Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
uraklıktan yakındı olan desteğini artırmalı' kuraklığın ülkedeki tarımı çok etkilediğini de sözlerine ekleyen Yardımcı, bir an önce ülkede "damlama sulama yöntemi"ne geçilmesi gerektiğini belirti. Edirne'deki mevcut tarım alanlarının sadece binde 1'inde "damlama sulama yöntemi"nin kullanıldığını söyleyen Yardımcı, bu yöntemle daha fazla tarım alanının sulanabileceğine dikkat çekti. Yardımcı, Edirne'deki hayvancılık faaliyetlerini de değerlendirdi. Edirne'de hayvancılığın çok önemli bir yer tutmadığını dile getiren Yardımcı, bunun nedenini ülkedeki hayvancılık faaliyetlerinin son yıllarda işletme tesisleri aracılığıyla yürütülmesine bağladı. Yardımcı, "Her ne kadar Edirne'de hayvancılık çok önemli bir yer tutmuyor gibi görünse de önemli. Bana göre ülkenin her yerinde yapılan hayvancılık önemli. Çünkü ülkenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalı" dedi. Yardımcı ayrıca Edirne'de yağ, un, pirinç gibi çok sayıda gıda fabrikasının bulunduğuna da dikkat çekti. SULTANİ ÜZÜM İHRACAT BİRİNCİSİ Alaşehir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Soygür, ilçedeki nüfusun büyük bir çoğunluğunun tarımla uğraştığını söyledi. İlçedeki başlıca tarım ürünlerinin üzüm, çilek ve kiraz olduğunu söyleyen Soygür, ilçeyle özdeşleşen sultani üzümün ihracat birincisi olduğuna dikkat çekti. "Herkes çekirdeksiz üzümün anavatanını İzmir olarak bilir ancak en güzel çekirdeksiz üzümler Alaşehir’de üretilir" diyen Soygür, tarım ürünlerindeki ihracat paylarının da yıldan yıla artış gösterdiğinin altını çizdi. Soygür, "İlçenin tüm tarım ürünlerindeki ihracat payı 2005 yılında 87 milyon dolar, 2006 yılında 97 milyon dolar, bu yıl da yaklaşık 132 milyon dolardır. Dikkat edileceği üzere, ilçenin tarım ürünlerindeki ihracat payı rakamları yıldan yıla artış göstermektedir. Bu artıştaki en büyük etken de gümrük işlemlerinin seri ve hızlı yapılması" diye konuştu. İlçede ekilen pamuğun bu yıl tüm yurdu etkisi altına alan kuraklık nedeniyle zarar ettiğini dile getiren Soygür, yine aynı nedenden ötürü buğday ve arpa gibi tahıl ürünlerinin taban fiyatlarının yükseldiğini sözlerine ekledi. İlçenin elverişli iklim koşulları nedeniyle Türkiye'deki diğer bölgelere oranla şanslı kabul edilebileceğinin de altını çizen Soygür, sözlerini şöyle sürdürdü: "İlçenin iklim koşulları tarım yapmaya elverişli ancak küresel ısınma bizim gibi iklim koşulları elverişli olan birçok bölgenin tarımsal faaliyetlerini etkisi altına aldı. Bu konuda devletin vereceği destek çok önemli. Devlet bu yıl zarar eden fındık, üzüm, ayçiçeği ve çay gibi tarımsal ürünlere verdiği desteği artırmalıdır." Soygür ayrıca ilçedeki hayvancılık faaliyetlerinde günden güne iyileşme olduğunu kaydetti. Ayçiçeği üretiminde bu yıl yarı oranda düşüş yaşandı. PAMUK ÜRETİMİ DARALIYOR Antakya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kuseyri de, ilçedeki en önemli tarım ürününün pamuk olduğunu söyledi. Ancak son yıllarda pamuk üretiminde daralmaların yaşandığına dikkat çeken Kuseyri, bu daralmanın başlıca nedenini pamuğun taban fiyatındaki gerileme olduğunu vurguladı. Pamuk üretimindeki daralma nedeniyle Antakyalı çiftçilerin buğday ve mısır ekmek zorunda kaldığını kaydeden Kuseyri, bu durumun nedenini şöyle açıkladı: "Bu yıl pamuğun rekoltesi hayli düştü. Çiftçimiz dönüm başından 250 – 200 kilo pamuk elde edebildi. Böylece de çiftçi üründen istediği ölçüde para kazanamadı. Bu durum çiftçimizi buğday ve mısır ekmeye zorladı. Çünkü mısır ve buğday ekmek pamuk ekmekten hem daha az masraflıydı, hem de daha kolay toplanıyordu." Son yıllarda ilde çiftçilerin zeytin ve nar yetiştiriciliğine de soyunduğunu vurgulayan Kuseyri, bu tarım ürünlerinin çiftçiye daha fazla gelir sağladığını kaydetti. Ancak bu yıl yaşanan kuraklığın ilçenin en büyük tarım alanı olan Amik Ovası’nda bir çöküntü meydana getirdiğini dile getiren Kuseyri, bu durumun ilerleyen yıllarda ülke için hiç iç açıcı sonuçlar doğurmayacağına dikkat çekti. Bir ülkenin tarımdan elde ettiği verimde düşüşlerin yaşanmasının sosyal patlamaları da beraberinde getireceğine değinen Kuseyri, "İldeki tarımsal faaliyetlerin tümü Amik Ovası’nda yapılır. Antakyalı için bu ova çok değerlidir. Toprağı verimlidir. Bu yüzden Antakyalılar çok şanslı ancak maalesef susuzluk Amik Ovası’nı da kuruttu. Çiftçimiz susuzlukla mücadele etti. Ülkedeki susuzluğun önüne geçilmezse tarım da yavaş yavaş ölür. Denge birbirine bağlıdır. Biri bozulursa diğeri de mutlaka bozulacaktır" dedi. Kuseyri, ildeki hayvancılık faaliyetlerinin küspe fiyatlarındaki artışa bağlı olarak azaldığının da altını çizdi. Nüfusun yüzde 60'ının tarım ve hayvancılıkla geçindiğini anlatan Kuseyri, Antakya'nın Suriye ile sınır komşusu olması nedeniyle Suriye'den Antakya'ya büyük oranda hayvan kaçakçılığı yapıldığını söyledi. İldeki tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin çeşitli nedenlerle gerileme kaydetmesinin gıda fiyatlarını artırdığını bunun da tüketiciye ve ülke ekonomisine çok ciddi zararlar verdiğini kaydeden Kuseyri, "Gerek Amik Ovası'nın gerekse Türkiye'deki tüm tarım ve hayvancılık faaliyetlerin iyiye gideceği yönünde umudum var" diye konuştu. TERÖR DİYARBAKIR’I OLUMSUZ ETKİLİYOR Diyarbakır Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Akyıl, son yıllardaki terör olaylarının tarım ve hayvancılık faaliyetlerini çok fazla etkilediğini söyledi. "Diyarbakır'da sanayi yok denecek kadar az, tarım ve hayvancılık faaliyetleri de teröre kurban gidiyor" diyen Akyıl, özellikle Diyarbakır'ın ilçelerinde ve köylerinde yaşayan yurttaşların terör korkusu nedeniyle tarım ve hayvanlıkla uğraşmak istemediğini belirtti. Akyıl, "Diyarbakır'ın en önemli tarım ürünü olan pamuk, buğday ve arpa bitme noktasına geldi. Devlet üreticiyi desteklemeli ancak maalesef son yıllarda Türkiye yurtdışından pamuk, mısır gibi başlıca tarım ürünleri ithal ediyor. Bu da ülkedeki tarımsal faaliyetleri etkiliyor" diye konuştu. Yurtdışından alınan pamuk fiyatına ithal edilen ipliğin ülkedeki tekstil sanayisini de sekteye uğrattığına vurgu yapan Akyıl, bu yılki yem fiyatlarının yüksekliği nedeniyle ildeki hayvancılık faaliyetlerinin de durma noktasına geldiğine işaret etti. Akyıl şöyle konuştu: "İlin başlıca tarım ürünleri arasında mercimek, buğday, arpa, pamuk ve mısır geliyor. İlde yaklaşık 1 milyon ton buğday; 200 – 300 bin ton civarında da pamuk üretimi gerçekleştiriliyor. İldeki nüfusun da yüzde 80'i tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Ancak maalesef iki nedenden ötürü ildeki tarım ve hayvancılık faaliyetleri sekteye uğruyor. Tarihi 1990'lı yılların başına dayanan GAP'ın bir türlü tam anlamıyla faaliyete geçememesi güneydeki çiftçiyi zor durumda bırakıyor. Son yıllarda artan terör olayları da günden güne bölgede gerileme kaydeden tarım ve hayvancılık faaliyetlerine tuz biber ekiyor. Halbuki devlet doğu bölgelerine daha fazla yatırım yapsa bugün Türkiye'nin terör gibi bir sorunu da kalmayacak." 17