19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SON ARAŞTIRMALAR "ARDÎ" ÎNSANA MI YAKIN, MAYMUNA MI? Kalifoıniya vc Utah Üniversitesi bilim insanları Sciencc derfjisinde insanın en eski atasıyla (Ardi) ilnili araştırınayı rartışıyor. Bazıları, Ardi'nin ormanlık bölgede degil sa- vanda yajaınıs olduğıı (jörüşüntle. Oü Kalıntıların bir hominide ait .oldugundan kıışkulu olan diger bilim insanları ise, Ardi'nin insandan v>k ınaymuna dalıa yakın olabilecegini düşünüyor. Cîevvn yıl 4,4 mil- yon yıllık "AnJipithecus nımidus" insan tü- rüylc ilyili toplaııı on bir araştırına yazısı ya- yımlayan Kaliforniya Üniversitesi'nden Tim White ve ekibi, yöneltilen eleştirileri dogrıı bulınuyor. Olduk^.ı iyi koruna^elen fosili analiz eden arasiır- ına ekibi, H L "' (,-en kasını aymda, ınay- muna henzer kolları ve ba- cakları olıııa- sına ragınen sempanze &- bi değil de in- san gibi iki ayak üzerinde dik yürüyen bir canlı türü- nü tammııştı. Ve bu yürüyüs, bigmi, savan teziyle örtüsmii- yordıı. Bu hipoteze fjöre o tarihlerdc Dofiu Afrika'da hüyük ç.ıyırlıklar oluşunca ilk ho- minidler iki ayak üzerinde yürümeye başla- mışlardı. Yani atalarıınız aga^tan inmeye zor- lanmıstı. Utah Üniversitesi'nde Thure Cerling ile (j-ılı^an ekip şiındi bu tczi savunarak, Ardi'nin cn fazla dörtte biri c/alılık vc afta«," larla kaplı olan savanda yaşaınij oldujjunu ve bu sonuca toprağın izotop analiziyle ulajtıgı- nı söylüyor. En eski atamız, lıuna göre, orman ve savan arasındaki bir ge<,iş evresini temsil eden bir K'ilgcdc yajaınıştı ki bu da savan hi- poteziyle örtüjinekte. İkinci elejtiri ataınızın soy çizgisiyle ilgi- li. İnsan Evrim Vakfı primar uzınanı Esteban Sarmiento, Anlipithccus nımhhıs'un jjer(,vk- ten de insanın soyundan ını yoksa ortak bir ata mı olduğu veya sadece insansı maymun nııı oldugıınun kesin olarak anlaşılamadığı Körüijünde. Fakat Whire'm ekibi bu itirazı da kabul etmiyor. Nitekim altcrnatif bir acnkla- ına i(,in çok az fosil buluntnakta, diyor aras- tırmacılar. IRKÇILIK DUYGUDAŞLI- ĞIÖLDÜRÜYOR Duygııdaslık bizi essi: kılan bazı özellik- lerimizden biri. 1 lan^i halktan olursa olsun, diğer insanlaı üzüldiiğünde bizler de bu duy- Kuyu hissederiz. Fakat diger halklara karşı ön- yarjjıh olanlarda bu duygııdaşltk yok oluyor. Bolofjna Üniversitesi'nden Alessio Avenanti, hajkalannın duyKularını anlama-. daki (eınpati) sınırımız ve ırkvılıfim buna katkısıyla ıl^ısi ara^tırma yazısını ('urrent Riolo|>y dcrnisinde yayımladı. Araştırına <,vr- ^vvesinde katılımcılara iki film ^Dstcrilmi^ Birinci filınde bir insanın cline tfjncler batı- ğ rılıyor, diğerinde ise el pamuklu ^ıhuklarla oküanıyor. Katıluncilar filıııleri izlcrken, be- yin etkinlikleri transknıniyal manyctik uya- rııııla ol^iilımı^. Buna Köre iki filınde de sen- soıııotorik rcaksiyonlar saptanını^. Bilim insanları bu yüzden bu fcnomcne "sen.sonuıtorik sirayet"diyorlar. Aına bunun i(,in "duyguda^lık" sözcüfiü de kullanılabilir. Fakat lu'ırolojik olarak kontrol edilen eınpa- ti, sınırlara dayanmakta. Katılınıcılarııı lnr kısmı lieyaz, bir kısmı siyabiydi. Bu insanlar kendi ren(,'indeki eli niirdüklerinde beyinle- rinde duy^uda^lık belirtileri izlenebiliyordu. Fakat deri rengi dcKİjtiğinde eınpati dııyfjusu da zayıflıyor veya tamamen yı>k nluyordu. Bu c/ı/riHiı hvın heyuzkır hcm ı/f siyııhiler için ^e- \IT/I, diyen bilim insanları, bunu kontrol et- mek iı,in diğer insanlara karşı kesin (.vkincf- leri ölyen bir test uy^ulamı;. Sonuca fjöre ön- yaı>;ılar ne kadar biiyükse, acı testinde eın- pati duy^usu o denli zayıflanıakta. U^vincü bir deney filınde ınor renginde bir el kullanılmıs. Burada amaı,' onyar^'ilı yaklasıının, baskalı^a ını yoksa belli baslı stc- reotiplere karsı mı yapıklıgını (,'örmekri. KaiılııiKilar ilj,'inv bir ^ekilde aynı tepkiyi Hiisterınisj. RuJu insıınlnnn ı.lojf;tloluruk b:if~ k;ılıırmın Juygulannı hissvttigini göstermek' te, diyor Roma Üniversitesi sinirbilimcisi Salvatore A^lioti. Ne varki ırk(,ı yakla^ımlar burada da duyguda^lıgı öldürüyor. EVRİM SANILDIĞINDAN DAHA HIZLI Evrim, yeni türlerin k'clişimi i<,in aynı ya- şaın alanında binlerce batta milyonlarca yı- la ilıtiyav duyar. Fakat Nikarauua'da volka- nik bir }»ölü inceleyen biyolof;lar, evriınin da- ba bızlı isjedijîini (jösterdi. Bu nölıleki siklid balıkları, sadeco yüz ne- itil sonra tamamen yeni bir ^örünrüye kavuş- muş. Balıkların dudakları kalınla^ırken, kafa kısıınları daralınış. Konstanz Üniversitesi ev- rim hiyologu Axel Meyer'ın tespit ettigi bu evrim süreci, samlandan (,x>k dalıa lıızlı i^le- ınekte. Kalın dııdaklı balıklar, incc dudaklı ya- kınlarına karsın aynı (jolde farklı bir ekolo- jik nişte yasıyor. İncelenıelerden anlasıldıgı iizere, kalın ve iıue dudaklı balıkların farklı beslenıne alı^kanlıkları var ve laboratuvar deneylerinde bu iki balık türünün ınelezlej- meye uy^un oldugu kanıtlanmıs olsa da ^ift- leşıniyorlar. Yeni balık türünün dar kafa yapısı özel- likle de volkanik kayalıkların arasındaki K'ı- cek ve larvaları yakalamak i(,in idcal. Kalın dııdaklarsa kcskin kenarlı kayalıklara baglı yaralanmaların etkisini azaltıyor. İncc du- daklı balığın dalıa lazla di^li vc KÜ<JÜ bir (,v- nesi var. Bu \vnc yapısı sayesindc salyan^oz kabuklannı kıralıiliyor. (ıcorgia Teknoloji Enstitüsü evrim ara^tırınacısı Tcxld Streelman, yeni sonu<,lar, l v W0'lı yıllıırda or- taya atılan tezlcri de de.stekleınekte, diyor. SAMANYOLUMUZDA YENİ BİR YILDIZ MERKEZİ Yıldızlar nenelde f;az ve tozdan olujan dev bulutlarda ^flişıı. Yıldızların doğunı ıxlası olarak tanıınlanan bu bölgeleri astro- nomlar ancak enfraruj veya radyoteleskop- larla izleyebiliyor. Yapılan son Hözleııılerle H II böİKelerindeki yoğun kütleli jjtnv yıl- dızların yoğun ı^ını, yıız bıılutundaki Indro- jen atomlarının elektronlarının "çılınınası- na" yol a^'iyor. Ulııslararası bir araştırma ekilıi şiııuli Siimanyolu'ıulaki yeni yıldız ılojjuın odaları- nı bulabilmek i^-in iyonlaşmış bidrojenden yararlandı. Hedeflerimizi, Spitzer uzay tcles- kopuyla elde edilen enfraruj haritalamayı ve Very Large Array (VLA) radyo teleskopııyla ger^kleştirilen gözleınleri koınhmc edcrek bulduk diyor Marsilya Astrofizik Laboratuvarı'ndan Loren Anderson. Hem Spitzer hem de VLA Körüntülerinde parlak göriinenler, H II böljjeleri için iyi adaylar ola- rak kabul edilıııekte. Çünkü hidrojenin iyon- la^ına süre^'leri, elektromanyetik ışınının iki dal(;a boyunda da parlak sinyaller ürctiyor. Astronoııılar lıazı adayları saptadıktan sonra Batı Virfjina'daki Robert (].Byrd (ıreen Bank teleskopıııulan yararlanarak, spesifik radyo frekanslarını bulııp, hidrojenin proronlarıyla yeniden atoınsal lıidrojen olarak hirleşirken kaybedilen elektronları saptamışlar. Bu sü- re<,'ler H II yıldız (Kİaları i(,in tipik olduj^u i(,in bunlarla Samanyolu'ndaki yerleri saptana- bilmekte. Bu tür dojjum odalarına bilim in- .sanları ıcellikle de ^ılaksimizin ekseninde ve spiral bi(,iıııli uzantılarında rastladı. DÜNYAMIZ BİLİNENDEN DAHA GENÇMİŞ Caıııhridj>e, ETH Zürtclı ve Münstcr Üniversitesi bilim insanlarının son araştır- ınalarına nöre, dünyaınız 90 ıınlyon yıl kadar dalıa fîeıu, 1 . Dalıa önceki bilyiler ısıgında dünyamızın 4,5? nıilyar yıl ya- sında ol- duğu ka- bul edi- liyordıı. O y s a yeni so- nuçlarla 4,51-4.44 nıilyar yıl ya- ^ında olduğu anla- ;ıldı. Yeni hesaplamalar sayesinde bilim in- sanlarının aklını karı^tıran bir problctn de (,X)ZÜİdü. Sonuı,', yeni yajın Ay'mkiyle örtüşmesi nedeniyle öneın ta^ımakta. Ay, dünyamızın Mars büyüklügünde bir fjökcisıniyle (,-arpış- ıııası sonııcıında olıışmııştu. Bu ^tırjiı^ııiH (,'e- zej;enlerin olusuınundaki son vakaydı. Bilim insanları bu yüzden Dünyamızın ve Ay'ın ay- nı yaşla olıııası ^erektigini dü^ünüyordu. Ne var ki bu^üne kadarki besaplarla Dünyaınız ve Ay arasında önemli bir yaş farkı ortaya çı- kıyordıı. Ara^tırınacılar, Kökcisiııılerin (,-ar- pısıııaları sırasııula meydana «elenin Dünyamızla oluştıiKunu söylüyorlar. Çünkü t,'ökcisiınlcrin izleri, Dünyamızdaki kimyasal elcmentlerin da£ılımıtıda f>örülınekte. Nilgün Özbaşaran Dede Araştırma ANTİK MISIR'IN BELEDİYE BAŞKANINA AİT MEZAR BULUNDU Kahirc'nin t^VS1 kunılarında antik Mısır'ın bir belediye başkanma ait 3300 yıllık bir ıııezar bulıındıı. O zamanki baş- kent olan Meınfis'in belediye haskanı olan Ptahmes aynı zamanda ordu koınutanı, kraliyet sekreteri ve hazine soruııılıısuydu. Ptahmes'in mezarı 19.yy'ın sonlarında ha- zine avcılannın vok sayıda duvar panelini kaldırıp, kalıntıları kumulların altına fjöınmesinden sonra unutulmuş ve "kay- bolmuştu". Ancak mezar 2005 yılından bu yana Sakkara'da (Kahire'nin 30 km. gü- neyinde) devam eden kazılarda bu yılın basında yeniden ortaya c/ıkarıldı. Araştırıııacılar bu biılyede 19H0'den itiba- ren 43 mezar bııldu. Phatınes İ.Ö.1.3.yy'da firavun I. Seti ve oglıı II. Ramses'in altın- da (,-alışıyordıı. Mezar alanındaki bazı eser- ler Mollanda, ABD, İtalya'daki müzelerde digerleriyse Kalıiıe ınüzesinde bulunııyor. Ancak I'hatmes'in muınyası hutfüne kadar bulunamamı;tı. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle