Katalog

48 Cumhuriyet Bayramı 29 Ekim 2012 Pazartesi Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Cumhuriyet, Anadolu konulu sergiler düzenliyor; bilime destek veriyor Pera’dan yükselen ışık ğitim, sağlık, kültür ve sanat alanlarında faaliyetlerde bulunarak, topluma katkı sağlamak” amacıyla, 27 Ekim 2003 yılında kuruldu Suna ve İnan Kıraç Vakfı. O günden bugüne eğitim alanında hedeflerini gerçekleştirmek isteyen ve yetenekli öğrencilere, araştırmacılara, eğitim ve öğretim kurumlarına burs ve eğitimaraştırma olanakları sağlıyor. Vakfın kültür ve sanat alanındaki çalışmaları da Pera Müzesi ile İstanbul Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde sürdürülüyor. Vakf Anadolu ve Cumhuriyet değerlerini öne çıkaran sergilere ağırlık veriyor. “Anadolu Ağırlık Ölçüleri”, “Kütahya Çini ve Seramikleri”, “Düşünen Tohum Konuşan Toprak: Cumhuriyetin Köy Enstitüleri” ve “Ankara: Kara Kalpaklı Kent” başlıkları sergilerden bazılarına ait... Pera Müzesi’nin 1893 yılında yapılmış; dikkat çekici mimarinin yaratıcısı Achille Manoussos. Tepebaşı’ndaki müze, 1970’li yıllara değin “Bristol Oteli” olarak kullanılanılmış. Bina Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından müzeye dönüştürülerek, bugün “müzekültür merkezi” işlevini üstleniyor. Müzede, “E SELDA GÜNEYSU Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonlarından seçilen eserler sergileniyor. Bununla birlikte müzede Dubuffet, CartierBresson, Rembrantdt, Pirosmani, Koudelka, Miro, Kurosawa, Chagall, Picasso, Botero, Hirayama, Frida Kohlo, Diego Rivera, Goya gibi sanatın farklı disiplinlerinden büyük ustaların yapıtları da sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Müzede, açıldığı günden bu yana her yaz IAA Türkiye, Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Festivali, Anadolu Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi gibi ulusal ve uluslararası kuruluşlarla ve okullarla işbirliği yapılarak, genç sanatı ve sanatçıları destekleyen projeler de gerçekleştiriliyor. Sanatseverler ayrıca müzede açılan tüm sergilerin kataloğuna da ulaşabilme olanağına sahip. Çünkü müze yönetimi bugüne değin gerçekleştirilen tüm sergilerin kataloğunu yayımlıyor ve sanatsal, bilimsel sözlü etkinlikler düzenleniyor; film gösterimleri, konserler ve 515 yaş arası çocuklar ile zihinsel engelli çocuklara yönelik eğitim programları gerçekleştiriyor. “Türkiye’den Google Art Project’e tüm koleksiyonlarından seçme eserlerle katılan ilk özel müze” unvanına da sahip olan müzede, Nisan 2012’den başlanarak, sanatseverlere internet üzerinden 3 boyutlu ziyaret olanağı da sunuluyor. Müze kuruluşundan bu yana da 850 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağlı bir diğer merkez de İstanbul Araştırmaları Enstitüsü. Enstitü, 2007 yılında, “bilimsel nitelikli, uluslararası bir toplumsal araştırma merkezi” olarak kuruldu. Enstitünün en önemli hedeflerinden birisi ise “İstanbul kentini mekân, kültür, insan bağlamında ele alan projeler gerçekleştirmek ve bunları kitap, sergi, sempozyum etkinlikleri olarak kamuoyuyla paylaşmak.” Enstitünün imparatorluklar başkenti İstanbul’un Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine odaklanan üç ayrı araştırma bölü Cumhuriyetdeğerlerisergileniyor stanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde her ay düzenli olarak “Arka Oda Toplantıları” başlığı altında, tarih, sanat tarihi ve edebiyat konulu konferanslar düzenleniyor. Kuruluşundan itibaren kendi galerisinde açtığı sergiler ve her biri kendi alanında bilimsel birer kaynak değeri taşıyan sergi katalogları da enstitünün başlıca etkinliklerinden. İstanbul tarihinde iz bırakmış Raimondo d’ Aronco, Melling, Prost gibi mimar ve kent planlamacıları, konut mimarisine odaklanan “Ahşap İstanbul”, aile tarihlerini araştırmaya yönelik “Saltanatın Dervişleri, Dervişlerin Saltanatı”, “Nil Kıyısından Boğaziçi’ne”, kent tarihiyle ilgili “Üç Kitaplı Kentler” ve Cumhuriyet dönemini çağdaş bir bakış açısıyla yansıtmayı amaçlayan “Ankara: Kara Kalpaklı Kent”, “1283: Fotoğraflarla Atatürk” ile “Düşünen Tohum Konuşan Toprak: Cumhuriyetin Köy Enstitüleri” başlıklı sergiler de Cumhuriyetin temel değerleri dikkate alınarak kurgulanan, enstitünün felsefesini, temel ettiği çağdaş çizgiyi yansıtacak etkinlikler olarak planlandı. Yani enstitü, her anlamıyla, farklı kültürlerin Cumhuriyet dönemlerinde oluşturduğu geniş yelpazesiyle bilim ve kültürü sanatseverlere ulaştıran “ender yapılardan.” 850 bin kişi ziyaret etti İ İstanbul’un tarihi mü de en dikkat çeken bölümlerinden. Enstitüde ayrıca yaklaşık 50 bin ciltlik bir uzmanlık kütüphanesi yer alıyor. Osmanlı tarihinin nadir yazma eserleri, (Şevket Rado yazmaları gibi) ile Semavi Eyice Kitaplığı da enstitünün kütüphanesinin omurgasını oluşturuyor. Enstitü nün hizmetleri bununla da sınırlı değil. Gravür, fotoğraf, resim, afiş, mektup ve haritalardan meydana gelen zengin bir arşive de sahip olan enstitüde, yurtiçi ve yurtdışı burslar da verilerek, araştırmacıların çağdaş kültür ve bilgiye ulaşmalarına destek olunuyor.