Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 2010 PERŞEMBE
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Ver Canını da Kurtul
Hrant Dink üç yıl oldu alçakça öldürüleli!
Bizim gazeteden de pek çok arkadaşla birlikte
yürüyüşe katılmıştık! Üç yıl geçmesi pek inanılır
değil! Peki 8 yıldır AKP iktidarda! Buna ne
demeli? 8 yıldır Türkiye’yi düzlüğe çıkarma
savıyla her şeyi altüst eden bir iktidarın
molozlarıyla uğraşıp durmuyor muyuz? 8 yıl, 64
yıllık bir ömrün sekizde biri!
İktidar daha demokratik bir ülke mi yarattı?
Onların ilk yılında Necip Hablemitoğlu
öldürüldü, beşinci yıllarında da Hrant Dink! Ve,
teröristlerle savaşta kaybettiğimiz daha
binlerce insanımız... Trabzon’da ve
Malatya’da öldürülen Müslüman olmayan
yurttaşlarımız! Körüklenen din ve ırk
düşmanlıkları... Kürt-Türk çatışmaları için
küçük çaplı provalar...
Romanların Selendi’den sürülmesi...
Sulukule’nin yerle bir edilmesi... Roman
kültürel kırımı! Başbakan da onları
“apartmanlara” yerleştirecekmiş! Yani
Romanları TOKİ mezarlarına canlı canlı
koyarak, hepsini yok etmeyi kafalarına
koymuşlar!
Roman kardeşlere denecek tek şey var:
Direnin!
Hrant Dink’in katilini yakaladılar, ama her
zamanki gibi, bu tezgâhı kuran ağababalar
ortalıkta yok, ki hepsinin devletle şu veya bu
şekilde ilişki içinde olduğu gün gibi açık.
Devletin, bu işle uğraşan kişi ve kurumları
cinayetin aydınlanmaması için üç yıldır
çalışıyor! Ve İçişleri Bakanlığı bir çatı örgütü
olarak kullanılıyor!
Üç yıldır neden cinayetin tam fotoğrafını
göstermiyorsunuz? Kapkaranlık bir fotoğraf,
içinde sadece bir tetikçinin resmi aydınlatılmış!
Ergenekon davasıyla ilgisi olabilseydi,
Genelkurmay’a bir patika döşeyebilselerdi
eğer, Hrant Dink cinayetini hallaç pamuğu gibi
atmış, daha ilk yılda hemen her şeyi ortaya
çıkarmış olabilirlerdi!
Yandaş basın, baktım Hrant Dink üzerine
günlerdir döktürüyor!
Ama iktidarda oturan patronlarına tek laf
etmiyorlar; ve sormuyorlar: Neden bu
cinayetin tetikçilerini ortaya
çıkarmıyorsunuz!
Yoksa, perdenin arkasında, istihbaratıyla,
emniyetiyle, belki de İçişleri’ne bağlı
jandarmasıyla, İslamcı Türkçüsüyle birbiri içine
geçmiş bir cinayet yumağı var da, cinayet sis
perdesi ardında bırakılmaya mı çalışılıyor?
Ağca olayı gibi!
Yandaş basın, yazarı ve çizeri, zıvanadan
çıkmış durumda! Bir medyanın, hele hele
iktidarla nefes alıp veren bir medyanın, bir kez
yuları kaptırınca ve zıvanadan çıkınca, nasıl da
pespayeliğin en karanlık çukuruna
düşebileceğinin tarihsel örneklerini yaşıyoruz!
Şimdi üç iktidar yandaşı bir olup, ikisi TV’de
biri de basında, Hürriyet’in eski Genel Yayın
Müdürü Ertuğrul Özkök’ü linç ediyorlar!
İktidardaki patronlarına, “Hrant Dink
cinayetini neden aydınlatmıyorsun?” demek
cesaretinden ve yüreğinden yoksun takım,
Özkök’te cinayet tertipçisini buldular!
İçi-dışı Türkiye, Atatürk, Cumhuriyet, ordu
düşmanlığıyla dolu kepaze biri, Dink-Özkök
arasında böyle bir bağlantı kurduğuna ve
diğerleri de bunu paylaştığına göre, Türkiye’yi
kesin soykırım yapmakla suçlamakta dünya
şampiyonluğunu üstlenmesine de şaşırmamak
gerekir!
Adama akademik paye vermişler, ama
muhakeme yeteneği sıfır! Diğer “sıfır”larla
birlikte, medyada birbirlerine takke ve külah
giydirip duruyorlar!
Kimisi de 20 yıl önceki gazete
manşetlerinden medet umarak, bugünkü
iktidarın otoriter ve dini ağırlıklı iktidar
yürüyüşünü maskelemeye çalışıyor!
Hrant Dink üzerinden tüccarlık yapanlara,
iktidar yandaşlığı yapmayanları darağacına
çekmeye başlayanlara bakıyorum da, nasıl bir
demokrasiye doğru dörtnala gittiğimiz
konusunda, tartışmaya mahal kalmadığına
artık daha çok inanmaya başlıyorum!
Avrupa Konseyi’nde 23 yõl çeşitli görev-
lerde bulunan gazeteci İzzet Sedes, 1979’da
öldürülen Milliyet Gazetesi Genel Yayõn Yö-
netmeni Abdi İpekçi’nin Türk basõnõnda çõ-
ğõr açtõğõnõ, Türkiye’yi modern gazetecilik-
le tanõştõrdõğõnõ vurgulayarak “İpekçi dürüst
bir gazeteciydi. Her şey gazetecilikti onun
için... Gerçek bir gazeteci oldu ve o uğur-
da gitti... Atatürkçü, laik Cumhuriyet’i sa-
vunurdu... Türkiye için büyük kayıptır”
diyor.
Yeditepe ve Marmara üniversitelerinde
gazetecilik dersleri de veren Sedes’in Abdi
İpekçi ile dostluğu, Galatasaray Lisesi’nde-
ki öğrencilik yõllarõna dayanõyor. Aynõ sõnõfta
başlayan arkadaşlõklarõ, gazetecilik yaptõklarõ
dönemlerde devam etmiş. Sedes, İpekçi’nin
gazeteciliğe başlamasõna da önayak olmuş.
“Bugüne kadar iki kişi bilirim. Daha
mektepteyken yani çok gençken ne yapa-
caklarını bilirlerdi. Birisi Abdi, diğeri de
Haldun Dormen’dir. Abdi, ‘Ben gazeteci ola-
cağõm’ derdi. Dormen de tiyatrocu olaca-
ğını söylerdi” diyor.
Yeni Sabah’ta başladı
İpekçi’yi işe almasõ için babasõ, Son Pos-
ta gazetesinin yazõişleri müdürü Selami İz-
zet Sedes’e önerdiğini anlatan Sedes, “‘Ab-
di gazeteci olmak istiyor, alõr mõsõn’ diye sor-
dum. ‘Murat Sertoğlu’na söyle’ dedi. Ken-
disi eniştemdir. Yeni Sabah’ın başınday-
dı. Daha sonra Abdi de Yeni Sabah’ta baş-
ladı” diyor.
Daha lisede mecmua çõkaran İpekçi, böy-
lece, diplomasi muhabiri, o dönemki adõy-
la ‘Beyoğlu muhabiri’ olarak gazeteciliğe
başlar. Sedes de ‘Beyoğlu muhabirliği’
yapmõş. Yabancõ dil bildikleri için o dönemde
Park Otel ve Pera Palas’ta daha sonra da Hil-
ton’da konaklayan yabancõ devlet adamla-
rõyla görüşüp haberler hazõrlamõşlar.
İpekçi’nin, yazlarõ Büyükada’ya gittiğini,
eşi Sibel İpekçi ile de adadaki Anadolu Ku-
lübü’nde tanõştõklarõnõ anlatõyor Sedes:
“Sibel’le yeni tanıştığı dönemlerdi. Ada-
ya erkenden giderdi. Yine bir gün iş yok
diye iki buçuk vapuruna binip adaya
gitmiş. İstanbul’a da zenginler yatı gelmiş.
Bütün gazetelerde var. Yeni Sabah haberi
atlıyor. İstihbarat şefi İzzet Aykol, istih-
barat defterine şu notu yazıyor: ‘Abdi Bey
sen adadan gelmeden, adaya dönmeyi dü-
şünüyorsun.’ Bu not çok ağrına gitti ve ay-
rıldı.”
Milliyet’te 17 yıl
İpekçi, askerliğini Kore’de yedek subay
olarak yapõp Türkiye’ye döndükten sonra ga-
zetenin kurucusu Ali Naci Karacan’õn da-
vetiyle yazõişleri müdürü olarak Milliyet’te
göreve başlar. Vatan gazetesine geçeli daha
iki hafta olan Sedes’i de yanõna çağõrõr. Ar-
kadaşõnõ kõramayan Sedes, İpekçi ile Milli-
yet’te muhabir, istihbarat şefi ve Ankara tem-
silcisi olarak 17 yõl çalõşmõş.
Sedes, Karacan’õn Milliyet’i kurarken
110 bin liraya Cumhuriyet’in rotatifini al-
dõğõnõ, Adnan Menderes’in de Karacan’a
yardõm ettiğini anõmsõyor. Bu yardõm nede-
niyle, ilk zamanlar, Demokrat Parti’ye ve
Menderes’e karşõ yayõn yapõlmamõş.
Sedes, babasõnõn ölümüyle Ercüment
Karacan’õn yönetimine geçen Milliyet’in
İpekçi’nin dengeli habercilik anlayõşõyla
başka bir gazete haline geldiğini, isim yap-
tõğõnõ dile getirerek şöyle devam ediyor: “Ha-
berlerde 5 N 1 K kuralını uygulatırdı, yo-
rum yaptırmazdı. Ölçülü olalım diye bi-
zi sık sık uyarırdı.”
İpekçi, çalõşma arkadaşlarõna karşõ da yu-
muşak, arkadaşça davranmõş. İpekçi’nin
Ankara’ya geldiği zaman göremediği kim-
senin olmadõğõnõ dile getiren Sedes, “Dün-
yayı bilirdi. Dünyayı seven bir adamdı.
Son derece medeni bir insan ve medeni bir
gazeteciydi. Eğlenmeyi de severdi, çalış-
mayı da...” diyor.
İpekçi ile birlikte cinayet haberlerini bü-
yütmeden vermeye başladõklarõnõ söylüyor:
“O dönemde gazete sahipleri de gaze-
teciydiler. Çok büyük fark var. Bugünkü
patronları kınamak için söylemiyorum
ama hepsi işadamı. Onlar gazeteci değil.
Onlar için gazete, satacak para kazandı-
racak... Şimdi basın bizim neslimize göre
içler acısı bir halde... ”
Baskılardan rahatsızdı
Sedes’e göre İpekçi, Menderes’in ve De-
mokrat Parti’nin demokrasi dõşõna taşan
uygulamalarõndan son derece rahatsõzdõ.
Menderes, daha gazete baskõya girmeden pol-
isleri gönderip haberleri kontrol ettiriyordu.
İpekçi de birçok gazeteci gibi Menderes’in
kurdurduğu ‘Tahkikat Komisyonu’ tara-
fõndan aranõyordu. “Bir gün oturuyoruz,
polis arabaları geldi. Abdi ile ben, bizi bu-
lamasınlar diye en üst kata çıktık. Polis
arabaları gidince, aşağı indiğimizde baş-
makinisti kan içinde bulduk. Baskıyı
durdurmayınca, dövmüşler adamı.”
İpekçi’nin, Türkiye’ye sosyal demokrasinin
gelmesini istediğini vurgulayan Sedes, İpek-
çi’nin Alparslan Türkeş’le yakõn olduğu id-
dialarõnõn da gerçekdõşõ olduğunu anlatõyor.
Sedes, gazeteciliğe sağlõk sorunlarõ nede-
niyle ara vermek zorunda kalõnca, İpekçi ile
arasõna da yollar girmiş. Eskisi kadar bir ara-
da olamasalar da Avrupa Konseyi’nde çalõ-
şõrken sõk sõk yurtdõşõna çõkan İpekçi ile yan
yana gelmeye devam etmiş.
Sedes, İpekçi’nin vurulduğunu ise Türk ga-
zetecilerin de katõldõğõ Avrupa Konseyi’ndeki
bir toplantõ sõrasõnda Mehmet Ali Birand’dan
öğrenmiş. Apar topar Türkiye’ye gelip ce-
nazeye katõlan Sedes, İpekçi için bir araya ge-
len müthiş kalabalõğõn şaşkõn olduğunu, her-
kesin ‘Neden’ diye sorduğunu anõmsõyor.
Neden öldürüldü?
Sedes, İpekçi’nin yolsuzluklara karşõ çõk-
tõğõnõ, sade üslubuyla çok ağõr yazõlar yaz-
dõğõnõ anlatõyor. Hiçbir hükümetin de ona
egemen olamadõğõnõ... “Yanlışa ‘yanlõş’
derdi. Niye öldürüldü? Kim öldürttü? Hâ-
lâ tam olarak anlaşılamadı. İpekçi, Tür-
kiye’de istikrarı, demokrasi düzenini öne-
ren bir insandı. Bence buna karşı olanlar
yaptılar ve o adamı kullandılar. Yazıla-
rıyla çok büyük bir etkisi vardı.”
Ağca’nõn hapishaneden kaçõrõlmasõnda,
yurtdõşõnda barõndõrõlmasõndaki soru işaret-
lerine değiniyor: “Ne parası var ne pulu var.
Roma’ya gidiyor... Kim gönderiyor? An-
laşılamadı hâlâ... İpekçi’yi o adam öldü-
rülmüş. El insaf, arkasında başka şeyler
vardı. Türkiye’nin bir numaralı gazeteci-
lerinden birini, iş ve özel yaşamında son de-
rece dürüst bir adamı öldürttüler.”
Arkadaşõ Sedes ‘İpekçi yolsuzluklarla savaşan, Atatürkçü, laik Cumhuriyet’i savunan dürüst gazeteciydi’ dedi
Demokrasi karşõtlarõ öldürdü
İstanbul Haber Servisi - ‘Top-
rak’ operasyonu kapsamõnda tu-
tuklanan organize suç örgütü lide-
ri Kürşat Yılmaz, “suç işlemek
amacıyla örgüt kurmak ve yö-
netmek”, “nitelikli yağma”, “ni-
telikli yağmaya teşebbüs”, “si-
lahla kasten yaralama”, “hürri-
yetten yoksun bırakma” ve
“tehdit” suçlarõndan toplam 66
yõl 10 ay hapis cezasõna mahkûm
edildi. Davanõn tutuksuz sanõklarõ
İbrahim Tatlıses ve “Alişan”
olarak bilinen Alişan Serkan
Tektaş’a verilen 1 yõl 10 ay 15
günlük hapis cezasõ ise ertelendi.
İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahke-
mesi heyeti, Tatlõses ve Alişan’õn
da aralarõnda bulunduğu 9 sanõğa,
“kurulan örgüt içindeki hiye-
rarşik yapıya dahil olmamakla
birlikte örgüte bilerek ve isteye-
rek yardım etmek” suçundan 1
yõl 10 ay 15 günlük hapis cezasõ
verdi. Sanõklara verilen ceza
“ilerde bir daha suç işlemeye-
ceklerine dair mahkemede
olumlu kanaat oluşması nede-
niyle” ertelendi. Sanõklardan Ehat
Akyol, Erdal Çetin, Zekeriya
Arslan ve Yavuz Kaşıkçı’ya çe-
şitli suçlardan toplam 66 yõl hapis
cezasõ veren heyet, 25 sanõğa da
benzer suçlardan 10 ay ile 15 yõl
arasõnda değişen çeşitli hapis ce-
zalarõ verilmesini kararlaştõrdõ.
Tuğba Özay beraat etti
Manken Tuğba Özay’õn da ara-
larõnda bulunduğu 4 sanõğõn örgüt
üyeliği suçundan delil yetersizli-
ğinden beraatõna hükmedildi.
Asena, operasyon kapsamõnda
yaklaşõk altõ ay hapis yatmõştõ.
Sedes, İpekçi’nin basında çığır açtığını, Türkiye’yi modern gazetecilikle tanıştırdığını vurguladı.
Munzur Vadisi için kanun teklifi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tunceli
Milletvekili Kamer Genç, Munzur Vadisi’nin sit
alanõ ilan edilmesi için TBMM Başkanlõğõ’na ka-
nun teklifi sundu. Teklif, Munzur Vadisi’nin,
Munzur Nehri’nin çõktõğõ kaynaktan itibaren 60
kilometre boyunca 1. derece doğal sit alanõ ilan
edilmesini, vadi boyunca da baraj, gölet ve benze-
ri yapõ ve tesis inşa edilmemesini öngörüyor.
Yeşil’in oğluna 29 yıl hapis
İstanbul Haber Servisi - Yeşil kod adlõ
Mahmut Yõldõrõm’õn oğlu Murat Yõldõrõm “çete
kurmak ve yönetmek”, “adam yaralamaya azmet-
tirmek”, “gaspa teşebbüs ettirmek” suçlarõndan
29 yõl hapis cezasõna çarptõrõldõ. İstanbul 11. Ağõr
Ceza Mahkemesi, davanõn diğer dokuz sanõğõna
da 2 yõl ile 16 yõl arasõnda değişen hapis cezalarõ
verdi. Mahkeme tutuksuz yargõlanan sanõklar
Murat Yõldõrõm, Ekrem Er, Resul Kaya, Kerem
Amal hakkõnda da yakalama kararõ çõkardõ.
‘Tebligat’ta elektronik dönem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Adalet Komisyonu’nda, Tebligat Yasasõ ile Bazõ
Yasalarda Değişiklik Yapõlmasõna Dair Yasa Ta-
sarõsõ’nõn, elektronik yolla da tebligat yapõlmasõ-
na olanak sağlayan maddeleri kabul edildi. Buna
göre, isteyene elektronik yolla da tebligat yapõla-
bilecek. Anonim, limited ve sermayesi paylara
bölünmüş şirketlere elektronik yolla tebligat ya-
põlmasõ zorunlu olacak. Elektronik yolla tebligat,
muhatabõn elektronik adresine ulaştõğõ tarihi izle-
yen beşinci günün sonunda yapõlmõş sayõlacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli,
partilileri ve teşkilatõ, hafta başõnda ceza-
evinden çõkan, Milliyet Gazetesi Genel
Yayõn Yönetmeni Abdi İpekçi’nin katili
Mehmet Ali Ağca ve arkadaşlarõndan
“uzak durmaları” konusunda uyardõ.
Bahçeli, partisinin başkanlõk divanõnda
ilk kez Ağca’nõn serbest bõrakõlmasõ ile
ilgili değerlendirme yaptõ. Bahçeli, Ağ-
ca’nõn “ne geçmişte ne de bugün” parti-
sini ilgilendirmediğini belirterek şu uya-
rõlarda bulundu: “Bu kişinin, hayatının
hiçbir döneminde de bizim teşkilatı-
mız içinde yeri olmamıştır, bundan
sonra da olmayacaktır. Bu olaylar ta-
mamen MHP’nin dışındadır. Ama bu-
gün bu kişiyi ve karıştığı olayları bize
karşı kullanmak isteyen bazı kendini
bilmezler çıkabilir. Bu tür girişimlere
karşı uyanık olalım. Teşkilatlarımız
bu kişiye ve arkadaşlarına karşı mesa-
fe koysunlar. Hiçbir arkadaşımız ken-
disini muhatap almasın.”
‘Ağca’dan uzak durun’
MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ PARTİLİLERİ UYARDI
İstanbul Haber Ser-
visi - Agos Gazetesi
Genel Yayõn Yönetme-
ni Hrant Dink’in öl-
dürülmesine ilişkin ka-
til zanlõsõ Ogün Sa-
mast, azmettiriciler
muhbir Erhan Tuncel
ve Yasin Hayal’in yar-
gõlandõğõ davanõn dos-
yasõna giren bir belge,
suikastla ilgili önemli
bir gerçeği bir kez daha
gözler önüne seriyor.
Eski Trabzon Emniyet
Müdürü, Emniyet Genel
Müdürlüğü İstihbarat
Daire Başkanõ Rama-
zan Akyürek tarafõn-
dan mahkemeye gönderilen bel-
gede, “Ogün Samast’ı İstan-
bul’a geldiğinde arkadaşları
karşıladı” bilgisi dikkat çekiyor.
Dink ailesinin avukatõ Bahri
Belen, Erhan Tuncel’in muhbir
yapõldõğõ dönemde
Trabzon Emniyet Mü-
dürü olan eski Emniyet
Genel Müdürlüğü İs-
tihbarat Daire Başkanõ
Akyürek tarafõndan
mahkemeye gönderi-
len mektupta, “Ogün
Samast’ı İstanbul’a
geldiğinde arkadaş-
ları karşıladı” yazdõ-
ğõna dikkat çekti.
Bu belgenin mahkemeye ye-
ni ulaştõğõnõ söyleyen Belen,
belgenin Ogün Samast’õn ci-
nayetten iki gün önceden beri
izlendiğini gösterdiğini kay-
detti. Belen CNN Türk’te yap-
tõğõ açõklamada şunlarõ söyledi:
“İddianamede ve bu dava-
nın belgeleri içinde olmayan
bir şeyi, bir önceki duruşma
öncesi dosyaya gönderilen
bir belge, ki bunu, eski Trab-
zon Emniyet Müdürü, Em-
niyet Genel Müdürlüğü İs-
tihbarat Daire Başkanı olan
kişinin imzasıyla geldi, hiç bu-
güne kadar yok, dosyada gör-
medik yani. Diyor ki Ogün
Samast’ı İstanbul’a geldi-
ğinde arkadaşları karşıladı. 1
ay öncesine kadar Emniyet
Genel Müdürlüğü İstihbarat
Daire Başkanı olan kişinin
imzasıyla...”
TATLISES VE ALİŞAN’IN
CEZALARI ERTELENDİ
Kürşat
Yõlmaz’a
66 yõl hapis
Öğrencilere ‘Bursa
Nutku’ soruşturması
Atatürk’ün sözleri rahatsız etti
‘Samast suikasttan iki
gün önce izleniyordu’
Fotoğraf:VEDATARIK
obursali@cumhuriyet.com.tr
Ramazan Akyürek’i suçlayan belge mahkemeye yeni ulaştõ
Dink ailesinin avukatõ Belen, eski Emniyet
Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanõ
Akyürek tarafõndan mahkemeye gönderilen
mektupta, “Ogün Samast’õ İstanbul’a geldiğinde
arkadaşlarõ karşõladõ” yazdõğõna dikkat çekti.
TAŞKIN ÖZLER
UŞAK - Atatürkçü Düşünce Derneği
(ADD) Şube Başkanõ Ercan Uzun, Or-
han Dengiz Anadolu Lisesi’nde bazõ öğ-
rencilerin, okulda Mustafa Kemal Ata-
türk’ün Bursa Nutku’nu dağõttõklarõ ge-
rekçesiyle kõsa süreli gözaltõna alõndõğõnõ,
milli eğitim müdürlüğünce haklarõnda so-
ruşturma başlatõldõğõnõ bildirdi.
Uzun, Atatürk’ün 5 Şubat 1933 tari-
hinde Bursa’da söylediği kabul edilen
nutkunun, Milli Eğitim’deki tarikatçõ
yapõlanmayõ rahatsõz ettiğini belirtti. Ta-
rikatçõ olduğunu öne sürdüğü okul
müdürü Halim Uçar’õn, gençler üze-
rinde baskõ kurduğunu belirten Uzun,
şöyle konuştu: “Müdür öğrencilere,
Bursa Nutku’nun insanları anarşiye
ve sokağa döküp eyleme teşvik etti-
ğini, bu belgenin Atatürk’e antipati
yarattığını ve Atatürk’ün böyle söz-
ler söylediğini kabul etmediğini be-
lirtmiştir. Atatürk’ün sözlerinden
rahatsız olan birinin, Atatürk’ün
kurduğu Cumhuriyetin okullarında
yönetici olması düşündürücü. ADD
Uşak Şubesi olarak, buradan Uşak
Valiliği’ne ve Cumhuriyet savcıları-
na suç duyurusunda bulunuyoruz.”