Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Romanın Hazırlanışı 1 ister yazar ister okurun olsun, şeyin kendisi tarafından ansızın yakalanması. Tabii burada içsel bir sağduyu dizgesinden söz edilmektedir. Dans ma coupe de saké Nage une puce Absolument [pirinç rakısı kadehimde Bir pire yüzüyor Kesinlikle] Absolument (kesinlikle) burada haykunun belirleyenidir. Haykuya aittir. İyi bir hayku zihinsel sarsıntı yaratır. Öteki olan şey üzerine düşündürür. Onu koparmak yazık olur Onu bırakmak yazık olur Ah, şu menekşe Roland Barthes ? ? Seba KIRER aléry kadın çevirmen Kiku Yamata’ya: “Bize sunduğunuz küçük parçalar bir düşüncenin büyüklüğü düzeyindedir,” der. Valéry burada bir haykudan söz etmez. Düşünceyi dizimsel nicelik bakımından düşünür: Bu da Valéry’nin çağı açısından son derece paradoksaldır. Başkanı olduğu yazınbilim kürsüsünün anlamı da buradadır zaten. Şimdi neden bundan söz ettim: Şiir üzerine bir şeyler söylemeye çalışsam da temelde derdimin edebi metinler olduğunu vurgulayarak diyeceğim şey, edebiyat kişisinin öngörüyü öncelemesi gerekliliği, bunun önemini belirtmek içindi. Dünya edebiyatından söz etmeyeceğim ama Türkiye edebiyatının 2000’li yıllarına baktığımızda edebiyat ortamını belirleyen okuma düzeylerindeki dağılımların dikkat çekici olduğu görülüyor.. Neler okunuyor? Nelerin nasıl tüketildiğini görmek mümkün. Benim için Valéry’nin önemi de buradan geliyor! Hangi edebiyat ortamı? Kısa biçim olarak alınmış not, daha teknik anlamıyla özetlenmeyecek olan şeydir. Böylece ideoloji de doğrulanmış sayılır, çünkü özet çıkarma ‘anlatım tekniklerinin’ işlendiği üniversitelerdeki öğretimin bir silahıdır. Belki üniversitelerde yaşadığımız formasyonun bir parodiye dönüşmesini de bununla açıklayabiliriz. Ama ne olursa olsun bir hayku, komprime hale getirilemez. Özete direnmek modern metnin bir özelliği değil midir zaten! P. Sollers’in dediği. “Özet: Çok iyi bir toplumsal bütünleşme testidir.” Roland Barthes bu nedenle ders ve seminerlerinde kısa biçimlerin epigramlar, özdeyişler, fragmanlar vs. bir dökümünün yapılmasının gerekliliğine işaret eder. Tilt: Öznenin, V Ah, kesinlikle iyi bir tilt’tir. Menekşeyle ilgili yorumu engeller. Bu da her şeyiyle Batı’nın hoşlanmadığı bir olgudur. Zola, “Büyültüyorum bu kesin. Ben de gerçek ayrıntıyı aşırı büyültme alışkanlığı var, yani gözlem trampleni üstünden yıldızlara atlama var. Gerçek, bir kanat çırpmasıyla simgeye kadar yükselir. Tam olarak hayku karşıtı bir açıklamadır bu. Haykuda gerçeklik aşaması yoktur, hayku büyültmez, uzunluğu değişmez, simge içine atlamaz. Bu konuda bu söylenenlerin tam tersini söyler gibi görünen bir haykudan söz edebiliriz. Nedir peki benim yaşamım Değersiz sazdan başka bir şey değil Bir kulübenin saman sapı çatısında boy atan (Başo, Yamata) Açıkça bir eğretileme ortaya konmuştur, burada: Saz=yaşam bu bilmece gibidir, belki de çeviriden kaynaklanmaktadır. Haykunun simge karşıtı anlayışıyla değil ama daha çok Başo’nun bir başka haykusuyla olan çelişki söz konusudur. Bu da bir doruk noktası sayılır. Comme il est admirable Celui gui ne pense pas “la vie est éphémére” En voyant un éclair [Ne kadar da hayranlık verici, “Ömür geçicidir” diye düşünmeyen kişi Şimşek görünce!] (Başo) Başo, hayku öğretisinin en iyi açımlayanıdır. Bir haykunun başarısı hiçbir anlamsal, simgesel çıkarımın bulunmamasındadır. Roland Barthes’ın Romanın Hazırlanışı 1 neredeyse elimden bırakmadan okuduğum bir kitap. Tabii bunu, dilimize çeviren Mehmet Rifat, Sema Rifat’a da borçluyum. ? Romanın Hazırlanışı 1/ Roland Barthes/ Sel Yayıncılık/ İst. Ekim 2006/ 244 s. 921 SAYFA 27 CUMHURİYET KİTAP SAYI