18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
D eğinmeler MU8TAFAŞ1RİF0NARAN "T•ürkiye Cum- huri- yeti'nin temeli kültürdür sö- zü, öylesine söylenmiş bir söz değildir. Kültürü yaşa- ma biçimiyle yorumlayacak olursak, yeni biryönetim, bin yıldır bu topraklarda yaşayan in- sanları nasıl bir yaşama bi- çimine alıştı- racak? Insanın alıştığı yaşama biçi- mini değfştir- mesi kolay değilse de, değişmeyen en önemli gerçeğin "de- ğişim" olduğu bilindiğine gö- re, yeni bir kültüre alış- mak gereke- cektir. Anadolu insa- nı göçebelik- ten yerleşik kültüre geçer- ken nasıl bir değişime uğ- radı? Yürüyü- şüne, oturu- şuna, bakışına nasıl bir an- lam yerlestl? Konuşma biçi- mi bile değiş- medi mi? Cumhurbaşkanlığı Ödülleri "Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Bü- yük Ödülleri"nde "hat sanatçısı" Uğur Der- man'ın, ağzında akide şekeri varmış gibi, söy- leşi tadındaki konuşmasını dinlerken dalıp git- mişim. "Hat Sanatı" dediğimiz, eski yazıyı ince bir hünerle dokumak, günümüz sanat anlayışları içinde artık anı degeri taşımış olsa bile, geçmiş zamana dalmanın üzgünlüğünü yaşarız. Uğur Derman bilimsel çalışmalardan geçen bir cumhuriyet aydını. Cumhuriyet devrimleri- nin gerekli olduğuna inanıyor ama, geçmişin yitip gitmesine de gönlü katlanamıyor. Bu ne- denle "Hat Sanatı"nın yaşatılmasına çalışıyor. "Hat Sanatı" ile "Ebru Sanatı"nda "Soyırt Sanaf'ın köklerini araştırmak olanağı var mı? Izmir'deki evimizin konuk odasında, talik ya- zıyla süslü bir levha vardı: "Bu da geçeryahu!" Bu sözde yaşama kültürünü özümseyen in- sanın aldırmazlığını aramak gerek. Belki de o dargınlıkta kötülük toplumuna gönderilen ince bir sitem var. Izmir'deki evimizin bir başka odasında bir levha daha vardı: "Garik-i bahr-i isyanım Dahilek ya Resulallah!" Günümüz Türkçesine şöyle yakıştırmak uy- gun düşer mi? "Isyan denizinde boğulup kaldım Kurtar beni ey Tann'nın elçisi!" Insana daral gelen öyie durumlar var ki, içi- mize sinen bir yaşama kültürü, belki kalıtımla geçen bir özellik, katlanmanın gücü olarak an- lam kazanıyor. Insan, "6u da geçeryahu!" derken, "kötülük çağı"nın çürüyüp gideceği- ne; iyinin, güzelin, doğrunun yaşayacağına ina- nıyor. Eskilerden gelen, hücrelerimizin çekirde- ğine giren bir inanç bu! AYAKÜSTÜ SÖYLESİLERİ "Cumhurbaşkanlığı Kürtür ve Sanat Bü- yük Ödülleri" töreninden sonra, elimizde içki bardağı, ayaküstü söyleşilerinde; ödül alanları, özel konukları, kültür ortamını aynca değerlen- dirme alışkanlığımız var. Sanat çevresinden gelip de kendini önemse- meyen insan olur mu? Şarkıcıdan besteciye, yazardan yayıncıya, sinema yapımcısından eleştirmene, siyasetçiden devletin yüksek ka- tında çahşanlara dek, ödül ortamanın büyüsü- ne kapılmış bir topluluk... Nuri Bflge Ceyİan; alışmadığımız bir kur- guyla doğayı, kasabayı insanlaştınrken, sıra- dan oyunculara ustalık kazandırırken ıssızlığı şiiıieştiren bir sinemaya yöneldi. Nice ustalann yanında genç sayılacak bir yönetmendi. Kolay- cılığa kaçmadığı için sıradan izleyiciler onu ya- dırgamış olabilir. Ama o genç adam, Cannes Film Festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü alırken; "ödülü tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ül- keme adıyorum" diyecek bir olgunluğa ermişti. Bir ülkenin yalnızlığında hakkı yenmişliğin soyluluğu vardır. Işin kolayına kaçan nice usta yönetmen, o yalnızlığın şiirini kolayca öğrene- mez. Söz sinemadan açılmışken, ayaküstü söyle- şilerin tadını çıkardığımız arkadaşlan anlatayım. Yapı Kredi Yayınları'nı yöneten Raşit Ça- vaş'a takılıyorum: "Artık Türk Edebiyatının simgesi Yapı Kredi Yayıncılık mı sayılacak?" Raşit Çavaş, Oğlak Yayınları Genel Yönet- meni Senay Haznedaroğlu'ya gülümseyip açıklıyor: "Oğlak Yayınları, Nahrt Sırn Örik ile Mithat Cemal Kuntay'ın bütün kitapiannı yayımladığı- na göre, bizim Türk Edebiyatı'nı yaşatmaya çalışmamız hep eksik kalacaktır." Söz sinemadan açılmışken Oğlak Yayınla- n'nın "Sinema Tarihi"ni anımsamamak olmaz. Rekin Teksoy'un iki ciltlik, 1300 sayfayı ge- çen bu kapsamlı kitabında, anısına adadıklan arasında, ağabeyim Âlim Şerif Onaran da var- dı. Onun Türk sinemasına desteği, Sansür Ku- rulu'nda görev aldığı yıllarda başlar. Izlenen fılmin senaryosu yoktur. Bir sayfalık bir kâğıda filmin konusunun özeti (Sinopsisi) yazılmıştır. Üstelik film o özete de tam uymaz. Ama Âlim Şerif, bir filme verilen emeğin önemi- ni bildiği için, o fılmi kurtarmaya çalışırdı. .. Ayaküstü söyleşiye katılanlardan biri, Safa Önal, yüzlerce senaryoya emek veren, alçak gönüllü bir yazardı. Hep bilirdik ki iyi bir senar- yo yönetmene de, oyunculara da yol gösteren bir özellik taşır. Rekin Teksoy'un "Sinema Tarihi"ni okuyan- lar Türk sinemasının da nasıl bir değişim gös- terdiğini yakında öğreneceklerdir (TURK Sİ- NEMASI, 2 Cilt, Bugüne Kadar Türkiye'de Yazılmış En Kapsamlı Sinema Kitabı. Oğlak Yayınları, 2005). YAZARLAR, YAYINCILAR Yayıncılık kesiminin sorunlan da ayaküstü söyleşilerde dile getiriliyordu. Arkadaş Yayın- lan'nı kuran Cumhur Ozdemir, Turkuaz Ya- yınlan'na kişilik kazandıran llknur özdemir, Everest Yayınlan'nı genişleterek yayıncılıkta öne geçen Faruk Bayrak da köşkün konukları arasındaydı. " 'Bilgi Yayınlan'nın kurucusu Ahmet Tev- fîk Küflü'yü göremiyorum" dedi Raşit Çavaş. "Yaşı 80 oldu ama gene işinin başında. Belki de özürü çıkmış da gelememiştir" dedim. "Yayıncılığın ustasıdır. Ondan çok şey öğ- rendik. Ona saygı borcumuz var" dedi Raşit Çavaş. Yayıncılık kesiminde dalgalanmalar olur. Ki- mi yazarlar bir başka yayınevine geçer. Artık töre anlayışı çıkar anlayışına dönüşmüştür. Ya- yınevleri arasındaki uzlaşmalar da yarar sağla- maz. Bir ara Hilmi Yavuz'la konuşuyoruz. Kuşku- suz kültür alanlan, sanatın sınııian bir hayli ge- niştir. Ama edebiyat, değişik alanlanyla bütün sanatlan kapsar. Bu ödüller arasında edebiyat sıra dışı tutulmalı, bir başka ödülün yanında her zamân yer almalı. "Acaba bu ödülün sının nedir?" diye bir soru akla geliyor. Hilmi Yavuz belli bir sınır çiziyor: "Yüz binden az değildir." Oysa "Cumhurbaşkanlığı Kürtür ve Sanat ödülleri" nin parasal değil, onursal bir değeri vardır. Geçen yıl edebiyat ödülünü kazanan Yaşar Kemal böyle bir onura değer görülmüştü. Ya- şar Kemal'jn kişiliğinde iç banşın sağlanması, hiçbir parasal güçle ödenmeyecek bir onurdu. Zaten Hilmi Yavuz da ödülün ille parasal ol- ması gerektiğini söylemiyor, gerekiyorsa belli bir sınır çizmek uygun olur diye düşünüyor. SABANCI MÜZESİ Yüzündeki üzgün gülümseme ona yakışan, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Sakıp Sabancı Müzesi adına ödül alırken, böyle bir ödülle onurlandmlmanın kendilerine yeni sorumluluklar yüklediğini söy- ledi. Bir müze düşünün ki, derlenmiş nice önemli eserlerin yanı sıra; Rodin'i, Dali'yi, Picasso'yu Istanbullularla tanıştırmıştır. Bu sorumluluğu parasal olarak ödüllendirmek yadırganmaz mıydı? Ama Güler Sabancı, sorumluluklarından biri olarak, o görkemli kuruluşun adına, parasal değeri yüksek bir edebiyat ödülü koysa, yü- zündeki gülümseme daha içten bir anlam ka- zanmış olmaz mıydı? SEÇİCİ KURUL Kuşkusuz seçici kurulun başında, divan şiiri- mizin usta yorumcusu. Gumhurbaşkanlığı Ge- nel Sekreteri Mustafa Isen gibi bir kültür insa- nının bulunması, aynca Doğan Hızlan, Isken- der Pala gibi iki usta edebiyatçının olması bu ödülleri daha da değerli kılmaktadır. ödüller, ülkemize gölgesi düşen yalnızlıkta yankılanırken yeni umutîara yol açacaktır. "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür" sözü boşuna söylenmemiştir. Kültürün sınır ta- nımadığını da bilmemiz gerekir. Yeni bir top- lum kurmak eskiyi yadsımak anlamına gelmez. Ama önemli olan kültürün yeni boyutlarını ge- liştirmektir. Değişik kültür alanlanna göre yeni seçici kurullar oluşturmaktır. Köşkün konukları arasında Vecdi Sayar da vardı. Onunla ayaküstü söyleşilerinde beledi- yelerin kültür siyasetini de konuştuk. özellikle sinema kültürü olan Vecdi Sayar'ın seçici ku- rulda yer alması uygun olmaz mıydı? Köşkün konuklanna bakarken değişik görüş- teki sanatçılann, kültürün incelikleriyle kişilikle- rini geliştiren devlet adamlarının ödül sevinciyle kaynaşmalannı anlamlı buluyorum. Cumhur- başkanlığı ödülleri köşkün bir kültür ortamı ol- ma umudunu da yaşatıyor. BARIS KÖPRÜLERİ Cumhurbaşkanlığı genel sekreterlerinin kök- lü bir sanat kültüründen gelmeleri rastlantı ol- masa gerek. Bu arada iki rübai ustası, Cemal Yeşil ile Fuat Bayramoğlu'nu özellikle anımsı- yorum. Mustafa Isen bu görevi üstlendiği zaman edebiyat insanlannı hiç unutmadı. Kimi zaman ona aynlan evin bahçesinde edebiyat tarihçile- rini, kimi zaman köşkün bir yerinde Ankara'da- ki edebiyatçıları toplayarak değişik görüşteki edebiyat anlayışları arasında köprüler kurmak istedi. Belki de ülkemizin gereksinim duyduğu ger- çek banş, değişik görüşteki edebiyatçıların bir- birini anlamalanndan geçecektir. Feyzi Halıcı, Ebubekir Eroğlu gibi ozanlaıia Abdülkadir Budak, Aydın Şimşek gibi ozanlar bir arada söyleşiyorsa; gizemli anîayışla toplumcu anla- yış gerçek şiirin dokusunda yaşayabiliyorsa, uzlaşmayı doğal saymak gerekir. Ama şiir yok da "belagat" varsa, içi boş iri sözlerle kendini oyalayan ozanlar gizemci ya da toplumcu anlayıştan güç alacaklarını umu- yoıiarsa, değişik görüşteki edebiyat anlayışları arasında köprüler kurmak olanağı bulunamaz. Bir zamanlar Atatürk'ün sofralarında kültür tartışmaları yapılırdı, Hep özel kişilerin katıldığı o nitelikli çevreden Cumhurbaşkanlığı ödülleri- nin verildiği çevreye geçerken, ayaküstü söyle- şilerinin anlamını yitirdiğini görüyoruz. Ankaralı edebiyatçıları topladığı zaman Mus- tafa Isen'e anımsatmıştım: Kısa tanıtımlann ötesinde, belli bir konu üzerinde tartışarak bir- birimizi daha iyi tanıyamaz mıyız? Belki bir akşam sofrasında buluşmak birbiri- mize pek de yabancı olmadığımızı gösterecek- tir. Siyasetin kirlettiği kültür ortamını edebiyatın, geniş ölçüde sanatın temizleyeceğine inanmak boş bir hayal olmasa gerek. Buna gülüp geçenler olabilir. Olsun. Böyle bir düşlem gücünde yaşamak bile banş içinde yaşamak umudunu canlı tutmaya değer." 8u sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplannızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 Ümitköy-Ank. 7e/.: (0312)235 91 11-23623 46 S AY FA 22 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle