Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Anadolu Rakı 30 değişik ülkeye ihraç edilecek NKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Anadolu Rakı'nın başta Türklerin yoğun olarak yaşadığı Almanya, Hollanda ve Yunanistan olmak üzere 30 değişik ülkeye ihraç edilebilmesi için ön görüşmeler başlatıldı. Anadolu Alkollü ve Alkolsüz İçecekler İthalat ve İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nce üretilen ve 45 derece alkol oranına sahip Anadolu Rakı, kısa bir süre önce 1 litre, 70 – 35 ve 20 santilitrelik şişelerde piyasaya sürülmüştü. Anadolu Rakı, üretiminde kullanılan Ege Bölgesi'ndeki yenilebilir kalitedeki çekirdeksiz yaş ve kuru üzümleri ve dengeli anason miktarıyla piyasadaki diğer rakılardan farklılık gösteriyor. A E İçeriğinde bulunan yabancı madde, şap, çöp, taş ve toprak oranının çok düşük olmasıyla da kolay içiliyor. Rahatsız edici bir kokuya sahip olmayan ve boğazı yakmayan rakının, üretiminde kullanılan üzümlerin kalite kontrolleri ise Türkiye'nin en gelişmiş özel laboratuarda son teknoloji analiz cihazlarıyla büyük bir titizlikle yapılıyor. Rakıya ayrı bir tat katan anason tohumları da Ege Bölgesi'nde üretilen tohumlar arasından özenle seçiliyor. Fabrikaya gelen her anason partisi Türk Standartları Enstitüsü (TSE) standartlarına göre değerlendirilip, kalite kontrolleri fabrikadaki üstün teknolojiye sahip laboratuarlarda yapılıyor. Bu kontroller sonrasında birinci sınıf kriterlere uyan anason partileri üretimde kullanılmak üzere ayrılıyor. Bunun yanı sıra üretimde kullanılan her parti anason, rakıya beyazlama özelliğini veren anason yağı miktarına göre ikinci bir kontrolden geçiriliyor. Bu kontroller ürünün standartlaştırılmasını, yani tüketicinin yıllardır en büyük şikâyeti olan her şişenin farklı tat ve lezzette olmamasını sağlıyor. Ayrıca Anadolu Rakı'nın üretiminde Istıranca Dağları'ndan beslenen su kullanılıyor. Kullanılan bu su rakıya, ayrı bir tat ve yumuşaklık kazandırıyor. Manisa'nın en iyi rakı üretimine elverişli üzümlerin yetiştiği Turgutlu ilçesinde, 7 bin 500 metrekaresi kapalı toplam 30 bin metrekarelik bir alana, 10 milyon dolarlık bir yatırımla, Kıbrıs'taki Mey İçki'nin sahibi Osman İmre ile Ankaralı alkollü içecekler ithalatçısı Ahmet Çiğdem'in ortaklığında kurulan Anadolu Alkollü Alkolsüz İçecekler İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, yılda 6.5 milyon litre üretim kapasitesine sahip. Bu yılki hedefleri arasında "Çin Aslan Sütü" markası adı altında 40 derece alkol oranına sahip bir rakı üretmek olan şirkette bugün 50 kişi çalışıyor. Ayrıca şirketin bu yılki hedefleri arasında "yüzde 100 suma rakısı" ile "cin, votka, konyak ve likör" üretimini gerçekleştirmek de yer alıyor. Biranın kökeni Anadolu ski Sümer de Tanrıça Siduri, tahıl suyundan mayalanmayla yapılan bir içkinin ulu temsilcisi, biranın yani. Daha sonraları Siduri şarabı da temsil etmeye başlamış. Buda bize biranın şaraptan da eski bir içki olduğunu gösteriyor. Hititlerin komşusu Hurrilerin dilinde Siduri genç kadın anlamına geliyor aslında. Birayı ekmekle eş değer gören ilk çağ insanı bira köpüklerini gördükçe Yaşasın Siduri diye bağırıyor. İçerken de söylediği bir söz var: Doğa aşkı içimizde coşsun. Biranın Avrupaya nasıl geldiği konusu ise hâlâ tartışma konusu. Bazıları biranın Sümerler tarafından Avrupa ya getirildiğini savunurken, bazıları da biranın ilk olarak Mısır da Port Sait yakınlarında üretildiğini ve buradan Yunanistan yolu ile Galler ve Cermenlerin ülkesine gittiğini söylüyorlar. Başkalarıda biranın Orta Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve Kuzey Afrika yoluyla İspanya ve Avrupa ülkelerine geçtiğine inanıyor. Modern Türkiye’de bira Türkiye de bira üretimine ne zaman başlandığı da pek açık değil. 1862 de Müskirat Nizamnamesi ile arpa suyuna vergi konduğuna göre üretim bu tarihlerde başlamış olmalı. Bundani önceleri bira Avrupa’dan geliyordu. 1888 yılında bir Alman şirketi Bomonti fabrikasının inşaatına başlıyor. 1890 yılında da üretimine geçiyor. 1910 da bir Alman şirketi Nektar isimli bir başka fabrika kuruyor. 1912 de iki fabrika birleşiyor. Bomonti Nektar adında üretimine devam ediyor. Ankara Gazi Orman Çiftliği Müdürlüğü, Milli Sermaye ile ilk bira fabrikasını 1934 yılında kuruyor. 1939 yılında bu fabrika, 1940’da da Bomontideki fabrika, İzmirdeki imalathane Tekel Genel Müdürlüğüne veriliyor. Bira üretimi 1955 yılına kadar Devlet tekelinde kalıyor, 5.9.1955 tarihli yasa değişikliği ile Tekel dışı bir uğraş halini alıyor. Özel sektörün bira üretimine geçmesi 1969’u buluyor. Biranın üretimi Bira üretiminde önce biralık arpa alınıyor. Temizlenerek boylara ayrılıyor. Islatma tanklarında ıslatılıyor, çimlendiriliyor. Buradan fırınlama yoluyla malt filiz kırma ve temizleme tesislerine geçiliyor. Daha sonra sırasıyla malt silolarına, malt kırma değirmenleri yoluyla kırık malt deposuna gidiyor. Artık sıra şekerlendirme kazanı, aktarma kazanı, süzme ve parlatma kazanlarında. Bu şıra şerpetçiotu süzgeçi ile şıra durultma kazanına aktarılıyor. Şıra separatöründen ve plakalı soğutuculardan geçirilerek fermantasyon kazanına aktarılıyor. Bütün bunlar tamamlandığında şıranın dinlenme vakti geliyor. Ve dinlenme tanklarına çekiliyor. Dinlendikten sonra filtrasyondan geçip çekme tanklarına konuluyor. Burada bira hazır duruma geliyor, şişelere dolduruluyor ve pastorize edilerek tüketime sunuluyor. Biranın tüketimi Bira tüketilirken dikkat edilecek noktalar şunlar: Biranın saklanması: Birayı koyu renk şişelerde ve güneş görmeyecek yerlerde saklayın. Birayı fazla rutubetli yerlerde muhafaza etmeyin, şişe kapsülleri paslanabilir. Biranın soğutulması: Birayı donduracak şekilde soğutmayın ve soğutma işlerinde buz kullanmayın. Bira –2 derecede donabilir. Aşırı derecede soğutulan bira tadını kaybeder, köpürmez ve kesilir. İdeal bira 48 derece arasındadır. Birayı soğuttuktan sonra oda sıcaklığına döndürmeyin. Bulanır ve bu bulanıklık kaybolmaz. Biranın içilmesi: Birayı sarsmayın. Bira şişesinin kapağını çabucak açın. Birayı bardağa boşaltırken bardağı hafifce eğik tutun. Şişenin ağzı açık kalan bira kısa zamanda bozulabilir. Şişedeki biranın 36 hafta içinde, fıçıdaki biranın ise 57 gün içinde tüketilmesi gerekir. Biranın bardağı: Bira bardaklarına sabunlu su yerine sodalı ve tuzlu suda yıkayın. Bira bardağını yıkadıktan sonra bezle kurulamayın, ağız kısmı aşağı doğru kurulamaya bırakın. 15