23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kültür Kültür balıkçılığı balıkçılığı sektörünün sektörünün sabit sabit yatırımı yatırımı 1 1 milyar milyar doların doların üzerinde üzerinde Kamuran PATRONA Muğla Kültür Balıkçıları ve Su Ürünleri Yetiştiricileri Birlik Derneği Genel Koordinatörü nsanların temel ihtiyacı beslenmedir. Sağlıklı ve dengeli beslenmek için hayvansal proteinlere gereksinim vardır. Bu nedenle tüm gıda platformlarında mevcut gıda kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve yeni kaynakların yaratılması konusunda stratejiler geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Dünyamızın giderek ısındığı, küresel ve iklimsel değişiklikler yaşandığı bir gerçektir. Bu anlamda kuraklık çağımıza damgasını vuracak, karasal gıda kaynaklarında önemli azalmalar olacaktır. Buna karşın denizlerin önemi artacak, balık, insan beslenmesinde öne çıkacaktır. Ancak doğal balık stoklarının da aşırı avcılık ve kirlilik nedeniyle giderek azaldığı bilinmektedir. Oysa dünya ve ülkemiz nüfusu giderek artmaktadır. Bu nedenle bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de balık yetiştiriciliği son yılarda önemli bir sektör olmaya başlamıştır. Bugün dünya toplam su ürünleri üretimi avcılık ve yetiştiricilik dahil 140 milyon ton civarındadır. Bu üretimin yüzde 35’i balık çiftliklerinden elde edilmektedir. Ülkemizde ise bu oran yüzde 13 civarındadır. Ülkemizde karasal alanlara eşit 26 milyon hektar su alanı olmasına karşın yetiştiricilik yolu ile elde edilen üretim 118 bin ton kadardır. Bu üretimin yüzde 50’si denizlerde kurulan çiftliklerden elde edilmektedir. Yetiştiricilik ürünlerinin yüzde 21’ni çipura, yüzde 26’sını levrek, yüzde 53’ünü ise alabalık teşkil etmektedir. Üretimin yüzde60’ı başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere yurt dışına ihraç edilmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına balık tüketimi ortalama 23 kg dır. Ülkemizde ise, 8,6 kg dır. Balık yetiştiriciliği ülkemizde 1980’li yıllarda başlamış, 1990 yılından itibaren gelişme göstererek, 2000’li yılarda önemli bir sektör haline gelmiştir. Şüphesiz ilk zamanlar kıyılara çok yakın yerlerde kurulan çiftlikler, kullandıkları teknolojiler ve yarattıkları görsel kirlilik nedeniyle başta turizm sektörü olmak üzere kamu oyunun tepkisini çekmiş ve yerel sorunların yaşanmasına neden olmuştur. Hala bu sorunların devam ettiği ve gündemde yer aldığı bir gerçektir. Ancak bir başka gerçekte, balık çiftliklerinin büyük bir çoğunluğunun bugün açık ve derin sularda kurulduğu ve faaliyet gösterdiğidir. Offshore olarak adlandırılan bu tesisler, dünyanın en modern ve gelişmiş teknolojisini kullanmakta, uyguladıkları çevre yönetim sistemleri ile çevreye olan duyarlılıklarını göstermektedirler. Bugün kültür balıkçılığı sektörünün 1 milyar doların üzerinde sabit yatırımı, 650 milyon dolar değerinde canlı balık varlığı bulunmakta, 25 bin kişiye iş imkanı sağlamaktadır. Kırsal kalkınmada büyük rol oynadığı gibi 250 İ milyon dolarlık ihracatı ile ülkemiz ekonomisine ve katkıda bulunmaktadır. Ancak su ürünleri yetiştiriciliği sektörü bir başka ifade ile kültür balıkçılığı bir çok sorunla uğraşmakta, bu alanda yatırım yapan veya yapacak olan girişimci ileriyi görememenin endişesini taşımaktadır. Sektör çoğu zaman turizm başta olmak üzere bir çok sektör ile karşı karşıya getirilmek istenmekte, balık çiftliklerinin denizi kirlettiği yönünde gündem yaratılmaya çalışılmaktadır. Oysa denizlerimiz 56 faaliyet tarafından kullanılmakta, balık çiftlikleri kamu araştırmalarına göre denizlerimizi yüzde 23 oranında kirletmektedirler. Ülkemizin tüm sektörlere ihtiyacı vardır. Özellikle balıkçılık ve turizm, bir birine rakip olmayan, bilakis birbirini tamamlayan sektörlerdir. Avlanma yasaklarının olduğu, buna karşın iç ve dış turizmin yoğun yaşandığı yaz aylarında balık talebi bu çiftliklerden karşılanmaktadır. Önemli olan entegre bir anlayışla , planlı bir şekilde denizleri ve kıyılarımızı kullanan faaliyetlerin disipline edilmesi, sektörümüzün de yaşamasına ve gelişmesine yol açacak ortam ve imkanların yaratılmasıdır. .Kıyılarımızın ve denizlerimizin korunması ve verimli kullanılması dengesi, her zaman ve her kesim için geçerli olmalıdır. Diğer taraftan kamu erki, sivil toplum kuruluşları ve medya deniz kirliliğini önlemek için, balık çiftliklerine gösterdiği hassasiyeti diğer kirletici unsurlar için de göstermeli, evsel ve endüstriyel atıklar anlamında her türlü tedbirin alınmasını sağlamalıdır. Denizi kirleten tek sektörün kültür balıkçılığı olduğunu iddia ederek , yalnızca bu sektör için önleyici önlem almak ayrımcılığın ötesinde tarafsız ve doğru bir anlayış değildir. Denizler bizim. Bizler bu denizlerimizi ve çevreyi korumak ve geleceğe sağlıklı bir şekilde taşımak için her türlü çabayı göstermeliyiz.Bu anlamda mesleki kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ve birey olarak her platformda düşüncelerimizi söylemeli, tavır ortaya koymalı ancak objektif bakıştan uzaklaşmamalıyız. Bilinçli ve sorumlu toplumlar, sorunlarını önyargılarla değil, bilimsel verilerin ışığında, gerçeklerle yüzleşerek, doğru ve akılcı adımlarla çözmektedirler. Çağımız iletişim ve paylaşım çağıdır. Söylemeyi, bilgilendirmeyi ve paylaşmayı bilmeliyiz. Sorunları paylaştığımız gibi çareleri de paylaşmalı ve ona destek vermeliyiz. Su ürünleri yetiştiriciliği sektörü, ülkemiz potansiyeli dikkate alındığında tarım ve gıda sektörü içersinde gelişmeye en çok açık olan bir sektördür. Yapısal ve yasal sorunlar çözüldüğü takdirde üretimin kısa vadede 250 bin tona ihracatın 1 milyar dolara ulaşması olasıdır. Unutulmamalıdır ki, gelişmiş ve refah düzeyi ileri toplumlar, gıda kaynaklarını doğru ve verimli kullanan , hayvansal protein ağırlıklı tüketimi artırarak ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlayan toplumlardır. Ülkemizin, mevcut su kaynaklarını balıkçılık ve yetiştiricilik anlamında kullanarak balık gibi besin değeri yüksek bir gıda kaynağını üretilmesi için hiçbir olumsuz argüman yoktur.Yeter ki doğru, bilimsel, planlı yaklaşımlarla stratejiler oluşturulabilsin, sürdürülebilir ve güvenilir bir gelişme için olanaklar sağlansın. Selçuk Yaşar: "Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurulmalı!" cak ülkemizin döviz kaynakları olabildiğinace korunİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)Türkiye'de malı ve iş sahaları öncelikle yerli girişimciler tarafından Çeşme'de kurduğu çiftliklerle kültür balıkçılığının öndeğerlendirilmelidir. Bizler, Çeşme'den Sakız Adası'na cülüğünü yapan Yaşar Holding Onursal Başkanı Selçuk yavru balık gönderirken, günümüzde oradan ülkemize Yaşar, "Ülkemize döviz girmesi açısından denizlerisıfır gümrükle balık yavrusu ihtal ediliyor. Çünkü Avrumizde su ürünleri yetiştiriciliğine daha da önem vermepa Birliği, 20 yıl önce balıkçılıkta sıfır olan Yunanismiz gerekiyor. Bugün Yunanistan yılda 100 bin ton Çitan'a, yatırımları için yüzde 50 teşvik kredisi pura balığı yetiştiriliyor. Ülkemizdeki verirken, ülkemizde balık çiftliklerine ne hüüretim bu rakamın çok altındadır. Bir an Selçuk Yaşar kümetlerimiz, ne de sivil toplum örgütleri geönce Su Ürünleri Genel Müdürlüğü yaşareken ilgiyi göstermediler. Kamuoyunun külma geçirilmelidir" dedi. tür balıkçılığına gereken önemi vermesini isDünyada denizlerden yılda 48 milyon tiyorum. Unutmayalım ki denizden avlanan ton su ürünü elde edildiği belirtilirken, ülbalık 15 ton iken, bugün kültür balıkçılığı kemizde ise yıllık üretimin 120 bin ton sektörü teşviksiz, tamamen özel sektörün çaolduğu vurgulandı. Avrupa ülkelerine ihbasıyla 60 bin ton balık üretiyor." raç ettiğimiz tek su ürününün balık olduYaşar, ülkemizde Su Ürünleri Genel Müğuna da dikkat çekilerek, çevresel riskledürlüğü'nün kurulmasını da istedi. ri gözardı etmeden bu alana daha fazla Pınar Deniz Ürünleri şirketi, Selçuk Yayatırım yapılması gerektiği kaydedildi. şar'ın öngörüsü doğrultusunda 1984 yılında Türkiye’de ilk kültür balıkçılığını başÇeşme Ildırı'da, 1 milyon yavru çipura ve 300 latan isimlerden Yaşar Holding Onursal ton sofralık balık kapasitesiyle üretime başlaBaşkanı Selçuk Yaşar, bu sektörün ülkedı. 1995 yılında levrek üretimine de başlayan nin ekonomik geleceğinde daha önemli şirket, kapasitesini 10 milyon yavruya çıkarroller oynayacağını söyledi. Günümüzde dı. 2003 yılında Çamlı Yem Besicilik şirketiyle birleşen Yunanistan'dan Türkiye'ye "sıfır" gümrükle yavru balık Pınar Deniz Ürünleri, geçen yıl yavru balık kapasitesigeldiğini ve yerli firmaların haksız rekabetlere karşı ni 60 milyona, sofralık balık üretimini de 2 bin 440 tokarşıya olduğunu belirten Yaşar, şu görüşleri savundu: na ulaştırdı. Üretiminin büyük bölümünü ihraç eden şir"Yarım yüzyılı aşan sanayicilik yaşamımda yabancı ket, hazır balık yemeklerini de tüketiciyle buluşturdu. sermaye ve rekabete hiçbir zaman karşı olmadım. An 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear