Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Aylar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MAYIS 719 MAYIS 2019 PAZAR ONUR ÖYMEN, TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİNİ ve geleceğini ANLATTI Gençlere fırsat yaratmalıyız AONUR ÖYMEN tatürk devrimleri ışığında yetiştirilmiş bir gençti. Ufkunu devrimlerin ışığı aydınlattı. Ülkesinin çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırılmasında üzerine görevler düştüğünün bilinciyle tüm milli davaları kuvvetle destekledi. Okula gitmemiş çocukların eğitimine katkıda bulunmak adına ülkenin gitmediği köyü, yöresi kalmadı. Bugünün gençlerine de aynı heyecanı diri tutmalarını, gelecek güvencemizin onlar olduğunu anımsatıyor ve onlara güveniyor Öymen. n Atatürk devrimleri ışığın da yetişmiş, yetiştirilmiş bir gençtiniz. 19 Mayıs başta ol mak üzere bu devrimlerin, bağımsızlık ülküsünün genç lik yıllarınızda size kattıkları GAMZE nı, pekiştirdiklerini, açtığı uf AKDEMİR ku anlatır mısınız? Okul yıllarımızda Atatürk devrimle rine ve Cumhuriyetin ilkelerine yürek ten bağlı öğretmenler tarafından yetiş tirildik. Bizi en çok etkileyen Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan askeri zaferden sonra Lozan Konferansı’nda elde edi len diplomatik zaferdi. Türkiye, Birin ci Dünya Savaşı’nın galiplerine bağım sızlığını ve egemen eşitliğini kabul et tirmeyi başarmıştı. Bunun sağlanması kolay olmamıştı. Yurtiçinde ve dışında Türkiye’nin tam bağımsızlığına karşı çıkanlar veya bu nun gerçekleştirilebileceğine inanma yanlar vardı. Mütareke basınında Kur tuluş Savaşı’nı eleştiren, yabancı ül kelerden medet uman yazılar yayım lanıyordu. Alemdar gazetesinde Re fii Cevat Ulunay, “Osmanlı İmparator luğu İngiltere’ye yanaştıkça daima ka zanmış, uzaklaştıkça kaybetmiştir” di yordu. İstanbul’daki bazı aydınlar Wil son Cemiyeti adı altında bir der nek kurmuşlar ve Başkan Wilson’a, Türkiye’nin Amerikan mandası altı na alınmasını talep eden bir mektup göndermişlerdi. Bu görüşleri Sivas Kongresi’nde de dile getirenler oldu. Atatürk bu gibi girişimleri kesinlik le reddediyor ve şöyle diyordu: “İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez. Türk mil leti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.” Ülkemiz için çalışırdık n 19 Mayıs’a dair en unutamadığınız anıyı paylaşır mısınız? Üniversite yıllarımızda 19 Mayıs bayramlarını büyük coşku içinde kutlardık. Üniversite gençleri olarak ülkemizin Atatürk’ün gösterdiği yolda iler leyerek demokrasi, insan hakları, laiklik, eğitim ve kalkınma alanlarında çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırılmasında bizim de üzerimize görevler düştüğü düşüncesiyle çalışırdık. Türkiye’nin bu hedeflere ancak egemenlik ve tam bağımsızlık ilkelerine sahip çıkarak ulaşabileceğini düşünüyorduk. Dış politikada tek taraflı tavizler verilmesine her zaman karşı çıkar, Kıbrıs gibi milli davalarımızı Türk gençliği olarak kuvvetle desteklerdik. Arkadaşlarımızla birlikte yaz tatillerinde geri kalmış yörelerimizdeki yolsuz ve okulsuz köylere, zaman zaman at sırtında giderek hiç okula gitmemiş çocukların eğitimine katkıda bulunmaya çalışırdık. Ankara’da arkadaşlarımızla birlikte “Mülkiye” isimli bir dergi çıkartarak görüşlerimizi paylaşırdık. n Kitaplarınızda Atatürk Türkiyesi’nin potansiyeline ve gücüne nasıl işaret ediyorsunuz? Türkiye maalesef aydınlanma çağını ve Sanayi Devrimi’ni zamanında yakalayamadı. Eğer bilime, eğitime ve araştırmaya gerekli yatırımları yapamazsak elektronik devrimini de kaçırabiliriz. Buna karşılık Türkiye’nin gerçekten çok büyük potansiyeli ve yetişmiş insan gücü var. Bugün dünyada hem nüfusu hem yüzölçümü Türkiye’den büyük sadece 12 ülke bulunuyor. Askeri güç sıralamasında NATO ülkeleri arasında ikinci, dünyada dokuzuncu geliyoruz. G 20’lerin üyesiyiz. Bazı uluslararası kuruluşlar, eğer iyi yönetilirse, 2050 yılında Türkiye’nin dünyada 11. sıraya yükselebileceğini tahmin ediyor. Ancak bunun için, başta demokrasi, insan hakları, özgürlükler, kadın erkek eşitliği olmak üzere eğitim, bilim ve teknoloji gibi alanlardaki eksikliklerimizi gidermemiz gerekiyor. Atatürk ümitsizliğe kapılmadı n Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak aydınlık bir geleceğe yol almak konusunda özellikle günümüz gençlerinin başa çıkması gereken zorlukları ve sorumlulukları değerlendirir misiniz? Ne tür bir sınavdan geçiyorlar? Kuşkusuz en büyük güvencemiz gençlerimizdir. Onlara fırsat yaratabilirsek Türkiye’nin şimdi yaşadığımız sıkıntıları aşarak dünyanın ileri ülkeleri arasında yer alabiliriz. Bütün mesele Atatürk’ün devrimlerine ve Cumhuriyetin değerlerine inanarak aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaşlık yolunda ilerlemektir. Atatürk en zor koşullarda bile ümitsizliğe kapılmamıştı. Bizim de kötümser olmaya hakkımız yok.