26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yeni yanıltmaca: “Ağaçlandırma Eylem Planı” Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu’nun varlığı anımsanmış, bu amaçla bir eylem planı hazırlanmış, bir de eylem planının uygulanmasına yönelik Başbakanlık çıkışlı bir genelge yayımlanmıştır. Bu belgelerde belirtildiğine göre, 20082012 döneminde 26 milyon dönüm genişliğinde bir alanda ağaçlandırma, erozyon önleme, mera iyileştirme ve "rehabilitasyon" çalışmasının yapılması öngörülmektedir. Bu, doğrusu, hiç de küçümsenebilecek bir hedef değildir. Çünkü, ülkemizde, başlangıcından 2006 yılı sonuna değin çeşitli amaçlarla yapılabilen yeni orman yetiştirme çalışmasının toplamı yalnızca 46 milyon dönümdür. Ancak, söz konusu haber ve anılan "eylem planı" biraz yakından incelendiğinde, bu sevincin ne denli yersiz olduğu; söz konusu olanın, siyasal iktidarın bu alanda da kamuoyunu yanıltma çabası değilse eğer, ilgili Bakanlığın, deyiş yerindeyse sapla samanı nasıl karıştırabildiği kolaylıkla kavranabilecektir. Sözü edilen çalışmaların hepsi yeni orman yetiştirme amaçlı "ağaçlandırma" çalışması değildir ! Çünkü, sözü edilen anılan Eylem Planı kapsamında, "ağaçlandırmanın" yanı sıra, en azından her durumda ağaçlandırmayı gerektirmeyen "erozyon kontrolü", "rehabilitasyon" ve "mera ıslahı" çalışmalarına da yer verilmektedir. Üstelik, yapılacağı öne sürülen 26 milyon dönüm "ağaçlandırma" çalışmasının % 73’ünü "rehabilitasyon" çalışmaları oluşturmaktadır. Yapılması öngörülen "ağaçlandırma" çalışması ise yalnızca 2,5 milyon dönümdür. Oysa, "rehabilitasyon" çalışmaları, Eylem Planı’nda da; "Bir kapalı ve bozuk orman alanlarının; mevcut meşcerelerin gelişme dinamiği ve büyüme enerjisinden maksimum derecede faydalanmak, orman ekosisteminin bozmadan yetişme muhiti ırklarını yerinde korumak suretiyle en az emek ve masrafla verimli koru ormanlarına dönüştürmektir." biçiminde açıklanmaktadır. Daha açık bir söyleyişle, "rehabilitasyon" çalışmaları, var olan orman ekosistemlerinin daha verimli duruma getirilmesine yönelik teknik iş ve işlemleri kapsamaktadır ve bu iş ve işlemler, her durumda "ağaçlandırma" yapılmasını gerektirmeyebilecektir. Öngörülen hedefler ne anlamlı, ne de gerçekçidir ! Haberde ve Eylem Planı’nda belirtildiğine göre, öngörülen "Ağaçlandırma Seferberliği" gerçekleştirildiğinde; "o orman varlığımız artacak, o bozuk orman alanları iyileştirilecek, o erozyon azaltılacak, o su kaynakları korunacak, o fidan dikme alışkanlığı yaygınlaştırılacak, o baraj, göl ve göletlerin rusubatla dolması önlenecek, o sel ve taşkınlar azalacak, o iklim değişikliği ve çölleşmenin etkileri en aza indirilecek, o kırsal kesime istihdam sağlanacak, o bozulan doğal denge yeniden tesis edilerek, gelecek nesillere yeşil ve yaşanabilir bir ülke bırakılacaktır." Böylesi beklentileri kamuoyuna sunmak, en hafif deyimle, kamuoyuna saygısızlıktır !. Çünkü, tümünün gerçekleştirilmesi ve tümüyle başarılı olunması durumunda bile, beş yıl içinde toplam 23 milyon dönümde yapılacak ağaçlandırma, erozyon önleme, rehabilitasyon ve mera iyileştirme çalışmalarıyla bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi kesinlikle olanaksızdır. Konuyla ilgili herhangi bir öğrenimden geçmemiş ya da özel olarak ilgilenip de bilgilenmemiş en saf yurttaşlarımızın bile aklından geçiremeyeceği bu türden beklentilerin "uzman" kişileri işlendirmesi beklenen ilgili Bakanlık tarafından öne sürülebilmesi gerçekten de hoş görülebilecek bir tutum değildir; ayıptır. Nerede, Niçin ve Nasıl Bir Ağaçlandırma ? Beş yıllık bir "Eylem Planı" hazırlayabildiğine göre, ilgili Bakanlığın bu soruları da yanıtladığı sanılabilir. Ancak, bu da yanlış bir sanı olacaktır. Çünkü, her yeni orman yetiştirme, dahası her bitkilendirme çalışması, istense de istenmese de söz konusu hedeflerin çoğunun gerçekleştirilmesine, bir bakıma kendiliğinden katkıda bulunabilmektedir. Bu bağlamda, 20082012 döneminde yapılması öngörülen toplan 2,5 milyon dönüm "ağaçlandırma" ve 16 milyon dönüm de "rehabilitasyon" çalışmasının, söz konusu kendiliğinden katkılarının ötesinde, nerelerde ve hangi amaçlarla yapılacağı, bu yolla kurulacak ormanların yapısal özelliklerinin neler olacağı sorusunun da yanıtlanması gerekmektedir. Ne var ki, ilgili Bakanlık bile bu soruyu yanıtlayabilecek durumda değildir. Çünkü, ülkemizde, yurttaşlarımızın "orman" sayılabilecek ekosistemlerden sağlanabilecek ürün ve hizmetlere yönelik gereksinmesi henüz ne ülke genelinde ne de yersel olarak belirlenebilmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, ilgili Bakanlık, günümüzde bile, deyiş yerindeyse "lâf olsun" diye ağaçlandırma yapma düzeyini aşamamıştır. Aşamadığı için şimdi de yeşil çirkinliklerin üretilmesi, kamu kaynaklarının yaygın savurganlığına yeni boyutların kazandırılması olasılığını gündeme getirmiştir; tıpkı orman yangınlarıyla "mücadele" alanında yaptığı gibi. Bu nasıl bir "seferberlik"? Bir yerinde de ‘Ulusal Ağaçlandırma Seferberliği Eylem Planı" olarak anılan "Eylem Planı"nda belirtildiğine göre hedeflenen 26 milyon dönüm "ağaçlandırma" çalışmasının 21,6 milyon dönümünün Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmektedir. Oysa, Başbakanlığın anılan genelgesinde de anılan 4122 sayılı "Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu", Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü ile Orman Genel Müdürlükleri dışındaki çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlara "ağaçlandırma ve erozyon önleme" çalışması yapma, dahası, "orman kurma, bakma ve koruma" yükümlülüğü getirmektedir. Öyle anlaşılıyor ki, gündemde olan "seferberliğin" % 83’ü, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, varlık gerekçeleri zaten bu çalışmaları yapmak olan iki genel müdürlüğü tarafından gerçekleştirilecektir. *** Artık ülkemizde de, her yerde, her amaçla, her biçimde orman yetiştirme çalışması yapılmasının, çoğu durumda kaynak savurganlıklarına yol açabileceği gerçeğinin görülmesi gerekiyor. Ne yazık ki, bu gereklilik, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın "Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı 20082012"da da yerine getirilmemiş; siyasal iktidarın kamuoyunu yanıltma çabalarına yeni bir boyut kazandırılmıştır. Yücel ÇAĞLAR Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Arş Der. B aşbakanlık 1 Kasım 2007 tarihli Resmi Gazete’de, konusu "Ağaçlandırma Seferberliği" olan bir genelge yayımladı. "Başbakan Recep Tayip Erdoğan" imzalı genelgede, önce, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından "Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı 20082012"nın hazırlandığı belirtilmekte, sonra da 1995 yılında yürürlüğe konulan 4122 sayılı Milli ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu’nun "… görev verdiği kurum ve kuruluşlarca yeterli çalışma yapılamamıştır." yargısı öne sürülmektedir. Genelgenin yayımlandığı gün Bakanlığın web sayfasında ise "Seferberlik Kapsamında 2008–2012 Yılları Arasında 2 Milyon 300 Bin Hektar Alan Ağaçlandırılacak…" haberi verilmektedir. Haberde belirtildiğine göre; "Çevre ve Orman Bakanlığı koordinatörlüğünde; Bakanlıklarımız, kurum ve kuruluşlar, mahalli idareler, sivil toplum kuruluşları, medya ve vatandaşlarımızın destek ve katılımı ile yürütülecek olan Ağaçlandırma Seferberliği kapsamında; 2008 yılında 420 bin, 2009 yılında 440 bin, 2010 yılında 460 bin, 2011 yılında 480 bin ve 2012 yılında 500 bin hektar olmak üzere toplam 2 milyon 300 bin hektar alanın ağaçlandırılması planlandı. Bu alan Trakya Bölgesinin toplam alanı kadardır. Projenin toplam maliyeti ise 2 milyar 700 milyon YTL olarak öngörüldü." Sevindirici mi? Evet; söz konusu haber, en azından dışarıdan bakıldığında son derece sevindiricidir (!): Çünkü, sonunda, 1995 yılında çıkarılmış olmasına karşın hemen hemen hiç uygulanmayan 4122 sayılı Milli 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle