15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
B9| - Kitabın takdim sayfasmdaki cümlelerin oldukça öfke dolu: "Bu kitaptaki hikâyelerin hepsini lanetliyo- rum. En önce bunu bilmenizi isterim. Ne dinlerken onlan ilk ağızdan, ne de yazar- ken siz okuyasınız diye hana mutluluk verdiler. Dilerim, size de sıkıntıdan baş- ka bir şey vermezler." Neden bu öfke? Kimdirya da kimlerdir seni bu öfkeye itenler? - Ofkeden ziyade irice bir hüzünle yaz- dım o satırları, dolayısıyla öfkeyle değil hüzünle okunmalannı isterim. Ben kendi yaralanmı, özgüvensizliklerimi, hayalleri- mi vs. kaşımadım bu kitapta, insan hikâ- yeleri anlatmaya çalıştım ve dışarda bir cennet yok, cennet hiç olmadı, olmaya- cak. Hayat, ekonomik ve ailesel ilişkiler, toplumsal kurallar, âdet ve görenekler, içten gelen ya da zorla aşılanan beklenti- ler ve daha neler neler insanların psikolo- jisinin içine ediyor. Ofkeli olan ben deği- lim, ben sadece sokakta yürüyen bir dolu saatli bomba olduğunun altını çizmek is- tedim hep. Şeytan Geçt/'de bunu kadın kahramanlar üzerinden yaptım. Bir avuç kadını alıp olduklan halleriyle önünüze attım. Kadınlar gerçekten de kahraman- lanm benim. Sanmıyorum ki erkeklik bu dcrece ağır ezilseydi bugün hayatta kala- bilirdi! - }hyatımızdaki iç seslerle dış seslerin bir aradalık gösterdiği öyküler var bu ki- tapta. tkisinin yan yana durmasıyla ya da karşı karşıya gelişiyle kıyametlcr kopu- yor, cinayetler işleniyor. Sanıntn bu çeliş- kileri ortaya sermek dertlerinden biri de, iç sesle dış sesin birbirini anlaması mı tiım uğraşımız? Bütün sesler birbirini dinlcsc nc gü- zel olurdu! Dikkat edin, anlasa demiyo- rum, dinleme noktasına gelmemizle bile oiurup hüngiir hüngür ağlayahilirmişim gibime geliyor. Epey acıklı bir durum, sizce de öyle değil mi? -Kadmların çildırması... însanlann de- lirmcsı gibi dunımlar yer buluyor öykii- Icrinde. Sadece kadının değil erkeğin de, tüm insanlığm da kötüye gidişine tanık oluyoruz... -Yeri geldi madem, hızla karamsar bulun- mak pahasına söyleye- yim; insanlığın kötüye gittiği falan yok. Çünkü zaten ııfak çapta bir ce- hennemin içindeyiz. Bundan sonrası Holly- wood işi bir kıyamet til- mi. Bir rarkla ki, bu rıl- nıi ağzının suyu akarak seyretmeye imkân yok. Zamyatin Biz'i, ünvell /%'-/'ü, ya da daha ya- kın geleceğe bakarsak, Ballard Süper Kent'i bo- şuna yazmadı. Daha bu kitap özelinde konuşacak olursak... Şey- tan (leçti bir gidişten ziyade, kadmların ağır hasarlı var oluşuna tanıklık eden öy- külerden oluşuyor diyebiliriz. Bu, aslında toplumca ağır hasarlı olma durumu yeni değil elbet. -Oys'A ki biz deliliği iyi bir şey olarak hilirdik, değil mi? -Eh tabii, delilik grirme cesaretini ge- rektirir aslında! - "Ecel Bcşiği" öyküsünde geçen şu cümle de çok ürpertici hal aldt, zamanın- da komiklik ibaresiyken... "Çünkü o ko- ca dayağmdan, kaynana zulmünden, gö- riimce şerrinden çok Allah 'tan korkar." Ne dersin? - "Ecel Beşiği" itile kakıla, dövüle sö- vüle kabuğu çatlamış bir kadının öyküsü. Insanlarm şerrinden Allah'a sığınacak belki ama onu bu Allahsız tabir edilenle- rin arasına atan da Allah değil mi! Böyle Açık veya örtuk şiddet, Tohumcu'nun ilk kitabındaki gibi yine karşımızda. bir çelişkisi var o kadmtn bu öyküde. Bu çelişkiyi bir kenara koyduğumuzda, bazı olaylar size de, kadınm kadından başka düşmana ihtiyacı yok, dedirtmiyor mu! Töre ya da namus adma işlenen cinayet- lerin zanlısı dedikodu değildir diyebilir misiniz! Ya da daha küçük ölçekte baka- lım, işin ucunda illa ölüm olması gerek- miyor, şiddet dediğimiz şeyin travmatik tek sonucu ölüm değildir sonuçta, kayna- na dırdınyla dayak yiyen çok kadm saya- biliriz mesela. Aynı şekilde, "Allah Affet- mez" adlı hikâye de bu dediğime güzel bir örnek ne yazık ki. Bir babayı kızmı öldürmeye, sırtmdan bıçaklamaya götü- ren süreci anlatır ya, baba kızın iç sesleri aracılığıyla. Orada kızın sırtma bıçağı saplayan tek başına baba mıdır, yoksa kız hakkında inandmaz derecede atıp tutan bir mahalle halkı ve eş dost mudur! Şey- tan Geçf/deki ve aslmda hayattaki bütün bu dramatik hikâyelerin bir köşesinden, acımasızca ve düşüncesizce, tuhaf bir gaddarlık ve kıskançlıkla konuşan, fısır- daşan insanlarm sesi gelmiştir benim ku- lağıma. Komiklik bunun neresinde? HEPİMİZ KENDİ HİKÂYEMİZİ YASIYORUZ 1 - Tüm bu konuştuklanmızm neticesin- de, "Fit" hikâyesindeki Aynur ve tüm kadınlar gibi, hayatta bikâye biriktireme- yen kadmlanmız toplumda yerlerini alı- yor. Oysaki ne kadar önemlidir bir insa- nm hayatta kendi hikâyesini yazabiliyor olması, öyle değil mi? - Evet, insan'ın kendi hikâyesini ya da şöyle mi demeli, yaşamayı arzu ettiği hi- kâyeyi yazabiliyor, yani yaşayabiliyor ol- ması esas olan. Hepimiz kendi hikâyemi- zi yaşıyoruz aslında ama bazılarımız için arzu edilir, bazılarımız içinse değişmesi kuvvetle arzulanan hikâyeler, hayatlar bunlar. "Fit", hayalm acımasızca köşeye kıstırdığı beş kadının Kadıköy çarşısında tesadüH buluşmasını anlatan bir öykü. Çarşının orta yerinde yakası açılmadık küfürler savurmaya başlayan bir kadın, civardaki hemcinslerinde bir şeylerin ka- pısını aralıyor. O ara- lıktan biz de bakıyoruz içeriye ve istenmeden yaşanmış, yaşanan, ağır yenilgiler içeren hayat- lara tanık oluyoruz. Or- talık yerde bağıran bir kadının acısında kendi acılarını gören kadınla- rın hikâyelerine kulak veriyoruz. tçlerinde en deli, en zavallı görünen kadının (yani orta yer- de kütürler savııran ka- dının) aslında kendini en çok dışavuran kadın olması, sizce de ironik değil mi! -Bu kitabmda görselliği de dikkate a\- mışsın. Hikâye aralarındn karakalem çi- zimler yer alıyor. Pekiya bunun hikâyesi nedir? Şeytan Gecr/deki hikâyelere son nok- tayı koyarken, dostum (üemile birlikte bir şeyler üretiriz düşüncesiyle, beni bir illüstratörle tanıştırdı, Ethem Onur Bil- giç'le. O benim hikâyelerimi sevdi, ben onun çalışmalarını. Yayıncının da itirazı olmayınca Ethem oturdu hikâyelere tek tek desen çizdi. Mürekkep tekniğiyle çi- zildi ama o desenler, karakalem değiller yani. Kendisi Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Tasanm Bölümü öğrencisi, başka güzel işleri de var ayrıca. www.ethemo- nur.com adresini ziyaret etmekte fayda var bence. • Şeytan Geçti/ Aslı Tohumcu/Ithaki Yayınkrı/ 104 s. Başlangıçta askvardı! Aşkın ne olduğunu uçan halı anlatacaktır, ey bahtı güzel okur! Hamal ve Üç Genç Kızın Öyküsü'nde dolaptan çıkan eli kılıçlı yedi zebani, vicdanımızın gözcüsüdür. Cinistan, Binbir Gece MasaUan'nm sırlarını açıklıyor. Seni, kadın ve erkeğin, insan olmanm gîzlerine giden bir yolculuğa çağırıyor. Binbır Gece de Yolculuk II Binbir Gece'de Yolculuk I DOĞAN KİTAP www.dogankitap.com.tr C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 4 8 SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle