05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? ha çok düşünmekte ve rüyaları aracılığıyla bir bilanço çıkarmaya girişirken zihnini kurcalayan esas soruyla boğuşup durmaktadır: “Hepimiz farkında olmadan ölümden sonraki bakış açısını yakalamaya çalışmıyor muyuz?” Paşazadeİlk Arabesk/ Jon Courtenay Grimwood/ Çeviren: Fatma Ünal/ İnkılâp Kitabevi/ 416 s. 21. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu hâlâ ayaktadır. Etkisinin yüksek olduğu bir Kuzey Afrika metropolü olan El İskenderiye’de ise Eşref Bey de dahil olmak üzere hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Seattle’deki hapishaneden apar topar kaçırılan ZeeZee, İskenderiye Havaalanı’na vardığında artık Eşref Bey olmuştur. Peki, kimdir Eşref Bey? Çin mafyasından paçayı kurtarmaya çalışan azılı bir gansgter mi, soylu bir Osmanlı aristokratı mı? Tilki’nin rehberliği olmadan kendisi bile kim olduğundan ya da kimmiş gibi davranması gerektiğinden pek emin değildir… İlk Bakışta Aşk/ Jacqueline Woodson/ Çeviren: Ruken Kaya/ İstiklal Kitabevi/ 160 s. Woodson’un ‘İlk Bakışta Aşk’ adlı kitabı, bir ilk aşk romanı. On beş yaşındaki iki gencin, Elisha (Ellie) ile Jeremiah’nın (Miah) okul koridorunda çarpışmalarıyla başlar bu aşk. Bu karşılaşmanın ardından bir süre birbirlerini yeniden göremeyen iki genç, kendilerini sarıp sarmalayan yoğun duygu karşısında şaşkına dönerler. Birbirlerini yeniden gördüklerinde ise, bir daha asla ayrı kalamayacaklarını anlarlar. Ellie ve Jeremiah, baş başa geçirdikleri ilk andan, el ele ilk tutuşmalarından ve ilk öpüşmelerinden sonra, ilk aşkın ne kadar özel olduğunu görürler. Ne var ki, Ellie beyaz bir Yahudi, Jeremiah ise zencidir ve çevrelerindeki dünya için “aşk” hiçbir şey ifade etmemektedir. Buna karşın Ellie ve Jeremiah, trajik sona değin aşklarını yaşamaya devam ederler. Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi (2 Cilt)/ Tom BottomoreRobert Nisbet/ Yayına Hazırlayanlar: Mete TunçayAydın Uğur/ Kırmızı Yayınları/ 998 s. “Sosyoloji tarihi hakkında yapılan incelemeler ve yayınlar gözden geçirildiğinde, belirli düşünürler ya da olaylar üstüne yapılmış, aydınlatıcı birçok inceleme olmasına karşın sosyolojinin düşünsel bir disiplin olarak biçimlendirildiği yolları, sosyolojik çözümlemenin nasıl geliştiğini, çeşitli kuramsal tasarımların nasıl oluşturulup değiştirildiğini, bunların birbirleriyle ilişkilerini, kuramsal tartışmaların nasıl ortaya çıktığını, nasıl yürütüldüğünü ve sonunda nasıl bir çözüme bağlandığını ya da bir yana bırakıldığını ayrıntılı bir zenginlikle gösterecek kapsamlı bir yapıt olmaması; farklı okullardan olmalarına karşın günümüzün önemli sosyologlarından ikisi Bottomore ve Nisbet’i, böyle bir yaSAYFA 44 pıt hazırlamaya itmiş ve ‘Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi’ni ortaya koymuşlardır” Bu yapıt, Tutuculuktan Pozitivizme, İşlevsellikten Fenomenolojiye, Marxizmden Yapısalcılığa değin çağdaş sosyolojinin belli başlı akımlarını kapsayan on yedi incelemeden oluşuyor. Plantasyon/ Calixthe Beyala/ Çeviren: Ömür İlbaş/ İstiklal Kitabevi/ 408 s. Blues henüz on sekiz yaşında. Altın sarısı saçları ve vahşiliği tüm erkekleri baştan çıkarıyor. Büyük bir çiftlik sahibinin kızı olan Blues, diğerlerinden üstün olduğundan ve çok iyi bir eğitim aldığından emin, ayrıcalıklı bir yaşam sürüyor. O seviliyor, şımartılıyor, erkeklerin ilgi odağı oluyor. Fakat beyaz teninin altında, âşık olduğu Afrika topraklarında doğan bir kadının kalbi atıyor. O Afrika için savaşmaya ve ölmeye hazır... Bu romanda, tanınmış bir zenci yazar ilk defa kendisini beyazların, sömürgecilerin yerine koyuyor. Romanda şiddet ve heyecan, hayal ve hile, masumiyet ve aşk çarpışırken, zenciler ve beyazlar birlikte bir yaşam yaratmak için çabalıyorlar. Rumeli Rüzgârları/ Muzaffer Kaleoğlu/ Altın Kitaplar/ 172 s. “Köklerimize bağlı yaşamak isteriz hep. Nerede doğduysak orada yaşayalım ve ölelim... Eğer şanslıysak, tüm hayatımız bu akışta devam eder. Ama hayat kimilerimize köklerini oradan oraya taşıtır; sevdiklerine elveda, tanımadıklarına merhaba dedirtir. ‘Rumeli Rüzgârları’, kökleri bu topraklarda, meyveleri uzaklarda, yaşanmış gerçek hayat hikâyelerini anlatıyor. Şu ya da bu şekilde değişen kimi geleneklere rağmen, özünü yine de kendi topraklarından alıyor. Rum elinde ya da Anadolu’da hiç fark etmiyor. ‘Rumeli Rüzgârları’ tüm sevinci ve kırıklıklarıyla bizlere rengârenk insan hikâyelerini, bir rüzgâr gibi taşıyor” diyor kitabı yayına hazırlayanlar. Bir Numaralı Tanık/ Kurtul Altuğ/ Doğan Kitap/ 322 s. Saltanattan Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’ten çok partili yaşama geçiş dönemine, oradan da çok partili yaşamın sancılı yıllarına gidiyoruz. Bize bir aile rehberlik ediyor. Ve o ailenin dramı… Kurtul Altuğ, kendi ailesinden ve gazetecilik anılarından yola çıkarak Türkiye’nin tarihini ele alıyor. Osmanlı İmparatorluğu yerini Türkiye Cumhuriyeti’ne terk ederken neler yaşandı, nasıl başarılar elde edildi, sonra bu başarılar nasıl başarısızlığa sürüklendi, Cumhuriyet’i hedef alan tehlikeler nelerdir, bu tehlikelerin arkasında kimler var gibi soruları odak alan ‘Bir Numaralı Tanık’, yazarın sadece kendi bilgilerine dayandırmadığı, o dönemi yaşayan ve yazan birçok kişinin fikirlerine de yer verdiği bir çalışma. Altuğ, özellikle 27 Mayıs İhtilali üzerinde durmuş, çünkü yazar Yassıada duruşmalarında bir numaralı tanık olarak dinlenmiş. O dönemi yakından tanımış biri olarak, bu günden geçmişe bakmanın gerekliliğine inanmış ve ortaya bu anı kitabı çıkmış. Orada Bir Köy Var Uzakta/ Asım Karaömerlioğlu/ İletişim Yay./ 228 s. Köy ve köylü romantizmi, Türkiye’de Cumhuriyet’in inşa döneminin muteber temalarından biriydi. Asım Karaömerlioğlu, bu romantizmin arkasını inceliyor. Cumhuriyet elitinin, bir yandan sanayileşmenin ve kentleşmenin sonuçlarından duyduğu endişe sebebiyle köylüyü köyde tutmaya dönük yollar ararken; bir yandan da köylülerin özerk bir inisiyatif geliştirmesine mahal vermek istemediğini gösteriyor. Yazara yol gösteren kritik soru şu: “Uzun 20. yüzyılda”, neden Türkiye’de köylülük özellikle uzun sürdü? Pop DedikTürkçe Sözlü Hafif Batı Müziği/ Murat Meriç/ İletişim Yay./ 544 s. Radyo, televizyon ve barlardaki programlarıyla; dergilere, gazetelere yazdığı yazılarla “eski 45’likler” akımının öncülerinden olan Murat Meriç, “Pop Dedik”te, ilk nüvelerinden başlayarak Türkiye’de popun seyrini gözler önüne seriyor. Donizetti Paşa’dan Peruz Hanım’a, ‘Burçak Tarlası’ndan ‘Kıl Oldum Abi’ye, Erol Büyükburç’tan Sezen Aksu’ya akla gelebilecek her türlü isme, şarkıya değinirken bir yandan da konunun sosyal arka planına bakmayı ihmal etmiyor. Ortadoğu’da Irk ve Kölelik/ Bernard Lewis/ Çev.: Enver Günsel/ Truva Yayınları/ 300 s. Bölgede, çok uzun yıllar önce başlayan; savaşçı kölelerden, saray hadımlarına ve odalıklara, oradan da toplu imha etmeye kadar uzanan kölelik mirasını aydınlatan Bernard Lewis, romantik Ortadoğu mitini ırksal ütopya olarak inceliyor. Yirmi dört adet illüstrasyon içeren bu çalışma, Ortadoğu’daki kölelik kültürünü ve ırkçı ön yargıların evrimini konu alıyor. Lewis, İslamın ayrımcılık yapmamayı öğretmesine rağmen dini duyguların her zaman ağır bastığını gösterirken, geç antikiteden yirminci yüzyıla kadar Afrikalıların nasıl muamele gördüğünü, nasıl algılandığını ve haklarında neler düşünüldüğünü açıklıyor. Ayten/ Burhan Cahit Morkaya/ Truva Yayınları/ 270 s. Hayatın sunduğu zorlukların önemli bir kısmını yaşam defterine kaydetmek zorunda kalmış bir anne; bu zorlukların verdiği dayanıklılık ve hoşgörüyle yetişmiş bir genç kız Ayten... ‘Ayten’ döneminin farklı ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 852
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle