19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
eryüzü Kitaplığı CELÂLÜSTER [email protected] Mario Vargas Uosa futbolu, futbolculann r : tannlaştınlmasını ve Maradona'yı yorumluyor Yaşasın Maradona! Bir Dünya Kupası daha geride kaldı. Bu kupanın belki de en önemli özelli- ği, tarihinde ilk kez bir Af- rika ülkesinde, Güney Af- rika Cumhuriyetinde dü- zenlenmesiydi. Gölgede ve Güneşte Futbotun ya- zarı Eduardo Galeano. 2010 Dünya Kupası maçla- rını izledi mi, bilmiyorum; ama Güney Afrika'ya git- memis olsa bile, en azın- dan televizyondan izle- miştir diye düşünüyorum. G ençliğinde futbolcu ol- ma düşleri kurmuş olan Galeano'nun ülkesi Uruguay, 1930'da ev sa- hipliğini üstlendiği ilk Dünya Ku- pası'nda Arjantin'i yenerek, 1950'de de Brezilya'yı evinde boz- guna uğratarak sihirli kupayı iki kez kazanma onuruna erişnıişti. Uruguaylılar, Isviçre 1954 ve Meksika 1970'ten sonra Güney Afrika 2010'da üçüncü kez yarıfînal oynadılar. Latin Amerika'mn Kesik Damarla- n'nın, Ateş Anılan'ıun, Kucaklaşmamn Kitabı'nın, Biz Hayır Diyoruz'un yazan Galeano, Gölgede ve Güneşte FutboFd-d, tarihsel kökenlerine indiği futbol oyunu- na tutkuyla yaklaşırken, futbolun küresel şirketlerle hiç de kutsal olmayan ittifakını eleştirmekle yetinmemiş, bu oyunun çe- kiciliğini ideolojik gerekçelerle yadsıyan kimi solcu aydınlardan da esirgememişti eleştiri oklannı. Her Dünya Kupası'nın ardmdan kita- bına yeni bir bölüm ekleyen yazar, ro- mancı, militan gazeteci Galeano, Gölgede ve Gûne$te FutboFda Güney Afrika 2010 için de bir bölüm açacaktır mutlaka. SHAKESPEAREDE FUTBOL Dünya edebiyatının anlı sanlı yazarlan- nın futbola duyduklan ilgiyi Shakespea- re'e kadar götürebilirsiniz. Yine Galea- no'nun kitabında okumuştum. Shakes- peare, 1592'de kalane aldığı Yunliflıklar Komedyası'nda, bir karakterin yakınma- lannı dile getirirken futboldan yararlanır: "Beni futbol topu mu sandınız? Bir o yana, bir bu yana tekmeleyip duruyorsu- nuz. Böyle sürüp gidecekse, beni deriyle kaplamanız gerekecck..." Eskiden, .Ingiltere krallarınuı, halk ara- sında hızla yayılan futbolu zaman zaman yasakladıklannı, ama bu "bulaşıcı hastalı- ğın" yayılmasını önleyemedikleri bilini- yor. Belli ki, bir zamanların Ingiliz soylu- lan da bazen iki köyü birbirine düşüren SAYFA 6 bu oyunu hor görüyorlardı. Kra/Learde, Kent Kontu'nun karşısındakini topa tu- tarken, "Sen, aşağılık futbol oyuncusu!" demesi de boşuna olmasa gerek. KALECİ NABOKOV | Aralannda Henry de Montherlant, Al- bert Camus ve Vladimir Nabokov'un da bulunduğu pek çok yazar, "ayak to- pu"nun büyüsüne kapılmıştır. 20. yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli romancı ve oyun yazarlanndan biri sayılan Mont- herlant, fiziksel gücü ve erkekliği yücel- ten yapıtlanyla tanınmışn; futbola olan eğilimi de bu eğiliminden kaynaklanmış olabilir. Nabokov ise, anılannda, Cam- bridge Üniversitesi'nde kalecilik yapuğı günlerden söz eder. YOKSUL CAMUS (Staus'ye gelince, o, Cezayir'de futbol oynadığı gençlik günlerinden tutkuyla söz ederken, en iyi ahlak derslerini üni- versite dersliklerinde değil de, futbol sa- halannda aldığını söyler. Neden hep ka- lecilik yaptığı sorulduğunda verdiği yanıt ise, onun "özyaşamöyküsü"nün çarpıcı I bir parçası olarak kalacakür: "O zamanlar çok yoksulduk. Beride oynayanlann ayakkabılan çok çabuk es- kiyordu. O yüzden kaleci olmayı seçmiş- tim..." VARCAS LLOSA DÜNYA KUPASI'NDA Futbol sevdalısf yazarlardan biri de Mario Vargas Llosa. Pek çok yapm dili- mize de çevrilen Perulu yazar, Ispanya'da düzenlenen 1982 Dünya Kupası sırasın- da bir gazeteye futbol yorumculuğu yap- mıştı. Vargas Llosa, Dünya Kupası __ açılış maçından bir gün önce, Barcelona'daki Nou Camp stad- yumunu gezerken, Perulu fut- bolcuların yanlarmda getirdikleri büyücülerle ilgili sorulanyla kar- şılaşır öteki gazetecilerin. Perulu oyuncular, La Coruna kentindeki ilk rakipleri Kamerun takımının yanında getirdiği büyücülerin gü- cünü kırmak için kendi büyücüle- rini alnuşlardır yanlarına. Vargas Llosa, Perulu büyücüle- rin nerdeyse ulusal haydut edebi- yatının bir parçası olduklannı, "büyücülüğü" Dünya Kupası'nı ucuz yoldan izleyebilmek için kul- landıklannı söyleyerek meslektaşları- nı düg kınklığına uğratmak istemez: PERULU BÜYÜCÜLER "Onlara, bizim takuıJa gelen bü- yücülerin, Peru'nun en önemli büyü- cülük yöresi olan Ayabaca dağların- dan kopup geldiklerini anlattım. Ayabaca'nın, kız çocuklarının yürü- meyi öğrenmeden süpürge sopaları üs- tünde uçmayı öğrendikleri, oğlan çocuk- larının da kendilerini kurbağalar ve yılan- lara dönüştürmeyi öğrendikleri bir yöre olduğunu söyledim. O anda soru yağmu- runa tutuldum. Perulu büyücüler kara büyü mü yapıyorlardı, yoksa ak büyü mü? Ben orta yolu seçtim, bizimkilerin 'clıolo' büyüsünde, yani kırnıa büyüde uzman olduklannı söyledim. Kuşkusuz, bütün bu futbol dışı öğelerin Peru-Ka- merun maçını gerçekten 'büyüleyici' kıla- cağmı eklemeyi de unutmadım..." 1980LERİN PELE'Sİ 19 Haziran 1982 günü yayımlanan "Maradona ve Kahramanlar" başlıklı ya- zısında ise, gencecik yaşında "tannlaştın- lan" Maradona'yı yorumluyor Vargas Llosa: "Belçika'yla oynanan açılış maçında si- lik bir oyun çıkardığı için, birçoklan Ma- radona efsanesinin nereden çıktığını ve neden hâlâ sürdüğünü soruyordu. Oysa küçük yıldızın yeteneğini baştan sona ko- nuşturduğu Arjantin-Macaristan maçın- dan sonra arrık kuşkuya yer yok: Mara- dona, 1980'lerin Pele'si. Bu kadar da de- ğil: însanlaniî aslmda kendilerine tapın- mak için yarattıkları caıılı tanrılardan biri j Maradona." | O sıralar Maradona, Barcelona'ya yeni transter olmuş. Vargas Llosa, bu trans- ferden söz açarak sürdürüyor yazısını: "Maradona, çok kısa sürmesi kaçınıl- maz bir dönem için, dünyadaki milyon- larca insanın gözünde, bir zamanlar Pele, Cruyff, Di Stefano, Puşkaş neyse o. Yine çok kısa bir süre için, futbolun cisimleş- miş hali, bu sporu simgeleyen kahraman. (...) Barsa'nın ödediğion milyon dolar, basit bir ölümlü için çok büyük para, ama bir efsaneyi satın aldıkları düşünü- lürse sudan ucuz." MARADONA'NIN RESİTALİ Peki, Maradona nasJ oynuyor? Vargas Llosa gibi bir yazar nasd bir yorum geti- riyor onun oyununa? "Maradona'nın oyununu tanımlamak kolay değil. O kadar karmaşık bir oyun ki, tanımlarken kullanılan her sıfatın ayn- ca anlamlandınlması gerekiyor. Soylu Pe- le gibi göz alıcı ve dramatik değil, ama en olmadık açılardan kaleye çekliği güçlü şutlarda ya da bir kısa pasla karşı konul- maz bir atağı başlatıverişinde o kadar et- kili ki, onun, oyunu bireysel bir deha gösterisinc (ya da, bir yorumcunun, Ma- caristan'a karşı çıkardığı oyundan sonra pek haklı olarak dediği gibi bir 'resital'e) dönüştüren olağandışı bir oyuncu olma- dığını söylemek büyük haksızlık olur." KUTSAL CANAVARLAR Vargas Llosa, insanların çağdaş kahra- manlara duydukları gereksinimden söz ederken, futbolculann kalıramanlığmın kısa ömürlü olduğunu vurgulamadan edemiyor: "İnsanların çağdaş kahramanlara, tan- nya dönüştürebüecekleri varlıklara ge- reksinimi var. Bu, her ülke için geçerli. Kültürlü kültürsüz, zengin yoksul, kapi- talist sosyalist, her toplum etten kemik- ten idollcri tahta oturtmak ve onlara tüt- süler yakmak gibi akıldışı bir gereksinim duyuyor. Bugüne kadar politikacılar, as- kerler, film yıldızlan, sporcular, dolandı- ncılar, hovardalar, azizler ve amansız haydutlar popülerliğiiî sunaklarına otur- tuldu ve kolektif bir tapıma dönüştürül- dü. Fransızlar bunlara çok güzel bir söz bulmuşlar: 'kutsal canavarlar'. (...) Ama futbolcular, hiç kuşkusuz, kitlelerin çılgınca tapınmasını kor- kunç bir silaha dönüştürebilen poli- tikacılar ve askerlerden çok daha za- rarsız. Futbolcu tapımı, bir film yıldı- zının tannlaştınlmasını kuşatan yü- zeyselliğin zehirli havasını taşımıyor. Bir futbol yıldızına tapınma, onun ye- tenekleıi sürdüğü sürece geçerli, yete- neklerin sönüp girmesiyle tapınma da yitip gidiyor..." Bir futbolcuya duyulan hayranlığı, saf şiire ya da soyut resme duyulan hayranlığa çok yakın buluyor Vargas Llosa. Böylesi bir hayranlığı, ussal ola- rak tanımlanabilccek bir içerik olma- dan, salt biçime duyulan bir hayranlık olarak görüyor: "Futbolun erdemleri -beceri, çeviklik, hız, virtüozite, güç- zararlı toplumsal tu- tumlarla ya da insanhkdışı davranışlarla ilişkilendirilcmez. O nedenle, madem kalîramanlara gereksinim duyuyoruz, yaşasın Maradona..." • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle