Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
22 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Bu da İngiliz Volkanın
Adı: Nick Clegg
“Daily Telegraph”ın önceki gün manşetinde,
1983 yılında çekilmiş bir “liseli grup fotoğrafı”
vardı...
Fotoğrafın ortasında yuvarlağa alınmış tatlı bir
oğlan çocuğu, ellerini ceplerine sokmuş,
deklanşöre bakıyor…
1983’ün lise öğrencisi bu “sevimli ve hoş oğlan”;
bir haftadır İngiltere’de tozu dumana katan
Nicholas William Peter Clegg’den başkası değil.
Kısa adıyla “Nick”…
İngiliz gazetesinin seçimlere iki hafta kala, taa
lise arşivlerinden bulup çıkarttığı resim belli ki çok
büyük önem taşıyor…
On gün öncesine dek kimsenin varlığından
haberdar olmadığı Nick Clegg’i; “Nick Clegg”
yapan poz çünkü bu.
Geçtiğimiz hafta ilk kez, İngiliz televizyonunda
liderler arasında yapılan bir tartışma programına
katılan Nick Clegg; 60’ına merdiven basmış
Gordon Brown ile, gerçekte yaşıtı olmakla birlikte
kendisinden çok daha yaşlı duran David
Cameron’u bu pozla nakavt etmiş…
Biri -bundan böyle artık lafın gelişi…- “sol”,
diğeri “sağ” iki kurt politikacı gergin şekilde
tartışırken; klasik “sol/sağ çizgisi” dışına çıkan
“yeni politikacı” Nick Clegg, muazzam bir
özgüvenle işte böyle iki elini iki cebine sokmuş ve
kılını hiç kıpırdatmadan muhataplarını dinlemiş.
Söz kendisine geldiğinde de “doğrudan TV
kameralarının içine/izleyicilerin gözüne baka baka”
konuşmuş…
Şimdilerde “cool” diyorlar ya. Öyle.
İngiltere ve Avrupa basını günlerdir; “Nick
Clegg”in bu “cool pozunu” konuşuyor.
Nick Clegg; toplam 90 dakika süren tartışma
programının 28. dakikasında bu “poza girmiş”. O
dakikadan itibaren de rakiplerini silmiş süpürmüş
ve sondajlarda uçmuş. Gordon Brown’la yalnız
Cameron arasında geçmesi beklenen “maçtan”,
başı dik zaferle çıkan bir o… Nick Clegg olmuş…
Beyaz Obama…
Ertesi günden itibaren gazeteler yazmadıklarını
bırakmadılar:
“Churchill’den bu yana İngiltere’nin en popüler
politikacısı”.
“İngiltere’nin ‘beyaz Obama’sı!”
“İngiliz politikasında bir volkan -Nick Clegg
volkanı!- patladı. Bir kül bulutu havadaki tüm
‘kırmızı/mavi uçakları’ -namı diğer İşçi Partisi ile
muhafazakârları- yere indirdi…”
“Ya Nick Clegg… Ya kül!”
Peki “ne olmuş”, bu yeni lider “ne söylemiş”
de… böylesine devasa bir siyasi patlama
yaşanmış?
İşte bu olmuş: Nick Clegg, ıslık çalarcasına
“cool” havalarda, “ellerini cebine” sokmuş!
İngiltere’de seçim kampanyasında meğer liderler
arası TV tartışması yapılmazmış. Bunun ben de
farkında değildim. Yeni fark ettim…
Bu seçimde “liderler” ilk kez TV’de “yüz yüze
tartışmaya” çıkmışlar. Cameron’la Brown, “ilk
tartışma” için; Kennedy’den bu yana tüm ABD
başkanlarının “TV tekniklerini” çalışmışlar.
Obama’nın iletişim danışmanlarından
yararlanmışlar. Ancak olanakları bu iki büyük parti
liderinden sınırlı olan “lib-dem” lideri (liberal-
demokrat) Nick Clegg, rakiplerinin “sokma akılla”
sağlayamadığı rahatlığı, izleyiciler karşısında kendi
doğallığıyla sağlamış. “Daily Telegraph”ın manşete
çıkardığı lise fotoğrafı sonuçta bunu söylüyor:
“Nick Clegg’in baştan çıkarıcı vücut dili
öğrenilmiş değil. Özgün. O hep böyle, doğal, rahat
ve özgüvenliydi!”
‘Demokrasi’ artık fotojeni yarışı
Fenomene dönüşen Nick Clegg öyküsü, tabii
yalnız “vücut dilinden” ibaret değil… Ama bu,
hikâyenin baskın öğesi. Neden? Çünkü
“demokrasinin beşiği” İngiltere’de dahi “siyaset”
artık arka planda. “Medyaya servis edilen”
“serüven”, liderlerin kişisel özellikleri...
İngiliz parlamenter demokrasisi bile, gitgide
“kişiselleştirilerek” ABD tipi başkanlık sistemine
benzetilmek isteniyor.
İngiliz seçimlerinde en son “sol”, “sağ”
tartışmaları ne zaman yapılmıştı; gerçek “siyaset”
ne zaman konuşulmuştu… diye hafızamı
yokladığımda, 2000’lerden geriye “üçüncü yol”un
tartışıldığı ‘90’lara dönmem gerekiyor. İşçi
Partisi’nin Blair’le beraber “küresel kapitalizme”
teslim olmasıyla birlikte, “siyasi çizgi”
tartışmalarının hepten artık sonuna gelindiği
görülüyor.
İçerikte yanardağ patlamasını andıran “yeni
şeyler” söylemek imkânı olmadığına göre, “yenilik”
adına bugün istenen ne?
Her şeyden önce “gençlik” ve “tazelik”…
43 yaşındaki Nick Clegg, mıknatıs gibi “gençliği”
kendisine çekiyor.
“Rus büyükanne, Hollandalı anne, İspanyol eş”
kontenjanından; “Obama” gibi, düzenin “küresel”
ve “melez” ruhuna hitap ediyor.
Bu “zeitgeist” özellikleri; Nick Clegg’i,
klasik/eski tip politikacılar olan Cameron ve
Brown’la yan yana geldiği andan itibaren ön plana
çıkartıyor.
Clegg’in ağzını açıp da uzun boylu laf etmesine
gerek yok.
Kimlik kartı ve duruşu ona yetiyor.
Siyasetin bu denli “kişiselleştiği” noktada, olay
düpedüz “fotojeni yarışına” dönüşüyor…
“Demokrasi yarışının özü” İngiltere’de de artık
fotojeniye indirgenirse, varın gerisini hesap edin…
nilgun@cumhuriyet.com.tr
ASLI KAYABAL
MİLANO - Bugün 101 yaşõna basan,
1986 Nobel Tõp ödülü sahibi bilimci Ri-
ta Levi Montalcini, doğum gününü yarõn
Roma’daki Hadrian tapõnağõnda dünya
nörologlarõnõ buluşturacak Beyin Foru-
mu’nda meslektaşlarõ ile birlikte kutlayacak.
101 yaşõna karşõn her sabah Roma’daki Eu-
ropean Brain Research Institute’un laboratuva-
rõna giden Montalcini’nin “La Clessidra della Vi-
ta” adlõ bir kitabõ ise kõsa bir süre önce yayõmlan-
dõ. Bilimsel uğraşõnõn yanõ sõra Montalcini kurucusu
olduğu ve Afrika’daki kadõnlarõn eğitimini göze-
ten projelere imza atan vakfõn faaliyetlerini de iz-
liyor. “Beynin kırışıklıkları yok. Beyin sürekli ça-
lışırsa pas tutmaz. Başka birçok organın tersi-
ne gençleşebilir de... Ben bir örneğim” diyor.
Montalcini’nin bir de mesajõ var okurlara, “De-
ha olabilmek beynin zinde ve aktif olması ile
ilişkili. Alzheimer gibi bir hastalıkla karşı-
laşmazsak beynimiz yeni devreler yaratabil-
me yeteneğine sahip. Bu süreçte nöronların es-
nekliği çok önemli.”
- Sizi nöronlar üzerinde araştırma yapma-
ya yönelten ne oldu?
MONTALCİNİ - Ev işlerime yardõmcõ olan
bayan (ben kendisine çok bağlõydõm) mide tümörü
nedeniyle yaşamõnõ yitirince sinir sistemi üzerinde
büyük bir araştõrmacõ olan Prof. Giuseppe Le-
vi’nin ders verdiği Torino Tõp Fakültesi’ne kayõt
yaptõrmaya karar verdim. Levi o yõllarda sinir sis-
teminin yapõsõ ve işlevi konusunda umut veren ye-
ni araştõrma teknikleri geliştirmişti.
- II. Dünya Savaşı’nda Museviler Nazilerin
hedefindeydi. Bu dönemde yaşamınızı bilime
adadınız. Bu arzu nereden geliyordu?
- Bu seçimde ailem (babam başlangõçta karşõ
olsa da) önemli bir rol üstlendi. Özellikle õrkçõ
yasalarõn gündemde olduğu ve benim üniversi-
teyi terk etmek zorunda kaldõğõm dönemde.
Köktendinciler beynin arkaik
bölümünü çıkarları için kullanıyor
- Son yıllarda nörolojide büyük bir atılım ger-
çekleşti. Alzheimer’e çare bulunacak mı?
- 1940 yõlõnda keşfettiğim Ngf, bir hücreyi bir nö-
rona dönüştüren protein içeren bir molekül. Fare-
ler üzerindeki denemeler Alzheimer’i durdurduğunu
kanõtladõ. Çok az sayõda insanla yaptõğõmõz araş-
tõrmada olumlu sonuç verdi.
- Önünüzde yirmi yıl daha olsa ne türden bi-
limsel bir çalışmaya yönelirdiniz?
- Önümde iki yõl da olsa, elli yõl da pek fark et-
miyor. Önemli olan beynin dinç olmasõ. Her biri-
mizin içinde var olan evren önemli.
- Beyin üzerindeki araştırmalar davranışla-
rımızın şifresini çözmeye de yardımcı oluyor. Siz
araştırmalarınız ışığında köktendincilik, tero-
rizm ya da diktatörlükler konusunda bir yo-
rumda bulunabilir misiniz?
- Beyin her şeyi anlatõyor. Bizlerin hareket etme
biçimi tanõmaktan çok duyusal. Beynimizde aus-
tralopitekus’tan bu yana hiçbir değişim gösterme-
yen, aynõ kalan arkaik bir bölge var. Bu şiddeti ba-
rõndõran bir alan. Bu bölge insanõ, ağaçtan inmeyi
başardõğõ zaman kurtardõ. İnsanõn kendini savuna-
bilmesini ve mücadele etmesini sağladõ. Bugün ise
yok oluşunun nedeni olabilir. Totaliter düzenlerin
tek ve gerçek panzehiri, kültür. Köktendinciler ar-
kaik beyni kendi çõkarlarõ için kullanõyor.
- Beyin faaliyeti durunca yaşamın sürdüğüne
umut bağlayanlar konusunda düşünceniz nedir?
- Beyinsel etkinlik sona erdiği zaman insan ya-
şamõ da noktalanõyor. 17 yõl komada kaldõktan son-
ra babasõnõn çok haklõ olarak talep ettiği ötanazi ile
yaşam ünitesinden çõkarõlan Eluana Englaro,
dingin bir biçimde ölme hakkõna sahipti. Englaro,
17 yõl önce yaşama veda etmişti. Herkes Hõristiyan,
Müslüman, vs. istediği dini seçmekte özgür. Benim
dinim laiklik. Beyne kilit vurmak mümkün değil,
çünkü insanlarõ hayvanlardan ayrõştõran tek şey be-
yin. Her birimizin bu dünyayõ dingin bir biçimde
terk etmeye hakkõ olduğunu düşünüyorum.
- Bir bilim kadını olarak kadın olmaktan ötü-
rü güçlüklerle karşılaştınız mı?
- 1930’lu yõllarda tõp fakültesinden mezun olan
5 kõz öğrenciydik. Akademik dünyaya bir kez adõm
attõktan sonra erkek meslektaşlarõmla aramda hiç-
bir sorun çõkmadõ.
- İkiz kız kardeşiniz Paola sanatçı olmayı ter-
cih etti. Nasıl bir ilişkiniz vardı kardeşinizle?
- Paola, usta bir heykeltõraş ve ressamdõ. Paola’nõn
sanatõ ile benim bilimsel bir çerçevede yürüttüğüm
faaliyet arasõnda bir benzerlik vardõ.
- 101 yaşınızdan geçmişinize baktığınız zaman
pişmanlık duyduğunuz şeyler oldu mu?
- Olduğunu sanmõyorum. Duygusal anlamda da
ne evlenmek istedim ne de anne olmayõ, bütünüy-
le tõp bilimine adamak istiyordum yaşamõmõ. Bu ne-
denle bir aile yaşamõ kurmak istemedim. Çünkü tõp-
ta kariyer yapabilmem bağõmsõz olmamõ gerekti-
riyordu. Annem ressamdõ ama evlendikten sonra res-
samlõk yapamadõ.
Afrika’ya borcumuz var
- Beyin yüz gibi kırışmaz diyorsunuz…
- Zekânõn doğumla programlandõğõna inanmõyo-
rum. Kõsacasõ zekâ, genetik değil, örneğin kadõnlar
ve erkekler eşdeğer, hatta kadõnlarõn beyni erkek bey-
nine oranla daha esnek. Rusya’da çok sayõda kadõn
matematikçi var ve birçoğu erkeklerden başarõlõ.
- Uzun yaşamın bir sırrı var mı?
- Belli bir olgunluk yaşõna ulaşõldõğõ zaman çev-
resel koşullar izin veriyorsa kişi hayatõ boyunca yap-
maktan zevk aldõğõ her türden şeyi gerçekleştire-
bilir. Birey tüm yaşamõ boyunca beynini genç tu-
tabildi ise çok farklõ alanlarda yaratõcõ olabilece-
ğini düşündüğü konularda üretmeye devam ede-
bilir. Benim herkese önerim, emeklilik yaşõna ha-
zõrlõksõz gelmemeleri, emeklilik öncesi dönemde
yaşlõlõk günlerinde keyif alabilecekleri konular-
da neler yapabileceklerini planlamalarõ, hatta bu
konularda yavaş yavaş yol almalarõ...
- Siz Afrikalı kadınların sorunlarına eğilen
bir vakfın yöneticiliğini yürütüyorsunuz. Ne-
den Afrika ve genç kadınlar?
- Çünkü Afrika’yõ geçmişte sömürgeleştiren
İtalya ve başka ülkelerin bu konuda ödemeleri
gereken büyük bir borç olduğu düşüncesindeyim.
Afrika’yõ hep kullandõk ve şiddet uyguladõk. On-
larõn zenginliklerini aldõk ve kendi zayõf nok-
talarõmõz için tükettik.
- Zamanınızın büyük bir bölümünü halen ki-
taplarınız arasında ve laboratuvarda geçiri-
yorsunuz. Her zaman bakımlı ve şıksınız…
- Kendimi değiştiremediğim için giysilerimi de-
ğiştiriyorum. Her gün görüştüğüm kişilere karşõ say-
gõyõ ifade eden bir jest diye algõlayõn.
Mükemmel dünya için adalet
- Gençlik döneminizden bir bilimci seçecek ol-
sanız kimi tercih ederdiniz?
- Hiç şüphesiz Albert Einstein. “Yaratıcılığın
gizi, merak duygusunda, çocuk kalan akılda sak-
lı” derdi Einstein. Büyük bir öğreti.
- Sizce bu yüzyılın en büyük keşfi nedir?
- Bu soruyu neden bana sordunuz ki? Siz internette
gezmiyor musunuz? Uçak da yüzyõlõn en önemli ke-
şiflerinden biri, ama en temellerinden değil, çünkü
uçağõn keşfinden önce de seyahat ediliyordu.
- Size teşekkür etmeden önce bir son soru:
Dünyanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Bugün dünyayõ tehdit eden yoksulluk, salgõn
hastalõklar, okuma-yazma noksanlõğõ gibi sorunlarõ
ortadan kaldõrmak gerekiyor. Mükemmel bir dün-
yanõn, toplumlarõn büyük bir çoğunluğu yoksulluk
içinde can çekişir ve yaşama mücadelesi verirken
küçük bir azõnlõğõn sefahat sürmesinin mümkün ol-
madõğõnõn ayõrdõna varõldõğõna inanõyorum.
İnsan hakları hareketinin
‘büyükannesi’ öldü
Dış Haberler Servisi - ABD’de siyah haklarõ hareketi-
nin önemli isimlerinden Dorothy Height, önceki gün 98
yaşõnda hayatõnõ kaybetti. 40 yõldõr Ulusal Siyah Kadõnlar
Konseyi’nin lideri olarak õrk ve cinsiyet ayrõmcõlõğõna kar-
şõ mücadele veren Height, siyahlarõn verdiği eşitlik mü-
cadelesinin önderi Martin Luther King’in “Bir hayalim
var” sözüyle özdeşleşen ünlü konuşmasõ sõrasõnda
King’in yanõndaki isimlerden biriydi. Height, lisede si-
yah öğrenci kotasõ dolduğu için okula kabul edilmemiş,
daha sonra bursla New York Üniversitesi’ne gitmişti.
101. yaşõnõ 23 Nisan’da Roma’daki Hadrian tapõnağõnda nörolog meslektaşlarõ ile
kutlayacak olan Montalcini yaşamõnõ ve gençliğinin sõrrõnõ Cumhuriyet’e anlattõ
Montalcini genç bir
öğrenciyken Torino Tõp
Fakültesi’ne kayõt
yaptõrmaya karar verdiği
zaman bir buz fabrikasõnõn
sahibi olan mühendis babasõ
kõzõnõn bilimle uğraşmasõnõ
onaylamõyordu. Baba
Montalcini, kõzlarõnõn
bilimci olmasõna sõcak
bakmasa da “Ben engel
olmam ama
onaylamõyorum” demişti
Rita Levi Montalcini’ye.
Ama genç Rita Levi,
seçimini yaptõ ve Torino Tõp
Fakültesi’ne yazõldõ.
Faşizmin yönetimde olduğu
ve õrkçõ yasalarõn Avrupa’da
yaşayan Musevileri hedef
aldõğõ dönemde aynõ
fakülteden mezun oldu.
Anatomi Enstitüsü’nde
göreve başlamasõna karşõn
kõsa bir süre içinde Naziler
tarafõndan görevine son
verildi. Bu karanlõk
dönemde umudunu
yitirmedi, evindeki yatak
odasõnda Nazilerden
saklanmaya devam ederken
aynõ mekânda “nöro-
embriyoloji”
laboratuvarõnõn temelini
attõ. Bu laboratuvarda
incecik iğnelerle tavuk
embriyolarõnõ inceliyordu.
Yõllar sonra ABD’de
keşfedeceği ve kendisine
1986’da Nobel Tõp
Ödülü’nü getirecek olan
Ngf’nin (Nerve Growth
Factor) temelini yatak
odasõnda kurduğu bu ilk
laboratuvarda atmõştõ.
Nazilerden
saklanırken
çalışıyordu
BUGÜNÜN GENÇLERİNE ÖĞÜTLER:
Gençlere yaşamın sunduğu değerlerden
haz almayı, kendilerine güvenmeyi ve
iyimser olmayı, hayatı dolu dolu ve keyfini
çıkararak yaşamayı ve tüm yönleriyle
değerlendirmelerini söylüyorum.
Başkalarını, özellikle de gelişmekte olan
ülkelerde yardıma gereksinim duyanları
düşünmelerini hatırlatıyorum.
TC ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN İLAN
ESAS NO: 2008/1369
Davacõ ATAKAN YILMAZ vekili tarafõndan davalõ NURGÜZEL ROZİLİVİ YA-
ZOVA hakkõnda açtõğõ TANIMA davasõnõn mahkememizce yapõlan açõk yargõlamasõ
sonunda;
Davalõ NURGÜZEL ROZİLİVİ YAZOVA’nõn yapõlan bütün araştõrmalara rağmen
tebligat adresinin bulunamamasõ nedeni ile ilanen dava dilekçesi ve duruşma günü ila-
nen tebliğ edildiği, mahkememizin 09/03/2010 tarih 2008/1369 esas 2010/357 sayõlõ ka-
rarõ ile davanõn kabulü ile Ardahan ili Göle ilçesi Çardaklõ Köyü Cilt: 39 Hane: 57’de
nüfusa kayõtlõ Osman ve Naide’den olma 27/10/1968 Göle d.lu 17207935554 TC kim-
lik nolu ATAKAN YILMAZ ile Corakkuli Oğulboldu’dan olma Carjov 1975 d.lu Türk-
menistan uyruklu NURGÜZEL ROZİLİVİ YAZOVA’nõn boşanmalarõna ilişkin Azat-
lõk İlçe Mahkemesi’nin 10/05/2000 tarihli 22/05/2000 kesinleşme tarihli ilamõnõn TA-
NINMASINA, karar verilmiş olmakla iş bu karar özeti HUMK.’nun 509 maddesi ge-
reğince davalõ NURGÜZEL ROZİLİVİ YAZOVA’ya karar tebliği yerine geçerli olmak
üzere İLANEN TEBLİĞ olunur. 16/03/2010 (Basõn: 25976)
TC SİNCAN 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2010/377 Tal.
Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve değerleri yazõlõ mallar satõşa çõ-
karõlmõş olup; birinci arttõrmanõn 13.05.2010 günü 12.10-12.15 saatleri arasõnda Sanayi
Sitesi 3. Cad. 14. Sok. No: 2 Sincan adresinde yapõlacağõ ve o gün kõymetlerinin
%60’õna istekli bulunmadõğõ takdirde ikinci arttõrmanõn 18.05.2010 günü 12.10-12.15
saatleri arasõnda Sanayi Sitesi 3. Cad. 14. Sok. No: 2 Sincan adresinde yapõlarak satõ-
lacağõ; şu kadar ki arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen değerinin %40’õnõ bulmasõ-
nõn ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõnõn
ve bundan başka paraya çevirme ve paylarõn paylaştõrma giderlerini geçmesinin şart ol-
duğu; satõşa iştirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin % 20’si oranõnda Türk Li-
rasõ peşin para ya da eşdeğerde kati banka teminat mektubu vermeleri gerektiği, mah-
cuzun satõş bedeli üzerinden KDV’nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra
dosyasõndan görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteye-
ne gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla
Dairemize başvurmalarõ ilan olunur.
S.No: 1 Bedeli: 25.000,00 TL Adedi: 1 Adet Cinsi: 16 LE 290 PLAKA SAYILI
RENAULT MARKA MEGANE EXTREME TİP 2008 MODEL, GÜMÜŞ GRİ
RENKLİ, GÖRÜNÜŞ İTİBARIYLA SAĞLAM ARAÇ Toplam: 25.000,00 TL
Basõn: 26797
Çocuk Kardiyolojisi Türk Kalp Vakfı
Kalitesi ve Titizliğiyle Hizmetinizde
19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBULTel: (212) 212 07 07 (pbx) • http://www.tkv.org.tr
TÜRK KALP VAKFI
‘Beyin yüz gibi kõrõşmaz