Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
örnek veriyor.
Muğla’dan yüklenen askere ait el bombalarını
taşıyan kamyonu bir ihbar üzerine yolda çeviren
polisin resmi belgeleri inandırıcı bulmadığı gibi,
olayı askeri yetkililere haber vermediğini söylüyor.
Genelkurmay Başkanı’nın son açıklamaları
“kurumlar arası çatışma olduğu ve olabileceği”
kanısını güçlendirmiyor mu?
İlker Başbuğ’u aksi kanıda olan Başbakan
doğrulamıyor.
RTE; kimilerinin çatışma iddialarını hayal ettiği
anlamına da gelebilecek değerlendirmeleri ile Org.
Başbuğ’u yanıtlıyor: “…Kurumları temsil edenlerin
gönül dünyalarında çatışma varsa, onu bilemem…”
Ne var ki kamuoyu vicdanında (hatta AKP Meclis
grubu kulislerinde) hükümetin “askerle ilgili dosyayı
açtığı” kanısı, dünden bugüne sürekli gelişiyor.
O kadar ki kulislerde konuşulan, ancak lider
konumundaki açıklamalarda açık seçik biçimde
yer almayan değerlendirmelere göre:
RTE, medyayı sardı sarmaladı. YÖK’ü ele
geçirdi, üniversitelerin sesini kesti. Dış basının
yorumlarına göre “generaller AKP’ye karşı savaşı
yitirdiler.” Yargıyı düşündüğü doğrultuya
getirebilmek için gereken yasal hamleleri yapmak
üzere.
CHP lideri Deniz Baykal, dilediği konuyu
gündeme taşıyan, işine gelmeyenlere dokunmayan
AKP’nin 2003’teki darbe iddialarını gündeme
taşıdığını söylüyor; ama haklı olarak: “28 Şubat, 28
Şubat diyorlar, neden 28 Şubat’ın hesabını sorma
gereğini duymuyorsunuz?” diye soruyor.
Fakat karşı kıyıdan yanıt gelmiyor, gelmez. Zira:
RTE, Çankaya’daki AKP’li, ağabeyleri Bülent
Arınç… 28 Şubat dosyasını açmazlar.
Kendi elleriyle geçmişlerinin yeni baştan
irdelenip amaçlarındaki gerçeklerin yeniden ortaya
dökülmesine neden olanak sağlasınlar?
Biri Kaddafi’nin hakaretlerine boyun eğen,
amaçladığı rejime ulaşmayı “Kanlı mı olacak,
kansız mı?” sorusuyla gündeme taşıyan bir genel
başkanın sağ kolu.
Biri belediye başkanı, kan kırmızı şeriatçı.
Sonuncusu ise Milli Görüş’e bayraktarlık eden
bir milletvekili.
Her biri, hepsi; Refahlı günlerde parti
kademelerinde görevli: İmanları, inançları tamam!
Laik devlete karşı o günlerin gözdeleri… Bugün
yönetimin baş köşelerinde.
Öyleyse? Laik Cumhuriyet’i İslam cumhuriyetine
dönüştürmeye yönelik çabaların tutsağı Refah
Partisi’ne baştan sona egemen olanlar… 28 Şubat
defterinin açılmasını… o günleri sergileyecek
bilgilerle belgelerin ortaya saçılmasını neden
istesinler?
Asker konusunda kamuoyuna yön vermeleri
gereken kaynaklarda da kafalar karışık.
CHP lideri Deniz Baykal son grup toplantısında
yadsınamaz kimi değerlendirmeler, saptamalar
yaptı.
Söylemleri arasında tartışmalı kimileri de var;
örneğin 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de CHP’nin “somut
olarak tavır takındığını” öne sürüyor.
12 Mart’ta genel başkanla (İnönü) genel
sekreterin (Ecevit) birbirine ters düştüklerini… 12
Eylül’e giderken kimi söz sahibi partililerin askere
“Hâlâ ne duruyorsunuz?” dediğini darbenin lideri
Kenan Evren’in açıkladığını anımsamamak
olanaksız.
Bu bir yana. Baykal askerden elinizi çekin diye
AKP’ye uyarıda bulunurken şöyle dedi:
“…Elinizi kışlanın içine sokarsanız o paşa bu
paşa derseniz, arkasından pek çok kötü şeyler
gelir…”
Fakat aynı gün -üstelik Feto’nun Zaman
gazetesinde- yerel seçimlerden beri, -Kemal
Kılıçdaroğlu ile birlikte- partide yeni bir dalganın
öncüsü rolü üstlenmiş izlenimi veren İstanbul İl
Başkanı Gürsel Tekin, aynı konuda lidere aykırı
saptamalar yaptı.
Darbe yapmışlarla hesaplaşalım diye giriyor
söze ve:
“… Elde belli ki kuvvet komutanlarıyla ilgili sabit
suç var. Alıp cezaevine sokacaksın. Başka türlü
olmaz…” diyor.
Lider o paşa bu paşa der elinizi kışlanın içine
sokarsınız, olmaz, diyor.
İl başkanı ise kuvvet komutanı paşaların suçu
sabit, tık içeri!
Başkan olmaz’ı, il başkanı olur’u savunuyor.
Bu manzaralar karşısında; CHP her açıdan uyum
içinde Mayıs Kurultayı’na gidiyor, diyenler varsa...
ne ölçüde inandırıcı olabilirler, oluyorlar veya
olacaklar diye insanın sorası geliyor.
SAYFA 18 MART 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Mart
Oslo B 7
Helsinki B -2
Stockholm B 6
Londra Y 15
AmsterdamY 15
Brüksel PB 16
Paris B 15
Bonn PB 12
Münih PB 10
Berlin PB 14
BudapeştePB 15
Madrid Y 19
Viyana Y 14
Belgrad B 16
Sofya PB 10
Roma PB 15
Atina PB 15
Zürih B 15
Moskova B -3
Aşkabat PB 21
Taşkent Y 18
Bakû PB 6
Bişkek Y 14
Tiflis PB 9
Kahire B 19
Şam PB 19
İstanbul PB 10
Edirne PB 12
Kocaeli PB 11
Çanakkale PB 12
İzmir PB 13
Manisa PB 12
Denizli PB 11
Zonguldak B 8
Sinop B 10
Samsun Y 10
Trabzon Y 6
Giresun Y 5
Ankara B 5
Eskişehir B 5
Konya B 6
Sıvas K 2
Antalya PB 19
Adana B 18
Mersin B 19
Diyarbakır Y 13
Şanlıurfa Y 13
Mardin Y 11
Siirt Y 12
Hakkâri K 5
Van Y 8
Kars K 4
Ülke geneli parçalı
ve çok bulutlu, Doğu
Karadeniz, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
ile sabah saatlerinde
Doğu Akdeniz’in do-
ğusu, İç Anadolu’nun
doğusu yağışlı geçe-
cek. Yağışlar kıyılar ile
Güneydoğu Anadolu
bölgesinde yağmur,
yağış alan diğer yer-
lerde karla karışık yağ-
mur ve kar şeklinde
olacak. Hava sıcaklığı
Trakya dışında ülke ge-
nelinde 3 ila 5 derece
azalacak.
Islak imza tartõşmasõ sürüyor
Çiçek’in kõzõ ve avukatõ İrem Çiçek, Adli Tõp’a güvenmediklerini, ‘õslak imza’nõn
incelenmesi için belgenin yurtdõşõna gönderilmesini isteyeceklerini söyledi
İstanbul Haber Servisi - De-
niz Kuvvetleri’nde görevli Albay
Dursun Çiçek’in imzasõnõn bu-
lunduğu belirtilen “İrtica ile
Mücadele Eylem Planı” belge-
sinde parmak izi incelemesi ya-
põlmasõna izin verilmemesi tar-
tõşma yarattõ. Çiçek’in kõzõ ve
avukatõ İrem Çiçek, “ıslak im-
za”nõn incelenmesi için belgenin
yurtdõşõna gönderilmesini talep
edeceklerini söyledi.
Yeditepe Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Köksal Bayraktar, “İrtica ile
Mücadele Eylem Planı”nõn ori-
jinal belgesinde “tahribat” ola-
cağõ gerekçesiyle incelenmesine
izin verilmemesini eleştirdi. Ka-
rarõn doğru olmadõğõnõ vurgulayan
Bayraktar, “Söz konusu belge o
kadar önemli ki böyle bir kararı
yerinde bulmuyorum. Bu belge
Türkiye’nin siyasi olaylarını
dahi değiştirme özelliğine sahip.
Parmak izi var mı? Yok mu?
İmza makine ile mi, elle mi
atıldı? Tüm bu soruların ya-
nıtlanması gerçeğin ortaya çık-
ması gerekli. Yargı makamları
bunu nasıl reddediyor anla-
mak mümkün değil” dedi. Bel-
genin mutlaka araştõrõlmasõ ge-
rektiğini aksi takdirde olayla ilgili
kuşkularõn giderilemeyeceğini yi-
neleyen Bayraktar, “Bugünün
tekniği ne gerektiriyorsa ya-
pılmalı. Tahribat gerekçesinde
samimi olduklarına inanmıyo-
rum. Madem kullanılan kim-
yasal madde tahribata neden
oluyor, belgeyi sağlıklı tutacak
sistem de vardır. Ona göre in-
celeme yapılır. Yeter ki ince-
lenmek istensin” diye konuştu.
İrem Çiçek, ANKA’ya yaptõğõ
açõklamada, belgedeki ‘ıslak im-
za’nõn incelenmesi için yurtdõşõ-
na gönderilmesini talep edecek-
lerini söyleyerek, “Burada ıslak
imza denen makine devrede.
Bunun incelemesi de Türki-
ye’de yapılamıyor. Talebimiz
kabul edilmezse biz yapacağız.
Dursun Çiçek’in ıslak imzasını
atıp yurtdışına göndereceğiz.
Biz bir haftadır bununla uğra-
şıyoruz. Yurtdışına gönderip
orada noter onayı ile ıslak im-
za makinesinden aynı imzayı çı-
kartıp, buraya gönderilmesini
sağlayıp, incelemeye tabi tut-
turacağız. Bu rapor sonunda
imzalar benzer çıkarsa, bu aşa-
mada tüm senaryolar çökmüş
olacak. Bakalım o zaman ne ya-
pacaklar? Biz suçsuzluğumuzu
kanıtlamaya çalışıyoruz. On-
lar bizim suçluluğumuzu ka-
nıtlayamıyorlar” dedi.
‘İMZA ÇİÇEK’E AİT DEĞİL’
Çiçek, Adli Tıp Kurumu’nun raporuna
inanmadıklarını, güvenmediklerini bu ne-
denle idare mahkemesine başvuracaklarını
belirterek “Biz savcı olmamamıza rağmen
gerçeğin ortaya çıkması için uğraşıyoruz.
Savcılar da gerçeğin ortaya çıkmaması için
ellerinden geleni yapıyorlar. Yetkisiz olan İs-
tanbul cumhuriyet savcılarıdır. Yetkili olan
askeri savcılıktır. Savcılık öncelikle delilleri
toplamalıdır. Ama bu sürecin önü kesiliyor”
dedi. Çiçek, imzanın Dursun Çiçek’e ait ol-
madığına emin olduklarını da vurguladı.
İLHAN TAŞCI
ANKARA - İsmailağa ve Fet-
hullah Gülen cemaatlerine yöne-
lik soruşturmalarõn ardõndan Er-
zincan’õn Ergenekon yapõlanma-
sõ adõ altõnda başlatõlan operas-
yonlarda tutuklanan MİT ele-
manlarõna sorulan sorular dudak
uçuklattõ. Savcõ Osman Şanal,
MİT elemanlarõna, askeri hasta-
nedeki bir yüzbaşõnõn kimliğini
çalmasõ karşõlõğõnda Abdulva-
hap Güllü isimli kişiye “800
milyar” yazõlõ çek teklif edip et-
mediklerini sordu.
Özel Yetkili Erzurum Savcõlõ-
ğõ’nca düzenlenen, 3. Ordu Ko-
mutanõ Orgeneral Saldıray Berk
ile Erzincan Başsavcõsõ İlhan Ci-
haner ile MİT elemanlarõnõn yer
aldõğõ dava dosyasõnda ilginç ay-
rõntõlar yer aldõ. HSYK’ce yetki-
leri kaldõrõlan savcõ Osman Şanal,
l4 Aralõk 2009’da, MİT Bölge
Başkanlõğõ’na baskõn düzenle-
mişti. Erzincan MİT Bölge Mü-
dürü Şinasi Demir, yardõmcõlarõ
Kıvılcım Üstel ile Sadri Barkın
İnce tutuklanmõştõ. MİT eleman-
larõna yöneltilen suçlamalar ara-
sõnda askeri hastanede görevli
“Doktor Yüzbaşı Yıldırım”õn
kaldõğõ cemaat evine yasadõşõ ki-
tap koydurmak istemek ve ordu-
dan atõlmasõ için faaliyette bu-
lunmak yer aldõ.
Yıldırım kim?
Şanal, İnce’ye “Kerim kod
isimli şahısla birlikte Abdulva-
hap Güllü ile yaptığınız görüş-
mede şahıstan Yüzbaşı Yıldı-
rım’ın kimliğini çalmasını ne-
den istediniz? Şahsın bu işi ya-
pamayacağını söylemesine rağ-
men Kerim şahsa üzerinde 800
milyar yazılı çeki teklif ede-
rek, ‘Senin parayõ sevdiğini bili-
yoruz, ailenin paraya ne kadar çok
ihtiyacõnõn olduğunu da biliyoruz.
Söylediklerimizi yaparsan bu çek
senin olabilir’ dediği, daha son-
ra Yıldırım’ın çantasına silah ve
illlegal kitap ve doküman koy-
masını istediğiniz anlaşılmakta.
Böyle bir planı neden yaptınız”
diye sordu. İnce, iddialarõ yalan-
ladõ. Soru, savcõ Üstel’e de so-
ruldu. Üstel de iddialarõ redde-
derek “Yıldırım ile ilgili ne tür
bilgi elde ettiğimize ilişkin her-
hangi bir açıklama yapamam”
dedi. Yõldõrõm’õn kim olduğu hâ-
lâ belirsizliğini koruyor.
İstanbul Haber Servisi - “Balyoz Güvenlik Ha-
rekât Planı” soruşturmasõ kapsamõnda tutuklanan
eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral Çetin Do-
ğan’õn avukatõ Celal Ülgen, Genelkurmay Başka-
nõ İlker Başbuğ’un soruşturmayla ilgili açõkla-
malarõna tepki gösterdi. Ülgen, Çetin Doğan’õn da
hakkõndaki iddialarõ yanõtlamak üzere gazetecile-
re bir mektup göndereceğini söyledi.
Avukat Ülgen, Be-
şiktaş’taki İstanbul
Adliyesi’nde gazete-
cilere yaptõğõ açõkla-
mada Genelkurmay
Başkanõ Başbuğ’un
Milliyet gazetesinde
Fikret Bila ile yaptõ-
ğõ röportajda Balyoz
Güvenlik Harekât
Planõ soruşturmasõna
değinerek “Olay cid-
didir ve bugüne ka-
dar belki yaşanan
olayların TSK üze-
rindeki etkisi açı-
sından en önemlile-
rinden birisidir”
sözlerine tepki gös-
terdi. Ortada legal bir
seminerin olduğunu
savunan Ülgen, “Sa-
yın İlker Başbuğ ko-
mutanın bir kez de
özellikle benden din-
lemesini ve bizim sa-
vunmamızı almasını
isterdim. Çünkü
‘Balyoz Harekât Pla-
nõ’ bugüne kadar
gelmiş geçmiş plan-
ların, iftiraların içe-
risinde ayağı yere
basmayan bir plan-
dır. Sayın komutan
‘en ciddi’ demişti.
Ben de ‘en geçersiz,
en gayri ciddi iddia’
diyorum. Bu açık ve net. Bunu Çetin Bey de di-
yor, ben de diyorum. Kesinlikle TSK’ye ve ba-
zı komutanlara yöneltilmiş en gayri ciddi iddia
‘balyoz’ iddiasıdır. Bu ses bantlarını savcılar çö-
zümlediği zaman bütün ayrıntıyı görecekler.
‘Balyoz’, ‘Çarşaf’, ‘Suga’ gibi planların olmadı-
ğını da görecekler. Bunun neresi ciddi, bunun ya-
nıtını bunu ciddi görenler de vermeli” dedi.
İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon da-
vasõnõn tutuklu sanõklarõndan emekli Albay Levent
Göktaş’õn, cumhuriyet savcõsõ Kadir Altınışık ta-
rafõndan Diyarbakõr Emniyet Müdürü Gaffar
Okan’õn öldürülmesiyle ilgili olarak ifadesi alõndõ.
Göktaş’õn savcõlõkta verdiği ifadesinde kendisi
hakkõnda ihbarda bulunan eski Kõdemli Yüzbaşõ
Özcan Tozlu’yu tanõmadõğõnõ ve hiçbir bağlantõsõ
olmadõğõnõ savundu. Göktaş, Tozlu hakkõnda suç
duyurusunda bulunduğunu söyledi. Okkan suikas-
tõna ilişkin soruşturmanõn yeniden açõlmasõna ne-
den olan Tozlu, basõna yaptõğõ açõklamada Ok-
kan’õn Göktaş’õn idaresindeki 7 kişilik Muharebe
Arama Kurtarma timince öldürüldüğünü iddia et-
mişti. Tozlu, “Tim, olay yerine 7. Kolordu’ya ait
iki sivil araçla getirildi. Sümer Camii’nin arka
kapısını kullandı, burada kuşandı. Amaç işi
Hizbullah’ın üstüne bırakmaktı” demişti.
SAVCI OSMAN ŞANAL’IN MİT ELEMANLARINA SORDUĞU SORULAR DUDAK UÇUKLATTI
Göktaş’a Okkan sorgusu
BAŞBUĞ’UN AÇIKLAMASINA TEPKİ
Doğan’õn
avukatõndan
eleştiri
DOĞAN MEKTUP
HAZIRLIĞINDA
Orgeneral Do-
ğan’õn, basõn mensup-
larõna gönderilmek
üzere 20 sayfalõk bir
mektup yazdõğõnõ ve bu
mektupta açõklamalar-
da bulunacağõnõ belir-
ten Ülgen, Doğan’õn
sağlõk sorunlarõnõn de-
vam ettiğini, tam te-
şekküllü hastaneye git-
meyi reddettiğini ifade
etti. Balyoz Güvenlik
Harekât Planõ’nõn sah-
te olduğunu, gerçek
harekât planõnõn 5 say-
falõk ekleriyle birlikte
toplam 50 sayfa olan
Egemen Harekât Pla-
nõ olduğunu kaydeden
Ülgen, “O sahte olan
deliller özellikle 11 ve
17 nolu CD’lerde top-
lanmõş. Bu 11 ve 17 no-
lu CD’ler resmi plan-
daki ses kayõtlarõnda
yok” dedi. Balyoz Gü-
venlik Harekât Pla-
nõ’nõn bilgisayar orta-
mõnda 2 Aralõk
2002’de hazõrlandõğõnõ
sözlerine ekledi.
Tutuklu askerler ‘Konuşacağõmõz bir şey yok’ diyerek
Meclis İnsan Haklarõ Komisyonu üyeleriyle görüşmedi
Komisyona protesto
AYŞE SAYIN
ANKARA - Balyoz ve Erge-
nekon soruşturmasõ kapsamõnda
tutuklanan ve Hasdal Askeri Ce-
zaevi’nde yatan muvazzaf amiral
ve generaller, TBMM İnsan Hak-
larõnõ İnceleme Komisyonu’nu
protesto ederek kendileriyle gö-
rüşmedi. Görüşmeyi kabul eden
subaylardan biri ise komisyon
üyelerine savcõlarõn kendilerine
“Kastamonu Jandarma Bölge
Komutanı Tuğgeneral Ali Ay-
dın’ı da alacağız, yanınıza ko-
yacağız” dediğini öne sürdü.
Komisyon üyeleri Hasdal Ce-
zaevi’nde ilk girişte sürpriz bir
tabloyla karşõlaştõ. Generaller ile
çok sayõda üst düzey subay “Ko-
nuşacağımız bir şey yok” diye-
rek protesto ederken bazõlarõ da
“mahkemede aleyhlerine delil
olarak kullanılacağı” çekince-
siyle görüşmek istemedi. Tutuk-
lu üst düzey subaylardan Tüm-
amiraller Semih Çetin, Rama-
zan Cem Gürdeniz, Tuğami-
raller Aziz Çakmak, Turgay
Erdağ ile Tuğgeneral İhsan Ba-
labanlı, koğuş kapõlarõnõ bile
açmadan cezaevi yöneticileri ara-
cõlõğõyla “görüşeceğimiz bir
şey yok” mesajõnõ iletti.
Komisyon üyelerinin “Arka-
daşlarımız rahatsız mı oldular”
sorusu üzerine bazõ subaylar,
“Sizlerle görüşmek istemiyor-
lar, protesto ediyorlar. Biz de
kişisel düşüncelerimizi açıkla-
mak için buradayız” karşõlõğõ-
nõ verdi. Bazõ subaylar da ko-
misyon üyelerinden isimlerinin
açõklanmamasõnõ isteyerek, “Za-
ten haksızlığa uğradık, daha
büyük haksızlığa uğrayabiliriz”
diyerek, endişelerini dile getirdi.
Komisyon üyelerinin görüş-
tüğü Albay Mustafa Koç, İçiş-
leri Bakanõ Beşir Atalay’õn “Da-
nıştay saldırısını kimlerin yap-
tığını gördünüz, bu katliamı ya-
panlar orada mahkemede yar-
gılanıyor” sözlerine tepki gös-
tererek, “Ben TSK’ye 20 yıl
onurla şerefle hizmet etmiş in-
sanım. Beni işlemediğim suçtan
burada 18 aydır tutuyorlar.
Böyle bir şey kabul edilemez.
Şu anda hukuk bize sahip çık-
mıyor, ülkemin hukuku ülke-
min subaylarına sahip çıkmı-
yor. TBMM ve komisyon ola-
rak siz bize sahip çıkın” dedi.
Bunun üzerine Komisyon Baş-
kanõ Zafer Üskül, komisyonun
görülmekte olan bir davaya mü-
dahalesinin söz konusu olmaya-
cağõnõ belirtmesi üzerine Koç,
“Siz cezaevi komisyonu değil,
insan hakları komisyonusu-
nuz. Benim burada hak etme-
diğim halde 18 ay tutuklu kal-
mamdan, hayatımın karartıl-
mış olmasından daha büyük in-
san hakkı ihlali olabilir mi?” di-
ye tepki gösterdi.
Balyoz soruşturmasõ kapsa-
mõnda tutuklanan Konya İl Jan-
darma Alay Komutanõ Hüseyin
Özçoban ise “cami bombala-
makla” suçlandõğõnõ belirterek
“Oğlum lisede okuyor, Kon-
ya’da okula gönderemiyorum.
Konya gibi bir yerde ‘camileri
bombalayan adamõn oğlu’ olarak
nasıl okula gidecek. Çocuğu-
mun can güvenliği nasıl sağla-
nacak. Ailemin, çocuğumun
can güvenliği kalmadı” dedi.
‘Tuğgenerali alacaklar’
İsmini vermek istemeyen bir
kurmay subay ise önemli bir id-
diada bulundu. Savcõlarõn tutuk-
lu bulunan her subaya, õsrarla
Kastamonu Jandarma Bölge Ko-
mutanõ Tuğgeneral Ali Aydõn’õn
adõnõ vererek “Yazın bunu
Tuğgeneral Aydın’ı da alaca-
ğız. Söylüyorum, yanınıza ge-
tireceğiz” dediğini ileri sürdü.
ASKER KIZINA GARİP UYGULAMA
İş başvurusunda
Ergenekon sorusu
Haber Merkezi - Ergenekon, Balyoz, Kafes,
Poyrazköy gibi dava ve soruşturmalarõn, halen
görevde bulunan askeri personel ve emeklilerini
de kapsamasõ, iş arayan asker çocuklarõnõ olum-
suz yönde etkilediği ortaya çõktõ. Özel bir şirkete
iş başvurusunda bulunan, muvazzaf albayõn üni-
versite mezunu kõzõna, “Babanızın adı, Ergene-
kon’a karıştı mı? Babanızın birlikte görev yap-
tığı subaylardan birinin adı, gündemde olan
soruşturmalara karıştı mı” sorusu yöneltilmiş.
Bir vakõf üniversitesinin, “matematik-bilgisa-
yar” bölümünden mezun olan M.T, büyük bir
şirkete özgeçmişini gönderdi. M.T. üçüncü görüş-
meye çağrõldõğõnda, bu kez babasõyla ilgili soru-
larla karşõlaştõ. M.T. yaşadõklarõnõ hurri-
yet.com.tr”ye şöyle anlattõ: “Babamla ilgili so-
rular yönelttiler. ‘Babanõz neden kurmay olama-
dõ? Babanõz kaç kez tayin oldu? Burada çalõşõyor
olsanõz babanõz işyerine gelir mi yoksa kapõda mõ
bekler’ gibi sorular yöneltildi. Babamla ilgili
bu sorular karşısında çok şaşırdım. Önce şaka
yaptıklarını zannettim. Ancak ciddi oldukları-
nı görünce şoke oldum.” M.T’nin babasõ albay
ise benzer durumlarõn sõk yaşandõğõnõ söyledi.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde askeri cezaev-
lerini incelemek üzere oluşturulan alt komisyon dün bü-
yük bölümü Ergenekon ve Balyoz operasyonları
kapsamında tutuklanan muvazzaf subayların kaldı-
ğı Hasdal Askeri Cezaevi’nde incelemelerde bulun-
du. Komisyon Başkanı Zafer Üskül, “Sonuçta bu
arkadaşlar tutuklu durumdalar. Otelde de kalmıyor-
lar. Onlar bir an önce yargılanmak istiyorlar. Yargı-
lanmaktan korkmuyorlar” diye konuştu. CHP’li
Komisyon Üyesi Malik Ecder Özdemir de “Tam
bir korku imparatorluğu yaratılmış. Bu kadar hak-
sızlığa uğradığını düşünen bu insanlar Meclis’te
siyasetten umudunu kesmiş” diye konuştu.
MİT’çilere 800 bin lira sorusu
‘YARGILANMAKTAN KORKMUYORLAR’
Zafer Üskül.