Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? bir portresini yansıtıyor. Truva Yayınları, arka kapakta, kitabın Latin harfleriyle ilk kez basıldığını belirtmiş. Oysa yapıt, 1941 yılında Latin harfleriyle yayımlanmıştı. Bir dönemin çok okunan yazarı Burhan Cahit’i yeniden keşfetmek için. Zabit ve Kumandan ile Hasbihal/ Mustafa Kemal Atatürk/ Sadeleştiren: Emre Taylan/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 88 s. Mustafa Kemal Atatürk’ün yazarlığı, askerliği ve devlet adamlığının gölgesinde kalmıştır. Oysa ki Mustafa Kemal daha Harp Akademisi’nden mezun olduğu dönemlerde mesleki kitapçıklar yazdı, çevirdi. Devlet adamlığı döneminde de Nutuk’unun yanı sıra Yurttaşlık Bilgisi ve Geometri kitaplarını kaleme aldı, tarih ders kitaplarının bazı bölümlerini yazdı. Nuri Conker (18811937), Atatürk’ün mahalle, okul, meslek ve silah arkadaşıydı. Trablusgarp’ta, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda beraberdiler. Yazdığı tek kitap olan ‘Zabit ve Kumandan’, Mustafa Kemal’in ‘Hasbihal’i kaleme almasına vesile oldu. İlkin Nuri Conker Zabit ve Kumandan kitabında, sorunları ve çözüm önerilerini gündeme getirir. Dostu ve meslektaşı Mustafa Kemal, bu kitabı okur okumaz, ‘Zabit ve Kumandan ile Hasbihal’i kaleme alır. Birbirini bütünleyen ve pekiştiren bu iki kitabın başlıca temalarından biri iyi yöneticilik. Her ikisi de, ordunun yaşadığı başarısızlığın asıl çözüm adresi olarak, komuta kademelerini gösterir. Askerler için hem bilimsel birikimin hem de cesaret ve kendi başına karar alma başta olmak üzere, pek çok bireysel niteliğin önemini ve gereğini savunur. Çölden Hırka/ Metin Fındıkçı/ Şiirden Yay./ 80 s. “Metin Fındıkçı, edebiyat dünyamızda özellikle çevirileriyle tanınır. Daha önce ‘Harebeler’, ‘Ve Kalbim Sular Altında’, ‘Karanfil Mesafesi’ ve ‘Unutulan’ adlı şiir kitapları yayımlanan Fındıkçı bu kitabında son dönemde yazdığı şiirlerini bir araya getirdi. Belirli bir izlek ardında, kitap boyutunda kurgulanmış bir şiir. Şiir okuyucularının bu şiirle yeni bir şairi olduğu kadar, yeni bir şiir dünyasını da keşfedeceklerini düşünüyoruz” diyor kitabı yayına hazırlayanlar. Bütün Eserleri 1/ Nezihe Muhiddin/ Kitap Yay./ 418 s. Kitap Yayınevi, bu dizi ile Müslüman, Türk, Ermeni, Rum, Musevi... Osmanlı kadınlarının Latin harflerine aktarılmamış ya da gereği gibi değerlendirilmemiş roman, şiir, hikâye, makale, polemik ve tartışmalarını güncelleştirilmiş basımla bugünün okuruna ulaştırmayı amaçlıyor. Dizinin ilk kitapları, geçen yüzyılın başlarında ‘edibei şehire’ olarak anılan Nezihe Muhiddin’in 4 ciltte derlenen bütün yapıtlarından oluşuyor. Bu derlemede yazarın, ilk basımından 95 yıl sonra yayımlanan ilk romanı ‘Şebabı Tebah’ yer alıyor. İlk üç ciltte on altı romanı, dördüncü ciltte derlenen hikâyeleri, makaleleri ve yazıları bulunuyor. Tespih/ Deniz Gürsoy/ Oğlak Yayıncılık/ 144 s. “Aradan kırk, elli yıl geçmiştir. Şimdi, onları tutan eller toprağa karıştı. Hatta o necefler dağılmış, kehribalar yanmış ve mercanlar parçalanmıştır. Fakat hâlâ daha onları birer birer şekilleriyle, renkleriyle, kokularıyla, ellerime yayılmış vücutlarıyla o kadar canlı duyuyorum ki, kalbime baksanız onların gölgesini orada görürsünüz sanıyorum. Ve hala daha her birinin doksan dokuz tanesine karışmış o neş’eler, ümitler ve duaları o kadar canlı hatırlıyorum ki, hayatın hakikati karşısında duyduğum öfkeyle, kırılmış kalbimin üstüne boynumu bükerek: Yaa?.. diyorum, demek duaların kerameti güllerin kokusundan daha fazla devam etmiyormuş. Bu tespihlerden bir tanesine bir dua sinmiş ve faniliği bir müddet için de tedavi edecek olanı yok muydu? Bunların hiçbiri ciddi değil, bunların hepsi de birer hayal miydi?” Abdülhak Şinasi Hisar. Deniz Gürsoy, ‘hayallerle’ yüklü tespihlerin, Hinduizm, Budizm, İslamiyet ve Hıristiyanlıktaki dini amaçlı kullanımlarını inceliyor. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 852 SAYFA 45