Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu, BM Gü-
venlik Konseyi’nin İran’a yönelik kararõyla
ilgili olarak “Biz bu coğrafyada, Türkiye
dahil, İsrail dahil, İran dahil, hiçbir kom-
şumuzun nükleer silaha sahip olmasını is-
temeyiz” değerlendirmesini yaptõ.
Ankara Ticaret Odasõ (ATO) Başkanõ Si-
nan Aygün, Kõlõçdaroğlu’nu CHP Genel
Merkezi’nde ziyaret etti. Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn reçete eleştirileriyle ilgili olarak
Kõlõçdaroğlu, “Türkiye bir ara en iyi ara
malı üreticisi ülkelerden birisiydi. Bir ül-
kenin güçlü olması üretimden geçer. Top-
lumun iç dinamikleriyle kendi sorunları-
nı çözmeye çalışacağız. 50 ve 80 kiloluk
boksörleri aynı kürsüye çıkarıp bir de
azarladık; ‘niye yenemiyorsun’ diye. Reçete
arayışı içerisinde değiliz, çözümlerimiz var.
Türkiye’nin önemli kurumları, birikimi
var. Bunları harekete geçireceğiz” dedi.
Gazetecilerin sorularõnõ da yanõtlayan Kõ-
lõçdaroğlu, BM Güvenlik Konseyi’nin İran’a
yönelik kararõnõn anõmsatõlarak Türkiye’de
bir eksen kaymasõ olup olmadõğõna ilişkin so-
ru üzerine, “Türkiye konumu gereği dün-
yanın çok önemli coğrafyasında bulunu-
yor. Biz bu coğrafyada, Türkiye dahil, İs-
rail dahil, İran dahil, hiçbir komşumuzun
nükleer silaha sahip olmasını istemeyiz.
Ortadoğu’da barışı egemen kılmak isti-
yorsak nükleer silahlardan sadece bu böl-
genin değil, dünyanın da arındırılmasını
istiyoruz. Çünkü bizim temel felsefemiz ba-
rışı egemen kılmaktır. Eğer kaynayan
bir coğrafyada nükleer silahlara kapı
aralayacak silahların oluşmasına katkı
verirseniz bu son derece tehlikeli bir giri-
şim olur. Biz CHP olarak önceden beri
nükleer silahlara karşıyız” dedi.
Bir gazetecinin, “İsrail ile geçen hafta kriz
yaşandığını” ifade ederek “Her siyasi kri-
zin arkasından ekonomik bir krizin gün-
deme geldiğini, Türkiye için bunun söz ko-
nusu olup olmadığını” sormasõ üzerine Kõ-
lõçdaroğlu, “Ekonomik krizlerle siyasi
krizlerin at başı gittiği aşikârdır zaten. Tür-
kiye’de yaşanan ekonomik krizler halkın
gündeminin gizlenmesine neden oldu.
Halkın gündeminde aş ve iş var, ama si-
yasi iktidarın gündeminde farklı şeyler
var. Biz, gündemin kaçırılmasına izin
vermeyeceğiz” diye konuştu.
Gürsel Tekin’le görüşecek
Kõlõçdaroğlu, “Gürsel Tekin’e ‘gel gö-
rüşelim’ diye bir çağrıda bulundunuz. Gö-
rüşme yapacak mısınız” sorusu üzerine,
“Sayın Tekin dün (önceki gün) telefon et-
ti, gelmek istediğini söyledi. Yarın (bu-
gün) görüşeceğiz. Niye görüşmeyelim
arkadaşlar” dedi.
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye’den geldiğini söylediğimde, ilk tepki şu
oluyordu:
- Mapeza... Mapeza...
Futbolun evrensel dili...
Güney Afrika, 20. yy boyunca dünya
gündemine “ırk ayrımı” ile oturdu. Öyle bir
ayrımcılık ki bir daha yaşanmaması için
unutulmaması gerek. Bu konuda yazılmış pek çok
roman var ama benim unutamadığım, Alon
Patton’un Ağla Sevgili Yurdum...
Nüfusun yüzde 20’lik bir dilimini oluşturan
beyazlar yerlilerle aralarına bir “ayrım” koyup, ülke
yönetimine el koymuşlardı.
Ayrımcılıktan birkaç örnek verelim:
- Siyahların uyanmaması için okuma-yazma
öğrenmesi sınırlandırılmıştı. Örneğin maden
işçilerinin en çok 50 sözcüğün yazılışını
ezberlemesi sağlanıyordu. O da madende
çalışırken işlerin yürümesi içindi.
- Siyahların beyazların yaşadığı bölgelere
girmesi yasaktı. Siyahların ülke içinde seyahat
edebilmesi için pasaport gerekiyordu.
- Siyah öldürmek fiilen suç değildi.
GAC, bunları aştı. 1990’ların başında
“apartheid”, yani “ayrımcılık” politikası bitti.
Bunun başlıca mimarı yaşamının 27 yılını hapiste
geçiren Nelson Mandela. Mandela’nın hapis
yaşamının son yıllarını geçirdiği Robben Adası,
Cape Town kentinde, liman açıklarında dalgaların
ortasında anı gibi duruyor. Robben, Flemenkçede
“fok adası” anlamına geliyor. Adanın ilk sakinleri
foklarmış. Sonra cüzamlılar ve akıl hastaları
konmuş. Sonra Mandela!
Johannesburg’da Mandela’nın yaşamını
anlatan bir kitap almıştım. 800 sayfa kadar.
Sanırım tümü yoktur. Burada sadece okula
başlama öyküsünü özetleyelim.
18 Temmuz 1918 doğumlu Mandela, okul
çağına geldiğinde, babası elinden tuttu, okula
götürdü.
Babasına Mandela’nın adını sordular:
“Rolihlohla” dedi. Ait oldukları Modiba
kabilesindeki yaygın isimlerden biri buydu.
Öğretmeni Miss Mdingane, Bolihlahla’yı yanına
çağırdı ve şöyle dedi:
“Okula devam etmen için sana bir beyaz adı
vermemiz gerekiyor. Büyük İngiliz kaptan Lord
Nelson’dan esinlenerek senin adını
değiştiriyorum, Nelson adını veriyorum...”
Güney Afrika aynı zamanda Mahatma
Gandi’nin “lider” olduğu yer.
Hindistan’da doğup büyüyen Gandi,
İngiltere’de hukuk eğitimi aldıktan sonra,
Hindistan kökenli bir şirketin Güney Afrika’daki
temsilciliğinde iş buldu, bu ülkeye geldi.
Yaşama bakışının doğal yansıması olarak
çevresinde beyaz olmuş, siyah olmuş aldırmadan
istediği yerde yemek yiyebileceğini, istediği araçla
yolculuk yapabileceğini düşünüyordu.
Bir tren yolculuğunun daha ilk dakikalarında
görevli uyardı:
- Bu vagonu derhal terk edin.
“Neden?”
- Bu vagon sadece beyazlar için.
Direndi. “Hakkım” dedi. Polis çağırıp çıkardılar.
Neredeyse linç edilecekti. İyi eğitim almıştı,
donanımlıydı. İsterse Londra’ya dönebilirdi.
“Hayır” dedi, eşitlik için mücadele kararı aldı. Yıl
1893, yaş 24’tü. Ömrünün kalan 50 yıllık
bölümünü Güney Afrika ve Hindistan’da bu
mücadele ile geçirdi.
Bunun için düşündüğü en etkili silah neydi?
Sevgi.
Ne olursa olsun nefret etmek yoktu. Hintçede
“Satyograha” adı verilen yöntemin özeti şuydu:
Şiddet içermeyen, disiplinli sivil direniş.
Beyazlarca aşağılandıklarını söyleyen Güney
Afrika’daki Hintliler şunu söyledi:
“Eşitlik için mücadele edeceğiz ama önce siz
sevilebilecek insanlar olmalısınız.”
Gandi kısa sürede Hintlileri etrafında topladı.
Yönetim bundan çok rahatsızdı. Ama ortada suç
da yoktu. Cezalandırmak için sonunda şöyle bir
suç ürettiler:
“Binlerce Hintliyi aynı biçimde davranmaya
yöneltmek.”
Hapse giderken ilk tepkisi şu oldu:
“İyi, biraz okuma ve düşünme fırsatı bulurum.”
Gandi, 1915’te Güney Afrika’yı terk etmeye
zorlandı. Hindistan’da onu daha büyük bir
mücadele bekliyordu:
Bağımsızlık...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
niteliğe sahip olmayan Arap dünyasının
dostluğunu mu? Hangisini yeğlersiniz?
RTE Batı’ya giden gemide Doğu’ya koşmayı,
Osmanlı artığı devlet adamlığını yeğledi.
Ne AB ne de ABD’de… Türk dış politikasının
temel harcı artık İran dostluğu, İsrail düşmanlığı
ve Gazze!
“Batı’ya bağlı görünmek ama Doğu (İslamcıl)
politikalar izlemek!”
Bu politika RTE’nin dış politikada da
uyguladığı takıyye yöntemini akla getiriyor ve bu
politikayı Batı’nın yutacağını sanıyor.
Batı’ya zıt politikalar izleyeceğini
kanıtlayacak… Batı’nın, ABD’den Rusya ve Çin’e
kadar uzanan birlikteliğine karşı duran
davranışlar sergileyecek… BM Güvenlik
Konseyi’nin İran’a yaptırımları içeren kararına
karşı olacaksın.
Bu davranışını mazur göstereceğini sandığın
veya örneğin ABD’nin mazur görmesini
sağlayacak girişimlerde bulunacaksın!
BM’deki oylamadan önce başkan Obama’yı
arayan RTE; İran’a yaptırım kararına hayır
derken, “bu kararın ‘ABD’ye ve Batı’ya karşı
olduğu anlamına’ gelmeyeceğini” söylemek
gereğini duyacak ve bu, dış ilişkilerde yeni çeşit
takıyye uygulaması olmayacak! Öyle mi RTE!
RTE’nin yaptırım kararının öncüsü ve mimarı
ABD’ye ters düşmekten hayli kaygılı olduğunu
ve ABD’nin Türkiye’ye yönelik politikalarında
değişimden korktuğunun izlerini taşımıyor mı bu
sözler?
Obama’ya “Afganistan’da ve enerji
politikalarında Ortadoğu’da birlikte
çalışmalarımızın sürdüğü güvencesini” vermesi…
ABD’ye giderek egemen olan “Türkiye ile
ilişkilerin eskisi gibi olmayacağından” çekinir
olmasının bir kanıtı değil mi?
“ABD’ye rağmen ‘hayır’ dedik.” Bir
gazetemizin başlığı, RTE’nin Türkiye’yi
sürüklediği son serüveni bir başarı gibi özetliyor.
Arap medyası ile “Ezber bozan hayır” diyen
Sabah, “Türkiye sözünde durdu” diye başlık atan
Star gibi yandaş gazetelerin övgülerine karşın…
Batı medyası, devlet adamları tam aksi görüşte.
Gazetelerimizde yalnız New York Times’ın “En
uysal müttefik dikene döndü” başlıklı yazısından
söz ediliyor. Ya diğerleri?
İngiliz Guardian’ın RTE’den söz eden yazısına
koyduğu başlık ıska geçiliyor: “Kavgacı vaazları
artık hayalin ötesinde.”
Washington Post gibi bir gazete; “Herkes İsrail
konusunda endişe ediyor ama Erdoğan
konusunda da dünya liderlerinin endişelenmesi
gerekir” diyor.
Batı basını İsrail’in gemi baskınını eleştirirken
Gazze’yi vesile ederek, İran’ın avukatlığını
üstlenerek Türkiye’nin Batı’dan Doğu’ya eksen
kaymasını haklı göstermeye çalışan
açıklamalarını önemsemiyor.
Batı, Tahran’daki takas anlaşmasını BM
kararından sonra geçersiz bir belge kabul ediyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu daha
ileride; Tahran anlaşmasının ölmediğini
savunurken bir yandan da hükümetin izlediği
politikalar nedeniyle “İsrail’in artık dünyada
yalnızlaşacağını” ilan ediyor.
Başbakanlık BM’deki oylamada Batı ile
ilişkileri daha yumuşak bir zeminde yürütecek
çekimser oy kullanılabileceğini unutmuş
görünüyor.
BM’de Türkiye’nin olumsuz oyunun nedenini
açıklayacak olan daimi temsilcimizin
konuşmasını -diplomatları bir kenara iterek-
bizzat Başbakan yazdırıyor.
Başbakanlık açıklaması dış politikadaki
Kasımpaşalı tavrını; RTE’nin “takas anlaşmasının
arkasında durduğunu” söyleyerek kanıtlıyor.
Bir kaygı kulislerde dolaşıyor. ABD, Türkiye’ye
izlediği politikaları değiştirecek mi? ve... Doğu’yu
Batı’ya yeğleyen tutumu RTE’nin geleceğini nasıl
etkileyecek?
Ya da RTE, ABD ile ilişkileri eski rayına
oturtabilmek için ne yapabilir?
Daha önce örneklerini gördük; ABD’nin ulusal
yararlarına uygun düşecek bir istemini kabul
ediverir ama…
… Anımsatmakta yarar var: Amerikan karşıtı
politikalar izleyen Pakistan’ın başbakanlarından
Butto, asılmadan çok önce ABD’yi şöyle
değerlendirmişti:
“… Amerika filler gibidir. Kindardır. Unutmaz!”
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 11 HAZİRAN 2010 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Haziran
Oslo Y 19
Helsinki Y 17
Stockholm Y 17
Londra Y 19
AmsterdamY 22
Brüksel Y 24
Paris Y 24
Bonn Y 28
Münih Y 22
Berlin Y 30
BudapeştePB 33
Madrid Y 21
Viyana PB 32
Belgrad B 34
Sofya B 30
Roma B 24
Atina B 29
Zürih Y 27
Moskova Y 19
Aşkabat A 41
Taşkent PB 38
Bakû B 32
Bişkek A 34
Tiflis B 33
Kahire B 32
Şam B 34
İstanbul PB 27
Edirne PB 32
Kocaeli PB 28
Çanakkale PB 29
İzmir PB 32
Manisa PB 33
Denizli Y 29
Zonguldak PB 24
Sinop Y 25
Samsun Y 26
Trabzon Y 21
Giresun Y 21
Ankara Y 23
Eskişehir Y 24
Konya Y 22
Sıvas Y 23
Antalya PB 26
Adana PB 31
Mersin Y 30
Diyarbakır B 33
Şanlıurfa B 33
Mardin B 30
Siirt B 33
Hakkâri PB 26
Van PB 24
Kars Y 21
Ülkemiz geneli parçalı
ve çok bulutlu, İç Ege,
Göller Yöresi, Batı Ka-
radeniz’in iç kesimleri, İç
Anadolu, Orta ve Doğu
Karadeniz ile Mersin, Er-
zurum, Kars, Ardahan
ve Erzincan çevreleri sa-
ğanak ve gök gürültülü
sağanak geçecek. Ya-
ğışların; Göller Yöresi ile
Afyon ve Konya çevre-
lerinde kuvvetli olması
bekleniyor. Hava sıcak-
lığı iç ve batı kesimlerde
2-4 derece artacak, di-
ğer yerlerde önemli bir
değişiklik olmayacak.
Türkiye, geçen yıl BM
Güvenlik Konseyi’nin 10 geçici
üyesinden biri seçildiğinde
Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan
hesaplamalarda en ciddi
sıkıntının “İran” olacağı
biliniyordu. Dışişleri
Bakanlığı’nda AKP hükümetinin
İran ile yakınlık politikası da
dikkate alınarak, yapılan senaryo
çalışmalarında İran aleyhinde bir
karar tasarısı gelmesi halinde
Türkiye’nin en kötü ihtimalle
“çekimser” kalması
öngörülmüştü. Ancak, BM
Güvenlik Konseyi’nde yapılan
oylamada, Türkiye’nin BM
Güvenlik Konseyi nezdindeki
Daimi Büyükelçisi Ertuğrul
Apakan’ın eli “hayır” için kalktı.
Başbakan Erdoğan’ın kararıyla
kullanılan “Hayır” oyunun, Türk
dış politikasını getirdiği nokta
şudur:
* ABD ile ilişkiler: AKP
döneminde “Komşularla sıfır
sorun politikası” adı verilen dış
politikadaki kararların, mevcut
sorunları çözmek bir yana
“müttefiklerle kriz” doğurduğu
ortaya çıktı. İsrail ile ilişkilerin
Gazze nedeniyle
dondurulmasının ardından, bu
oylama da ABD ile ilişkilerde iz
bırakacak. ABD yönetimi kendisi
için en üst düzey güvenlik
anlamı taşıyan uluslararası bir
konuda belki de 1 Mart 2003
tezkeresinden bu yana ilk kez
yardım talep etti ve
reddedilmiştir. Bu gelişme Türk-
Amerikan ilişkilerinde yeni bir
krizin habercisidir. ABD yönetimi
diplomatik bir üslup kullanmayı
tercih etse dahi, verilen “Hayır”
yanıtının, önümüzdeki süreçte
ABD medyası başta olmak
üzere, Amerikan kanaat
önderleri tarafından çok şiddetli
sorgulanması kaçınılmazdır.
* NATO boyutu: NATO Genel
Sekreteri uluslararası toplumun
İran üzerindeki baskıyı
arttırmasını memnuniyetle
karşıladıklarını belirterek
oylamada “evet” oyu veren
ülkelere dolaylı destek vermiştir.
Türkiye üyesi olduğu NATO’nun
tehdit algılamasında üst sırada
yer alan stratejik öneme sahip
bir konuda diğer müttefikleriyle
ayrı düşmüştür.
* Avrupa da tartışacak:
Türkiye’nin İran konusunda
aldığı karar AB’nin izlediği dış
politikayla da uyumlu değildir.
Türkiye’nin üyelik sürecinde AB
Ortak Dış Politikası’na da
uyumlu hareket etmesi
beklenmektedir. Ankara’nın
kararı AB içinde de
sorgulanacaktır. Nitekim AB
Dışişleri Bakanları gelecek hafta
yapacakları AB Dış İlişkiler
Konseyi toplantısında öncelikli
gündem maddeleri arasına
“Türkiye” maddesini de dahil
etme kararı aldı.
* Rusya ve Çin Faktörü:
Güvenlik Konseyi’ndeki
oylamada sadece ABD ve Batı
ülkeleri değil, İran’ın savunma,
ekonomi ve enerji alanlarındaki
en büyük ortakları olduğu
herkes tarafından bilinen Rusya
ve Çin de Tahran’a
ambargoların ağırlaştırılmasına
onay verdi. Dışişleri
Bakanlığı’nın bu iki önemli
ülkenin tavrındaki ciddi
değişikliği analiz edememesi
veya hükümetteki karar
vericilerin böyle bir analizi
dikkate almaması büyük hatadır.
* Arapların tutumu:
Türkiye’nin “Arap ülkeleriyle
ortak dış politika üretme”
iddiasının arka planının ne kadar
boş olduğu bu oylama ile ortaya
çıkmıştır. Arap ülkelerinin de
tavrını yansıtan Lübnan’ın
“çekimser” oyu bu açıdan
dikkatle not edilmelidir.
* Bir tek Brezilya anladı:
Türkiye’nin İran ile yaptığı
uranyum takas anlaşmasının,
BM Güvenlik Konseyi’ndeki
tartışmalara en küçük bir etkisi
bile olmadı. Oylamada
Türkiye’nin yanında yalnızca
anlaşmanın tarafı olan
Brezilya’nın yer alması, bölgesel
krizleri çözme konusunda iddialı
olan AKP hükümetinin başta
ABD ve AB olmak üzere dünya
tarafından anlaşılamadığının
göstergesidir.
Sayılan bu unsurlar ışığında
Türkiye’nin, BM Güvenlik
Konseyi’nde takındığı tutumun
önümüzdeki günlerde Türk ve
dünya kamuoyunda yoğun
biçimde tartışılması
kaçınılmazdır. Türkiye bu
tartışmalardan en az zararla
çıkmak için dış politika
önceliklerini ve buna göre
atması gereken adımları gözden
geçirmelidir.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
‘Sıfır Sorun’ Derken
‘Müttefiklerle Kriz’ Çıktı
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
Devlet memurlarõ: Tasarõ memurlarõn haklarõnõ ortadan kaldõrõyor
‘Kölelik sistemi’MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA- AKP’nin Mec-
lis’e sunduğu Devlet Memurla-
rõ Yasasõ’nda değişiklik öngören
tasarõyla amirinin karşõsõnda
“elini kolunu hareket ettire-
rek” konuşan memur bile ko-
laylõkla işten atõlabilecek. Sen-
dikalar, basõna iki kez bilgi ve
demeç veren memurun da kapõ-
nõn önüne konulmasõnõ öngören
tasarõya “kölelik sistemi” ön-
gördüğü gerekçesiyle sert tepki
gösteriyor.
Tasarõ ile kademe ilerlemesinin
durdurulmasõ cezasõnõn kapsamõ
genişletiliyor. Ayrõca 1 yõl içeri-
sinde iki kez kademe ilerlemesi-
nin durdurulmasõ cezasõ alan
memurlarõn işine son verilmesi
öngörülüyor. Buna göre, “ken-
dini geliştirmeyen, sorun çöz-
me, planlama konularında ye-
terli gayret ve çaba gösterme-
yen, verilen emirlere itiraz
eden, görevle ilgili resmi belge,
araç ve gereçlerin korunması,
kullanılması ve bakımında ku-
surlu davranan, görevi sıra-
sında amirlerine hal ve hare-
ketleri ile saygısız davranan,
kurumların çalışma ortamını
ve düzenini bozan, yetkili ol-
madığı halde basına bilgi ve de-
meç veren” memurlara kademe
ilerlemesinin durdurulmasõ cezasõ
verilecek. Bir memur bu suçlar-
dan birisini bir yõl içerisinde iki
defa işlerse işten atõlacak.
Kılıçdaroğlu: Komşularõmõzõn nükleer
silaha sahip olmasõnõ istemeyiz
Haber Merkezi - Hakkâri’nin Yüksekova il-
çesi çõkõşõnda bulunan polis noktasõna roketa-
tarlõ saldõrõ düzenlendi. Roketatar karakola isa-
bet etmezken bölgede operasyon başlatõldõğõ
bildirildi. Osmaniye Kanlõgeçit Jandarma Ka-
rakolu’na dün akşam saatlerinde teröristler ta-
rafõndan taciz ateşi açõldõ. Saldõrõda askeri loj-
manda bulunan bir asker eşi yaralanõrken terö-
ristler gecenin karanlõğõndan faydalanarak, iz-
lerini kaybettirdi. Mersin’de de terör örgütü
PKK yandaşlarõ, Siteler Polis Merkezi’nin
önündeki çevik kuvvet polislerine molotofkok-
teylleri ve taşlarla saldõrdõ. Karakola da saldõr-
maya kalkan, çöp konteynerleri ile barikat ku-
rarak sokağõ kapatan çoğu çocuk olan eylemci-
lere, polis, gaz bombasõ ile müdahale etti.
ATO Başkanı Sinan Aygün, Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti.
KİMLER FİŞLENECEK?
KESKGenel Sekreteri Emirali Şimşek, tasarõ ile kadrolaşmanõn
önünün açõlacağõnõ vurguladõ. Şimşek, “Memur, amirinin kar-
şõsõnda elini kolunu sallarsa, kapõyõ vurmadan içeri girerse
saygõsõzlõk mõ yapmõş olacak? Eğer böyle kabul edilirse ve bu-
nu iki kez yaparsa memurluktan atõlacak” dedi. Anayasa de-
ğişikliğiyle YAŞ kararlarõna bile yargõ yolunun açõldõğõnõ di-
le getiren Şimşek, tasarõda ise “uyarma ve kõnama” cezala-
rõna karşõ yargõ yolunun kapalõ olduğunu vurguladõ. Tasarõ
ile performansa dayalõ çalõşma getirildiğini, bunun değer-
lendirilmesinin ise kaymakam ve valilere bõrakõldõğõnõ belir-
ten Şimşek, “Türkiye’de iktidara yakõn buzdolabõ dağõtan va-
liler” olduğuna dikkat çekti. Şimşek, sicil sisteminin kaldõ-
rõldõğõnõ yerine “bilgi kayõt sisteminin” getirildiğine dikkat çe-
kerek, “Memurun hangi tarikata yakõn olduğu mu işlenecek?
Memuru fişleme, jurnalleme sistemi geliyor” dedi.
Mavi Marmara dosyası İstanbul’a:
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, İsrail’in, Gaz-
ze’ye yardõm götüren gemilere yönelik saldõrõ-
sõyla ilgili olarak yürütülen soruşturma dosyasõ
hakkõnda, “yetkisizlik” kararõ verdi. Savcõ Meh-
met Taştan dosyayõ İstanbul’a gönderdi.
Profesörler için tören: Bolu’da geçtiği-
miz salõ günü meydana gelen kazada hayatõnõ
kaybeden profesörlerden Ahmet Hõzal ve Asu-
man Efe için görev yaptõklarõ İstanbul Üniversi-
tesi (İÜ) Orman Fakültesi’nde tören düzenlendi.
İÜ öğrencilerinden protesto: İstanbul
Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Mühendisliği Fa-
kültesi öğrencileri, fakülte binalarõnõn Laleli’den
Silivri’ye taşõnma kararõnõ protesto etti.
1 kişiye 2 milyon lira: Süper Loto’da ka-
zanan numaralar “10, 21, 35, 39, 44 ve 50” ola-
rak belirlenirken 6 bilen bir kişi, 2 milyon 79 bin
lira kazandõ. 5 bilenler 4 bin 434 lira, 4 bilenler
89 lira, 3 bilenler de 6 lira 80’er kuruş alacak.
Üçkenttekarakolsaldırısı