25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
kultur@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 18 MART 2010 PERŞEMBE 16 KÜLTÜR CMYB C M Y B ZÜLAL KALKANDELEN İ stanbul, 19 Mart’ta alternatif mü- zik sahnesinin önemli bir grubunu ağõrlõyor. Kurulduğu ülke İngilte- re’den daha çok Avrupa’nõn diğer ülke- lerinde kült bir dinleyici kitlesine sahip olan Piano Magic, cuma akşamõ Baby- lon’un konuğu. Türkiye’de ilk kez 2007’de Radar Live festivalinde dinleyicilerle buluşan Piano Magic, aynõ yõl Babylon’da unu- tulmaz bir konser vermişti. Albümleri ül- kemizde bulunmayan bir grup olarak gör- dükleri ilgi dikkat çekiciydi. Konsere gelenlerin kaçõ daha önce Pia- no Magic albümlerini dinlemişti bilmi- yorum. Ama o akşam salona yayõlan enerji öylesine güçlüydü ki, grubun mü- ziklerini ilk kez duyanlarõ bile sarsacak nitelikteydi. Benzer bir deneyimi, bu kez daha et- kili bir şekilde yaşayacağõmõzõ düşünü- yorum. Çünkü Piano Magic, bilinen şarkõlarõnõn yanõ sõra, Ekim 2009’da yayõmladõğõ “Ovations” adlõ albümden yeni şarkõlarõ da çalacak. O albüm ki, ge- çen yõlõn en iyilerini sõraladõğõm listede 1 numaradaydõ. Nedir Piano Magic’in müziğini bu ka- dar iyi yapan? Grubun kurucusu ve vo- kalisti Glen Johnson’õn kaleme aldõğõ, bir duygu ve bilgi birikiminden süzülüp gelen şiirsel şarkõ sözleri mi? Yoksa ka- liteden hiç ödün vermeyen müzikal du- ruş mu? Elbette dinler dinlemez insanõ içine çeken o müziği yaratan şey, bu iki- sinin özgün karõşõmõ... 1996’da kurulduğu günden bu ya- na, çeşitli müzik tarzlarõnda ürün ve- ren, deneysel çalõşmalara yakõn duran bir grup Piano Magic. Organikle elektronik sentezini yansõtan müzik- lerinin ambient-pop, indietronica, post-rock, ghost rock vb. farklõ şe- killerde açõklanmasõ da bundan... Bütün bu tanõmlamalarõn mutlaka or- tak bir noktasõ bulunacaksa, belirgin bir melankolizmden söz etmek gerekir. Müzikleri, açõk bir Joy Division etkisi- nin yanõ sõra, etkilendiklerini söyledik- leri Dead Can Dance, New Order, The Durutti Column, Disco Inferno, Felt, This Mortal Coil ve Cocteau Twins’in her birinden izler taşõyor. Şarkõlarõndaki karanlõğõn derecesi ba- zen yoğunlaşsa da, an geliyor bir din- ginlik yansõyor melodilerden. İnsanõn kendi iç dengesini bulmasõ gibi, onlarõn albümleri de kendi içinde hassas bir den- ge kuruyor. Piano Magic’in müziğinde- ki karanlõk, dõşarõya yõkõcõ bir agresiflik olarak değil, herkesin kendisini yakõn his- sedebileceği kadar zarif bir hüzün olarak yansõyor... Örneğin “Ovations”õn açõlõş parçasõ “The Nightmare Goes On”da vokalde Dead Can Dance’ten Brendan Perry’nin muhteşem sesini duyuyoruz. Perry’nin sesinin titreşimleri, hiç bitmeyen bir kâbustan söz edeken bile öylesine ölçü- lü ki, ancak saygõ duyulur bu ustalõğa. “March of the Atheists”te din adõna yapõlan kanlõ savaşlarõ anlatan Glen Johnson’õn sesinin sakin kararlõlõğõ da bir o kadar etkileyici... Cuma akşamki konserde, gruba, vokalde Radar Live’da dinlediğimiz Angele David-Guillou’nun da ipeksi sesiyle eşlik edeceğini belirt- mek gerek. Şu bir gerçek ki; ister vokalli olsun is- ter vokalsiz, Piano Magic ne çalarsa çal- sõn, müzikleri adeta büyülüyor dinle- yenleri. Glen Johnson, yõllar önce “Mu- sic won’t save you from anything but silence” adlõ bir şarkõ yazmõştõ. Doğru; ama o rahatsõz edici sessizliği bozmak da az şey mi? (www.zulalkalkandelen.com) Alternatif müzik sahnesinin önemli topluluğu yarõn akşam Babylon’da olacak Nedir Piano Magic’in müziğini bu kadar iyi yapan? Grubun kurucusu ve vokalisti Glen Johnson’õn kaleme aldõğõ, bir duygu ve bilgi birikiminden süzülüp gelen şiirsel şarkõ sözleri mi? Yoksa kaliteden hiç ödün vermeyen müzikal duruş mu? Elbette dinler dinlemez insanõ içine çeken o müziği yaratan şey, bu ikisinin özgün karõşõmõ... PianoMagicyinebüyüleyecek Devlet kurumlarõnõn resim aşkõ SELDA GÜNEYSU ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay’õn, Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nde son yaşanan hõrsõzlõk olayõ ile ilgili yaptõğõ açõkla- malar nedeniyle müzenin müdürü Ömer Osman Gündoğdu’dan ‘savunma’ is- tediği öğrenildi. Günay, ayrõca devlet ku- rumlarõna çağrõda bulunarak müzenin envanterine kayõtlõ, kurumlarõn duvar- larõnõ ‘süsleyen’ re- simlerin iade edilme- sini istemişti. Bunun üzerine, müzenin envanterin- de kayõtlõ olan ve de- ğişik tarihlerde çe- şitli kurumlara gön- derilen eserler araştõ- rõldõğõnda, Milli İs- tihbarat Teşkilatõ’nda 48, Anayasa Mahke- mesi’nde 3, Dõşişleri Bakanlõğõ’nda 34, Cumhurbaşkanlõ- ğõ’nda 38, Devlet Ti- yatrolarõ’nda 10, Marmara Köşkü’nde 1, Ziraat Bankasõ’nda 2 ve ülke genelinde- ki devlet sanat gale- rilerinde 382 eserin bulunduğu ortaya çõktõ. Kültür ve Tu- rizm Bakanlõğõ müzenin envanterine kayõtlõ eserlerden 649’unun, kamu kurumlarõndan gelen talepler doğrul- tusunda “emaneten” bu kuruluşlara gönderildiğini tespit etmişti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanlõğõ Köş- kü’ne gönderilen 96 eserden, 58’inin ia- de edildiği belirtildi. Köşk’te müzenin en- vanterine bağlõ 38 eserin daha bulundu- ğu söyleniyor. Ayrõca geçen hafta Bakan Günay, kendi bakanlõğõnõn duvarlarõndaki 8 tabloyu da müzeye geri gönderdiğini dile getirmişti. Konuyla ilgili gazetemize açõklama- larda bulunan, müzenin 6 kişilik sayõm heyetinde yer alan ressam, Prof. Hasan Pekmezci, “1933’ten itibaren Atatürk, sanatçıları Ankara’ya çekmek mak- sadı ile kamu kurum ve kuruluşları- nı sergilerden resim almaları için yön- lendiriyor. 1950’lere kadar o zamanki bü- tün devlet kurumla- rının bütçesinden belli paylar ayrılıyor ve resimler alınıyor. 1938-1943 yılları ara- sında “Memleket Re- simleri” serisinden bütün ressamlar ise Anadolu’yu tanıma- ları için görevlendi- riliyor ve o dönemde yaklaşık 675 eser ya- pılarak devlete teslim ediliyor. Ankara Devlet Resim Hey- kel Müzesi de bu eserlerin bir kısmının getirilmesi ile oluş- muştu” dedi. Pek- mezci, şimdi müzede düzgün bir envanterin hazõrlanmasõ için çalõştõklarõnõ belirterek çõkan her aksak- lõğõn yargõya bildirileceğini söyledi. Müze görevlisi sorgulandı Bu arada müzedeki kayõp eserlere ilişkin soruşturma kapsamõnda daha ön- ce hakkõnda dava açõlan V.T. adlõ bir müze görevlisi gözaltõna alõndõ. V.T. sorgusunun ardõndan serbest bõrakõldõ. Kültür Servisi - Dünyaca ünlü fotoğ- rafçõ ve SİPA Press ajansõnõn kurucusu Gökşin Sipahioğlu, son sergisini Sloven- ya’nõn başkenti Lubli- yana’da açtõ. Slovenya Basõn Fo- toğrafçõlõğõ 2010 yõlõ etkinliği bağlamõnda Cankarjev Kültür Sa- rayõ’ndaki serginin açõ- lõşõna Türkiye Büyük- elçisi Derya Kambay da katõldõ. Sipahioğlu, Paris’te Maison Euro- péenne de la Photographie’de (Av- rupa Fotoğraf Evi) eserleri sergilenen ilk Türk olmuştu. Sipahioğlu’nun fotoğraflarõ daha sonra İstanbul, İz- mir, Ankara’da da sergi- lenmişti. Slovenya sergi- sini MEP Müdürü Jean- Luc Monterosso, SİPA Press’in Kültürel Projeler ve Sergiler Sorumlusu Fe- rit Düzyol ile Sophie Kulczewski birlikte tasar- ladõlar. Dünya fotoğrafçõ- lõğõna katkõsõndan dolayõ 2000’de Fransõz Cumhur- başkanlõğõ’nõn “Devlet Üs- tün Hizmet Madalyası”nõ alan Sipahioğlu’na 2007’de de Cumhurbaşkanõ Jacques Chirac “ L e g i o n d’Honne- ur” nişa- nõnõ tak- mõştõ. Kültür Servisi - Salon, bu akşam sa- at 20.00’de RemDans Proje Top- luluğu’nun “EKO.atlama” baş- lõklõ beden ve hafõza ilişkisi, za- manõn atlamasõ, refleks, yansõma, paranoya üzerine disiplinler ara- sõ bir dans/performans projesine ev sahipliği yapõyor. Konsept ve koreografisi Tuğçe Tuna’ya ait gösteride Tuna’ya Çiğ- dem Agas, Aslõ Bostan- cõ ve Melis Tuzcuoğlu eşlik ediyor. RemDans Proje Topluluğu ile İs- tanbul Gösteri Sanatla- rõ Geliştirme Derneği or- tak yapõmõ projede, tüm ekip dürtüsel-deneysel olmayõ ter- cih ederek anõ yaşayabile- cekleri bir kurgu yaratõyor. Beden ve hafıza üzerine... Gökşin Sipahioğlu’dan Slovenya’da sergi Devlet Resim Heykel Müzesi envanterine kayõtlõ eserlerden 649’u kamu kuruluşlarõnda Kültür Servi- si- Christie’s müzayede evi, Nazi dönemin- deki sahibi ne- deniyle tartışmalara yol açan İs- panyol ressam Pablo Picasso’nun “Angel Fernandez de Soto’nun Portresi” tablosunun satışa çıkarı- lacağını bildirdi. Londra’da 23 Ha- ziran’da açık arttırmaya çıkarılacak tablonun, 45 ile 65 milyon dolar arasında bir fi- yata satılması bekleniyor. Ese- rin 1930’lardaki sahibi olan bir Alman bankacının varisi, atasının tabloyu Nazilerin tehdidi altında sat- maya zorlandığını ileri sürmüştü. Açılan dava, ABD mahkemeleri tarafından reddedilmişti. TARTIŞMALI PICASSO TABLOSU SATIŞA ÇIKARILIYOR Kültür Servisi - Ünlü aktör Robert de Ni- ro’nun kurucularõ arasõnda olduğu ve bu yõl 9 yaşõna giren New York’taki Tribeca Film Festivali’ne, bu yõl Ferzan Özpetek’in “Ser- seri Mayınlar” filmi de katõlacak. Ferhan Öz- petek’in filmi, 21 Nisan-2 Mayõs tarihleri ara- sõnda yapõlacak festivalin yarõşma bölümün- de gösterilecek. Öte yandan Fatih Akın da festivalde Almanya’yõ son filmi “Soul Kitc- hen”la temsil edecek. Film, festivalde “Spot- ligt” filmler kategorisinde yarõşacak. Özpetek veAkõn TribecaFilm Festivali’nde Müzenin envanterinde kayıtlı olan ve çeşitli kurumlara gönderilen eserler araştırıldığında, Milli İstihbarat Teşkilatı’nda 48, Anayasa Mahkemesi’nde 3, Dışişleri Bakanlığı’nda 34, Cumhurbaşkanlığı’nda 38, Devlet Tiyatroları’nda 10, Marmara Köşkü’nde 1, Ziraat Bankası’nda 2 ve ülke genelindeki devlet sanat galerilerinde 382 eserin bulunduğu ortaya çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle