23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2010 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Nereye Türkiye? -1 Çarşamba sabahı, örgütün New York’taki Cam Sarayı’nda yapılan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İran’a yaptırım ile ilgili oylaması, bu ülkeden çok Türkiye’nin dünya basınının manşetlerine taşınmasına neden oldu. Hemen hemen herkes aynı soruyu sormaktaydı: - Nereye Türkiye? Bu soru oylamadan çok kısa bir süre önce, Mavi Marmara gemisi olayıyla gündeme gelmişti zaten. Ama iki olay birbirine eklenince, Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana süregelen Batı yanlısı konumunun değişip değişmediği konusunda ciddi kaygılar oluştu. AB ve ABD’nin AKP’yi iktidara taşıyan çevreleri ve Tayyip Bey yanlısı kalemleri de artık eski favorilerinden yüz çevirmiş durumdadırlar. Türkiye gerçekten eksen değiştiriyor mu? Şimdiye dek “Yok canım!” diyenler, bundan böyle aynı güven içinde hareket edememektedirler. Şurası gerçektir ki, İsrail ile gerginlik ve ardından BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin önerdiği İran’a yaptırım kararına ret oyu verilmesi birlikte ele alınması gereken iki olaydır. Bu iki olayın, Türkiye’ye dış politika konusunda ne kazandırdığına Filistin’den başlayarak, bakalım dilerseniz. Filistin’i dış politikasının temel taşı haline getirmesi, Filistin davasının şampiyonluğuna soyunması Türkiye’ye, diplomatik alanda ne Batı dünyasında, ne de Arap devletleri nezdinde yeni bir diplomatik güç katar. Tam tersine, Batı bir terör örgütü olarak gördüğü Hamas’ın Türkiye’nin gözdesi haline gelmesine endişe ile bakar. Unutmayalım ki, Hamas, Batı’nın terorist örgütler listesinde yer almaktadır. Aynı listede bizim de, durumuna ısrarla dikkati çekmeye çalıştığımız PKK de yer almaktadır. Türkiye’nin bir yandan bu listeye, “Evet, ama Hamas halkın oyunu almıştır, öyle ise terör örgütü olamaz” diye itiraz edip, karşı çıkarken işine geldiğinde de, ama “PKK orada terör örgütü olarak yer alıyor, neden listeyi göz önünde bulundurmuyorsunuz?” diye ona can simidi gibi sarılmaktaki tutarsızlığı görmezden gelemeyiz. Unutmayalım ki, Türkiye yıllar yılı kimi Batı ülkelerine “bize karşı ‘benim teröristim iyidir’ diye işinize geldiğinde çifte standart uyguluyorsunuz” eleştirisi yapmıştır. Görülüyor ki, Hamas ile böylesine içli dışlı olup, bu örgütün savunuculuğuna soyunmak Türkiye’ye herhangi bir şey kazandırmıyor Batı dünyası nezdinde. Acaba, Filistin ve Hamas savunuculuğu Türkiye’ye Arap dünyasında herhangi bir avantaj sağlıyor mu? Arap ülkelerinin sokaklarında Tayyip Erdoğan’a duyulan sempatiye bakarak, bu görüşe ilk bakışta “evet” yanıtı vermek mümkündür. Ama şu gerçeği kabul etmemiz gerekir ki, bunlar demokratik ülkeler olmadıklarından, sokaktaki adamın duygularının sandık yoluyla yönetimi etkilemesi de düşünülemez. Hatta Arap ülkelerinin Filistin davasına aslında hiç de sahip çıkmadıkları göz önünde bulundurulursa, bu yönetimlerin Türkiye’nin kendilerinin sahip çıkmadıkları bu Arap davasını kendilerinden daha fazla sahiplenmesinden hiç hoşlanmayacaklarını, hele hele karşıtı oldukları Hamas’ın bir hami bulmasından iyice rahatsızlık duyacakları düşünülünce o cephede de, herhangi bir kazancın söz konusu olmadığı görülür. Türkiye’nin bölgedeki liderliği gibi, bizim uydurduğumuz şehir efsanesi için de, şu anımı nakletmek isterim. 12 Eylül’ün karanlık günlerinde, Türk Dışişleri’nin efsanevi bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil kendisiyle yaptığım bir söyleşide, Arap devletlerinin Osmanlı geçmişlerinden duydukları kompleksi anlatırken şunları söylemişti: - Ben herhangi bir Amerikan veya NATO Dışişleri Bakanı’nın teklifsizce koluna girer sırtını sıvazlayabilirim, ama herhangi bir Arap ülkesinin büyükelçisinin karşısına önümü iliklemeden çıkmamaya özen gösteririm. Bütün bu açıklamaların ışığında Türkiye’nin son dış politik yönelişlerindeki kazançlarını diplomasi alanında aramamak gerektiği kanısındayım. Amacın aranması gereken yeri yarınki yazımda ele alacağım. asirmen@cumhuriyet.com.tr Ankara 4. İdare Mahkemesi, Adalet Bakanlõğõ’nõn ‘işlem yapõlmamasõ’ kararõnõ kaldõrdõ Savcõ Zekeriya Öz incelensinANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara 4. İdare Mahkemesi, Adalet Bakanlõğõ’nõn, “Ergenekon” soruşturmasõnõ yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz hakkõndaki “işlem yapılmaması” kararõnõ kaldõrdõ. Avukat Turgut Kazan, Adalet Ba- kanlõğõ’na başvurarak, “Ergenekon” soruşturmasõnõ yürüten savcõ Öz hak- kõnda “ifadeye çağırma, zorla ge- tirme/yakalama ve aramaya iliş- kin yasa hükümlerini çiğneyerek, toplumda büyük korku ve dehşete yol açtığı” gerekçesiyle soruşturma açõlmasõnõ talep etmişti. Adalet Ba- kanlõğõ da Kazan’õn başvurusuna her- hangi bir yanõt vermemişti. Kazan, İdari Yargõlama Usulü Ya- sasõ’nõn 10. maddesine göre “60 gün içinde cevap verilmeyen başvuru- ların reddedilmiş sayılacağını” ifa- de ederek, “Adalet Bakanlığı’nın ret anlamına gelen işleminin iptali” istemiyle 4. İdare Mahkemesi’ne baş- vurmuştu. Ankara 4. İdare Mahke- mesi, Kazan’õn başvurusunu değer- lendirerek kabul etti. Mahkeme, Ada- let Bakanlõğõ’nõn, Savcõ Öz hakkõn- daki soruşturma talebine cevap ver- meyerek başvurunun “zımnen red- dedilmesi” anlamõna gelen kararõnõ kaldõrdõ. Mahkeme kararõnda şu de- ğerlendirmelerde bulunuldu: “Bu itibarla, davacı (Kazan) ta- rafından davalı idareye, anılan Cumhuriyet Savcısı hakkında su- nulan şikâyet dilekçesinde belirti- len hususlarla ilgili olarak 2802 sayılı kanunun 82. maddesi uya- rınca, adalet müfettişi veya hak- kında soruşturma yapılacak olan- dan daha kıdemli hâkim veya sav- cı eliyle inceleme yaptırılarak bir so- nuca varılması gerekirken davacı- nın şikâyet dilekçesi yönünden bu yöntemin işletilmemesi ve süresi içinde davacıya herhangi bir cevap verilmemesi suretiyle başvurusu- nun zımnen reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyar- lık bulunmamaktadır.” Bu nedenle “dava konusu zımni ret işleminin iptaline” karar verildiği belirtilen kararda, tebliğden itibaren 30 gün içinde Danõştay’da temyiz edi- lebileceği anõmsatõldõ. Adalet Ba- kanlõğõ, Ankara 4. İdare Mahkeme- si’nin gerekçeli kararõnõn Bakanlõğa ulaşmasõnõn ardõndan yeni bir de- ğerlendirme yapacak. Gerekçeli ka- rarda, eksik bir işlem yapõldõğõ yö- nünde değerlendirme yer alõrsa Ada- let Bakanlõğõ, Zekeriya Öz hakkõndaki şikâyeti yeniden inceleyecek. İnce- leme sonunda soruşturma açõlõp açõl- mamasõna karar verilecek. Öte yandan HSYK önünde basõn açõklamasõ yapan İşçi Partisi (İP) Genel Sekreteri Hasan Basri Özbey, “Ergenekon” soruşturmasõnõ yürüten Cumhuriyet Savcõsõ Öz ile hâkimler Rüstem Eryılmaz ve Metin Özçe- lik’in “kanunsuz soruşturma ve kovuşturma” yaptõklarõnõ söyledi. Özbey, Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda tutuklanan avukat Mehmet Cengiz’in “tek suçunun Doğu Pe- rinçek’in avukatı olmak” olduğunu, bu görevi nedeniyle tutuklandõğõnõ sa- vundu. Özbey daha sonra, Öz ile hâ- kimler Eryõlmaz ve Özçelik hakkõn- da soruşturma açõlmasõnõ ve meslek- ten ihraçlarõna karar verilmesini talep ettiği dilekçeyi HSYK’ye verdi. Avukat Turgut Kazan’õn başvurusunu değerlendirerek kabul eden Ankara 4. İdare Mahkemesi, Adalet Bakanlõğõ’nõn, Savcõ Öz hakkõndaki soruşturma talebine cevap vermeyerek başvurunun “zõmnen reddedilmesi” anlamõna gelen kararõnõ kaldõrdõ. Bakanlõk mahkemenin gerekçeli kararõnõn ardõndan yeni bir değerlendirme yapacak. İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu, Ergenekon davasõnda savun- ma görevi yapan avukatlarõn yargõyõ etkilemek iddiasõyla tutuklanmasõnõn savunma dokunulmazlõğõ ve adil yar- gõlama hakkõnõn ihlali olduğu uyarõ- sõnda bulundu. İstanbul Barosu’ndan yapõlan açõkla- mada, Ergenekon davasõnda savunma görevi yapan avukatlarõn yargõyõ etkile- mek iddiasõyla tutuklanmasõnõn avukat- lar üzerinden savunma hakkõnõn ihlali anlamõna geldiği ve yargõçlarõn bağõm- sõzlõğõ ile tarafsõzlõğõna el atma anlamõ- na geldiği belirtildi. Avukatlarõn gözal- tõna alõnmalarõ, bürolarõnõn aranmasõ ve tutuklanmalarõnõn ilkçağ engizisyon mahkemelerinde dahi görülmeyen uy- gulamalar olduğu belirtilen açõklamada, savunma dokunulmazlõğõ ilkesinin te- mellerinin Roma Hukuku’na dek uzan- dõğõna dikkat çekildi. Bu tarihsel birikimin çağdaş yasalar- da geliştirilerek “savunma dokunul- mazlığı”nõn hukukun temel ilkelerin- den biri olarak kabul edildiği kaydedi- len İstanbul Barosu’nun açõklamasõnda, “Gerek Avukatlık Kanunu gerekse Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bu konudaki güvenceler yazılı ve bağla- yıcılığı olan metinler olarak karşımı- za çıkmaktadır. CMK’nin 135/2 ve 46. maddeleri bu güvencelerin başın- da gelmektedir. Ancak uygulamaya bakıldığında avukatların müvekkil- leriyle yapmış olduğu telefon görüş- meleri başta olmak üzere birçok gü- vencenin baskı yaratmak amacıyla fiilen ortadan kaldırıldığı görülmek- tedir. Tüm bu gelişmelerin yanında yargıç güvencesi olarak adlandırıla- bilecek olan hususlarda da hukuka aykırılıkların yaşandığı, kamuoyu gündemini meşgul eden yargılama süreçlerinde hâkimlerin bağımsızlı- ğına ve tarafsızlığına gölge düşürül- meye çalışıldığı üzüntü ile gözlem- lenmektedir” denildi. Hukuka güven sarsılıyor Yargõçlarõn telefon görüşmelerinin kayõtlarõnõn basõna servis edildiği ve özel hayatõn kamuoyu ile paylaşõlmasõ- nõn “kabul edilemez” olduğuna dikkat çekilen araştõrmada, gerçek olup olma- dõğõ dahi henüz belirlenmeyen telefon konuşmalarõnõn basõna servis edilmesi- nin ciddi bir hukuk ve insan hakkõ ihlali olduğu kaydedildi. Bu tür olaylar huku- ka olan güveni sarstõğõ ve toplumun adalet duygusunu incittiği vurgulanan açõklamada, özetle şöyle denildi: “Asla savsaklama özrünün arkası- na saklanılamayacak olan ve özünde suç teşkil eden bu tarz olayların önü- ne geçmek toplumsal duyarlılık ge- reği herkesin ve özellikle yargı men- suplarının görev ve sorumluluğun- dadır. Bugün tüm avukatları, meslek örgütümüzü tedirgin eden olayların başında gelen avukatların savunma sırasında yaptıkları savunma görevi nedeniyle tutuklanmalarıdır. Bu tu- tum savunmaya olduğu kadar demo- kratik geleceğimize ve gelenekleri- mize de tehdit oluşturmaktadır. İs- tanbul Barosu, bu tür antidemokra- tik tehditler karşısında meslek örgü- tü mensuplarının korkmayacağını, yılmayacağını ve arkasında sürekli İstanbul Barosu’nun örgütlü gücünü bulacaklarını ve bu tehlikeli gidişin bir an önce sonlandırılması gereğini kamuoyuyla paylaşırız.” Savunma dokunulmazlığı tehditaltında Şanal,Kayan veBilgili hemşehriniz mi? CHP’li Tõnastepe, Adalet Bakanõ Ergin’e, “Erzurum Savcõsõ Şanal, Kozmik Oda’da arama yapan Hâkim Kayan ve Savcõ Bilgili’nin hemşehriniz olduğu doğru mu” diye sordu. Yurt Haberleri Servisi - CHP Erzincan Milletvekili Erol Tınastepe, Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’e “Erzurum Savcısı Osman Şanal, Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki Kozmik Oda’da arama yapan Hâkim Kadir Kayan ve görevlendirme yapan Savcı Mus- tafa Bilgili’nin hemşehriniz (Hataylı) ol- dukları doğru mu? Bu kişilerle bakan ol- madan önce tanıştınız mı?” diye sordu. Tõnastepe, Ergin’in yazõlõ olarak yanõtlama- sõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu yazõlõ soru önergesinde, Savcõ Osman Şa- nal’õn Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in yürüttüğü cemaat soruşturmasõnõ haksõz nedenlere dayandõrarak elinden aldõğõ- nõ ve hakkõnda soruşturma açarak apar topar tutuklanmasõna yol açtõğõnõ belirtti. Şanal hak- kõnda her gün yeni bir iddia ortaya atõldõğõna dikkat çeken Tõnastepe, Bakan Ergin’e “Er- zurum Savcısı Osman Şanal, Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki Kozmik Oda’da arama yapan Hâkim Kadir Kayan ve gö- revlendirme yapan Savcı Mustafa Bilgi- li’nin hemşehriniz (Hataylı) oldukları doğ- ru mu? Erzurum Cumhuriyet Savcısı Os- man Şanal’ın, amcasının oğlu Hasan Şa- nal’ın AKP Hatay il yönetiminde görev yaptığı doğru mudur?” diye sordu. Erzincan Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn, İs- mailağa cemaatine yönelik soruşturmasõyla ilgili de bilgi isteyen Tõnastepe, dosyanõn Erzurum Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na gön- derilmesi sonucunda tutuklananlar olup ol- madõğõnõ, yoksa sersbest bõrakõlma gerekçe- lerinin açõklanmasõnõ talep etti. Tõnastepe, Cihaner’in tutuklanmadan önce Osman Şa- nal hakkõnda soruşturma açõlmasõ talebine bakanlõğõ yasal süre olan 60 gün içinde ne- den yanõt vermediğini de sordu. Yargõdan dosya kaçõrma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner, bugün Yargõtay 11. Ceza Dairesi heyetinin karşõsõna çõkmak üzere tu- tuklu bulunduğu Erzurum’dan gelirken Cihaner’in dosyasõ Ankara yerine yine Diyarbakõr’a gön- derildi. Henüz davaya müdahilliği konusunda bir karar verilmeyen Ahmet Demir’in ise davanõn Yargõtay 9. Ceza Dairesi’nde görüşülmesini is- temesi dikkat çekti. Cihaner, dün Erzurum’dan uçakla Ankara’ya ge- tirildi. Sincan F Tipi Cezaevi’ne konulan Cihaner, bugün yeniden Yargõtay 11. Ceza Dairesi heye- tinin karşõsõna çõkacak. Cihaner’in avukatõ Tur- gut Kazan, çok açõk yasa kurallarõnõn çiğnendi- ğini, uygulamanõn yargõsõz infaza dönüştüğünü vurgularken “Erzurum Özel Yetkili Mahkemesi, kararlı biçimde suç işlemeye devam ediyor. Ci- haner yargılanmıyor, yargısız infaz yapılı- yor” dedi. Cihaner dosyasõ ile ilgisi kalmayan mah- keme heyetini reddetmesi gerekçe gösterilerek dos- yanõn Ankara yerine Diyarbakõr’a gönderilmesi- ni “sağlayan” Ahmet Demir’in Fethullah Gülen’e yakõnlõğõyla bilinen bir kolejin müdürü olduğu bi- liniyor. Avukat Kazan yaşananlarõ “bir oyun ola- rak” nitelendirirken Demir’i “sokaktan geçen adam” olarak değerlendirmişti. ‘Okkanbeniöldürmeyiplanladı’ HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda tu- tuksuz yargõlanan avukat Fuat Tur- gut, 2001 yõlõnda öldürülmesinden 4-5 ay önce Diyarbakõr Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’õn kendisini öldürmeyi planladõğõnõ iddia etti. Hrant Dink’in öldürülmesi dava- sõnda azmettirmekten sanõk Yasin Hayal’in avukatlõğõ örgüt suçundan yargõlandõğõ için kaldõrõlan Turgut, “Diyarbakır’da beni 4 subay ve astsubay korudu, Okkan’ın bana suikast planladığını ima ettiler” diye konuştu. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nin dünkü 151. oturumunu açan Başkan Köksal Şengün, sanõk Fuat Turgut’u çapraz sorgusu ya- põlmak üzere kürsüye çağõrdõ. Sav- cõ Mehmet Ali Pekgüzel’in sorularõ üzerine Turgut, “devlet-mafya- siyaset” ilişkilerinin ortaya çõktõğõ Susurluk kazasõnda ölen polis mü- dürü Hüseyin Kocadağ, eski MİT görevlisi Korkut Eken, davanõn tu- tuklu sanõklarõ emekli subaylar Mu- zaffer Tekin ve Fikret Emek’i hiç tanõmadõğõnõ belirterek “Yiğit in- sanlar, ülkemiz, milletimiz adına hangi hizmetleri yaptıklarını bi- lirim. Kocadağ ile öbür dünyada Tanrı Dağı’nda bir araya geliriz inşallah” diye konuştu. Pekgü- zel’in, savunmasõ sõrasõnda “Veli Küçük hakkındaki dedikodular” sözlerinin açõklanmasõnõn istenme- si üzerine Turgut, “Türk olmayan medyanın hedef tahtası oldu. Bu hain kadronun iftiralarını ‘dedi- kodu’ alarak kastettim” dedi. İşçi Partisi ile ilişkisinin sorulmasõ üzerine Turgut, şunlarõ anlattõ: “Ev sahibim İzmir Konak ilçe başkanıydı. Israrları üzerine İP’ye üye olmak için Mart 2006’da im- za attım. Babası da MHP ilçe başkanıydı. Ben Trabzon’da ba- sın toplantısında Yasin Hayal’in avukatlığını üstlendiğimi açıkla- yınca parti yönetiminin üyeliğimi uygun görmediğini söylediler.” Doğu Perinçek’i 70’li yõllarda sevmediğini, ancak Ermeniler aley- hine mücadele vermeleri nedeniyle düşüncelerinin değiştiğini ifade eden Turgut, “İP’in ‘Milli Hükümet’ planlarıyla ilgili Doğu Perinçek’i ziyaret ettim” diye konuştu. Ken- disinde ele geçirilen belgeler ara- sõnda eski DTP Eşbaşkanõ millet- vekili Ahmet Türk’ün Mardin’in Derik ilçesindeki “Kasrı Kanco” olarak anõlan evinin yazõlõ olduğu dosyayla ilgili soruyu “Ahmet Türk’ün terör merkezi” diye ya- nõtladõ. Başkan Şengün’ün “Bilmi- yoruz” şeklindeki uyarõsõna karşõn Turgut, “Ben biliyorum” dedi. Hani soruşturma gizliydi Savcõ Nihat Taşkın, Turgut’tan savunmasõ sõrasõndaki “21 Ocak 2001 tarihinde öldürülen Diyar- bakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın kendisini polisevinden attığı” ifadelerine açõklõk getirme- sini istedi. Turgut şu iddialarda bu- lundu: “Gaffar Okkan’ı hayatım- da hiç sevmedim, yüzüne karşı da söyledim. Yüksekova çetesi da- vasının avukatıydım. Diyarba- kır’a hareket etmeden önce bir te- lefon aldım. Havaalanında beni 4 astsubay ve subay karşıladı. Beni suikasttan korumak için gelen subay ve astsubaylar Gaffar Ok- kan’ın bana suikast yaptıracağı- nı ima ettiler. Gaffar Okkan’ın be- ni polisevinden atmasından son- raki günlerdeydi.” Önceki günkü savunmasõ sõra- sõnda söylediği sözlerin bazõ ga- zetelerde yanlõş yer aldõğõnõ ifade eden Turgut, “Ergenekon uy- durmasından yargılanmaktan utanmıyorum. Niye utanayım? Yargılayanlar utansın” dedi. Tur- gut’un “Hani soruşturma gizliy- di? Savcılık ifadem bir saat son- ra basının elindeydi” sözleri üze- rine Başkan Şengün, “Bir saat sürmüş mü” diye sordu. M Ü Ö G R E T İ M Ü Y E L E R İ : Ergenekondavasõ kamuvicdanõnõsõzlatõyor İstanbul Haber Servisi - Silivri’de görülen Ergenekon davasõnõn kamu vic- danõnõ sõzlattõğõnõ bil- diren Marmara Üni- versitesi öğretim ele- manlarõ davayla ilgili duyduklarõ kaygõyõ kamuoyuyla paylaştõ- lar. İmzalõ bir bildiri yayõmlayan Marmara Üniversitesi öğretim elemanlarõ, “Siliv- ri’de tutuklu bulu- nan aydınların duru- munu kaygıyla izli- yoruz. Hukukun te- mel ilkelerine göre tutukluluk hali istis- nai bir haldir, ancak belli koşullarda baş- vurulabilecek bir önlemdir. Söz konu- su aydınların çoğu için böyle nedenlerin bulunmadığı kanı- sındayız” açõklamasõ yaptõlar. Kamuoyu duyuru- sunda, “Yargılanan- lar mahkemece suç- lu bulunurlarsa kuş- kusuz yasada belirti- len cezaya çarptırı- lacaktır. Ancak, ya- kın tarihimizde sa- nıkların yıllarca tu- tuklu olarak yargı- landıkları ve dava- nın sonunda beraat ettikleri, belleklerde tazedir. Tutuklulu- ğun telafisi olanak- sız bir cezaya dönüş- mesi tehlikesi var- dır” denilerek, Siliv- ri’de görülen davanõn kamu vicdanõnõ sõzlat- tõğõna dikkat çekildi. Tutuksuz yargõlanan avukat Fuat Turgut’un çapraz sorgusunda söylediği “Hani soruşturma gizliydi? Savcõlõk ifadem bir saat sonra basõnõn elindeydi” sözleri üzerine Başkan Şengün, “Bir saat sürmüş mü” diye sordu. Birinci Ergenekon davasõnõn sanõklarõndan avukat Fuat Turgut’tan şaşõrtõcõ iddia TINASTEPE’DEN ERGİN’EİSTANBUL BAROSU Askeri helikopter düştü: 3 şehit TOKAT/DİYARBAKIR (Cumhuri- yet) - Giresun’dan Ankara’ya dönüş için Jandarma Bölge Bölge Komutanlõğõ’ndan havalanan Sikorsky tipi helikopter Tokat’ta düştü. Yanan helikopterden çõkamayan Jandarma Pilot Yarbay Levent Taban, Jandarma Pilot Üsteğmen Murat Saraç ve Jandarma Kõdemli Üstçavuş Kamil Tuna şehit oldu. Görgü tanõklarõ olayõn ardõndan silah sesleri duyduklarõnõ belirtirken, Tokat Valisi Şerif Yılmaz “Helikoptere saldırı söz konusu değil” dedi. Genelkurmay Başkanlõğõ’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, kaza nedeninin henüz belirlenemediği kay- dedildi. Kaza sonrasõnda, kaza kõrõm heye- tinin inceleme başlattõğõ kaydedildi. Şehit- lerin aileleri acõ haberle yõkõldõ. Mardin’in Dargeçit ilçesinde ise askerleri taşõyan mi- nibüsün devrilmesi sonucu da bir asker şe- hit oldu, 2’si ağõr, 14 asker yaralandõ. Yarbay Taban Üsteğmen Saraç Üstçavuş Tuna
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle