22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ürün yetiştiriciliği, zararlılarla mücadele ve kükürtlemede bilimsel yöntemler zorunlu Kayısının geleceği pazarlamada Bülent SARIOĞLU ALATYA 1655 yılının ilkbaharında Malatya’ya gelen Evliya Çelebi 53 bin kişinin yaşadığı kentte 7 bin 800 meyve bahçesinden sözeder. Seyahatnamesinde, ‘‘Aspozan bağlarının su ve havasının hoşluğu, hesapsız meyvesinin bolluğu sebebi ile diğerlerinden üstün tutulan başlıca meyveleri şunlardır: Kırmızı, sarı, müşmüş, beyaz, bey, sulu ve etli adlarında yedi çeşit sulu kayısısı olur ki, bağdan şehre seleler ile güçlükle getirilir. Biraz incinse suyu kalmaz. Her bir kayısı kırkelli dirhem gelir. Zerdalisinin hesabını Allah bilir. Çokluğundan pestil yapılıp diyar diyar yüklerle taşınır’’ der. Kayısının Anadolu’da ekonomik anlamda yetiştirilmesi Evliya Çelebi’den çok eskiye, günümüzden en az 30003500 önceye dayanır. Hititler kayısıya ‘‘Hashur.Kur.Ra’’ adını vermişlerdir, yani ‘‘Dağın Elması.’’ Eski İran ve Mısır’da ise ‘‘Güneşin altın yumurtası’’ olarak adlandırılır. Hititlerin ‘‘meyve bahçesi’’ anlamında kullandığı ‘‘Melitue, Maldiya, Melita’’ sözcükleri Malatya adına da kaynaklık eder. Halk arasında kayısıya ‘‘Mişmiş’’ denmesinin de kuşkusuz kültürel kökleri vardır. Şam ve Beyrut’tan gelen Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşlarının 1900’lerin başında kükürtleme (islim) yöntemini Malatya’ya taşımasıyla kayısı ticareti yeni bir yön bulur. Kayısının ekonomik önem kazanması ise cumhuriyetin ilanı ile başlar. Bugün Türkiye yaş kayısı üretiminin yaklaşık yarısını, kuru kayısı üretiminin yüzde 95’ini, dünya kuru kayısı ticaretinin de yüzde 85’ini Malatya sağlıyor. Kayısı çeşitleri çoğunlukla aşıcılarının adlarıyla anılıyor: ‘‘Hacıhaliloğlu, Hasanbey, Çataloğlu, Çöloğlu, Hacıkız, Kurukabuk (Gavuraşısı), Koyunoğlu, Osmanonbaşı, Sarılök, Soğancı, İsmailağa ve Zerdali.’’ Aşılanmayıp çekirdeği acı olan ve tohumdan yetiştirilenlere ise zerdali veya hüdai deniyor. Malatya’dan 86 ülkeye 100 bin ton dolayında kuru kayısı ihracatı yapılıyor. Kuru kayısı, kuru meyve ihracatında kuru üzümden sonra ikinci sıraya yerleşti. 1970 yılındaki 1 milyon kayısı ağacı, son verilere göre altı kat artarak 6.5 milyona ulaştı. Kayısı ağacı sayısındaki artış her yıl verime doğru orantılı yansımıyor. Üretimdeki dalgalanmanın en önemli nedeni, ilkbahar geç donlarının kayısı çiçeği ve meyvelerine zarar vermesi. Kayısının üretim ve pazarlama sorunlarına çözüm bulmak, üreticiyi doğru yönlendirmek amacıyla İnönü Üniversitesi’ndeki Kayısı Araştırma ve Uygulama Merkezi (KAUM) önemli çalışmalar yapıyor. KAUM, kayısı ile ilgili bilgileri toplayıp birarada üreticiye sunan ‘‘Mişmiş’’ adlı kitaptan 5 bin adet bastırıp ücretsiz dağıttı. Üniversite, bu ay da ‘‘Kayısıda Kükürt Sorunu’’ adlı yeni bir kitabı üreticiye dağıtacak. KAUM Müdürü Yardımcı Doç. Dr. Bayram Murat M Asma’nın araştırmalarına göre, özellikle son yıllarda kuru kayısının ekonomik getirisinin artması ile kayısı bahçeleri uygun olmayan iklim bölgelerine kayıyor. Kuru kayısıda yeni Avrupa Birliği ölçütlerine uyum sağlanması ve yeni pazar olanaklarının değerlendirilmesinde en önemli engel de geleneksel kükürtleme yöntemi. KAUM Müdürü Asma’nın yayınlarına göre, dışalımda izin verilen kükürt miktarı Almanya ve İngiltere’de 2000 ppm, Fransa ve Danimarka’da 1000 ppm, İtalya’da 600 ppm, Avusturya’da 300 ppm. ABD, Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya 3000 ppm’e kadar kükürt içeren kuru kayısının alımına izin veriyor. Türk Gıda Kodeksine göre kuru kayısıda maksimum kükürt miktarı 2000 ppm olmalı. Yani kükürtleme sırasında bir ton kayısıya ortalama 2 kilogram kükürt kullanılmalı. Gün kurusu denilen doğal yöntemde ise hasattan sonra kükürtleme işlemi uygulanmayan kayısı, sergi yerlerinde doğrudan toprak yüzeye seriliyor. Bu üründe altın sarısı renk kaybediliyor, dayanıklılık azalıyor, ancak katkı maddesi içermiyor. Mikroorga SAĞLIK VE KAYISI • Kayısı, günlük enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok az katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum ve vitaminler açısından zengindir. • A vitaminin öncül maddesi olan betakaroten vücudu ve organları saran epitel doku, göz sağlığı, kemik, diş gelişmesi ve endokrin bezlerinin çalışması için gereklidir. • A vitamini üreme ve büyümede, enfeksiyonlara karşı vücut direncinin artmasında önemli rol oynar. A vitamini normal vücut hücrelerinin kanserli hücreye dönüşmesinin başlıca sorumlusu olan aktif karsinojenlerden tekli oksijenin oluşmasını önlemekte veya oluştuktan sonra etkisiz hale getirmektedir. • Kayısının sodyumca fakir potasyumca zengin olması nedeniyle kalp yetmezliği, böbrek hastalıkları, hepatit siroz tedavisinde olumlu etkileri bilinmektedir. • Kuru kayısının en önemli bileşiklerinden birisi de diyet lifidir. Kuru kayısının 100 gramında yaklaşık 24 gram diyet lifi bulunur. Yetişkin bir insanın günlük diyet lifi gereksinimi 25 gramdır. • Diyet lifi sindirim sistemimizde salgılanan enzimler tarafından hidrolizlenemeyen polisakkarit ve lignin gibi bileşiklerden oluşmaktadır. Diyet lifi kabızlık, irritabl kolon sendromu, apandisit, hemoroid, diş hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı, kroner kalp hastalıkları ve kolon kanseri gibi hastalıkların oluşum riskini azaltmakta, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlamaktadır. nizma zararının önlenmesinde kükürt vazgeçilmez katkı maddesi olma özelliğini sürdürüyor. Üretici, rekoltenin yüksek olduğu yıllarda ürünü istediği fiyattan satamama kaygısıyla kükürtleme yönteminden vazgeçemiyor. Devlet Planlama Teşkilatı’nın Özel İhtisas Komisyonu Raporu’na göre, dünyada yetiştiriciliği yapılan diğer kayısı çeşitlerinin kuru madde, tat ve aroma yönünden Malatya’da yetiştirilen kayısı çeşitleri ile rekabet edebilme şansı yok. Ancak üretimi bulunmayan Almanya, Fransa, Hollanda ve İtalya’nın Türkiye’den aldıkları kayısıyla ihracat yapmaları dikkate alınması gereken bir gelişme. Bu ülkeler aldıkları kuru kayısıyı küçük paketler halinde daha gösterişli ve dayanıklı ambalajlayarak ihraç ediyor. Türkiye’nin yaş kayısı ihracatı ise bin ton gibi çok düşük düzeyde. Akdeniz ve Ege bölgesi erkenci kayısı yetiştiriciliği için son derece uygun ekolojiye sahip olmasına karşın bu alandaki pazar İspanya, İtalya ve Yunanistan’a terk edilmiş görünüyor. Bu alandaki ekolojik potansiyelin harekete geçirilmesi gerekiyor. DPT raporunu hazırlayan kurulun raportörü Yrd. Doç. Dr. Bayram Murat Asma’nın önerileri kayısı ticaretinin geleceğine ışık tutuyor: Kuru kayısının hammadde şeklinde satışı yerine kayısıdan yeni ihraç ürünleri geliştirilmeli (konserve, pulp ve dondurulmuş kayısı) ve ürün çeşitlendirilmesine ağırlık verilmeli, bu konuda yapılan araştırma ve girişimler mutlaka teşvik edilip maddi destek sağlanmalı. Kükürt probleminin çözümü için çiftçinin kısa sürede satacağı kayısıya 2000 ppm kükürt uygulaması, sözleşmeli kuru kayısı üretiminin yaygınlaştırılması (tüccar ve ihracatçının düşük kükürtlü üretilmiş kuru kayısılara daha yüksek fiyat vermesi ve satın alacağını garanti etmesi) ve kükürtlemenin kerevetlerde yapılması gibi öneriler sunulabilir. Kayısıda organik tarımın yaygınlaşabilmesi için öncelikle kayısı ağaçlarına ciddi zarar veren monilya hastalığına dayanıklı ilaçların geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca kükürtlenmemiş kayısılar mutlaka soğuk hava depolarında bekletilmeli. Organik kayısı üretimindeki sorunların çözümü aşamasında gönüllü araştırıcılara ihtiyaç var. Kuru kayısının yurtiçi ve yurtdışında yüksek fiyattan alıcı bulması ve yeni pazarların geliştirilmesi için kayısının beslenme ve insan sağlığı açısından öneminin doğru şekilde anlatılması gerekir. Yurtiçi kuru kayısı tüketimi yüzde 10’lardan yüzde 3040’lara yükseltilmeli. Özellikle yurtdışında yapılan gıda fuarlarında kayısının tanıtılması, bireylerde kayısı tüketim alışkanlığının kazandırılması için beslenme eğitim programlarının düzenlenmesi, televizyon, radyo, gazete ve internet gibi iletişim araçlarında kayısının faydalarını anlatan tanıtım ve reklam çalışmalarına ağırlık verilmesi gerekiyor. Yeni pazarların aranmasına ağırlık verilmeli. Özellikle Uzakdoğu ülkeleri gelecek vaat ediyor. Malatya İhracatçılar Derneği’ne üye ihracatçıların, alivre satıştan (hasattan önce satış) kaçınması, kuru kayısı ihracatında ortak bir fiyatın belirlenmesi konusunda etkin olması büyük önem taşıyor. 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle