Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TZD’nin 58. kuruluş yıldönümü kutlandı A NKARA (A.A) Türkiye Ziraatçılar Derneğinin 58. kuruluş yıldönümü ATO'da düzenlenen bir toplantı ile kutlandı. Toplantıda bir konuşma yapan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''Her devlet sisteminde ıslahata ihtiyaç vardır. Devlet baştır, hükümet şapkadır. Şapka eskiyince atarsınız ama başı eskitmeyin'' dedi. Türkiye'nin bir ''köylü'' ve ''tarım'' partisi olmadığını, ancak nüfusun büyük bölümünün kırsal kesimde yaşaması nedeniyle bütün siyasi partilerin köylüyü ve tarımı dikkate aldığını belirtti. Partilerin halkın sorunlarına yaklaşımının farklı olabileceğini, seçimlerin de şikayet varsa, şikayetin ortadan kaldırmayacağını, sadece iktidara ülkeyi yönetme salahiyeti vereceğini anlatan Demirel, bir iktidara yönetme salahiyeti verilmesinin, ''ben senin, varsa önceki uygulamalarından tamamen memnunum'' anlamına gelmediğini vurguladı. Salonda bulunan çiftçilere, ''6 kg buğday ile 1 kg mazot almaktan memnun musunuz'' diye soran Demirel, ''Hiç sesiniz çıkmıyor... Dünyanın her tarafındaki mazotun 3 katına mazot almak iyi mi? Madem ki Yunanistan'ın 3 katına mazot alıyorsun, pamuğu aynı fiyattan sat diyemezsin'' dedi. Türkiye'de hala nüfusun yüzde 30'unun kırsal kesimde yaşadığını, tarımın GSMH'den yüzde 11 pay aldığını, tarımda kişi başına gelirin bin 500 dolar olduğunu hatırlatan Süleyman Demirel, şehirdeki olanakların kırsal kesime taşınmasına rağmen, insanlar geçimini sağlayamadığı için kente göçe devam ettiğini anlattı. Nüfus artış hızının yüksekliğine de işaret eden Demirel, ''Bu kadar hızlı artan nüfusu şikayet etmeden beslemek mümkün değil. Şikayetin kökünde yapısal sorunlar var. Tarımdaki nüfus yüzde 10'un altına inerse şikayetler biter. Türkiye'nin sorunlarının çözümü için, nüfus artış hızının yüzde 1, köydeki nüfusun yüzde 10'un altına inmesi, büyüme hızının da yüzde 7'lerde tutulması gerekir'' dedi. Türkiye'de tarımda verimin düşüklüğüne de işaret eden Demirel, yıllardır buğday üretiminin 20 milyon tonun üzerine çıkarılamadığını hatırlatarak, üretimin 50 milyon tona çıkarılması gerektiğini vurguladı. Tarıma verilen desteğin yetersiz olduğunu kaydeden Demirel, AB'de 11 bin dolar, ABD'de 19 bin dolar olan çiftçi başına verilen desteğin Türkiye'de bin 500 dolarda kaldığını hatırlattı. Suyun tasarruflu kullanılmasını, GAP'ın bitirilmesini isteyen Demirel, tarımda hayvancılığın payı ve yem bitkileri üretiminin artırılması, örgütlenmeye önem verilmesi gerektiğini kaydetti. Toplantıda konuşan CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, seçimlere 23 ay kala çiftçilerin ''paraya boğulduğu nu'', bunun için özelleştirmeden sağlanan gelirlerin kullanıldığını savunarak, şunları söyledi: ''Türkiye'nin borcu, 4 yılda 220 milyar dolardan 408 milyar dolara çıktı. Sıcak paraya 90 milyar dolar kaynak aktarıldı. Bu bir hortumlama, soygundur. Bunları kimse söylemiyor. İktidar dalkavukluğu ülkeyi batırır. Bu iktidarı yalakalıklarla getirdik. Sizi birinci kez dolandıranı iktidara getirdiniz. Sonucuna katlanın. Siyasi muhalefete yüklenmenin ne alemi var?'' DSP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Macit de Türkiye'nin son 5 yıldır suni gündem ile idare edildiğini belirtirken MHP Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan, kuraklık nedeniyle yeterli desteği alamayan çiftçinin ekim yapamaz hale geldiğini kaydetti. Yerli hayvan genleri korunacak NKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Yerli hayvan ırklarının gen kaynaklarının korunması ve saklanması amacıyla ''TÜRKHAYGEN1'' projesi başlatıldı. Gen Mühendisliği ve BiyoTeknoloji Enstitüsü proje sorumlusu Doç. Dr. Sezen Arat, koordinatörlüğünü üstlendikleri projeyi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın desteğiyle 10 üniversitenin işbirliğinde yürüttüklerini, projede 94 kişinin görev aldığını bildirdi. Bütçesi 9 milyon YTL olan proje kapsamında, 4.5 yıl sürede ırkları tamamlayacak ve koruma altına almış olacağız'' diye konuştu. Öncelikle çiftlik hayvanlarını proje kapsamına aldıklarını be A lirten Doç. Dr. Arat, şimdiye kadar yurt dışından verim özellikleri yüksek, ancak hastalıklara karşı direnci zayıf kültür hayvanı ithalatı yapıldığını söyledi. Bunun yerli hayvan ırklarını olumsuz etkilediğini ifade eden Doç. Dr. Arat, yerli sığır, koyun ve keçi ırklarının yavaş yavaş yok olma noktasına geldiğini belirtti. Doç. Dr. Arat, şöyle konuştu: ''Projenin amacı, öncelikle koyun, keçi, sığır, manda ve at ırkları olmak üzere büyükbaş ve küçükbaş hayvanları koruma altına almaktır. Ancak daha sonra diğer hayvanlar için de aynı programı takip etmeyi düşünüyoruz. Çünkü kendi topraklarımıza özgü, Kangal köpeği, Ankara ve Van kedisi gibi Bizim olan AnadoAngora keçisi dünyanın lu'ya ait her yerinde üretiliyor... hayvanlarımız var. Projeyi Çevre ve Orman Bakanlığı ile birlikte yaban hayatını ve hayvan tiplerini korumak üzere geliştirmeyi de düşünüyoruz.'' Doç. Dr. Sezen Arat, proje kapsamında en büyük görevin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına düştüğünü, her ırk için en az 50 bireyden sürüler oluşturulacağını, bu sürülerin üniversiteler ya da Tarım ve Köy İşleri Bakanlığına ait çiftliklerde muhafaza edileceğini kaydetti. İşbirliği yapılan üniversitelerin bir kısmının embriyo spermlerini saklayacağını, bir kısmının ise hayvanların yerli ırk olup olmadığını belirlemek adına genetik karakterizasyon yapacağını belirten Doç. Dr. Arat, şu bilgileri verdi: ''Hayvanlarımızın bize ait olduğunu, ancak tescillediğimiz zaman kanıtlayabiliriz. Angora keçisi veya tavşanının bize ait olduklarını ispatlama imkanımız yok, çünkü bu hayvanları karakterize etmeden yurt dışına çıkartmışız. Dünyanın pek çok yerinde Angora keçisi veya tavşanı üretiliyor. Amacımız kendi hayvanlarımızı öncelikle karakterize edip tescillemek.''Doç. Dr. Arat, proje kapsamında iki tane dondurularak saklama bankası oluşturulacağını, bu bankalardan birisinin TÜBİTAK MAM'da, diğerinin ise Lalahan Hayvancılık Araştırma Enstitüsünde olacağını, birisinin yok olması halinde diğerinin iş görebilmesi amacıyla her iki bankada da aynı sayıda örneklerin muhafaza edileceğini sözlerine ekledi. 31