25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
kuduğum Kitaplar METİNCEUi. T ürkiye'de mizahın en önemli dönemeçle- rinden biri Gırgır dergisinin yayınlanma- sıydı. Oğuz Aral, mizahı tekrar canlandırıp bü- yük kitlelere ulaşmasını sağladı. Gırgır, o güne dek yayınlanmış en po- püler mizah dergisi Ak- baba'nın ve dünyadaki benzerlerinin tüm rekor- larını aşarak haftalık pe- riyotta kırılması imkân- sız bir rakama imza attı, beş yüz bin okura ulaştı. Gırgır'ın başarısının te- melinde Oğuz Aral'ın ye- nilikçi anlayışı vardı. Aral bir yandan mizahı 70'li yıllardaki sanatsal' yo- ğunluğundan çıkartıp herkesin kolayca anla- yabileceği hale getirir- + ken diğer yandan da gençleştirdi. Derginin kapılarını her zaman gençlere açık tuttu. Genç yazar ve çizerler de Gırgır'ın genç okur- larla daha kolay diyalog kurup çok satmasını sağladı. Mizahın yeni ustalan . .^ Gırgır'ın yetiştirdiği genç yazar ve çi- ':\" zerlerinyayınladığı Hıbır, Limon, Deligi- jV_ bi dergiler Oğuz Aral'ın yaklaşımına sa- fe dık kaldılar ama kendilerine has dergici- jŞ£ lik anlayışlan getirip her yeni dergide ye- *v nilenmeyi de sağladılar. Yeni dergiler de '"î* kendi yazar ve çizerlerini yarattı. Yazariık açısından bakarsak Gani Müjde, Atilla Atalay, Metin Üstündağ, Vedat özdemiroğlu, Cihan Demirci ve Kemal Kenan Ergen Gırgır ekolünün yarattığı ilk akla gelen isimlerdir. 80'li yıllarda mizah yazarlığına baş- layan bu yazaıiar Gırgır'ın olabildiğince çok okura ulaşmak anlayışına uygun olarak son temsilcileri Aziz Nesin ve Rıfat llgaz olan kla- sik, öyküleme tekniğine dayalı anlayışı terk edip yeni bir yazı biçimi geliştirdiler. Bu yazı biçimi genç ve sabırsız okurun beklentisine uygun olarak çok fazla aynntıya girmeyen, he- men konuya giren, diyaloglaria gelişen kısa ve yoğun metinlerdi. Bu metinler içlerinde hem öyküler banndınyordu, hem de güncel konula- ra değinme kolaylığı sağlayacak düzyazı ola- naklan. Mizah dergilerinde yazıya aynlan yerin gitgide küçülmesi bu yazılann boyutlannı da kısalttı ve yazarlar çok küçük alanlarda büyük başanlara imza atıp az lafla çok iş başardılar. Kısalık ve yoğunluğun zirvesi ise sadece bir- kaç sözcükten oluşan, aforizmasal nitelikteki cümlelerdir ki, onun da üstadı Langadank'laria Metin Üstündağ'dır. YAZIOAN UZAKLASMA 9O'lı yıllann sonunda mizah dergilerinin okur- lan iyice yazıdan uzaklaştı. Mizah yazılan okun- mamaya, dergilerin mizah yazarian azalmaya, kitaplann tirajlan düşmeye başladı. Intemet ça- ğında yetişen genç kuşağın okuma alışkanlığını düşündüren ilginç bir tablo ortaya çıktı. Bu ge- lişmeler insana ister istemez süreç içinde mi- zahın tamamen intemet ortamına kayacağını ve belki de dergiciliğin biteceğini düşündürü- yordu. Ama 2000'li yıllar bıföngörümüzü yalanla- yan ilginç gelişmelerin yaşanmasına neden ol- du. Bir yandan mizah yazılannın dergilerdeki yeri iyice azalırken diğer yandan özellikle çizgi romanlarda yazı çizgi oranında yazının payı git- tikçe artıyordu. Çizgi romanlarda yazı yoğunlu- ğu öylesine arttı ki bazı kareler sadece yazı ba- lonundan ibaret kaldı çizgi balonun altında ezil- di. 9O'lı yıllarda Lemanyak, Lombak gibi aylık çizgi roman dergilerinde yetişen çizerler yazı yönünden hiç cimri davranmıyor ve okuma tembeli olduğunu düşündüğümüz okuriara bol bol çizgi roman balonu okutuyorlardı. öyküleri- ni çizgiden çok yazıyla anlatanlardan hemen aklıma gelenler Gürcan Yurt, Oki, Memo Tem- bel Çizer, Ersin Karabulut, Bahadır Boysal. İLGİNÇ GELİŞME Mevcut üç haftalık mizah dergisi Leman, Penguen ve Uykusuz'da ise ilginç bir gelişme yaşandı. Mehmet Çağçağ, Ahmet Yılmaz, Selçuk Erdem, Erdil Yaşaroğlu, Bahadır Baru- ter gibi ustalar oldukça az yazı ile karikatürler çizip yani çok zor bir işin üstesinden gelerek okurian güldürmeyi başanrken onlann yetiştir- diği kuşak ustalannın yapma dediği her şeyi yapıp tanınıp sevildiler. "Yav Fehmi'ye bi haller olmuş gördün mü Kenan abi. Bööyle bi çalımlar falan... Iki ku- ruş para bulunca havalara girmiş." "Hayva- noğlu hayvan..." "Abi selam bile vermiyo ya artık adam" "Eşşek herif..." "Sen nereye abi? Eve mi gidiyorsun?" "Köpek..." "Abi sen..." "Şerefsiz..." "Abi sen bana mı diyo- sun?" "Sana diyorum tabi öküz... ödesene artık lan borcunuü" "Abi sana da bi haller.." "Sus be!.." gibi karikatür için çok uzun bir diyaloğu tek karikatüre sığdıran Yiğit özgür, karşılıklı iki kişinin beş-on yazı balonu süren diyaloglanndan oluşan karikatürleri ile bu yeni eğilimin öncüsü ve üstadı sayılabilir. Oğuz Aral görse ne derdi bilemiyorum ama okur Yiğit Ozgür'e büyük ilgi gösterdi ve hem kitabı on binlere ulaştı hem de dergisi Uyku- suz en çok okunan mizah dergisi oldu. Mizah okurunun yazıyla bu sürpriz banş- ması dergilerdeki yazı oranını da olağanüstü bir biçimde artırdı. Eskiden bir- iki yazıya mi- nicik yer bulabilen dergilerde şimdi mizah ya- zılan büyük yer kaplıyor. Leman'da Atilla Ata- lay, Metin Fidan, Penguen'de Serkan Yılmaz, Faruk Kaya, Met-Üst, Fatih Solmaz, Seyit Ali Aral, Kaan Sezyum Uykusuz'da Fırat Budacı, Vedat özdemiroğlu, Alpay Erdem, Erman Çağlar, Umut Sarıkaya, Banş Uygur sürekli yazıyor. ÖYKÜYEDÖNÜS "... Kapıyı Remzi açtı. Remzi avurtlan içine çökmüş, gözünde, hani siz de bilirsiniz ya, yal- nızca çocuklara özgü olan o meraklı bakışlann zerresi bulunmayan embesil yaradılışlı bir ço- cuktu. Zaten çocuklan sevmeyen ben, geçen bayram, bayramın dördüncü günü olmasına karşın hâlâ siyah çizgili gri takım elbisesini gi- yip bizden şeker istemeye geldiğinden ben Remzi'den tiksiniyordum. Yalandan bi başını okşayıp içeri, babası Menderes Abi'nin yanına gittim. Menderes Abi oğlundan yana çok dert- liydi. Remzi'ye karşı hırpalayıcı bir davranış sergileyerek oğlunun derslerinin çok kötü oldu- ğunu, mümkünse ona yardımcı olmamı istedi. Ve karşılığında reddedilmeyecek bir meblağ sundu. Meblağı duyunca birden Remzi'ye karşı büyük bir sempati besledim ben. Hatta öyle sempati besledim ki Remzi gibi pırianta bir ço- cuğa karşı sert çıkışlar yapan babası gözüm- den bir anda düştü. Ama sonra meblağı öde- yen şahsın Remzi değil de babası Menderes Abi olduğunu idrak edince her ikisine karşı da nötr bi tutum sergiledim..." Çizgi romanlarda öykülerin çizgiden çok ya- zıyla anlatıldığında okurun bir rahatsızlık ifade etmediğinin görülmesi, karikatürierde yazı bol- luğu ve nihayet dergilerde yazılann ve yazaria- nn çoğalması mizah okurunu öyküye hazırla- mış oldu. Altay öktem'in Varlık'ın mizah dergi- lerine yoğunlaştığı mart sayısındaki "Mizah Dergileri ve Edebiyat" yazısında da belirttiği gi- bi Uykusuz'un kuruculanndan yazar ve çizer Umut Sankaya mizah dergilerine öykünün dönmesini sağlayan ad oldu. Sankaya, aman kısa yazayım, fazla yer kaplamayayım endişe- sine kapılmadan sözü gerektiği kadar uzatarak hayatın tüm alanlanna hiç çekinmeden el atan öyküler yazıyor. Onun öykülerinde günümüzde yaşanan hemen her şeye değiniliyor, güncellik- ten sakınılmıyor. Geneliikle birinci tekil şahıs anlatımıyla yazıyor. Anlatımındakı rahatlık ve samimiyetle dikkati çekiyor. Umut Sankaya'nın ikinci kitabı Benim de Söyleyeceklerim Vari (2) (Mürekkep Basın Yayın) geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Yeni tanışacaklar için benim önerim ilk kitaptan başlamalan. Mizah yazılanyla başlayıp öyküye kayan ikin- ci yazar Fırat Budacı. Budacı da Sankaya gibi hayatın her yanına ulaşmak isteyen, açık sözlü bir yazar. Hayattan küçük bir parça, bir an öy- kü konusu olabiliyor. Edebiyata da oldukça ya- kın. Variık'ta yayınlanan söyleşisinde de belirt- tiği gibi yazılannda Türk edebiyatının Edip Cansever, Oğuz Atay gibi ustalanna gizli ve açık göndermeler yapıyor. Onun kitabı Kendi- mi Durduracak Değilim de Mürekkep'ten çıktı. : MİZAH VE EDEBİYAT Aziz Nesin ve Rıfat llgaz, hem mizahçı hem de edebiyatçı olarak anılan son isimlerdi. On- lara mizah dergilerinde de edebiyat dergile- rinde de yer vardı. Gırgır'ın çıkışı ile 80'li yıl- lardan başlayarak önce mizah edebiyattan koptu, sonra da edebiyat mizahı unuttu. Oy- sa daha 80'lerin sonunda yayınlanan Deli dergisinden itibaren mizahçılar dergilerinin kapılarını edebiyatçılara hep açtılar. Edebiya- ta yakın durdular. O dergilerde yazan Nihat Genç, Cezmi Ersöz, Altay öktem, küçük Is- kender gibi yazarlar bu sayede okurlarını ço- ğalttı. Çok okundu. Ama edebiyat gözünü mizaha yummuştu bir kere. Metin Ustün- dağ'ın edebi göndermeli yazılannı, şiirlerini, Atilla Atalay'ın öykülerinin edebi niteliğini gör- mezden geldi. Varlık, mart sayısı ile edebiyat ortamının dikkatini bir kez daha mizaha çek- meye çalışıyor. • sAYFA 12 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle