22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Klaus Mann'dan 'Sonsuzda Buluşma' Paralel hayatlar Klaus Mannın en önemli yapıtlarından biri kabul edilen Sonsuzda Buluşma. 20li yılların sonunda Almanya'daki bohem çevreleri ve Hitler'in iktidara geçlşi öncesinde toplum- da oluşan huzursuzluk ortamının bu çevreleri nasıl etklledlğlni anlatıyor. D EsenTEZEL I m ^ üyük bir yazarın çocuğu ol- I 3 mak -bilhassa eğer siz dc I ^ a y n ı mcsleği icra ctmcye ni- J—^yetliyscniz- hiç dc büyük bir zcvk degildir. Hcle babanız da- ha siz doğmadan dünya edebiyatı- nın başyapıtlarından birine imza at- mışsa ve yaşadığı yüzyılın en önemli I kalemlerinden biri sayılıyorsa, bu ' sizi derin bunalımlara ve dcngesiz bir ruh iklimine sürüklemenin yanı sıra, kendi yazma yeteneğinizi edcbi çevrelerde meş- ru kılma mücadelcnizi de alabildiğine çe- tin hale getirecektir. Klaus Manıı, bu zorluğu en uç noktada yaşamış bir yazar. Diyebiliriz ki, onun ha- yattaki en büyük şanssızlığı Thomas Mann'ın oğlu olarak doğmasıydı ve bunu kcndisi dc gayct iyi biliyurdu. Çünkü yazdığı her satırın babasının yazdığı satır- larla karşılaştırılacağının, yapıtları değer- lendirilirken daima babasının yazdıkları- nın ölçüt kabul edileceğinin, dalıa da kö- tüsü, birçok ukurun onu "babasının hatı- nna" okuyacağının farkındaydı. Yazar, çocukluk ve ilkgençlik yıllannı anlattığı Çağmın Çocuğu adlı otobiyografisindc, içinde bulunduğıı çıkmazı $u satırlarla ifadc cdiyordu: "Insanlarla tanıştıkça - özcllikle de edebiyat çevrelerinden insan- larla- durumumun sakıncalarını vc tchli- kelerini daha iyi hissctmcyc başlıyordum (Gerçi bunlar beni korkuya ya da dehşe- tc scvk ctmiyordıı, ama bunu saptamak- tan da kendimi alamıyordum). Adımın ve babamın ününiin başlangıç için bana bü- yük kolaylıklar sağladığını yadsıyamam. Ama altı ay kadar sonra, avantaj gibi gö- rünen bu ıınsıır bir dezavantaja dönüştü ki buını ancak lıayata karşı duyulan bü- yük bir iyiımerlikle atlatmak mümküıı- dü. Tuhahır ki bu durumun avantajın- dan abartıyla söz edilirken dezavantajı göz ardı cdiliyurdu. Hiçbir gcnç Alman yazarın karşı karşjya kalmadığı dezavan- taj, bana olan yaklaşımlardaki önyargılar- da kendini belli cdiyor. Tarafsız okurları- ma henüz kavuşamadım. Sadece sevme- yenler değil, dostça yaklaşanlar bile be- nim yazdıklarunla babamın cserleri ara- sında içgüdüsel bir bağlantı kuruyorlar. Beni oğul olarak yargılıyorlar." (1) SAYFA 4 Klaus Mann'ın yaşadığı 20. yüzytl sona erdi ve belki de biz şimdi artık, 21. yüzyıl- da, onun "tarafsız okurlan" olma yolunda çaba gösterebilir, bu değerli yazan baba- sından bağımsız bir şekilde tanımaya çalı- şabiliriz. Bu tanımanın ilk ve en önemli adımı kuşkusuz onun yapıtlarını mümkün olduğunca geniş bir bakış açısıyla değer- lendirmek, bu yapıtlarla yazann yaşadığı yılların toplumsal havası arasındaki bağı yakalamak. Çünkü Klaus Maıın, gerçekten de "çağının çocuğu", yani "çağmın tanığı" olan bir yazar. Bu tanıklık onun yapıtlann- da, yazıldıklan dönemler doğrultusunda farklı hiçimlerde ortaya çıkıyor. Sonsuzda Buluşma ise, Mann'ın ülkesini terk etmck zorunda kalmadan önce yazdığı en önemli roman olarak özel bir öncm taşıyor. "BOHEMİN ALTIN ÇAĞI" Romanm, Klaus Mann'ın hayatından vc çevresindeki insanlardan belirgin izler taşı- ması, vaktiylc edebiyat çevrelcrinde çok ko- nuşulmuş ve artık kabul edilmiş bir gerçek- tir; ki zaten yazarın kcndisi dc bu gerçeği günlüklerinde ifadc eder. Söz konusu dö- nem, "bohemin altın çağı"dır ve kabaca 1929'dan nasyonal sosyalistlerin iktidan de * geçirdiklcri 1933'e kadar sürer. Toplumda son derece tedirgin edici ve boğucu bir ha- va hâkimdir; herkes, hem bireysel hcm de toplumsal anlamda, geleceğe yönelik derin cndişclcr taşır. Kitapta da anlatüdığı üzere, bohem çevreler dc bu cndişclerdcn payına düşeni alır: tnsanlar ne istediklcrini, neye inanacaklarını, hangi dala tutunacaklannı bilcmezler; üstelik birbirlerindcn medct unıma şansları da yoktur. tlişkiler yozlaş- mış, diyaloglar yüzeyselleşmiş, kişisel cıkar ve hedeflcr başrolc oturmuştur. Bütün bu dcğişinü romanda en belirgin yansıtan vc bu bakımdan belki dc ilk üzerinde durul- ması gereken karakter, Gregor Grcgori'dir. Gregor CTregori, Berlin operalanndan birinde başdansçı ve bale öftretmenidir. Ti- yatrocu scvgilisi Sonja ise daha önce Mü- nih'te çalışmıştır ve Berlin'de iki oyunda misafir sanatçı olarak rolü vardır. Roman boyunca, (îregor'un iç monologları aracüı- ğıyla bu dansçının kariyer ve şöhret saplan- tısının pençesine düşüşünü izleriz; bu açı- dan Grcgor, Klaus Mann'ın daha sonra ya- zacaftı ünlü romanı Mefısto nun başkarak- teri Hendrik Höfgen'in bir taslağı niteli- ğindedir. Vaktiylc Gregor'un en iyi arkada- şı olan ve romanın açılışında arkadaşlanyla vedalaşıp Berlin'den Paris treninc binişine şahit olduğumuz Sebastian ise, yakın dos- tundaki değişimi cndişeylc izlcmiş ve za- manla ondan uzakla^mıştır, çünkü aralann- daki ilişki süratle bir iktidar mücadelesine dönüşmüştür: "Hangimiz oldu ilk başla- yan, ben mi, Gregor mu? tlk önce ben mi onu artık pek ciddiye almamaya başladım, yoksa bunu, onun beni biraz hor gördüğü- nü fark cttiktcn sonra mı yaptım? Bunu muhakkak açıklıga kavuşturmalıyım, bu ta- bii ki çok önemli. Şu anda beni biraz hor görüyor, orası kesin. Beni uzlaşmaya hazır, uçarı ve tembel buluyor. Ondan az para ka- zandı^ım için de bana tepeden bakmaya başladı. Bunu kabul etmeyecektir ama öyle. Şüphesiz yakında muazzam miktarda para kazanıyor olacak; şimdi bile, benim bir dansçı için bulduğumdan fazlasını kazanı- yor. Ben ise herhangi bir kimse için uygun olandan çok daha azını kazanıyorum..." Kuşkusuz Paris trenindeki bu iç mono- log, Sebastian'ın sadccc endişclcndiğini de- ğil, arkadaşını kıskandığını da sezdirir. Fa- kat kendisi, kendini en iyi hissettigi yere, Paris'e doğru yoldadır ve bu ugurda, genç ve masum sevgilisi Do'yu bile geride bırak- mıştır. Do -Sonja'nın yardımcısı Froschele ile birlikte- romanın en zayıf karakterlerin- dcn biridir ve bu zayıflık onun Doktor Massis adlı bir özel bilginin etkisi altına girmesine neden olur. Doktor Massis, Son- suzda Buluşma'nın şeytanı ve bilgcsidir; herkesin karmaşık duygular içinde sağa so- la yalpaladığı, neye inanacağmı şaşırdığı bir döncmde, büyük bir soğukkanlılıkla onlar- la kedi-fare oyunu oynar, onlan düşünce nehirlerindc dilcdiği yönc sürükler, herkesi istcdiği kıvanıa getirmeyi bilir. Fakat onun eline düşen Do ve Froschele'nin morfine abşmaları yalnızca Massis'in ikna ve kendi- ne bağiama gücünün degil, dönemin boş- luga düşmüş bohemlcrinin bir dala tutun- ma ihtiyaçlannın da açık göstcrgesidir. Bu i dal, Gregor için kariyerse, Do ve Froschele j için de uyuşturucudur. Gregor'un sevgilisi Sonja'ya tutkun olan ihtiyar zengin W. B. için aşkur. Sebastian içinse, büyük ölçüde Paris'tir. Klaus Mann, Sonsuzda Buluşma da. yu- kandakilerin yanı sıra daha birçok karakte- rc yer verir ve hcr nc kadar olay örgüsünde kimilerinin adı daha sık geçse de, temelde bu karakterlerin hıçbirinin hikâyesi bir di- ğerininkini bastırmaz. Yani romanın bir başkarakteri olduğunu söyleyemeyiz. Ya- zar daha çok, "aynı anda başka bir yerde" kavramıyla açıklayabileceğimiz paralel kur- gıı tekniğini kullanır vc pek çok olay çizgi- sini bir arada ilcrletir. 195ü'dc yazdığı Kla IM Mann'ı anma yazısında romanı değer- lendiren Fritz Strich, bu durumu şöyle açıklar: "Bazcn karşılaşmalar gerçckleşir ve bazen dokunuşlardan elcktrik kıvılcımlan savrulur; bunlar sadece, hcmen arkaların- dan aynlıklann gcldiği tek tek anlardır ve paraleller hcmen sonra tekrar yan yana ilerlemeye devam eder. Böylece, bir moza- ikle degil, ses dizilerinin tıpkı modern mü- zikte olduğu gibi, birbiriyle uyumlu olma- yıp acı verici bir yalnızlık ve disonant bir düzen içinde yan yana sürüp gittiği bir füg- le karşılaştırılması gereken bir biçim mey- dana gelir." Romana asıl güzelliğini veren vc yazann anlatmak istediği ortamın ana hatlarını cn iyi yansıtan da kuşkusuz bu matematiksel formüldür. FÜG CİBİÖRÜLEN ROMAN Klaus Mann r^manınt, modern bir füg misali "örmüş", fakat örerken iki karakteri bir araya getirmemeyc özen göstermiştir: Sonja ve Sebastian. Bu iki genç birbirlerini tanınıazlar, hiç karşılaşmamışlardır vc bir- birleri hakkındakı Hkirleri hcp Cîregor üzc- rinden şekillenmiştir. Sebastian, Sonja için "Gregor'un hayatında, benim hiç mi hiç bilgi sahibi olmadığım bir alan, şu Sonja" diye düşünür. tkisinin hayatı, dümdüz iler- leyen iki paralel doğrudur ve paralel doğru- lar ancak sonsuzda kesişir. Dolayısıyla ro- manın cn ilginç gelişmelerinden biri, birçok ortak tanıdıklan olan bu iki ki^inin hiç kim- se aracılıgıyla değil de, tamamen kaderin bir cilvesi olarak olaylann gcçtiği çevrclcr- den çok uzakta, Fas'ta tanışmalandır. Ki- taptaki belki de tek gerçek ilişki, onların aş- kı olur; fakat bu aşk, tedbirsiz uyuşturucu denemeleriyle (ki Klaus Mann bu deneme- leri bizzat da yapmıştır) birlcşincc ilginç ge- lişmelere yol açar vc "sonsuza doğru uzan- masına" neden olur. Klaus Mann'ın hayatı boyunca çevresin- deki insanlann görünüşlerini ve beden dil- lerini gözlcdiği iddia edilir. Yazarın bu alış- kanlığı, Sonsuzda Buluşma'nın karakterle- rini yaratırken istcr istcmcz birçok arkada- şını ve ahbabını kullanması sonucunu do- gurmuştur. Tabii ki bunlar arasında, haka- rete uğradığını düşünenler de vardır. Mann'ın cski dostıı tiyatrocu Carl Sternhe- im, Sonsuzda Buluşma'nın içcrdiği "şeyta- ni pislikler"den söz eder. Haklıdır da; hat- ta romanın neredeyse tamamen şeytani pisliklcr üzcrinc kurulu olduğu söylenebi- lir. Fakat bunun scbcbi açıktır: Romanın yazıldığı çağ, şeytani pisliklcrin çağıdır; ya- zann yarattığı hiçbir karakter ya da hikâye- deki hiçbir olay abartılı veya gerçekdışı de- ğildir. Aksinc, yoz toplumun ve yoz bire- yin, yolunu ve gerçek ideallerini kaybede- rek sapkınlıklara sığınmış bir kayıp kuşağın bu denli çıplak, sansürsüz, acımasız ve ta- rafsız bir soğukkanlılıkla anlatılmasıdır ra- hatsız edici olan. Fakat aynı zamanda ge- rekli olan da budur; çünkü insanlık tarihi- nin bu tür karanlık dönemleri ne yazık ki sona ermemiş, sadece kullanılan araçlar de- ğişmiş ve gelişmiştir. Dolayısıyla, Sonsuzda Buluşma'nın günümüz okuru için belki ya- zıldığı dönemde olduğundan da önemli bir yapıt, Klaus Mann'ın ise bugüne kadar at lamış olanlar için kesinlikle keşfedilmcyc dcğer bir yazar olduğunu rahatlıkla söyle- yebiliriz. • (1) Çağmın Çocuğu, Klaus Mann, Çevi- ren: Nafer Ermiş, Turkuvaz Kitap, s. 192 Soosuzda Bulufma/ Klaus Mann/ Çevi- ren: Tevfik Turan/ Turkuvaz Kitap/280 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1053
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle