19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B 22 NİSAN 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Bu da İngiliz Volkanın Adı: Nick Clegg “Daily Telegraph”ın önceki gün manşetinde, 1983 yılında çekilmiş bir “liseli grup fotoğrafı” vardı... Fotoğrafın ortasında yuvarlağa alınmış tatlı bir oğlan çocuğu, ellerini ceplerine sokmuş, deklanşöre bakıyor… 1983’ün lise öğrencisi bu “sevimli ve hoş oğlan”; bir haftadır İngiltere’de tozu dumana katan Nicholas William Peter Clegg’den başkası değil. Kısa adıyla “Nick”… İngiliz gazetesinin seçimlere iki hafta kala, taa lise arşivlerinden bulup çıkarttığı resim belli ki çok büyük önem taşıyor… On gün öncesine dek kimsenin varlığından haberdar olmadığı Nick Clegg’i; “Nick Clegg” yapan poz çünkü bu. Geçtiğimiz hafta ilk kez, İngiliz televizyonunda liderler arasında yapılan bir tartışma programına katılan Nick Clegg; 60’ına merdiven basmış Gordon Brown ile, gerçekte yaşıtı olmakla birlikte kendisinden çok daha yaşlı duran David Cameron’u bu pozla nakavt etmiş… Biri -bundan böyle artık lafın gelişi…- “sol”, diğeri “sağ” iki kurt politikacı gergin şekilde tartışırken; klasik “sol/sağ çizgisi” dışına çıkan “yeni politikacı” Nick Clegg, muazzam bir özgüvenle işte böyle iki elini iki cebine sokmuş ve kılını hiç kıpırdatmadan muhataplarını dinlemiş. Söz kendisine geldiğinde de “doğrudan TV kameralarının içine/izleyicilerin gözüne baka baka” konuşmuş… Şimdilerde “cool” diyorlar ya. Öyle. İngiltere ve Avrupa basını günlerdir; “Nick Clegg”in bu “cool pozunu” konuşuyor. Nick Clegg; toplam 90 dakika süren tartışma programının 28. dakikasında bu “poza girmiş”. O dakikadan itibaren de rakiplerini silmiş süpürmüş ve sondajlarda uçmuş. Gordon Brown’la yalnız Cameron arasında geçmesi beklenen “maçtan”, başı dik zaferle çıkan bir o… Nick Clegg olmuş… Beyaz Obama… Ertesi günden itibaren gazeteler yazmadıklarını bırakmadılar: “Churchill’den bu yana İngiltere’nin en popüler politikacısı”. “İngiltere’nin ‘beyaz Obama’sı!” “İngiliz politikasında bir volkan -Nick Clegg volkanı!- patladı. Bir kül bulutu havadaki tüm ‘kırmızı/mavi uçakları’ -namı diğer İşçi Partisi ile muhafazakârları- yere indirdi…” “Ya Nick Clegg… Ya kül!” Peki “ne olmuş”, bu yeni lider “ne söylemiş” de… böylesine devasa bir siyasi patlama yaşanmış? İşte bu olmuş: Nick Clegg, ıslık çalarcasına “cool” havalarda, “ellerini cebine” sokmuş! İngiltere’de seçim kampanyasında meğer liderler arası TV tartışması yapılmazmış. Bunun ben de farkında değildim. Yeni fark ettim… Bu seçimde “liderler” ilk kez TV’de “yüz yüze tartışmaya” çıkmışlar. Cameron’la Brown, “ilk tartışma” için; Kennedy’den bu yana tüm ABD başkanlarının “TV tekniklerini” çalışmışlar. Obama’nın iletişim danışmanlarından yararlanmışlar. Ancak olanakları bu iki büyük parti liderinden sınırlı olan “lib-dem” lideri (liberal- demokrat) Nick Clegg, rakiplerinin “sokma akılla” sağlayamadığı rahatlığı, izleyiciler karşısında kendi doğallığıyla sağlamış. “Daily Telegraph”ın manşete çıkardığı lise fotoğrafı sonuçta bunu söylüyor: “Nick Clegg’in baştan çıkarıcı vücut dili öğrenilmiş değil. Özgün. O hep böyle, doğal, rahat ve özgüvenliydi!” ‘Demokrasi’ artık fotojeni yarışı Fenomene dönüşen Nick Clegg öyküsü, tabii yalnız “vücut dilinden” ibaret değil… Ama bu, hikâyenin baskın öğesi. Neden? Çünkü “demokrasinin beşiği” İngiltere’de dahi “siyaset” artık arka planda. “Medyaya servis edilen” “serüven”, liderlerin kişisel özellikleri... İngiliz parlamenter demokrasisi bile, gitgide “kişiselleştirilerek” ABD tipi başkanlık sistemine benzetilmek isteniyor. İngiliz seçimlerinde en son “sol”, “sağ” tartışmaları ne zaman yapılmıştı; gerçek “siyaset” ne zaman konuşulmuştu… diye hafızamı yokladığımda, 2000’lerden geriye “üçüncü yol”un tartışıldığı ‘90’lara dönmem gerekiyor. İşçi Partisi’nin Blair’le beraber “küresel kapitalizme” teslim olmasıyla birlikte, “siyasi çizgi” tartışmalarının hepten artık sonuna gelindiği görülüyor. İçerikte yanardağ patlamasını andıran “yeni şeyler” söylemek imkânı olmadığına göre, “yenilik” adına bugün istenen ne? Her şeyden önce “gençlik” ve “tazelik”… 43 yaşındaki Nick Clegg, mıknatıs gibi “gençliği” kendisine çekiyor. “Rus büyükanne, Hollandalı anne, İspanyol eş” kontenjanından; “Obama” gibi, düzenin “küresel” ve “melez” ruhuna hitap ediyor. Bu “zeitgeist” özellikleri; Nick Clegg’i, klasik/eski tip politikacılar olan Cameron ve Brown’la yan yana geldiği andan itibaren ön plana çıkartıyor. Clegg’in ağzını açıp da uzun boylu laf etmesine gerek yok. Kimlik kartı ve duruşu ona yetiyor. Siyasetin bu denli “kişiselleştiği” noktada, olay düpedüz “fotojeni yarışına” dönüşüyor… “Demokrasi yarışının özü” İngiltere’de de artık fotojeniye indirgenirse, varın gerisini hesap edin… [email protected] ASLI KAYABAL MİLANO - Bugün 101 yaşõna basan, 1986 Nobel Tõp ödülü sahibi bilimci Ri- ta Levi Montalcini, doğum gününü yarõn Roma’daki Hadrian tapõnağõnda dünya nörologlarõnõ buluşturacak Beyin Foru- mu’nda meslektaşlarõ ile birlikte kutlayacak. 101 yaşõna karşõn her sabah Roma’daki Eu- ropean Brain Research Institute’un laboratuva- rõna giden Montalcini’nin “La Clessidra della Vi- ta” adlõ bir kitabõ ise kõsa bir süre önce yayõmlan- dõ. Bilimsel uğraşõnõn yanõ sõra Montalcini kurucusu olduğu ve Afrika’daki kadõnlarõn eğitimini göze- ten projelere imza atan vakfõn faaliyetlerini de iz- liyor. “Beynin kırışıklıkları yok. Beyin sürekli ça- lışırsa pas tutmaz. Başka birçok organın tersi- ne gençleşebilir de... Ben bir örneğim” diyor. Montalcini’nin bir de mesajõ var okurlara, “De- ha olabilmek beynin zinde ve aktif olması ile ilişkili. Alzheimer gibi bir hastalıkla karşı- laşmazsak beynimiz yeni devreler yaratabil- me yeteneğine sahip. Bu süreçte nöronların es- nekliği çok önemli.” - Sizi nöronlar üzerinde araştırma yapma- ya yönelten ne oldu? MONTALCİNİ - Ev işlerime yardõmcõ olan bayan (ben kendisine çok bağlõydõm) mide tümörü nedeniyle yaşamõnõ yitirince sinir sistemi üzerinde büyük bir araştõrmacõ olan Prof. Giuseppe Le- vi’nin ders verdiği Torino Tõp Fakültesi’ne kayõt yaptõrmaya karar verdim. Levi o yõllarda sinir sis- teminin yapõsõ ve işlevi konusunda umut veren ye- ni araştõrma teknikleri geliştirmişti. - II. Dünya Savaşı’nda Museviler Nazilerin hedefindeydi. Bu dönemde yaşamınızı bilime adadınız. Bu arzu nereden geliyordu? - Bu seçimde ailem (babam başlangõçta karşõ olsa da) önemli bir rol üstlendi. Özellikle õrkçõ yasalarõn gündemde olduğu ve benim üniversi- teyi terk etmek zorunda kaldõğõm dönemde. Köktendinciler beynin arkaik bölümünü çıkarları için kullanıyor - Son yıllarda nörolojide büyük bir atılım ger- çekleşti. Alzheimer’e çare bulunacak mı? - 1940 yõlõnda keşfettiğim Ngf, bir hücreyi bir nö- rona dönüştüren protein içeren bir molekül. Fare- ler üzerindeki denemeler Alzheimer’i durdurduğunu kanõtladõ. Çok az sayõda insanla yaptõğõmõz araş- tõrmada olumlu sonuç verdi. - Önünüzde yirmi yıl daha olsa ne türden bi- limsel bir çalışmaya yönelirdiniz? - Önümde iki yõl da olsa, elli yõl da pek fark et- miyor. Önemli olan beynin dinç olmasõ. Her biri- mizin içinde var olan evren önemli. - Beyin üzerindeki araştırmalar davranışla- rımızın şifresini çözmeye de yardımcı oluyor. Siz araştırmalarınız ışığında köktendincilik, tero- rizm ya da diktatörlükler konusunda bir yo- rumda bulunabilir misiniz? - Beyin her şeyi anlatõyor. Bizlerin hareket etme biçimi tanõmaktan çok duyusal. Beynimizde aus- tralopitekus’tan bu yana hiçbir değişim gösterme- yen, aynõ kalan arkaik bir bölge var. Bu şiddeti ba- rõndõran bir alan. Bu bölge insanõ, ağaçtan inmeyi başardõğõ zaman kurtardõ. İnsanõn kendini savuna- bilmesini ve mücadele etmesini sağladõ. Bugün ise yok oluşunun nedeni olabilir. Totaliter düzenlerin tek ve gerçek panzehiri, kültür. Köktendinciler ar- kaik beyni kendi çõkarlarõ için kullanõyor. - Beyin faaliyeti durunca yaşamın sürdüğüne umut bağlayanlar konusunda düşünceniz nedir? - Beyinsel etkinlik sona erdiği zaman insan ya- şamõ da noktalanõyor. 17 yõl komada kaldõktan son- ra babasõnõn çok haklõ olarak talep ettiği ötanazi ile yaşam ünitesinden çõkarõlan Eluana Englaro, dingin bir biçimde ölme hakkõna sahipti. Englaro, 17 yõl önce yaşama veda etmişti. Herkes Hõristiyan, Müslüman, vs. istediği dini seçmekte özgür. Benim dinim laiklik. Beyne kilit vurmak mümkün değil, çünkü insanlarõ hayvanlardan ayrõştõran tek şey be- yin. Her birimizin bu dünyayõ dingin bir biçimde terk etmeye hakkõ olduğunu düşünüyorum. - Bir bilim kadını olarak kadın olmaktan ötü- rü güçlüklerle karşılaştınız mı? - 1930’lu yõllarda tõp fakültesinden mezun olan 5 kõz öğrenciydik. Akademik dünyaya bir kez adõm attõktan sonra erkek meslektaşlarõmla aramda hiç- bir sorun çõkmadõ. - İkiz kız kardeşiniz Paola sanatçı olmayı ter- cih etti. Nasıl bir ilişkiniz vardı kardeşinizle? - Paola, usta bir heykeltõraş ve ressamdõ. Paola’nõn sanatõ ile benim bilimsel bir çerçevede yürüttüğüm faaliyet arasõnda bir benzerlik vardõ. - 101 yaşınızdan geçmişinize baktığınız zaman pişmanlık duyduğunuz şeyler oldu mu? - Olduğunu sanmõyorum. Duygusal anlamda da ne evlenmek istedim ne de anne olmayõ, bütünüy- le tõp bilimine adamak istiyordum yaşamõmõ. Bu ne- denle bir aile yaşamõ kurmak istemedim. Çünkü tõp- ta kariyer yapabilmem bağõmsõz olmamõ gerekti- riyordu. Annem ressamdõ ama evlendikten sonra res- samlõk yapamadõ. Afrika’ya borcumuz var - Beyin yüz gibi kırışmaz diyorsunuz… - Zekânõn doğumla programlandõğõna inanmõyo- rum. Kõsacasõ zekâ, genetik değil, örneğin kadõnlar ve erkekler eşdeğer, hatta kadõnlarõn beyni erkek bey- nine oranla daha esnek. Rusya’da çok sayõda kadõn matematikçi var ve birçoğu erkeklerden başarõlõ. - Uzun yaşamın bir sırrı var mı? - Belli bir olgunluk yaşõna ulaşõldõğõ zaman çev- resel koşullar izin veriyorsa kişi hayatõ boyunca yap- maktan zevk aldõğõ her türden şeyi gerçekleştire- bilir. Birey tüm yaşamõ boyunca beynini genç tu- tabildi ise çok farklõ alanlarda yaratõcõ olabilece- ğini düşündüğü konularda üretmeye devam ede- bilir. Benim herkese önerim, emeklilik yaşõna ha- zõrlõksõz gelmemeleri, emeklilik öncesi dönemde yaşlõlõk günlerinde keyif alabilecekleri konular- da neler yapabileceklerini planlamalarõ, hatta bu konularda yavaş yavaş yol almalarõ... - Siz Afrikalı kadınların sorunlarına eğilen bir vakfın yöneticiliğini yürütüyorsunuz. Ne- den Afrika ve genç kadınlar? - Çünkü Afrika’yõ geçmişte sömürgeleştiren İtalya ve başka ülkelerin bu konuda ödemeleri gereken büyük bir borç olduğu düşüncesindeyim. Afrika’yõ hep kullandõk ve şiddet uyguladõk. On- larõn zenginliklerini aldõk ve kendi zayõf nok- talarõmõz için tükettik. - Zamanınızın büyük bir bölümünü halen ki- taplarınız arasında ve laboratuvarda geçiri- yorsunuz. Her zaman bakımlı ve şıksınız… - Kendimi değiştiremediğim için giysilerimi de- ğiştiriyorum. Her gün görüştüğüm kişilere karşõ say- gõyõ ifade eden bir jest diye algõlayõn. Mükemmel dünya için adalet - Gençlik döneminizden bir bilimci seçecek ol- sanız kimi tercih ederdiniz? - Hiç şüphesiz Albert Einstein. “Yaratıcılığın gizi, merak duygusunda, çocuk kalan akılda sak- lı” derdi Einstein. Büyük bir öğreti. - Sizce bu yüzyılın en büyük keşfi nedir? - Bu soruyu neden bana sordunuz ki? Siz internette gezmiyor musunuz? Uçak da yüzyõlõn en önemli ke- şiflerinden biri, ama en temellerinden değil, çünkü uçağõn keşfinden önce de seyahat ediliyordu. - Size teşekkür etmeden önce bir son soru: Dünyanın geleceğini nasıl görüyorsunuz? - Bugün dünyayõ tehdit eden yoksulluk, salgõn hastalõklar, okuma-yazma noksanlõğõ gibi sorunlarõ ortadan kaldõrmak gerekiyor. Mükemmel bir dün- yanõn, toplumlarõn büyük bir çoğunluğu yoksulluk içinde can çekişir ve yaşama mücadelesi verirken küçük bir azõnlõğõn sefahat sürmesinin mümkün ol- madõğõnõn ayõrdõna varõldõğõna inanõyorum. İnsan hakları hareketinin ‘büyükannesi’ öldü Dış Haberler Servisi - ABD’de siyah haklarõ hareketi- nin önemli isimlerinden Dorothy Height, önceki gün 98 yaşõnda hayatõnõ kaybetti. 40 yõldõr Ulusal Siyah Kadõnlar Konseyi’nin lideri olarak õrk ve cinsiyet ayrõmcõlõğõna kar- şõ mücadele veren Height, siyahlarõn verdiği eşitlik mü- cadelesinin önderi Martin Luther King’in “Bir hayalim var” sözüyle özdeşleşen ünlü konuşmasõ sõrasõnda King’in yanõndaki isimlerden biriydi. Height, lisede si- yah öğrenci kotasõ dolduğu için okula kabul edilmemiş, daha sonra bursla New York Üniversitesi’ne gitmişti. 101. yaşõnõ 23 Nisan’da Roma’daki Hadrian tapõnağõnda nörolog meslektaşlarõ ile kutlayacak olan Montalcini yaşamõnõ ve gençliğinin sõrrõnõ Cumhuriyet’e anlattõ Montalcini genç bir öğrenciyken Torino Tõp Fakültesi’ne kayõt yaptõrmaya karar verdiği zaman bir buz fabrikasõnõn sahibi olan mühendis babasõ kõzõnõn bilimle uğraşmasõnõ onaylamõyordu. Baba Montalcini, kõzlarõnõn bilimci olmasõna sõcak bakmasa da “Ben engel olmam ama onaylamõyorum” demişti Rita Levi Montalcini’ye. Ama genç Rita Levi, seçimini yaptõ ve Torino Tõp Fakültesi’ne yazõldõ. Faşizmin yönetimde olduğu ve õrkçõ yasalarõn Avrupa’da yaşayan Musevileri hedef aldõğõ dönemde aynõ fakülteden mezun oldu. Anatomi Enstitüsü’nde göreve başlamasõna karşõn kõsa bir süre içinde Naziler tarafõndan görevine son verildi. Bu karanlõk dönemde umudunu yitirmedi, evindeki yatak odasõnda Nazilerden saklanmaya devam ederken aynõ mekânda “nöro- embriyoloji” laboratuvarõnõn temelini attõ. Bu laboratuvarda incecik iğnelerle tavuk embriyolarõnõ inceliyordu. Yõllar sonra ABD’de keşfedeceği ve kendisine 1986’da Nobel Tõp Ödülü’nü getirecek olan Ngf’nin (Nerve Growth Factor) temelini yatak odasõnda kurduğu bu ilk laboratuvarda atmõştõ. Nazilerden saklanırken çalışıyordu BUGÜNÜN GENÇLERİNE ÖĞÜTLER: Gençlere yaşamın sunduğu değerlerden haz almayı, kendilerine güvenmeyi ve iyimser olmayı, hayatı dolu dolu ve keyfini çıkararak yaşamayı ve tüm yönleriyle değerlendirmelerini söylüyorum. Başkalarını, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yardıma gereksinim duyanları düşünmelerini hatırlatıyorum. TC ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN İLAN ESAS NO: 2008/1369 Davacõ ATAKAN YILMAZ vekili tarafõndan davalõ NURGÜZEL ROZİLİVİ YA- ZOVA hakkõnda açtõğõ TANIMA davasõnõn mahkememizce yapõlan açõk yargõlamasõ sonunda; Davalõ NURGÜZEL ROZİLİVİ YAZOVA’nõn yapõlan bütün araştõrmalara rağmen tebligat adresinin bulunamamasõ nedeni ile ilanen dava dilekçesi ve duruşma günü ila- nen tebliğ edildiği, mahkememizin 09/03/2010 tarih 2008/1369 esas 2010/357 sayõlõ ka- rarõ ile davanõn kabulü ile Ardahan ili Göle ilçesi Çardaklõ Köyü Cilt: 39 Hane: 57’de nüfusa kayõtlõ Osman ve Naide’den olma 27/10/1968 Göle d.lu 17207935554 TC kim- lik nolu ATAKAN YILMAZ ile Corakkuli Oğulboldu’dan olma Carjov 1975 d.lu Türk- menistan uyruklu NURGÜZEL ROZİLİVİ YAZOVA’nõn boşanmalarõna ilişkin Azat- lõk İlçe Mahkemesi’nin 10/05/2000 tarihli 22/05/2000 kesinleşme tarihli ilamõnõn TA- NINMASINA, karar verilmiş olmakla iş bu karar özeti HUMK.’nun 509 maddesi ge- reğince davalõ NURGÜZEL ROZİLİVİ YAZOVA’ya karar tebliği yerine geçerli olmak üzere İLANEN TEBLİĞ olunur. 16/03/2010 (Basõn: 25976) TC SİNCAN 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2010/377 Tal. Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve değerleri yazõlõ mallar satõşa çõ- karõlmõş olup; birinci arttõrmanõn 13.05.2010 günü 12.10-12.15 saatleri arasõnda Sanayi Sitesi 3. Cad. 14. Sok. No: 2 Sincan adresinde yapõlacağõ ve o gün kõymetlerinin %60’õna istekli bulunmadõğõ takdirde ikinci arttõrmanõn 18.05.2010 günü 12.10-12.15 saatleri arasõnda Sanayi Sitesi 3. Cad. 14. Sok. No: 2 Sincan adresinde yapõlarak satõ- lacağõ; şu kadar ki arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen değerinin %40’õnõ bulmasõ- nõn ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bundan başka paraya çevirme ve paylarõn paylaştõrma giderlerini geçmesinin şart ol- duğu; satõşa iştirak etmek isteyenlerin muhammen bedelin % 20’si oranõnda Türk Li- rasõ peşin para ya da eşdeğerde kati banka teminat mektubu vermeleri gerektiği, mah- cuzun satõş bedeli üzerinden KDV’nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõndan görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteye- ne gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla Dairemize başvurmalarõ ilan olunur. S.No: 1 Bedeli: 25.000,00 TL Adedi: 1 Adet Cinsi: 16 LE 290 PLAKA SAYILI RENAULT MARKA MEGANE EXTREME TİP 2008 MODEL, GÜMÜŞ GRİ RENKLİ, GÖRÜNÜŞ İTİBARIYLA SAĞLAM ARAÇ Toplam: 25.000,00 TL Basõn: 26797 Çocuk Kardiyolojisi Türk Kalp Vakfı Kalitesi ve Titizliğiyle Hizmetinizde 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBULTel: (212) 212 07 07 (pbx) • http://www.tkv.org.tr TÜRK KALP VAKFI ‘Beyin yüz gibi kõrõşmaz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle