18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Bağdat'ta Bir Aile' Kazananve kaybedenlerin kentindef^s* Bağdat'ta BirAile, yalnızca Saddam Hüseyin'ln düşüşü sırasında bir ailenin neler yaşadığını değil, aynı dönemde Irak'ta olup bitenleri de anlatıyor. Minka Nljhuis'ln Varide, Abbas ve Haia'dan aktardıkları bir bakıma irak'ın çatışma, karmaşa ve gerilimle örülü yakın tarihi. • AN BULUNMAZ I 'W "v ir kent ve bir ülke düşünün... I J Savaşıyor, topraklannı işgal I ^ eden bir güçle ba§ etmeye -JL^çabalıyor. Üsteük işgalci, öne sürdüğü gerekçelerin geçersizüğini kabuJ edip, "pardon" diyerek suçu- nu itiraf ediyor. Bir ülke düşünün... İşgal edildiği günlerde, liderinin sokaklarda sürü- nen heykellerine taşla ve terlikle saldınyor. Gerçek ya da mizansen, bu böyle yaşandı bir kere. Ama aynı insanlar birkaç yıl için- de işgalcinin ordusuna ilişmemiş bir tel- evizyonun muhabirine, devrik liderinin ik- tidarda olduğu günleri aradığını söyleyive- riyor. Bir ülke düşünün... Yıllardır hep aynı sorunlarla sürüklenmiş, halkı başka halk- larla, ondan sonra kendi içinde çatıştunl- mış. Bu ülkede bir aile düşünün. Kan gölü- ne dönmüş kentte alabildiğine bir savaş sü- rerken yaşamaya çalışıyor, savaşa kendi ~\- penceresinden bakıyor. Bağdat'ta bir aile; Varide, Abbas ve Hala yaşıyor ve anlatıyor, Minka Nijhuis satırlara döküyor. HANGİSİ DAHA İYİ? SADDAM HÜSEYİN Ml İŞGAL Ml? Saddam Hüseyin taraftarlan ile işgalci ve işbirlikçilerinin çanşmaya tutuştuğu günler. Hemen her köşe başında ağır bir hava, sessizliği delip geçen knrşunlar. Varide'nin söyledikleri, pek çok şeyi özetliyor: "BugünJerde herkesin elin- de bir silah var." Silah ve çaüşmala- rın gölgesinde bir hayatın en doğal sonucu, kesinriye uğrayan yaşam ve şiddetin tüm noktalara nüfuz etmesi. "Kimliğimizi kaybettik" sözü ise ül- kede dunımun nerelere geldiğini gösteriyor adeta. Ölüm kol gezerken, ölümü yaratan işgalciler, kendilerine korunmak için beton duvarlar örü- yor. Işgalle birlikte yeniden kurulan "düzende", pek çok yeniliğin olması kaçınılmaz elbette. Eski rejimden bi- na ve mekânlar kalsa da, buralann sahipleri arük farklıdır: "Bağdat'ta yeni örgüt ve siyasi parriler mantar gibi ortaya çıkıyordu. Anarşiden ya- rarlanarak değişik binalara yerleşmiş- lerdi; özellikle ıktidann sembolü ha- line gelmiş binalar gözdeydi. Muha- berat'ın bürolan ya da Saddam'ın en nefret edilen oğlu Uday ve yandaşla- nnın sık sık dinlendikleri şık Hun- ting Club bunlardan biriydi. "• Tiyatro sanatçısı Abbas, eczacı Va- ride... Irak'ta yaşananJan kendi pen- cerelerinden anlatırken, konunun iki boyutu beliriveriyor: Abbas'ın aktar- dıklan sanatsal yön. Müzelerin, or- kestralann, salonlann nasıl yok edildiğini ve yağmalandığını gösteriyor. SAYFA 6 Varide'ninki ise işin sağlıkla ilgili boyu- tu. 1991'den başlayarak uygulamaya konan yapunmlar, en çok insanlann sağlığını vu- ruyor. Işgallerle beraber neredeyse hiç ilaç bulunamıyor. Bulunsa bile karaborsada... Hangisi daha iyiydi? Saddam rejimi mi ondan sonra gelen işgal mi? Hâlâ kafalarda bu sorular vardı. Nijhuis aktanyor: "Her ne kadar savaş sonrasında Irak'ta neler ola- cağı büinmiyorsa da, Saddam rejiminden daha kötüsü olamazdı. Oysa Nuha sadece şikâyet ediyor. Sanki eskiden durumlann daha iyi olduğunu ima ediyordu. Bakımlı görüntüsüne ve memnuyetsiz yüz hatlanna baküm. Geçmiş çok çabuk unutulmuyor muydu?" Bir de Hala var. ABD askerleri Bağdat'a girince, Abu Dabi'de dönüş yolculuğu için bavullannı hazırlamaya koyulan Hala. Eski Irak'ın önemli isimlerinden olan kocasının işi nedeniyle dünyanın pek çok yerini ge- zen bir kişilik. Anılanndan bir demet, eski fotoğraflanndan bir tutam sunarken, sanki o günleri yeniden yaşıyor. Hala, Saddam Hüseyin'in diktatörlüğüne dayanamayıp hastalanan yazar ve şair arkadaşlannı da anlatıyor. Savaş, çatışma ve işgal sürerken, Varide ile Abbas'ın tanış- malan, iüşkilerinin başla- ması ve evlenmelerine da- ir eski defterler de açlılı- yor. Ailelerinin, ilişkileri- ne bakışı, mezhepsel en- geller ya da önyargılar Nijhuis'in saurlanyla Bağ- dat dışına çıkıyor. ABD askerterinln Baûdafa glrdlûi günlerde heykellerlnlndevrllmesl, Saddam Hüseylnln koltuğundan oidugunun en önemli . haberclslydl. Konu dönüp dolaşıp işga- le geliyor. Nijhuis kiminle konuşsa Saddam Hüseyin dönemine karşı nefret dil- lendiriliyor ancak işgale ve ABD'nin yaratağı Irak gö- rünümüne de karşı çıkdıyor. Örneğin Zeynep'in anlattık- lan önemli bir Irak gerçeğini yansıtıyor: "Biz diktatörlükle yönetiliyorduk ancak bu, ülkenin işleyişi için gerekli yönetim ve altyapının olmadığı anlamına gelmiyordu. Tamam yanlışü ama temelimiz vardı. Irak bir Afganistan değil, ama yabancı yönetici- ler bize böyle muamele ediyor." SINIRIN KALMADIÖI ÜLKE Şiddetin şiddeti doğurduğu gerçeğinin en son ve en güncel örneği Irak'ta yaşanan- lar. ABD'nin işgali, ülkedeki kimi etnik ayınmcı unsurlan kışkırap harekete geçi- rince işler çığırından çıkü. Hala'nın "bu ül- kede arük sınırlar yok" deyişi, gelinen nok- tayı son derece güzel özetliyor. Hala de- vam ediyor: "Devlet belirsiz bir anarşi için- de, sanki bir boşluğa süzülüyor. Zifiri ka- ranlıkta duyduğumuz biünmeyen bir scs- ten korktuğumuz gibi korku içindeyiz." Paranoyanın sınırlan da giderek genişler ülkede. Korku, pek çok insanı teslim alır. Hala'nın burada yine ilginç bir belirlemesi var: "Herkes sinir hastası oldu, kimileri masalannda kurşun geçirmez yeleklerle oturuyor." Bu arada bombalar patlıyor, silah sesleri kısa molalar dışında hiç susmuyor. Güven- lik çemberleri insanlan daralorken aynı amaçlı beton duvarlar her yana yaydıyor. Varide'nin "küçük" bir şi- kâyeti var; alınan güvenlik önlemle- ri işyerine gidişini üç saat geciktiri- yor. Yıllardır süren savaş ve çaüş- malara ek olarak yaşanan bu işgal, ülkedeki pek çok şeyi Varide'nin işe üç saat gecikmeyle gitmesine benzer şekilde geciktirip geri bırak- tınyor. Derken Saddam Hüseyin, dünya- nın hafizasına kazınan görüntüsüyle yakalanıyor. Irak'ta sevinç ve endişe bir arada. "Diktatör yakalandı ama sonra ne olacak?" sorusu herkes gi- bi Varide, Abbas ve Hala'nın da di- linde. Nijhuis'e gelen bir ileti, Saddam Hüseyin'in yakalanışı sırasmdaki ruh halini özetliyor: "Saddam sade- ce bir adam. Neden biz Iraklılar bü- tün bunlann olmasına izin verdik? Korku, yüreği sardığında özgürlük kaybolur. Biz, onun yüreklerimize korku salmasına izin verdik, onun sahip olduğu gücü ona biz verdik." Bu doğruydu ama neden şimdi insanlar Irak'ı terk ediyordu? Hu- zur, işgal sonrasında neden Irak'a uğrama-. dı? ABD işgali ve Saddam Hüseyin'in ya- Mlnka Nijhuis, Hala ve Abbas Bağdat'ta bir arada. Kitabın yazılıs aşamasında çektlrdlklerl bir hatıra fotoğrafı. kalanması neden tüm dertleri bitirmedi? Terör Irak'ta niçin arm? Mezhep çaaşma- lan ne oldu da parladı? Bu sorulan kendi- ne soranlann sayısı bir hayli fazla. Bağ- dat'tan aynlırken, Varide ve Hala'nın kafa- sında da aynı sorular var. Ama Varide'nin yaşadığı iç hesaplaşma, Bağdat'ı terk ederken neler hissettiğini de yansıtıyor: "Aynldığım için suçlululuk du- yuyorum. Tam olarak ne olduğunu bilme- sem de bir şeyleri kaybetmekten korkuyo- rum; belki de köklerimi. insanlar Bağ- dat'tan neden aynldığımı sorduklannda, sanki kendi sesimi duyuyorum. Öne sür- düğüm gerekçelerimle insanlan ikna ede- biliyorum ama kendimi edemiyorum." Varide, Abbas ve Hala'nın merkezinde yer aldığı Bağdat'ta Bir Aile, adeta roman gibi kurgulanmış. Betimlemeler, diyaloglar, insan tasvirleri ve ilişkilerin anlatımı roman tadı veriyor. Yalınlığı elden bu-akmayan Nijhuis, kişilerin aktardıklarından ve ger- çeklerden sapmadan ne olmuşsa ve nasıl anlaolmışsa duru biçimde hepsini okura sunuyor. Kitapta aile fertleri ve onlann yakın ar- kadaşlannın sözleri, genelde Saddam Hü- seyin dönemini kötüler nitelikte. Buna ge- rekçe olarak da Hüseyin'in "hayatlannı kı- sıtlamasını" hatta "mahvetmesini" gösteri- yorlar. Ancak diğer taraitan ABD işgalini de desteklemiyorlar. Tam bir arada kalmış- lık duygusu hâkim. Yitirdikleriyle "kazan- dıklannı" tantıklarında kaybedilenler san- ki bir boy öne geçiyor. Varide, Abbas ve Hala'nın anlatnklan sadece kendilerine ait değil. Irak'ta birçok insan ve aile buna benzer olaylan, hatta bundan daha fazlası- nı yaşadı. Diktatörlüğün acısını bilen ama öte taraitan işgalin-yarattığı yıkınıın kızgın soluğunu ensesinde hisseden insanlann öy- küsü gün yüzüne çıkıyor burada. Kendi ülkesinde çoğu zaman diken üs- tünde olmuş, korkuyu ve yokluğu görmüş; geçmişle bugün arasında sıkışmış ve gele- ceğe nasıl bakması gerektiğini kestireme- yen insanlann arafta kalmış yaşamından bir parça sayfalara yansıyan. Irak'ta herkes diktatörlük, işgal ve çatış- madan birini seçmeye zorlaruyor. Ama ter- cih edilmesi istenenleri belirleyen asla ken- dileri değil. Bu tarihsel gerçek hepsinden daha can skıcı. • Bağdat'ta Bir Aile/ Minka Nijhuis/ Çeviren: Gül Özlen/ Kitap Yayınevi/ 172 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1040
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle