski sevgüisini tıpkı bulaşıcı bir hastalık gibi geçmişten alıp "şimdi"den geçirerek ge- leceğe taşıyacağını biliyor. MESAFEYE TUTUNMAK Üçüncü ve son hikâyenin baş karakte- ri, masa başına oturur oturmaz kendisine musallat olan tıkanıkhğı aşarak romanın- da ilerlemeye çalışan bir yazar. Bu ada- mın kendi üzerine kapalı, alışkanlıklann belirleyici olduğu, ben odakh dünyası, o dünyanın içine giren bir kadınla birlikte yavaş yavaş sarsılmaya başlıyor. Söz ko- nusu kadın, artık bizim için tanıdık: Bi- rinci hikâyede, "§imdi"yi yakalama der- dindeki adam için teğet geçmiş bir aşkı, bir tür "kayıp zamanı" simgeleyen, ikinci hikâyede ise yakm geçmişteki eski sevgi- liye saydırılırken karşımıza çıkan -ve öf- keli kahramanımızın uzak geçmişte bir- likte yaşadığı, hem hayaunın kadını hem de çocuğunun annesi olduğunu öğrendi- ğimk- kişi: Chiara. Üçüncü adamın Chiara'yla ilişkisi, başlangıçta belli bir duygusal mesafe ekseninde şekilleniyor ve adam, kendisinin de çok doğru bir bi- çimde ifade ettiği gibi, "bu mesafeye tu- tunuyor." Ne de olsa o güne kadar kim- seye ihtiyaç duymamış, kimsenin hayan- na kanşmamış, kimseyi kaıdi hayatına karıştırmamış, hiç kimse için gündelik akışında en ufak bir değişiklik yapmayı aklının ucundan bile geçirmemiş. Bu ka- dınla ilişkisini de aynı mesafede sürdüre- bileceğini düşünüyor. Üstclik bir yandan da ondan, romanına ivme katacak bir il- ham perisi olarak faydalanmayı kuruyor. Fakat hesaba katmadığı şu ki, zaman içinde derinleşen her ilişki, ilişkiye giren tarafların geçmişinin yükünü sırtlanmaya yazgılıdır; özellikle de bu yük ete kemiğe bürünmüşse. Chiara'nın bir çocuğu var ve adamın başlangıçta farkında bUe ohnadığı bu ufacık aynntı, kjsa bir süre sonra bu iliş- kinin geleceği konusunda ne kadar belir- leyici olacağını açık seçik ortaya koyuyor. Çocuk sahibi olan her insan gibi Chia- ra'nın da önceliği çocuğu; çocuklu bir insanın hayatındaki en önemli kişi olmak asla ve hiç kimse için mümkün değil. O güne dek mutlu mcsut şimdi'yi yaşayan adam, hayatmda belki de ilk kez gözünü geleceğe diktiği noktada o geleceği oluş- turup, paketleyip hazır olarak bir kenar- da bekletmenin yolunu aramaya başhyor. Çünkü ona göre, "geleceğe yönelebilmek için, şimdi'de bütün parçacıklann ekil- miş olması" gerekiyor. Yazısmı "ilmekil- mek örerek" kitabında süratle ilerlerken, bir yandan da geleceği örmeye çalışıyor ve bu yolda attığı ilk önemli adım, kadı- na kendisiyle birlikte yaşamasını teklif et- mek oluyor. Fakat kadın bu teklifi kabul ettiğinde, onun çocuğunu da büyük bir doğallık ve rahadıkla -çünkü kimin bir annenin çocuğunu kolunun altmdan ayırmamasına itirazı olabilir ki?- berabe- rinde getireceğini düşünemiyor. Çocu- ğun gelişiyle birlikte doğal olarak ada- mın rahatı bozuluyor ve bu defa da gele- ceği dikenlerindcn anndırmak üzere ikinci bir hamle yapıyor: Çocuğu bir ya- tılı okula göndermeyi öneriyor. Bütün çabası, kendi için keyfince kurmuş oldu- ğu hayatın bir benzerini, Chiara'yİa ikisi ~r için kurrnak yolunda. Bunu başaramıyor; çünkü ipler bu kez onun elinde değil. Gerçeği anlar anlamaz, geleceğe bakışı farkİı bir boyut kazanıyor: Geîeceğin olasıhk zengini doğasını tüm netliğiyle görüyor, planlan bugün onaylansa bile yann hiçbir şeyin ya da belki bazı şeyle- rin planladığı gibi gitmeyebileceğini anh- yor ve kendisine şu hayati soruyu soru- yor: Acaba bizzat vücuda geürmediğim bir geleceğe teslim olma riskine hazır mı- yım? Bu soru, içinde bir tür özgürlük ih- timalini barındırmakla birlikte adam için, bugüne kadar varlığından bile ha- berdar olmadığı bir huzursuzluğun kay- nağı haline geliyor. Görüldüğü üzere, romanın üç ana ka- rakteri de zamanın gündelikten farklı bir biçimde tanımlandığı ve yorumlandığı dönemeçlere gelmiş erkekler. İlk karak- ter için şimdinin anlamı yokluk, ikincisi için geçmişin anlamı öfke, üçüncüsü içinse geîeceğin anlamı risk. Hayatın hiç- bir iniş çıkış içermeyen rutin dönemle- rinde, zaman durgun akan bir sudur ve kendimizi akışa fazla kapdrırsak, o gün ayın kaçı olduğunu bile unutabiliriz. Geçmişi, şimdiyi ve geleceği sorgulama- ya ise, daha da az vakit ayırınz. Çünkü zaman üzerine düşünmeye, hatta zamanı saptamaya ihtiyacımız yoktur. Ancak ha- yat bir gün, can sıkıcı derecede sıradan bir insanın karşısına bile bir yol ayrımı, bir uçurum, hatta kendini sonunda bo- ğazına kadar içine gömülmüş bulacağı bir bataklık çıkarabilir. Işte zamanın bi- zim için ne anlama geldiğini asıl bu kritik dönemlerde anlanz; tıpkı gerçekte nasıl bir insan olduğumuzu ancak acı çeker- ken anladığımız gibi." Yırtık/ Münir Göle/ Yapı Kredi Ya- yınlan/328 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1066 * SAYFA 73
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle