25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
O K U R L A R A TURHAN SELÇUK ustamızı saygıyla anıyoruz. /ısh Tohumcu yeni kı[abı Şeytdtt Geçtiyle geldi ökurla- rıntn karşısına. Tohumcu ön- ccki kitapltmnda olduğu gibi bu yeni kitabında da, kadmın toplumdaki ezilen, horianan, yok saytlan hallerini, etkileyi- ci ifadelerle yazıya döktü. Ya- zarın kcndi ifadesiy/e dc ka- dınlann ag'ır hasarlı varoluşu- na tanıkltk eden öyküler yaz- dı bizlcrc. 8 Mart Kadınlar Günü'nde okurla bulusan, belleklerimizde acı ama bir o kadar da kalıcı izlcr bıraka- cak Şeytan Geçti üzenne Aslı Tohumcu ile söyleştik. Şair, sanat yazan, küratör Gülseli Inctl... Topmğın, Tannnın, Tannçanın, tüm zaaflanyla doğanm ve doğa- nın insan başta evlatlanmn, işte tü'mo haüerin şiiri ile, kı- saca toplu şiirleri ile karşımız- da. Mcmet Fuat'a güre "imge- yi imge olarak sevcn, anlam iletmek için kullanmayan.l Vedat Günyol'a göre "ŞfZgir ler dünyasında şiir dilig gımluğunda, apayn bimncâ duyarlılfkta gezinen ve%bizİeri gczdireriyeni bir kişiliğfh eşi- g'inc varmış bir şair'\ Ece Ay- han'ın tdbiriyle "Karaşıtz" Cemal Süreya'nın.betîtniyle "benzerşjz gü'zel." î$ah • Berk'in§anımty_la Kt d la-dur %llanmayan''j Haydar^rgülen'indeyiftıîyle bir "dil ustası." Gülseli Inal ile çeyrek asırlık. şiir bırıki- minden oluşan ve do'rt cilt olarak yayımlanatı Toplu Şi- irlcrini konuştuk. Bol kitaplı günler... TURHAN GÜNAY e-posta: lurhangunay@cumhuriyet.com. tr curnkitap@cumhuriyet.com.tr Peter Carey'den 'Bir Sahtekâr Olarak Hayatım' Edebi hileler, hayati bilmeceler ~ı HandanSARAÇ "N: iki Booker ödüllü Peter Carey, Bir Sahtekâr Olarak Ha- yatınrda. Avustral- ya'da 1943te yaşa- nan Ern Malley Hile- si'nden esinlenerek ye onun temel olay örgüsünü ve şiirleri- ni kullanarak yarat- tığı Bob McCorkle Hilesi ile okurunu edebiyat ye edebi- yat âlemi üzerine düşündürüyor. "Hayat hlçbir zaman düşün- düğünüz gibi değil". Edebi- yat da. Carey romanınrJa bu bilmecenln hakkını veriyor. erede rastlarsanız rastlayın, sahte sahtedir" diyor Peter Carey'in "sahtekâr" kahra- manı. Ama sahteyi teşhis edebilmek kolay mıdır her zaman? Hatta mümkiin müdür? Tek bir gerçek var mıdır? j Yoksa hayatın -ve edebiyatın- zihindeki bin bir yansiması mıdır o? Tıpkı usta bir anlatı- cının, yaratanı, yaratılanı, sahteyi, gerçeği, hileyi, şakayı, oyunu harmanlayarak iç içe hikâyelerle dokuduğu şiirsel romanın düşündürdüğü gibi. Peter Carey tam bir hikâye ustası. Her an şaşır- tıcı bir bilmecenin yeni bir parçasını oluşturan çarpıcı bir hikâyeye başlayabiliyor. Carey'in roma- nında tüm kahramanların hikâyeleri var. Kâh ha- yali zorlayan gerçeküstü hikâyeler, kâh yüreği ısı- tan, acıtan, tutku, savaş, yaşam, öliim, kısaca "in- san" hikâyeleri. Hikâyeler, Carey romanlarının "olmazsa olmazı." Kahramanlarından biri, "îşte hikâye asıl burada başlıyor; çünkü bana yalan söy- lediği aşikârdı" derken, bir diğeri, "O hikâyeyi si- ze anlatabilirim, anlatmayabilirim de. Neden bil- mek istemeyesiniz ki" diyor. "Yaratık hiddetle baktı. Hikâycm sıkıcı mı?" şeklinde bir meydan okuyuşu, "Benim küçük savaş hikâyemi dinleye- ceksin" tarzında bir dayatma izliyor. Bir Sahtekâr Olarak Hayatım, bir labirent gibi. Okurunu, özünde "hayat" denen bilmeceyi barın- dıran bu labirentin yollarına saldığı kahramanla- rın peşinde koşturup ona gerçeği, sahteyi, yarata- nı, yaratılanı, hileyi, şakayı "hayat" bağlamında sorgulatıyor. Okurun aklının cn karıştığı an belki de gerçeğe, bilmecenin özüne en yakın olduğu an. Ama "gerçeğin" izini sürerken bir "sahtekâra" dönüşmek de var: "tşte bu şekilde, 'onu yazacak- mış gibi yaparak' ben kendinı de sahtekâr ol- dum" diyor romanın "gerçek şiir" peşinde koşan editör kahramanı. ŞİİR TUTKUSU Carey bu amansız, incelikli oyunun- da, edebiyata, şiire tutkun kahraman- lar oynatıyor: Şairler ve editörler. On- lar için edebiyat sadece bir uğraş, bir ilgi alanı değil, düpedüz yaşamsal bir tutku, bir tür bağımlılık, acıyla iç içe geçmiş bir yaratma eylemi. Yaşamsal, çünkü: "Sorun şuydu ki Weiss bir edi- tördü. O şiirleri sevmişti. Onlar için haya- tını feda edebilirdi." Bağtmlılık, çünkü: Saklanmış bir rakı şişesi gibi dadanmıştım ona, o sert acı lezzetin biraz daha fazlası için geri dönüyordıım hep. 'Sata lagi.' Sadece bir yudum daha/' Acılı bir eylem, çünlçü şgirirı kaçınılmaz yazgısı bu: *ildn yakıcıydı, kendi göğsüme kelimeleri bıçakla yazar gibi, ama nihayet bir şair olduğu- Gerçek edebiyata, sa'f şiire du- yulan bu tapınma düzeyindeki tutku gerçekle sahteyi ayıracak nıihenk taşı olabilir mi? Kim bi- lebilir? Romanda gerçeğin izini sürerken sahteyle ve sahtekârla sürdürülen büyülü dans, okura yolunıı kâh kaybettirip kâh bul- durıır gibi yaparak onu bu amansız gölge oyununun içine katıyor. Nedir gerçek edebiyat? "Ne diyorum biliyor musunuz, Bayan? Bu karman çorman laflar da ne? Ne başı var ne sonu. Çok kötü. Ama yine de size pençelerini geçirdi." Gerçekten de nedir bize "pençelerini geçiren"? Çoğu kez sözcüklerin öte- sindedir o. Adını koyamadığımız, açıklayamadığı- mız ama yüreğimizde hissettiğimiz bir büyü. Ger- çek edebiyatın büyüsü. Bir tür mucize. ü güçlü ses kimi zaman bıçak gibi keskindir, sa- vaştan, dehşetten acıdan söz ederken olduğu gibi: "(...) Kararmış tahtalar, cesetler, tümü sahile vur- muştu. tşte o zaman sol gözüm yana döndü. Sağ gözüm bir çocuk gibi ağlıyordu, öbürü nefretten kurumuş, kör olmuştu." Kimi zaman içli ve kırıl- gandır, kederden dem vururken olduğu gibi: "Gö- ğüs kafesimin içinde kederin, görmek bile isteme- diğim karanlık ve yapış yapış bir şey gibi kımıl zda- dığını hissediyordum." Bazen sıluşan göğsünü yır- tar gibi çıkar o ses, çaresizliği anlatırken olduğu gi- bi: "Cehennemde bir ruh, boğma odasında bocur- gatı döndüren bir mahkûm gibiydi, kendi doğur- duğu bir şeye sonsuza dek adeta bir sözleşmeyle sımsıkı bağlanmıştı." \ ler güçlü yazar gibi, güçsüz- lüğü, yalnızlığı ve çekingenliği en iyi bilen, tanıyan da odur yine: " Yalnız olduğumu biliyordum, Ba- yan, yine de tenime nihayet dokunulduğu ana ka- dar ıssızlığımı hiç anlamamıştım" ya da "Inanın ba- na, utangaçlar bir hemoglobin molekülü kadar kar- maşık, uzmanca stratejiler geliştirir." VE HAYAT... Carey hayatla büyülenmiş bir büyücü. Edebiyat hayatm taklididir ve ona hayatın mucizesi bulaş- mıştır: "Onu kollarında tutarken sanki bizatihi hayatın sorumluluğunu almış gibiydi ve cereyanh kış gecelerinde yatağında uyanık uzanırken onun soluğunu dinliyordu. Bu soluk, o soluk, bir sonra- ki, ondan sonraki. Uyuması gerekiyorken, irade- siyle bebeği hayatta tutmaya çalışıyordu." Bir be- beği iradesiyle hayatta tutmaya çalışmak. Tanrı'yı oynamaksa bu eğer, yazar içine "hayat" üflediği edebiyat yapıtının "soluklarını" ya da "kalp atışla- rını" sayarken onunla bütünleşir. O zaman onun canı, ruhu, yaratılana geçer. Romanın her sözcü- ğündç Carey'in nabzını atması bundandır. Romanı kâh merakla, kâh içiniz burkulup yüre- ğiniz sıkışarak, kâh dehşetten uyuşarak okuyııp bitirdiğinizde, kendinizi edebiyat ve hayat denen bilmecelerin ortasında, ama çözüme yine de uzak bir yerde bulacak, bilmeye başladıkça bilinmeyen- lerin katlanarak çoğaldığını göreceksiniz. O za- man belki de tevekkülle hak vereceksiniz yazara. "Hayat hiçbir zaman düşündüğünüz gibi değil." Edebiyat da. Doğrusu ya, Carey bu bilmecenin hakkını veriyor. Bir Sahtekâr Olarak Hayatım romanına dair en özlü yorum, belki de Amerikalı ünlü romancı, şa- ir, sanat ve edebiyat eleştirmeni John Updike'ın kaleminden çıkma: "Roman öyle özgüvenli bir ze kâ, öyle hçs^pîı ama capcanlı bir üslup ve öyle sı- Ki bir örgü ıîe yazılmış ve hikâyesi öyle kesintisiz bir şaşırtıcılıkla akıyor ki, adeta bu işte bir terslik olmalı duygusuna kapılıyoruz. Carey'in kalemi, ona verilen her görev için gereken yetkinliğe sa- hip." • (Thr Neıv Yorker, 24 Kıistm 2003) Bir Sahtekâr Olarak Hayatım/ Peter Carey/Çe- viren: Handıın Saraçı'Ayrıntı Yayınlan /241 s. 4- KITAP Imtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk 0 Genel Yayın Yönetmeni: Ibrahim YıldızO Yayın Yönetmeni: Turhan GünayO So- rumlu Müdür: Miyase llknurOGörsel Yönetmen: Dilek AkıskalıOYayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Oİdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- Istanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64 0 Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt - ISTANBUL. 0 Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: özlem Ayden/ Reklam Mü- dürü: Eylem ÇevikOTel: 0 (212) 25198 74-75-0 (212) 343 72 74OYerel süreli yayın0Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 4 8 S AY F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle