25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ALEVILER UZERINDE BÜYÜK OYUN!.. Alevi Tarih Yazımında SKANDAL-Erdoğan Çınar Örneği- amz^.Aksiit nsal Öztürk .Hasan Harnıancı Bu kitap, Alevi tarih yazımında ortaya çıkan bir skandalı konu alıyor. Erdoğan Çınar, kitaplarında Hıristiyanlığın bir mezhebi olan Paulikienizm'i Alevilik; kiliselerini Alevi ocağı; kilise kurucularını Alevi dedesi; ilk çağm köleci "MaPtopluluklannı Alevi; Zeus tapmağını Hacı Bektaş dergahı; Makedon kilisesi kurucusu Constantine'i, Pir Sultan Abdal, Hıristiyan Misyoner St. Paul'ün Baş Piskoposu Silas/Silvanus'u Alevi Büyük Üstadı ve Mürşidi olarak sunuyor... Tüm bunlan yaparken, Bizans görevlisi Peter'in; coğrafyacı Strabon'un; Anna Komnena'nın; Urfalı Mateos'un; Evliya Çelebi'nin... yazdıklannı tahrif ediyor... Bu, Alevi tarih yazımında bir SKANDALDIR... YURTKİTAP-YAYIN Semah erenlerindir Çarkagirenlerindir Buyolakötülergimez Doğru sürenlerindir KonurSokak No: 26/3 Kızılay/ANKAKA Tcl: (0.312)417 35 49 Fax: (0312)425 36 40 e-ııınil: yurtkitaptf'/'yurtkil.ap.com www.yurtkitsip.com OrhanKaraveliden 'ZiyaGökalp'iDoğruTanımak' Bir çılgın Türk Orhan Karaveli, yalnızca gazeteciliğimizin ustalarından biri değil, aynı zamanda günü- müze de ışık tutan araştırma kitaplarının yazarı. Tevfik Fikret, Nâzım Hikmet, Sakallı Celâl, Görgü Tanığı, Bir Ankara Ailesı kitaplarını anımsatmaya gerek yok. Orhan Karaveli'nin yeni bir inceleme-araştırma kita- bı çıktc ziya Cökalp'i Doğru Tanımak. Karaveli, belgelere dayanan çalışma- sıyla, tam vaktinde bize Cumhuriyetimi- zin kuruluş ve devrim felsefesini anım- satırken insan, filozof, eğitmen. şair zi- ya Cökalp'i her yönüyle tanıtıyor. YÜksel PAZARKAYA I m «^ enim ailemin de bir ucu Di- I 3 yarbakırlı olduğu için, rahat- I j ç a söyleyebilirim. Diyarbakır ^ •* doğumlu herkesi Kürt sayan cehalet karşısında, Diyarbakırlı Ziya Gökalp ile ilgili olarak da yalan yan- lış görüşler ulu orta söylenip yazıla- geliyor. Oysa, bu kitapta da Avrupalı bilimsel kaynaklarla belgelendiği gi- bi, elülerde başlayan büyük iç göçe kadar - Tunceli ve Van hariç- Doğu ve Güneydo- ğu kent merkezlerinin hepsinde büyük ço- ğunluğu ana dili Türkçe olan nüfus oluştu- ruyordu. İç göç ve PKK terörü sürecinde önemli ölçüde nüfus kaymaları bu dengele- ri değiştirdi. Ama bütün kaymalar Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan arasında olduğu için, etnik kökenin bu değişime olumsuz hiçbir etkisini görmüyoruz. Yeter ki, etnik köken, ırk aynmcılığı için kullanılmasın. "Kürtleri sevmeyen bir Türk Türk değil- dir." Deyim gücündeki bu söz de Ziya Gö- kalp'indir (s. 38). "KENDİNİ NE HİSSEDİYORSAN OSUN" Orhan Karaveli'nin bu değerü çalışması, sunuş yazısının ardından altı ana bölüm- den oluşuyor: "Ziya Gökalp Kürt müy- dü?", "Osmanlı Divan-ı Harbi Çöküyor", "Mektuplarla Büyütülen Kızlar", "Tek Hocalı Ûniversite", "Imparatorluktan Çö- zülmeye", "Turan'dan Anadolu'ya", "Ziya Gökalp, Seksen Dört Yıl Sonra." Kitabın sonunda da Ziya Gökalp'in soy- ağacı ve kitapta geçen adlar dizini yer alı- yor. Tür kavramı olarak inceleme-araştır- ma deyince, dil ve üsluptan çekinen oku- yucular olabilir. Ama elli yıllık başarılı ga- zetecilik deneyiminin getirdiği kalem kıv- raklığıyla Orhan Karaveli'nin önceki kitap- lan gibi Ziya Gökalp kitabı da akıcı bir ro- man çekiciliğiyle okunuyor. Bunda doğal- lıkla yazann deyiş ve anlatış ustalığı yanı sı- ra sunduğu belge, bilgi ve resimler özellikle önem taşıyor. Benim kuşağım okulda Ziya Gökalp'i, özellikle Türkçülüğün Esaslan'nt görmüş ve cumhuriyet ilkelerinin düşünsel temelini pekiştirmiştir. Daha sonralan sevgili dos- tum ve arkadaşım, Ziya Gökalp'in yakın akrabası (Gökalp'in ablası Sacide Ha- nım'ın torunu) rahmetli Orhan Asena ile zaman zaman Ziya Gökalp üzerine sohbet- lerimiz oldu. Orhan Karaveli'nin de kita- bında genişçe değindiği, Asena'nın 1981 yılında Diyarbakır Üniversitesi'nde verdiği "Atatürk ve Diyarbakır" konferansının ba- na verdiği bir kopyasını çeyrek yüzyıldır saklarım. Asena, bu konuşmasında, "Ata- türk'ü anlamak Ziya Gökalp'i anlamaktan geçer" der ve devam eder. "Nitekim, son- radan Ata- türk'ün gerçek- leştirdiği tek devrim yoktur ki, Gökalp'in düşüncesinden ya da düşün- den geçmemiş olsun." Orhan Asena, Gö- kalp'in kişiliğini bir tümcede şöyle özetler: "Devrimciliğine gelince: Dilde, dinde, hu- kukta, kadın haklarında, sanatta, iktisatta ve hemen bütün kurumlarda Batılılaşma yollannı arar. Halkçılığı 'demokrasi'nin karşılığı olarak almış ve benimsemiştir. Fa- lih Rıfkı Atay'a göre Atatürk, 'yeni kuraca- ğı partinin ilkelerini onun belirlemesini is- teyecek kadar kadar önemsemiştir' bu dü- şün adamını" (s. 233). Ziya Gökalp'in, etnik konu üzerine, "Kendini ne hissediyorsan osun" sözü bu- gün de kulaklanmda çınlıyor. Orhan Kara- veli de bunu günümüze ulaştınyor: "Kök- leri ne denli tartışmaya açık olursa olsun kendilerini öyle hissettikleri sürece bir Kürt halkının varlığı yadsınamaz" (s. 20). Etnik aidiyet ile yurttaşlık bağıyla aidiyet arasındaki ayrımı, Atatürk'ün "Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran herkes Türk halkını oluşturur" tanımına temel oluştur- muş ve seksen beş yıl önce çağının ilerisin- de, bugün de çağdaşlığından hiçbir şey yi- tiımeyen yurttaşlık bağını tanımlamıştır. Orhan Karaveli'nin de sunuş yazısında anımsattığı, Atatürk'ün "Heyecan ve hisle- rimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp'tir" (s. 14) sözü, aslın- da Ziya Gökalp'i her türlü suçlayıcı tartiş- manın dışında tutmaya yeter. Ama bilinen diğer gerçek de, Ziya Gökalp'i bugün de eleştirmeye kalkanların asıl hedefinde her zaman Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyeti ol- muştur. Büyük kurtana ve kurucu, inkılap ruhunu da Fikret'ten aldığinı ifade eder. Orhan Karaveli, bazısı şimdiye dek hiç bilinmeyen birçok kaynağa ve belgeye ula- şarak, yalnızca Ziya Gökalp'in kökenine ilişkin gereksiz tartışmalara ve saptırmaca savlara son noktayı koymakla kalmıyor, Gökalp'in yapıtlarından yola çıkarak, bi- rinci elden onun düşünür ve toplumbilimci kişiliğinin, Cumhuriyet devriminin düşün- ce temelini oluşturduğunu da kesinlikle or- taya koyuyor. Kitapta kapsamlı olarak değerlendirilen, Malta'dan eşine ve kızlanna yazdığı 572 mektup, onun çağının ilerisindeki düşün- celerini de içererek büyük önem taşıması- nın yanında, aynı zamanda edebiyatımızda mektup türünün de pek seçkin ömeklerini oluşturuyor. Zaten düşünce boyutunun gölgesinde kalan şairliği, mektuplann- | M daki anlatımı, deyiş ve söyleyişi besli- İ H SAYFA 14 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 4 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle