19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2010 CUMA 14 DİZİ 12 Mart’õ iz- leyen ay- l a r d a Erim’in kurduğu hü- kümetlere partiler ker- hen üye verdiler. Partilerin üzerinde asker baskõsõ 1961 Anayasasõ’nõn kimi maddelerinin değişti- rilmesini öngörüyor- du. Başbakan Erim de aynõ kanõdaydõ. TBMM’de çoğunluktaki Adalet Partisi (Genel Başkan Demirel) 61 Anayasasõ’nõn kimi maddelerinin daha sağ anlayõşla değiştirilmesinin şampiyonluğunu yaptõ ve… 27 Mayõs’õn çağdaş 61 Anayasasõ makaslandõ. AP doğrultusunda bir biçimsellik aldõ. Hü- kümetle partiler özellikle hem Millet Mec- lisi’nde hem de Cumhuriyet Senatosu’nda ço- ğunlukta olan AP ile hükümet arasõnda sü- rekli çekişmeler izlendi. 9 Ekim 1971 günü Cumhurbaşkanõ Cev- det Sunay, AP Genel Başkanõ Demirel’le par- ti yöneticilerini toplantõya çağõrdõ. Toplantõnõn nedeni AP genel merkezinin AP’li bakanlarõ hükümetten çekmesiydi... Toplantõ tam anlamõyla bir 12 Mart man- zarasõydõ: Masasõn bir tarafõnda AP heyeti, diğer ta- rafõnda ise toplantõya başkanlõk eden Cum- hurbaşkanõ Sunay ve yanõnda Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Memduh Tağmaç otu- ruyordu. Bu fotoğraf sivil bir hükümetle açõk bir parlamentonun var olduğu iddia edilen, ancak askerlerin güdümündeki demokratik bir ülkeyi, Türkiye’yi yansõtõyordu. Resmi tutanaklardan öğrendiğimize göre Köşk’teki bu toplantõ; parlamentonun seçtiği, ne ki askerle yan yana oturan, askerin söz- cülüğüne soyunan bir cumhurbaşkanõnõn çoğunluk partisine kimi dayatmalarla di- rektifler verdiği bir toplantõydõ. Bu tutanaklarõ bu yazõ dizisi içinde aynen yayõmlamak olanaksõz; ama Cumhurbaşka- nõ Sunay’õn taraflõ, tabii askerin düşüncele- rini, dayatmalarõ içeren konuşmalarõndan ki- mi söylemleri almak, hem o günlere õşõk tu- tacak hem de Cumhurbaşkanõ’nõn asker sözcülüğüne soyunduğunun bir kanõtõ olacak. Sunay, toplantõyõ bir konuşmayla açtõ.12 Mart darbesine neden gerek olduğunu yi- neledi. Darbenin ana hedefleriyle yapõlmasõnõ öngördüğü reformlarõn listesini veren uzun konuşmasõnda Meclis’te sõkõyönetim uzat- ma görüşmeleri sõrasõnda AP sözcüsünü dinlediğini söylüyor ve “Bugüne bizi geti- ren şartları hiç hesaba katmadan, çeşitli yorumlara yol açan kindar hava yaratan uzun beyanata üzüldüm. Taşlamaların he- defi hükümet olamazdı. O hükümeti iş- başına getiren kuvvetler olduğunu anla- mak güç değildi… Ben, devlet başkanı ola- rak Adalet Partili üyelerin hükümetten çe- kilmesini uygun bulmam” diyordu. Darbeleri savunuyordu. “Zaman zaman yurdumuzu ve Cumhuriyetimizin bekçi- si Silahlı Kuvvetlerimizin duruma mü- dahale etmesini gerektiren bazı buna- lımlar da doğmuştur.” 7 Nisan 1971’de kurulan Erim hüküme- tinin programõnda yer alan, öncelikle as- kerlerin gerçekleşmesini istediği reformla- rõ, toprak ve tarõm reformundan başlayarak 12 maddede topladõ. Ve sonra Sunay ile Demirel arasõnda ko- nudan konuya sõçrayan tartõşma başladõ Tartõşmalarõn sonuna doğru Sunay; “Ümit ediyorum ki AP memleketin yüksek men- faatlarını her şeyin üstünde tutarak ortaya çıkmış bugünkü düzensiz durumu önle- mek için üyelerinin hükümetten çekilişi- ni durduracaktır. Memleket endişesi ile dı- şarıya karşı meydana gelecek itibar açı- ğımızın kapatılmasını AP’nin sağlaması- nı rica ederim” dedi. Demirel: “Müsaade etmediğimiz üye- lerimizin hükümetteki görevlerine dön- meleri mümkün değildir.” Sunay: “Bir istifanın geri alınması ko- nusunu zorlaştırmayınız.” Demirel: “Bu hükümet içinde AP’nin üye bulundurması mümkün değildir. Üç bakan istifa etmiştir. Diğerleri çekilmez- se parti tüzüğüne göre AP’den ihraç edi- lirler” deyince, Sunay “Nasıl bir tüzük hükmüdür bu?” dedi ve böylece partilile- ri bağlayan tüzük de neymiş demeye gelen bir mantõk sergiledi. S unay ordu komuta heyetiyle birleşmişti. Çok ilginç, hõzla değişen siyasal olaylarõn birbirini kovaladõğõ bir süreç başlamõştõ. Hükümet istifa etmişti. Yeni hükümeti kimin kuracağõ, hükümette hangi partilerin görev alacağõ bilinmiyordu. AP’ye sessizlik egemendi. Genel Sekreter Bülent Ecevit’in “12 Mart bana karşı yapılmıştır” gerekçesiyle görevinden istifa etmesi CHP’yi siyasal olaylarõn odağõna yerleştirdi İnönü ile Ecevit arasõnda 12 Mart 1971’de başlayan anlaşmazlõk (çatõşma) yirmi ay sürdü. 5 Kasõm 1972 günü sona erdi. Kurultay’daki seçimle İnönü’nün yerine CHP Genel Başkanlõğõ’na Bülent Ecevit geldi. Bu dizide yeri olmayan ayrõ bir öykü. 15 Mart günü Cumhurbaşkanõ - elbette askerlerin görüşlerini yansõtan- bir bildiri yayõmladõ. “Millet huzurunu bozan anarşik olayların süratle yok edileceğini. Yeni bir Bakanlar Kurulu’nun dinamik tutumla sorunların üstesinden geleceğini” açõkladõ. Fakat o günden itibaren sürekli şu soruya yanõt arandõ: 12 Mart darbesi niye yapõldõ? ŞİPŞAK BAĞIMSIZ ŞİPŞAK BAŞBAKAN Askerler başbakanlarõnõ buldu: Nihat Erim! Ne var ki Erim’in başbakanlõğõna “ufak bir engel” vardõ. CHP milletvekiliydi, partiliydi. Oysa askerler bir bağõmsõzõn başbakan olmasõnõ istiyor, hatta dayatõyorlardõ. Askerler Erim’i başbakan görmek istiyor. Erim de başbakan olmaya can atõyordu. Cumhurbaşkanõ Sunay, genel sekreteri vasõtasõyla Erim’e gönderdiği mektupta hem askerlerin nasõl bir hükümet istediğini yazõyor hem de Atatürkçü, devrim kanunlarõnõ uygulayacak, kuvvetli ve inandõrõcõ bir Bakanlar Kurulu’nun başõna da geçmek istiyorsa.. CHP’den istifasõnõ gerekli gördüğünü (görüldüğünü) bildiriyordu. OLAYLAR DURMADI Erim tek koşullu “buyruğu” alõr almaz soluğu İsmet İnönü’nün tarihsel Pembe Köşk’ünde aldõ “Durumu” anlattõ. Paşa istifasõnõ uygun gördü ve Nihat Erim şipşak bağõmsõz, şipşak başbakan oluverdi. Meclis’te değil Çankaya Köşkü’nde basõnla konuştu. En kõsa zamanda reformcu bir hükümet kuracaktõ! Erim çoğunluk partisi AP’den kimi milletvekillerini alarak hükümeti kurdu. 7 Nisan 1971’de Millet Meclisi’nden güvenoyu aldõ. Önce İnönü görüştü. Sonra İhsan Sabri Çağlayangil’in düzenlediği bir öğle yemeğinde TBMM’de çoğunluğun başkanõ Demirel’le konuştu. AP lideri Erim’e “Bizden aday istediniz, sonra başka AP’lileri seçerek gösterdiğimiz adayları neden hükümete almadınız” diye sordu. Şaşõrtõcõ bir yanõt aldõ Erim’den: “Ben zaten haysiyetli bir işin içinde değilim!” Bu yanõt, bakanlarõ Erim’in değil, askerlerin saptadõğõnõ gösteriyordu. Hükümetin kõsa sürede üstesinden geleceğini ilan ettiği anarşik olaylar durmadõ. ABD Başkanõ Nixon, Erim hükümetinden Türkiye’de haşhaş ekimini durdurmasõnõ istiyordu. İddiasõna göre Amerikan gençlerini zehirleyen uyuşturucu Türkiye’den gidiyordu... Daha önceki hükümet, haşhaş ekimini yasaklamasõna isteyen ABD’ye karşõ durmuştu. Erim, ABD’ye gitti. Başkan Nixon’un övgüleriyle karşõlaştõ. Öyle ki Nixon, Erim’e aynõ ayda doğduklarõnõ söyleyerek büyük yakõnlõk gösteriyordu. Erim, Türkiye’de haşhaş ekimini yasakladõ! BİR CUMHURBAŞKANI Asker-sivil çatõşmasõ... Sunay’la Demirel ters düşüyor N ihat Erim’in istifasõnõ Sunay övgü dolu bir yazõyla kabul ettiğini bildirdi ve daha sonra asaleten atadõğõ Başbakanlõk’a Milli Savunma Bakanõ Ferit Melen’in vekâlet etmesini uygun gördü. Erim’in istifa ettiği gün cumhurbaşkanõ seçimine on bir ay kalmõştõ ve partiler ve ordu artõk bu seçime odaklanmõştõ. Fakat Melen’le hayli eğlenceli fakat günün koşullarõnda anlamlõ bir olay yaşandõ. Sunay “bağımsız” Erim’den sonra bu kez “tarafsız” bir aday aramaya girişti. Bu nitelikteki aday Suat Hayri Ürgüplü idi. Dõşişleri’nde -şimdiki Başbakanlõk- konutunda çalõştõ. Hazõrladõğõ hükümet listesini Cumhurbaşkanõ’na götürdü. Her bakan ismini inceleyen ve ismin yanõna (K), kabul harfi koyan Sunay, listeyi kapõ önünde okumasõna izin verdi. Ürgüplü, Bakanlar Kurulu listesini basõna okuduktan, radyo yeni kabineyi kamuoyuna 13.00 haberlerinde duyurduktan yedi saat sonra.. 20.45’te radyo bu kez Ürgüplü hükümetinin Cumhurbaşkanlõğõ’nca onaylanmadõğõnõ ilan etti. Ürgüplü ve kamuoyu şaşõrdõ. Cumhurbaşkanõ Sunay ise tarihe en kõsa süreli hükümet diye adõnõ yazdõran hükümeti önce kabul ama sonra neden onaylamadõğõnõ soran Senato Başkanõ İbrahim Atasagun’a şu yanõtõ verecekti: “Doğru önce K’leri koyduk fakat sonradan ‘iş’ çıktı.” İşi çõkaran Ürgüplü hükümetinin onaylanmasõnõ istemeyen orduydu! ‘BEN YOKUM’ Başbakanlõğa atanan Ferit Melen, hükümeti kurmadan önce parti liderleriyle görüştü. Hükümetinin ilk işini durmak bilmeyen anarşiyle mücadele etmek olduğunu öncelikle belirttikten sonra 12 Mart muhtõrasõnda mevcut reformlar konusuna değindi. Fakat partilere durumuna açõklõk getiren bir güvence verdi: “Seçim yapılamaz gibi bir durum hasıl olursa, ben zaten yokum” dedi. Melen hükümeti 5 Haziran’da güvenoyu aldõ. 6 Nisan 1973’te Fahri Korutürk cumhurbaşkanõ seçildikten sonra 9 Nisan 1973’e kadar görevde kaldõ. Melen dönemi cumhurbaşkanlõğõ seçimine damga vuran bir dönem diye adlandõrõlabilir. Bu dönemde Kara Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral Faruk Gürler, emekliye ayrõlan Tağmaç’õn yerine Genelkurmay Başkanõ oldu. Melen’in başbakanlõğõ döneminde Cumhurbaşkanõ Sunay, ilki 13 Temmuz 1972’de Florya Köşkü’nde, ikincisi 2 Ocak 1973’te Çankaya Köşkü’nde iki önemli toplantõ düzenledi. Bu toplantõlarõn özelliği İsmet İnönü gibi dev bir devlet ve siyaset adamõnõ yenerek CHP Genel Başkanlõğõ’na gelen Bülent Ecevit’ti. Florya Köşkü toplantõlarõ Melen hükümetinin kurulmasõndan sonraya rastlõyor. Cumhurbaşkanõ hükümetin seçim ortamõnõ geliştirmek, anarşi önlemek, reformlarõ ve en önemli hedef toprak reformunu gerçekleştirip uygulamaya koymak, Seçim Yasasõ’nõ yapmak gibi görevleri yerine getirdikten sonra “seçim ortamının doğacağını ve seçimlerin normal zamanında yapılacağını” söyledi. Arkasõndan -tabii ordunun partilerden reformlara ve hükümete destek beklediğini söyledi. Reform konularõnõ yine sõraladõ. Parti liderleri de görüşlerini açõkladõlar. Ecevit’in yanõ sõra AP’den kopanlarõn kurduğu yeni bir partinin lideri Ferruh Bozbeyli de katõldõğõ ikinci toplantõda, Çankaya’nõn açõkladõğõna göre, yapõlan görüşmelerde reform tasarõlarõ ve asayiş sağlayacak önlemlerle DP’lilere siyasal haklarõnõn iadesi üzerinde duruldu. T oplantõnõn sonuna doğru baştan be- ri hiç konuşmayan, Sunay’la De- mirel arasõndaki çoğu yerde birbi- rine ters düşen tartõşmalõ görüşmeyi dikkatle izlemekle yetinen Genelkurmay Başkanõ Orgeneral Tağmaç konuştu: (Resmi tutanaklardan) Org. Tağmaç: Di- ğer reformlar ve bilhassa toprak reformu için bizim parti programımıza ve parti fel- sefemize uymayan kanunlara ‘evet de- memiz mümkün değildir’ diyorsunuz. Bu- gün memleketin içinde bulunduğu durum herkesin kendi felsefe, program ve inanç- larından fedakârlık etmesini zorunlu kıl- maktadır. CHP de kendi felsefesine uygun olmayan anayasanın değişikliğine işti- rak etmiştir. Kendilerine rica edildi, du- rum anlatıldı, feragat ettiler. Meclis’in müştereken çalışması ile de bu kanun çı- karıldı. O halde reformlar için siz de par- ti felsefenizden feragat etmeye mecbur- sunuz. Bu memleket böyle kurtulur. Ak- si halde memleket bir felaketin eşiğine gi- decektir.” KÖŞK’TE REFORMLAR Sunay’õn partisel ve kişisel görüşleri bir ya- na bõrakarak ‘reformları’ elbirliğiyle çõ- karmayõ öneren kõsa konuşmasõndan sonra Orgeneral Tağmaç yine söz aldõ: “Meclisler, bütün partileriyle kanunları desteklemelidir. Şayet bu destek olmazsa bizim ısrarla üzerinde durduğumuz de- mokrasi yürümez. Bir düşüncede sağ vardır, sol vardır. Amma ikisinin ortası- nı bulmak her zaman mümkündür. Ku- rulacak partiler arası komisyonlarda anayasa değişikliğinde olduğu gibi re- formların da bir neticeye ulaştırılması ka- bildir. Tabii Adalet Partisi’nin bu çalış- malara katılması da şarttır.” 13 Ekim 1971’de Sunay’õn çağrõsõ üzerine Köşk’te reformlar konusunda ikinci bir top- lantõ yapõldõ. İlerleme olmadõ. 26 Ekim 1971. Gece. Üçüncü toplantõ. Cumhurbaşkanõ, Başbakan’õn (ordunun) da- yattõğõ AP desteğine değindi ve “AP bunu yapacaktır” dedi. Ona (ve askere) göre “bilhassa çoğunluk partisi” parlamentoyu ve hükümeti çõk- maza sürüklemeyecekti, bundan emindi. Bu son toplantõnõn bir özelliği Tağmaç’õn yine katõlmasõ kadar Başbakan Erim’in de ha- zõr bulunmasõydõ. Demirel daha önce açõkladõğõ görüşlerini yineleyen bir konuşma yapõnca Orgeneral Tağmaç konuştu ve: “12 Mart öncesi ülke felakete sürük- lenmişti. Siz siyasetçiler her şeyi berbat ediyor, sonra bize temizletiyorsunuz. Hem memleketi bu hale getirdiniz hem de bu durumdan çıkılmasına yardımcı ol- muyorsunuz” dedi. ‘HÜKÜMET İSTİFA ETMELİ’ Demirel: “Farz edelim ki ‘vahim’ du- rumlar hasıl oldu. Bu durumlar hasıl olur- ken siz Sayın Cumhurbaşkanı, cumhur- başkanı olarak ve Milli Güvenlik Kuru- lu’nun Başkanı olarak; siz Sayın Tağmaç, Genelkurmay Başkanı ve Milli Güvenlik Kurulu’nun üyesi olarak, nerelerdeydiniz? Seyirci miydiniz? Hangi teklifte bulun- dunuz da hükümet bunları icra etmedi ve- ya ettirmedi? Niye bütün bu olup biten- ler karşısında siz sorumlu değilsiniz de hep siyasetçiler yani bizler sorumluyuz?” Org. Tağmaç: “Doğru, biz de sorumlu- yuz” Nihat Erim: “Yapacak bir şey olmadığı kanaatindeyim. Hükümetin istifasından başka çare yoktur.” Org.Tağmaç: “Doğrudur. Hükümet istifa etmelidir”. (Tutanaklardan) O gece toplantõ sona erdikten sonra Or- general Tağmaç Başbakan Erim’e; “Hadi gi- delim Nihat Bey” dedi. Ayrõldõlar. 27 Ekim Çarşamba günü Erim, göreve baş- ladõktan dört buçuk ay sonra 2. hükümetinin istifa ettiğini açõkladõ. Sunay, 7 Aralõk 1971 günü Nihat Erim’i tekrar hükümeti kurmakla görevlendirdi. Erim’in ancak dört buçuk ay süren 2. hü- kümeti Cumhurbaşkanõ’nõn siyasal partile- re gönderdiği bir yazõyla başladõ. Sunay bu yazõsõnda partilere “yapılacak işleri” bildiriyordu. Yazõ; eğitimle ilgili re- formlardan söz ediyor. Siyasal Partiler Ya- sasõ’nõn aksak yönlerinin değiştirilmesini is- tiyor. Parti içi demokratik denetimlerin da- ha etken kõlõnmasõnõ, parti paralarõnõn parti amaçlarõ doğrultusunda kullanõlmasõnõ, Ana- yasa Mahkemesi’nin partilerde hesap dene- timi yapmasõnõ, milletvekillerinin yapama- yacağõ işlerin süratle belirlenmesini, Seçim Yasasõ’nõn vakit yitirilmeden değiştirilme- si gibi daha birçok istek ve dayatmalar içe- riyordu. Tabii Cumhurbaşkanõ basõnõ da unutma- mõştõ. “Her çeşit basın ve yayın organının zararlı eğilimler ve eylemler açısından ulu- sal yararlara yararlı yolda yürümelerini öngören incelemeler yapılmalı, önlemler alınmalıdır.” Cumhurbaşkanõ bu yazõsõyla parlamen- tonun çalõşma programõnõ düzenliyor. Bir ba- kõma demokrasiye geçişin koşullarõnõ sõra- lõyordu. Çankaya’dan partilere bir yazõyla bil- dirilen istekler ve dayatmalar; kuşkusuz, Cumhurbaşkanõ’nõn değil, sözcülüğünü yap- tõğõ ordunun istek ve dayatmalarõydõ. 1972/73 yõlõnõn ilk aylarõ siyasal olaylarõn doruğa çõktõğõ aylardõ. Hemen her olayõn baş- langõcõnda veya ortasõnda gelişmelere göre yeni bir darbeden söz ediliyordu. 1973 yõlõnõn ilk ayõ ocaktan itibaren 13 Ni- san 1973’te yedi yõllõk görevi sona eren Cev- det Sunay yerine kimin seçileceği araştõr- malarõ, tartõşmalarõ başlamõştõ. Gelişmeler gün ve gün çeşitli aşamalardan geçecekti. Kimi isimler değildi söz konusu. Ocak ayõndan itibaren ordunun Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral Faruk Gürler’i Sunay’õn ye- rine Cumhurbaşkanõ seçtirmek istediği ya- vaş yavaş kulislere inecek, asker isteği (da- yatmasõ) yoğunlaşacak ve… bir sonuca va- rõncaya dek sürecekti. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay oy kullanıyor. ...ARTIK YOK! S Ü R E C E K Başbakan Nihat Erim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle