02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sertifikalı fidan üretimi çağdaş sistemden uzak Avrupa ülkelerinde üretimi artan elma çeşitlerinin büyük çoğunluğu, Almanya’dan getirilerek Adana’da çoğaltıldı Prof. Dr. Ali KÜDEN (Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi) Ü lkemizde üretilen fidanların büyük çoğunluğu klasik çöğür anaçlara aşılı olarak üretilip satılmaktadır. Çöğür anaçlara aşılı ağaçlar da 6x6m.7x7m gibi çok geniş mesafelerle dikilmektedir. Buda birim alandan alınan ürünün az olasına neden olmaktadır. Özellikle elma ve armutlar gelişmiş ülkelerde bodur anaçlara aşılı olarak üretilmekte ve dikim mesafeleri ise genellikle 3x1m.dir. Bu şekilde kurulan bahçelerden yüksek verim elde edilmektedir. Ülkemizde çok az fidanlık sadece bodur elma ve kiraz anacı üretmekte ve bodur armut fidanı pek üretilmemektedir. Fidan üretim aşamalarında Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen kontrol sistemi ülkemizde geliştirilememiştir. Sertifikalı fidan üretimi ise modern sistemlerden uzaktır. Örneğin ülkemizde sertifikalı olarak üretilen fidanlarda kullanılan çeşitlerin uluslar arası patent hakları alınarak üretilip üretilmediği araştırılmadan bunlara sertifika verilebilmektedir. Bu yeni patentli çeşitlerin ülkemize getirilmesinde güvensizlik yaratmaktadır. Avrupa’daki fidancılar öteki Avrupa ülkelerinde veya Amerika’da geliştirilen yeni çeşitleri patent haklarının ödeyip en yeni çeşitleri üretebilmekteler. Ülkemizde ise bu şekilde patentli fidanlar anında üreticimize ve üretime intikal edememektedir. Üreticilerimiz yeni çeşit ve dikim sistemleri konusunda yeterince bilinçlendirilmemiş durumdadır. Üretici fidan araştırırken bodur elma, yarı bodur elma, bodur kiraz ve bodur ceviz istemektedir. Oysa bodurluk yanında çeşit de büyük önem kazanmaktadır. Burada önemli olan kullanılan çeşidin piyasa değeri, dışsatım değeri olup olmamasıdır. Bodur bahçeler modern sulama sistemleri gerektirmektedir. Aşıla nan çoğu ceviz hemen meyve vermeye başlamaktadır. Ancak her bodur ceviz her iklime uymamaktadır. Yine her bodur elma bodur kiraz her toprak ve iklim koşuluna uymamaktadır. Ancak üreticilerin bodur meyve istekleri fidan satıcıları tarafında yukarıda özellikler dikkate alınmadan da karşılanmaktadır. Fidanlar bir üretim planlanmasından çok üreticilerin günlük taleplerine göre üretilmektedir. Örneğin, meyve bahçeleri kurarken üretici açısından ve tüketici açısından durum değerlendirilmelidir. Üretici açısında mevcut üretimin yoğunluğun en az olduğu dönemde olgunlaşacak çeşitlerle bahçeler kurulmalı tüketici açından da o ürünü sürekli pazarda bulma şansı olmalıdır. Bu bakımlardan bazı meyve türlerinde sağlanan gelişmeler ile sorunların tartışılmasında yarar vardır. Avrupa ülkelerinde üretimi artan elma çeşitlerinin büyük Goğunluğu 1993 yılında Almanya’dan getirilerek Adana’da çoğaltılmış ve 1995 yılında Çukurova Üniversitesi Pozantı Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezine dikilmiştir. Bu çeşitler 1998 yılında çoğaltılarak ‘‘Ülke Ölçeğinde Meyvecilik Entegre Proje Geliştirilmesi’’ adlı DPT projesi kapsamında K.T.Ü. Ordu Ziraat Fakültesi(Ordu), U.Ü. Ziraat Fakültesi (Bursa), Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün (Eğirdir/Isparta) yer aldığı kuruluşlarda denemeler kurulmuştur. Son yıllarda, Türkiye’de kiraz yetiştiriciliğinde de çok önemli gelişmeler olmuştur. Türkiye sahip olduğu zengin ekolojik koşullar dolayısıyla erken, orta ve geç mevsim kiraz çeşitlerinin yetiştirilebildiği, çok büyük üretim potansiyeline sahip bir ülkedir. Ülkemizde, özellikle fidancılık ve sulama olanaklarının gelişmesine paralel olarak, kiraz yetiştiriciliği de yaygınlaşmaktadır. Gerek iç ve gerek dış pazarlarda çok erken, geç ve çok geç turfanda kirazlar orta mevsim kirazlarına göre daha yüksek fiyatlarla satılmaktadır. Türkiye’de üretilen kirazlar, çeşide ve bahçelerin bulunduğu yüksekliğe bağlı olarak mayıs, haziran ve temmuz aylarında olgunlaşmaktadır. Ancak, ülkemiz çoğunlukla Avrupa’da kiraz fiyatlarının en düşük seviyede olduğu orta mevsimde dış satım yapmaktadır. Bu bakımdan kiraz yetiştiriciliğinde yeni politika ve hedeflerin planlanması gerekmektedir. Geç mevsim kiraz yetiştiriciliğinin geliştirilmesi, 14001800m yüksekliklerde bahçelerin kurulması ile olasıdır. Ayrıca bu tür bölgeler için geç olgunlaşan kiraz çeşitleri de bulunmaktadır. Ülkemiz, bu iklim ve çeşit olanaklarından yararlandığı takdirde geç mevsim kiraz yetiştiriciliğinde gelişme gösterebilir. Ancak, bu şekilde yüksek bölgelere çıktıkça kiraz yetiştirilebilecek alanlar ve sulama olanakları azalmaktadır. Kiraz yetiriciliğinde ikinci amaç ve çalışma alanı da erken turfanda yetiştiricilik olmalıdır. Bu amaca yönelik olarak soğuklama gereksinimi düşük çeşitlerin kullanımı ve uygun ekolojilerin seçimi yoluna gidilmelidir. Bu konuda Ç.Ü. Pozantı Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından Adana’da çalışmalar sürdürülmektedir. Ülkemizde her iri, sert, uzun saplı ve koyu kırmızı kiraz Napolyon olarak adlandırılmaktadır. Aslında Napoleon sarı kırmızı renklere sahip çok verimli ve çoğunlukla endüstride kullanılan bir kiraz çeşididir. Çoğu kiraz bahçelerinde bu çeşide ait ağaçlara rastlanmaktadır. Napolyon olarak dikilen kiraz bahçelerinde ancak 45 yıl sonra ağaçlar meyve vermeye başlayınca sarıkırmızı renkli olan bu çeşit farkedilmektedir. Bu isim karmaşalığı düzeltilmediği sürece, dışsatıma yönelik 0900 Ziraat çeşidi ile bahçe kurmak isteyen çoğu üreticinin ağaçlarının bir kısmında sarıkırmızı meyveli bu çeşide rastlama olasılığı her zaman olacaktır. Kirazda asıl amaçlar mevcut bahçelerde yetiştirme tekniği ile ilgili olarak özellikle pek yapılmayan verim budamasının uygulanması, yeni budama ve yetiştirme sistemlerinin pratiğe aktarılması, erken ve geç turfanda yetiştiricilik için çeşit ve bölge bazında çözüm üretilmesi gibi programların uygulanmasıdır. 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle