02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yaş çay toplama sezonu başladı... Çay üreticisi: Destekleme bitti mi, biteriz... Ahmet ŞEFİK T RABZON Yaş çay toplama ve alım sezonunun başlamasına karşın hala fiyat belirsizliği sürüyor. Ama üreticinin en çok ilgilendiği konu prim sistemi. Gerek ÇayKur ve gerekse özel sektör de prim sisteminin devamından yana. Sektörün bütün kesimleri, desteklemenin bitmesi halinde çay üreticisinin büyük sorunlar yaşayacağını kabul ediyor. Herkesin kulağı hükümetten gelecek açıklamaya çevrilmiş durumda. Sektörün devi ve üreticinin garantisi Çay İşletmeleri Kurumu (ÇayKur), bu yıl 600 bin ton civarında yaş çay alarak 115 bin ton kuru çay üretmeyi hedefliyor. Kurumun çay satışından ciro hedefi ise 686 trilyon lira. Doğu Karadeniz’de 200 binin üzerinde ailenin doğrudan gelir kaynağı olan çay, bölge ekonomisinin de fındıkDoğu la birlikte tek doğru dürüst geçim kayKaradeniz’de nağı. Çay tarımı Rize, Trabzon, Artvin 200 binin ve biraz da Giresun’da yapılıyor. Üstelik üzerinde Türkiye çay üretiminde dünya beşincisi ailenin ve kişi başına tüketiminde ise üçüncü. doğrudan Böylesine önemli bir sosyal ürün, bir tigelir kaynağı cari meta. Ancak Türk çayının gerek kaçay. lite, gerek ürün çeşitlemesi ve gerekse pazarlama konusunda bazı sorunları var. Bu sorunların aşılmasına yönelik bazı çalışmalar yürütülüyor. Gerek ÇayKur ve gerekse özel sektör kuruluşları, ürün çeşitlemesine gidiyor, hatta dünyada giderek yaygınlaşan organik çay tarımına geçiş yolunda önemli mesafeler alındı. İhracatın arttırılması için de geçen yıllara göre daha umutlu gelişmeler mevcut. Türk çayının dış pazarlarda rekabet şansının düşük olmasının en büyük nedenlerinden biri birim maliyet oranlarının yüksekliği. Dünyanın çay pazarlama devleri İngiltere ve Hollanda, Asya’nın eski sömürge çay plantasyonlarında çok ucuz maliyete üretilen çayı işleyip pazarlıyor. Ayrıca Hint, Çin çayı da hem daha çok sürgün veriyor, hem de emek maliyeti çok düşük. İşte böyle bir piyasada tutunmaya çalışıyor Türk çayı. Çayının en büyük sorunların birisi ise kaçak yollarla ülkeye giren çay. Şimdilik gümrük duvarları yüksek. Yabancı çayın düşük maliyetiyle rekabet etmek için bu bir zorunluluk. Ama bu da yabancı çayın kaçak yollarla ülkeye girmesine neden oluyor. Yılda 50 bin ton civarında çayın kaçak yollarla girdiği sanılıyor. Sektör temsilcileri,. Kaçak çay girişinin önlenememesi halinde , Türk çayının kendi iç pazarını bile kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor. söyledi. Kurumun geçen yıllara göre gayet iyi bir durumda olduğunu, kar ettiğini, geçmişe dayalı borçlarını ödediğini belirten Yüce, bu yıl sonu itibarıyla satışlardan 686 trilyon liralık bir ciro beklediklerini bildirdi. Yüce’nin verdiği bilgilere göre, sözgelimi geçen yıl 107 bin ton ÇayKur ve 83 bin ton özel sektör olmak üzere 190 bin ton kuru çay üretimi yapıldı. Kayıt dışı çay tüketimi ile birlikte ülkemizde 190200 bin ton kuru çay tüketiliyor. Yüce, ÇayKur’un üreticinin garantisi olduğunu, kurum varoldukça tüm sektörün bundan yararlanacağını, sektörde istikrar açısından kurumun varlığının şart olduğunu vurguladı. Türkiye’de çayda gümrük uygulaması yüzde 145. Bu sayede Türk çayı korunabiliyor. Bu da yüz binlerce üreticinin yaşamlarının bir ölçüde garanti altına alınması anlamına geliyor. Ancak Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilen sözler var. Ve Türkiye’nin bu düzeydeki iddia etti. ÇayKur da organik çay tarımı için üretim çalışmalarını sürdürüyor. Önümüzdeki yıllardaki üretim programı bile hazır. Ama her şeye karşın, gümrüklerin düşmesi büyük sorun yaratacak. ÖZELLEŞTİRMEYE HAYIR Sektördeki en büyük kaygılardan biri ÇayKur’un özelleştirilmesi. 40’ın üzerinde fabrikası bulunan ÇayKur’un özelleştirilmesi halinde hem üreticinin kaybedeceği ve hem de sektörün tamamen yabancıların kontrolüne geçeceği kaygıları yaşanıyor. Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, özelleştirmeye şiddetle karşı olanlardan. Bu durumda özel sektörün fiyatları zorla kabul ettireceğini ve üreticinin yoksullaşacağını belirtti. Kurumun sektörün dinamosu, üreticinin garantisi olduğunu bildiren Paliç, kurumun mutlaka siyasetten arındırılıp üreticinin daha etkin olduğu bir yapıya kavuşturulması gerektiğini vurguladı. Özelleştirmeye karşı çıkılmasının nedenlerinden biri de, bu işletmeyi kimin alacağı. Trabzon Çay Sanayici ve İşadamları Derneği (ÇAYSİAD) Başkanı Rahmi Üstün, yerel sermayenin bu fabrikaları almasının mümkün olmadığını, dünya devi firmaların ÇayKur’u alarak piyasaya ele geçirme tehlikesi bulunduğunu, buna kesinlikle karşı olduklarını söyledi. Sonuçta üretici de, sanayici de ÇayKur’un özelleştirmesine karşı.hükümetin de buna cesaret edebileceğini kimse düşünmüyor.. KAÇAK ÇAYA SAVAŞ Rize Çay Üreticileri Derneği Başkanı Nurettin Kepenek ise başka bir olaya dikkat çekti. Yabancı çay girişinin hem üretici hem de sanayici açısından ölüm fermanı anlamına geldiğini belirten Kepenek, bazı özel sektör kuruluşlarının, dışarıdan getirilen kaçak çayla Türk çayını harmanladığını, ne yazık ki iç pazarda bunların yüzde 34’lük payı olduğunu söyledi. Kepenek, ‘‘Bu kesinlikle engellenmelidir’’ açıklamasında bulundu. FİYAT NE OLACAK? Paliç, bölgedeki tüm örgütlü kesimlerle ortak olarak belirledikleri fiyatın 720 bin lira olduğunu açıkladı. Hükümetin geniş halk kitlelerinin desteği ile iktidara geldiğini, dolayısıyla halkın istemlerine kulak tıkamaması gerektiğini savunan Paliç, prim sisteminin üretici için olmazsa olmaz anlamına geldiğini belirtti ve şöyle dedi: ‘‘Prim sistemi mutlaka devam etmelidir. Bizim isteğimiz, primin çay taban fiyatı ile birleştirilerek üreticiye ödenmesidir. Üstelik prim sistemi kayıt dışını önlemekte, her şeyin kayıt altında olmasını sağlamaktadır’’. Trabzon ÇAYSİAD Başkanı Rahmi Üstün de, prim sisteminin kaldırılmasına yönelik bazı haberlerin sızdığını, buna sanayi kesimi olarak karşı olduklarını, prim sisteminin kayıt dışını önleyen en iyi yol olduğunu savundu. ÇAYKUR GARANTİ ÇayKur Genel Müdürü Ekrem Yüce, geçen yılki 550 bin tonlu yaş çay alımından sonra bu yıl 600 bin tonluk alım yapmayı planladıklarını açıkladı. Bundan 115 bin tonluk bir kuru çay üretimi hedeflediklerini gümrük vergisini tutması zor görünüyor. İşte Türk çayının önündeki en büyük tehlikelerden birini bu durum oluşturuyor. Gümrük duvarlarının düşmesi ve yabancı çayın iç piyasaya girmesi halinde Türk çayının kendi piyasasında bile rekabet edebilmesi neredeyse olanaksız. Bunun aşılabilmesi için birkaç yol öneriliyor. Kalitenin artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi, verimliliğin üst düzeye çıkarılması, ürün çeşitlemesine gidilmesi bunlardan bazıları. Ve dünyada hızla gelişen organik tarıma geçilmesi öneriler arasında bulunuyor. Bu konuda uzman kuruluş olan Özçay’ın Genel Müdür Mehmet Kırnap, Türk çayının geleceğinin organik çay tarımında olduğunu vurguluyor ve bu konuda yapılacak her türlü yatırımlın fazlasıyla geri döneceğini 29
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle