Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
22 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
HAYAL ve GERÇEK
KÜRŞAT BAŞAR
Yazarlar Kahvaltısı
Başbakan’ın verdiği yazarlar kahvaltısı
epeyce yazı malzemesi oldu. Ben de davetliler
arasındaydım ve kahvaltıya katıldım.
Tabii bir kahvaltının beş buçuk saat
süreceğini düşünseydim gitmezdim, ayrı. Her
ne kadar yemekli bir program yapsam da
çocukluğumdan beri bir masada saatlerce
oturmakta büyük sıkıntı çekerim çünkü.
Daveti protesto edenlere saygım var. Bence
gelip düşüncelerini ve eleştirilerini orada da
söyleyebilirlerdi, ama demek ki bundan bile
umutları yok. Buna da saygım var.
Başbakan’ın, protesto edenlere sitem
etmesini biraz gereksiz buldum. Başbakan “hiç
değilse” bazı entelektüellerin kendisini toptan
reddetmesine alışsa iyi olur. Çünkü bu tutumu,
“demokratik açılım” sözünün ruhuna uymuyor.
Şu sözü bence herkes, her zaman hatırlamalı:
Bize övgüler düzenlerden öğreneceğimiz pek
az şey vardır.
Kahvaltının neredeyse akşam yemeğiyle
birleşmesinde hükümetin bir suçu yok.
Başbakan her konuşanı dinleyip not aldı, tek
tek cevap verebilmek için de Antalya uçuşunu
erteledi. Katılımcılar işi ciddiye almış; çocukluk
anılarından başlayıp yol haritasına kadar
anlattılar.
Toplantıda dikkatimi çeken şeylerden biri,
bizde eli kalem tutan, kitap okuyan herkesin
devleti yönetmek konusunda büyük bir heves
içinde olduğunu bir kez daha görmekti.
İkincisi, her ne kadar edebiyatçılar bir araya
gelmişse de, Başbakan dışında kimsenin
edebiyatımıza bir göndermede bulunmayışıydı.
Katılımcıların büyük çoğunluğu devlet erkânı
karşısında son derece saygılı ve sanıyorum
söylediklerinin devlet katında bir etki
yapacağına inanmış insanlardı.
Alev Alatlı ve Ayşe Kulin dışında, bu açılımla
ilgili eleştiri getiren olmadı. Belki birkaç kişi de
açılımı doğru ama yetersiz bulduğunu, daha
büyük adımlar atmak gerektiğini söyledi. Bu
öneriler arasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de
silah bırakması önerisi vardı. Buna Başbakan’ın
verdiği cevap biraz matraktı: “Biliyorsunuz
resmi bir ordunun aksesuvarı silahıdır, silahını
bırakması diye bir şey söz konusu olamaz...”
Doğan Hızlan, Gani Müjde, Elif Şafak, ben
ve birkaç kişi dışında herkes uzun uzun Kürt
açılımı konusundaki görüşlerini belirtti.
Benim Kürt açılımı konusundaki görüşüm, bu
açılımın biraz entelektüel bir faaliyet boyutunda
kaldığı şeklindeydi. Bu toplantıda bu düşüncem
iyice pekişti.
Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat
diyenlere...
kursatbasar63@gmail.com
Yaygõnlaşan milliyetçilik fikirleri Avrupa devletleri tarafõndan Hõristiyan tebaaya aşõlanmaya çalõşõlmõştõr
Osmanlõ’yõ parçalama stratejisi
Osmanlı ordularının ağır ye-
nilgisiyle sonuçlanan 1877 Os-
manlı-Rus savaşı sonucunda
batıda Yeşilköy’e kadar ilerle-
yerek İstanbul kapılarına da-
yanan Rus ordusunu İngiliz
donanmasının toplarını gör-
mesi durdurmuştu. (Akdes Ni-
met Kurat, Rusya Tarihi, Ankara,
1987, s.354-355) Doğuda ise Rus
ordularõ Erzurum’a kadar ilerle-
mişlerdi. Savaş sonrasõnda imza-
lanan Ayastefanos ve Berlin an-
tlaşmalarõ ile Balkan Hõristiyan
topluluklarõndan Romanya, Sõr-
bistan ve Karadağ bağõmsõzlõkla-
rõnõ kazandõlar. Bulgaristan ise
özerk ve sõnõrlarõ geniş bir prens-
lik olarak bağõmsõzlõğa çok yak-
laştõ. Bu şekilde Balkan Hıris-
tiyanlarının bağımsızlıklarını
elde etmeleri sağlanmış, sıra
Anadolu Hıristiyanlarına gel-
mişti. Ermenilerle ilgili õslahat
maddeleri Ayastefanos ve Berlin
antlaşmalarõna bu amaçla konul-
du ve böylece Ermeni konusu
“Şark meselesi”nin yeni bir bo-
yutunu oluşturdu.
Tutum değişiklikleri
Osmanlõ’nõn Rusya karşõsõnda-
ki ağõr yenilgisi, kõsa süre önce pa-
dişaha sadakatlerini belirtmiş olan
Patrik Nerses Varjebedyan’õn ve
İstanbul’daki Ermeni aydõnlarõnõn
birden tutum değiştirmelerine yol
açtõ. Nitekim, Patrik başkanlõğõn-
da toplanan “Ermeni Milleti Mec-
lisi” tarafõndan Rus Çarõ’na gön-
derilmek üzere hazõrlanan muhtõ-
radaki önde gelen talep, Doğu
Anadolu’da halen Rus işgalinde
bulunan Fõrat Nehri’ne kadar olan
bölgenin Türklere iade edilme-
mesi ve Rusya tarafõndan ilhak edi-
lerek burada Rusya’nõn vesayetinde
bir Ermeni devletinin kurulma-
sõydõ. Muhtõra, Osmanlõ Ermenileri
adõna Edirne’de ziyaret edilen Rus
Başkumandanı Grandük Nico-
la’ya verildi.
Bu ortamda imzalanan (3 Mart
1878) Ayastefanos Antlaşma-
sı’nõn 16. maddesine göre Osmanlõ
Devleti, Ermenilerin yerleşik ol-
duğu Doğu Anadolu vilayetle-
rinde õslahat yapõlacak ve bura-
lardaki Hõristiyanlar, Kürt ve Çer-
keslere karşõ korunacaktõ. An-
cak, Rusya’nın Anadolu’nun
doğusu ve Mezopotamya üze-
rinde hâkimiyet kurarak Hin-
distan yolunu tehdit edeceğin-
den endişelenen ve meydanı tek
başına Rusya’ya bırakmak is-
temeyen İngiltere, bu gelişmeyi
onaylamadı ve Moskova’nın
Ayastefanos Antlaşması’yla sağ-
ladığı kazanımları budamak
amacıyla Berlin Kongresi’nin
toplanmasını sağladı.
Alman Şansölyesi Bismark’õn
başkanlõk ettiği ve Rusya, Osmanlõ
Devleti, Fransa, Avusturya-Ma-
caristan, İngiltere ve Almanya’nõn
katõldõğõ kongre sonucunda im-
zalanan (13 Temmuz1878) Berlin
Antlaşması’nda, Ayastefanos
Antlaşması’nın Ermenilerle il-
gili 16. maddesi değiştirilerek 61.
madde olarak yer aldı. 61. mad-
de önceki antlaşmanın 16. mad-
desinden farklı olarak Rusya ya-
nında diğer Batılı devletleri de
taraf ve gözlemci konumuna
getiriyordu. 61. maddeye göre,
Babıâli, Doğu Anadolu’da ısla-
hat yapacak, asayişi sağlayacak
ve bu konularda aldığı önlemleri
antlaşmaya taraf devletlere bil-
direcekti. İlgili devletler de ön-
lemlerin uygulanmasını denet-
leyeceklerdi.
Bu madde, Avrupalõ devletlere
Doğu Anadolu’da õslahat sorunu-
nu işlerine geldiği gibi istismar et-
me ve Osmanlõ Devleti’ne baskõ-
da bulunma yolunu açmõştõr. Esa-
sen, Ermeni Patrikhanesi de bir “al-
tın madeni” niteliğinde gördüğü
bu madde sayesinde geleceğin
“Ermeni devleti”nin temelleri-
nin atõldõğõ görüşündeydi. (Bilal
Şimşir, İngiliz Belgelerinde Os-
manlõ Ermenileri, 1856-1880,
Türkçesi Şinasi Örel, Ankara,
1986, Cilt I, s. 29).
Osmanlõ Devleti’nin çöküş
döneminin ivme kazandõğõ, he-
men her konuda Avrupa’nõn
müdahalesine maruz kaldõğõ ve
devletin zaafa uğradõğõ 19. yüz-
yõlõn son çeyreğinden itibaren,
Ermeni toplumunun Türk kom-
şularõ ve Osmanlõ Devleti ile iliş-
kileri gerginleşmeye yüz tut-
muştur. Karşõlõklõ uyum ve hoş-
görü ortamõnõn yok olmasõna
yol açan iki ana nedenden bi-
rincisi, Avrupa’da yayõlan mil-
liyetçilik duygularõdõr. 1789
Fransõz ihtilalinden sonra yayõ-
lan milliyetçilik fikirleri bazõ
Avrupa devletleri tarafõndan Os-
manlõ Devleti’nin Hõristiyan te-
baasõna aşõlanmaya çalõşõlmõştõr.
Bunun etkileri kõsa sürede gö-
rülmüştür. Osmanlõ toprakla-
rõnda ilk milliyetçi ayaklanma-
yõ başlatan Sõrplar, Rusya’nõn
müdahalesi ile Babõâli’den ay-
rõcalõklar koparmõştõr. Bunu,
Yunanlõlarõn 1821’de başlattõk-
larõ Mora isyanõnõ Rusya ile İn-
giltere ve Fransa’nõn da des-
teklemeleri sonucunda Yuna-
nistan’õn 1829 Edirne Antlaş-
masõ ile bağõmsõzlõğõnõ elde et-
mesi izlemiştir.
İkinci neden ise, Avrupa dev-
letlerinin Osmanlõ Devleti’ne
karşõ sürdürdükleri “Şark me-
selesi” olarak tanõmlanan poli-
tikalarõ çerçevesinde Ermeni ce-
maatini devletlerine karşõ tahrik
etmeyi ve kõşkõrtmayõ amaçlayan
faaliyetlerdir. Kõsaca tanõmlamak
gerekirse, “Şark meselesi”,
“Düvel-i muazzama” denilen
Avrupalı büyük güçlerin, çö-
küş dönemindeki Osmanlı İm-
paratorluğu üstünde bir yan-
dan iktisadi ve siyasi açıdan
nüfuz ve hâkimiyet kurmak,
diğer yandan da Osmanlı ida-
resinde yaşayan milletlere ba-
ğımsızlık vaat ederek onları is-
yana teşvik etmek suretiyle
parçalanma sürecini hızlan-
dırdıkları imparatorluğun top-
raklarının kendi aralarında
paylaşılmasını hedefleyen stra-
tejileridir.
Denetim hakkı talebi
Bu stratejinin uygulanmasõn-
da Avrupalõ güçlerin yararlan-
dõklarõ temel yaklaşõm veya
müdahale unsuru, Osmanlõ Dev-
leti’nin Hõristiyan uyruklarõnõn
hak ve hukukunu koruma ba-
hanesiyle Hõristiyan cemaatlere
çeşitli ayrõcalõklarõn sağlanma-
sõnõ ve bu amaçla da kendileri-
ne denetim hakkõ verilmesini
öngören talepleriydi. Bu stra-
tejinin başlangıç noktasını,
Rusya’nın 1774 Küçük Kay-
narca Antlaşması ile Osman-
lı Devleti’nin içişlerine karış-
ma hakkını kazanması ve Os-
manlı Ortodokslarının hami-
liği sıfatını elde etmesi oluş-
turmuştur. Ancak, bilahare
Ayastefanos ve Berlin antlaş-
malarıyla Avrupa’nın önde
gelen devletleri de Anadolu
Hıristiyanları ve özellikle Er-
menilere ilişkin olarak Os-
manlı İmparatorluğu’na ra-
hatça müdahale hakkını elde
ettiler.
Osmanlı devleti bu dönemde zor duruma düşmüş, Babıâli’de hareketli günler başlamıştı.
Karşõlõklõ uyum ve
hoşgörü ortamõnõn yok
olmasõna yol açan iki ana
nedenden birincisi,
Avrupa’da yayõlan
milliyetçilik duygularõdõr.
Ayastefanos ve Berlin antlaşmaları ile Balkan Hı-
ristiyan topluluklarından Romanya, Sırbistan ve
Karadağ bağımsızlıklarını kazandılar.
Osmanlõ
yönetiminde
Ermeniler
Tarihi kayõtlar, Fatih’in İstan-
bul’u fethinden sonra, Ermenilerin
millet adõ altõnda örgütlenmelerine
müsaade edildiğini, patriklerine on-
larõn ruhani ve cismani lideri statü-
sünün verildiğini ve 19’uncu yüz-
yõlõn son çeyreğine kadar süren za-
man diliminde Ermeni toplumunun
Osmanlõ İmparatorluğu’nda yaşa-
mõnõ, millet sisteminin bahşettiği
muhtariyet çerçevesinde, dinsel öz-
gürlük, hoşgörü ve güven ortamõn-
da sürdürdüğünü göstermektedir.
Bu dönemde Ermenilerin Türk top-
lumuyla uyum ve kaynaşmada gös-
terdiği başarõ, onlara karşõ ayrõm ya-
põlmamasõnõ sağlamõş ve her kapõ-
yõ açmõştõr. Bu ortamda Osmanlõ Er-
menileri, bankerler, tüccarlar ve sa-
nayiciler olarak öne çõktõklarõ gibi,
bir de zengin Ermeni aristokrasisi
oluşmuştur. Ancak, Ermenilerin
esas kendilerini gösterdikleri alan ka-
mu hizmeti olmuştur. Özellikle,
Yunanistan’õn bağõmsõzlõğõndan son-
ra Osmanlõ’nõn güvenini kaybeden
Rumlarõn yerini bürokraside kendi-
lerine “millet-i sadıka” unvanõ ve-
rilen Ermeniler doldurmuş ve başa-
rõlõ hizmetleri nedeniyle yüzlerce Er-
meni, Osmanlõ devlet hiyerarşisin-
de en yüksek makamlara atanmõş-
lardõr.
Nitekim, 19’uncu yüzyıl Os-
manlı devlet yıllıklarına (Salna-
me-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye)
bakıldığında, 29 Ermeninin kamu
hizmetinde en yüksek rütbe olan pa-
şa rütbesini kazandõğõ, 27 Ermeni-
nin bakan olarak atandõğõ, diplomasi
alanõnda yedi Ermeni büyükelçi ile
11 başkonsolosun diplomatlõk göre-
vi yaptõğõ, müsteşar, vali, yargõç, ge-
nel müdür, daire başkanõ olarak
bürokraside yüzden fazla Ermeninin
görev aldõğõ, il yönetim örgütünde
her düzeyde yüzlerce Ermeninin
görevlendirilmiş olduğu, akademik
toplulukta da 11 Ermeni öğretim gö-
revlisinin bulunduğu görülür. Bun-
lara ilaveten, 1876 Meclis-i Mebu-
sanõ’nda (parlamento) 33 Ermeni
milletvekili bulunmaktaydõ. Nihayet,
Osmanlõ Devleti’nin son dönemin-
de Gabriel Noradungyan Efendi
Dışişleri Bakanlığı, Agop Paşa
da Hazine Bakanlığı yapıyorlar-
dı. Belirttiğimiz bu hususlar, Er-
meni tarihçilerin Osmanlı Devle-
ti’nin Ermenilere karşı ayrımcı
davrandığı yolunda ileri sürdük-
leri iddiaların asılsızlığını ortaya
koymaktadır.
Şark meselesinin yeni boyutu
Milliyetçilik
Avrupa’yı etkisi
altına almış,
birçok yerde
ayaklanmalar
çıkmıştı.
Osmanlı
topraklarında
ilk milliyetçi
ayaklanmayı
başlatan Sırplar,
Rusya’nın
müdahalesi ile
Babıâli’den
ayrıcalıklar
koparmıştır.
Osmanlõ devletinin bu dönemde içine
düştüğü fevkalade zor şartlarõ gayet iyi de-
ğerlendiren İngiltere, biraz baskõ biraz da
tehditle Babõâli’den Kõbrõs’õ alma becerisi-
ni de gösterdi. 4 Haziran 1878 tarihinde
imzalanan antlaşma uyarınca, Osmanlı
Devleti, Doğu Anadolu’daki Rus tehdidi
kalkana kadar İngiltere’nin Kıbrıs Ada-
sı’na yerleşmesini kabul etti. İngiltere el-
de ettiği bu ödünle Hindistan’la en kõsa
bağlantõ yolunun güvenliğini sağlamõş oldu.
Babõâli ise bu şekilde, Rusya’nõn Osman-
lõ Devleti aleyhine genişlemesine karşõ İn-
giltere’nin desteğini garanti altõna almõş ol-
duğu ve Rusya’ya bağlõ bir Ermeni devleti
kurulmasõ planõnõn da suya düştüğü hesabõ
içindeydi. Ne var ki, bu beklentisi gerçek-
leşmedi. Kıbrıs’ın İngiltere’ye devrinin
üstünden iki yıl geçmeden 1880’de
Gladstone başkanlığındaki Liberal Parti
iktidara gelince, İngiltere, Rusya’ya kar-
şı Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlü-
ğünü koruma politikasını terk etti. Yeni
politikayla, parçalanacak Osmanlı Dev-
leti toprakları üzerinde İngiltere’ye dost
küçük devletler kurulması hedefleniyor-
du. Bu devletler arasında en önemlisi de,
Çarlık Rusyası’nın güneye doğru yayıl-
ma emellerinin önüne set çekecek ve
Basra ve Hindistan yolunun güvence al-
tına alınmasını mümkün kılacak İngilte-
re’ye dost bir bağımsız Ermenistan ola-
caktı. Bu şekilde İngiltere de Ermenile-
rin hamisi rolüne soyunmuş oldu.
Y A R I N : E R M E N İ L E R İ N A N A D O L U ’ Y U K A N A B O Y A M A L A R I
Osmanlõ devleti, 4 Haziran 1878
tarihinde imzalanan antlaşma uyarõnca, Doğu
Anadolu’daki Rus tehdidi kalkana kadar
İngiltere’nin Kõbrõs’a yerleşmesini kabul etti.
İngiltere bu ödünle Hindistan’la en kõsa bağlantõ
yolunun güvenliğini sağlamõş oldu.
KISA KISA... KISA KISA...
Anayasa Mahkemesi 48 yaşında: Ana-
yasa Mahkemesi’nin 48. kuruluş yõldönümü,
anayasa değişikliklerine ilişkin tartõşmalarõn
gölgesinde bugün gerçekleşecek. Yüksek
mahkemenin İncek’teki binasõnda yapõlacak
etkinlikler, mahkemeye yeni seçilen üyelerin
yemin töreni ile başlayacak.
İlk filtre fabrikası kül oldu: Türkiye’nin
ilk filtre fabrikasõ olan ve 650’ye yakõn çalõşanõ
bulunan İskenderun’daki Fil filtre fabrikasõ,
dün sabah çõkan yangõnla kül oldu. Yangõnõn 8
milyon lira dolayõnda zarara yol açtõğõ belirtildi.
Bu yıl 40 bin öğretmen: Milli Eğitim
Bakanõ Nimet Çubukçu, bu yõl 40 bin yeni
öğretmenin atanacağõnõ söyledi. Çubukçu,
Bütçe Yasasõ kapsamõnda, kullanacaklarõ 21
bin öğretmen kadrosu bulunduğu, 19 bin ye-
ni öğretmen kadrosu için de TBMM’ye yasa
tasarõsõ sunacaklarõnõ bildirdi.
Taksim anıtı hazır: İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nce Kasõm 2009’da bakõma alõnan
Taksim Cumhuriyet Anõtõ’nõn resmi açõlõşõ ya-
rõn yapõlacak. Anõtõn, iki yanõna oyma mermer-
den eklemeler yapõldõğõ görüldü. Anõtõn Musta-
fa Kemal heykelinin bulunduğu cephesi de çe-
lenk koyma alanõ olarak yeniden düzenlendi.
‘Siz engelleyensiniz’: Altõnokta Körler Der-
neği, Görme Özürlüler Derneği, Halkevleri En-
gelli Haklar Atölyesi ve İşitme Engelliler ve
Aileleri Derneği, Milli Eğitim Bakanlõğõ’nõn
5000 engelli personel almak üzere açtõğõ sõnav-
da 40 yaş sõnõrõ getirmesini ve 110 TL başvuru
harcõ istemesini Taksim’de protesto etti.
100 bin Avro tazminat: AİHM, 5 Ekim
1999’da yasadõşõ örgüt üyelerinin kaldõğõ
eve düzenlenen operasyonda, Erdinç As-
lan’õn ve bitişikteki dairede terörle ilgisi bu-
lunmadõğõ öne sürülen Murat Bektaş’õn kas-
ten öldürüldüğü iddiasõyla açõlan dava da
Türkiye’yi ölenlerin ailelerine, 100 bin Avro
tazminat ödemeye mahkûm etti.
Mahkeme kararıyla akacak: Asya ve Av-
rupa’nõn en yüksek çağlayanõ olan Tortum Şe-
lalesi’nin tam karşõsõnda bulunan Çağlayan kö-
yünün muhtarõ Osman Baykal, elektrik üretimi
nedeniyle şelaleye yõlõn sadece üç ayõ su veril-
diğini belirterek mahkemeye başvurdu. Erzu-
rum 1. İdare Mahkemesi’nde görülen davada,
suyun yõl boyunca akmasõna yönelik karar çõktõ.
200 köpeği zehirlediler: Şanlõurfa’da
bir ihbarõ değerlendiren jandarma ekipleri
Suruç ilçesinde yola atõldõğõ iddia edilen yak-
laşõk 200 köpeğin can çekiştiğini gördü. Ve-
teriner hekimin kontrol ettiği köpeklerin ze-
hirlendiği anlaşõldõ. Bir köpek barõnağõna ait
seri numaralarõ olan köpekler öldü.
Zeytinliklere enerji santralı: AKP Muğla
Milletvekili Mehmet Nil Hõdõr, Zeytinciliğin Is-
lahõ ve Yabanilerinin Aşõlattõrõlmasõ Hakkõnda
Kanun’da değişiklik yapõlmasõna ilişkin öneri-
sini TBMM’ye sundu. Öneriye göre, zeytinlik
sahalarõ içine enerji santralõ kurulabilecek.
Şans Topu çekildi: 12, 18, 24, 29, 32 +14
Kõbrõs, İngiltere’ye veriliyor