18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Alper Akçam'dan bir sevda kitabı. Kiev'deAşk Yazmak, içimdeki kırılmanın kendini onarma çabasıdır' diyen Alper Akçamın Yunus Nadi ödüllü Kiev'de Aşkaöh öykü ki- tabı, kalbinin ayrıntılarda attığı, cerrah titizliğinde tekniğin ve doruğunda duygunun birleştiği on bir öyküden oluşuyor. O Fahime ÖZDEMİR I "W" TT" iev'de Aşkta Gala adlı M^' kadında cisimlenen ^ ^ k aşk var. Karanlık Kiev JL. J L sokaklarında, metro is- tasyonunda kararsız bir gölge gibi dolaşırken fondaki gecenin rengi sizi de içine alıveriyor. Adam belki de çok kalabalık olduğundan adı yok. Kadın Gala! Ne yalan söyle- meli kadim aşk masalJarında bile ürkek- çe kıyısında dolanılmasına rağmen, te- nin tutkusu değiJ midir asıl olan aşkta? YABANCI BİR ÜLKEDE Beş altı metre mesafede, biri karanlık diğeri ışıklı karşılıklı iki pencerenin ca- mında, ışıklı camdan karanlık camın ay- _|_ nasına dalgın bakan adamın öteki midir gerçekte izlediği. Pencerenin bir sönen bir aydınlanan ışığıyla, bir var olan bir yok olan iki adam, iç içe geçmiş adam- lar bize Ingmar Bergman'n görüntüleri- nin bir sahnesinde hatta içindeymişiz hissini veriyor. Yabancı bir ülkede, tü- rünün omuzlarına yüklediği çoğalan ağırlıklarla kendi içinin kuyusuna bir inen bir çıkan isimsiz adam, kendi aç- mazını "Ah tiim öykümü kınp geçirdi bu adam! Bana ihanet etti!" cümlesiyle okuyucuya aktarır. Kurgusunu izlemek için kenara çekilen, izlerken "ben"i mercek altına alan yargdayan öykücü "ben"; "DoğuJu crkek kadını ödüllen- dirmezse yarım kalmaz mı doyumu? Se- çen, belirleyen, yöneten ve ödüllendi- rendir o" "bilgisiyle" yola çıkarken "Hiç böyle sevişmemiş olacaktı Gala. Hiç böyle sevilmemiş. AJışkm olduğu, görevi onu tatmin etmek olan birisinin edilgenliği yerine dünya hazlarının uf- kunu yırtan coşkunla sarılacaktın çekin- genliğine" cümlesiyle tuz buz etmekte- dir "ben"i. Serçe sesleriyle zaman saba- ha evrilmeden öykücünün tüm yorgun- luğuna karşın yaşam Gala'nın güzel gü- nahsız yüzünde cisimlenir yeniden; Merhaba hâlâ yatmadın mı sen?/ Hayır Gala öykü yazıyorum/ Kahramanı kim öykünün/ Sensin Gala. "Anlatu... Kimdi? Bilemedi. Bir göl- ge... Birden çok gölge... AnJatan birdir. Obür gölgeler dinleyendir. Başlar iner kalkar..." diyerek masal içinde masal anlatıyor uzaktaki "bizim" köyümüz- den. Biz dinliyoruz. "Anlatu. Eski za- manmış... Yine bir gece... Belki başka bir gece... Geceler hep masal, hep hikâ- ye". Biz dinliyoruz. Jandarmanın süngü- süne vuran ayışığı anımsamasıyla öfke, daha çok da özlemlerimizin saklandığı kayıp zamanlara selam yolluyor bu öy- S A Y F A 1 0 küsünde. Öykülerin içinden seçme yapmak çok zor, ancak benim içime en çok dokunan- ların başında geliyor Gültan'ın öyküsü. Köy- lünün nabzını tutmayı iyi bilen usta işi kurgusuyla kahraman- larının ruhunu ince bir sigara dumaru kıvrüışıyla dolanan ve bizi onlara kenet- leyen bir öykü. Masalsı anlatımına rağmen öykü kişi- leri yaşamın herhangi bir alanında her an karşımıza çıkabilecek kadar sahici. "Cezaevi Aşçısı" ve "Yazdamamış Şiir" de böyle öyküler. Çevremizde cereyan eden ama kendi sıradan dertlerimizle fazlaca ilgili olduğumuz günlük yaşam ritüeli içinde asla fark etmediğimiz, değmeden yamndan geçtiğimiz, anlık davranış biçimlerinin "tabağa yemek koyan kepçenin" derin bir bakışla göz- lemlenmesi sonucu ritüelin ardındaki yaşamların farkına varmamız için bizi sarsan iki öykü. "Zaten insanın içinde kalan o yarım aydınlıklar olmasa, insan boğulmaz mıy- dı düş kınklıklarında" diyor "Gelmeyin Üstüme"nin kahramanı Şermin. Her şe- yin dayanışma ve aşkın, küçük burjuva züppeliği olduğu kayıp ydlarımıza kadın cephesinden bakıldığında, istisnalar ha- riç, benzer bakış açdanyla üzerine çift kat çekilmiş acıtdmalann taraflanna iro- nik bir selam. Eminün aynı kuşaktan her kadının kendisine has buruk tebes- sümüyle anımsayacağı anların çağnşı- mıyla bizi öyküye bağlıyor. Düğüm atı- Alper Akcam öykülerlnde değlsen, yozlasan yasam blçlmierine de yer veriyor. yor, hatta bir de güzel fiyonk aayor de- nilebilir. Bunun üzerine Şermin'in îs- met'e yazdığı şiiri buraya almadan ede- meyeceğim: "Dün gece yağmur yağmış/ perdeleri sıkı sıkıya kapalı/ kapkara trenler geçerken içknden (...)/ Ölü bir kuşun kanadından düştü selamın/ bir sapan lastiğinde taş yüreğim/ ağladım içimdeki tutsakhğına/ açtım dünyanm tüm pencerelerini/ güle güle sevgilim!" OLDUĞU GİBİ. CANLI KAHRAMANLAR Pazar günü çoluk çocuk arabaya dolu- şan "piknikçi" ya da "kara donlanyla boğaz sahillerinde görüntü kirliliği yara- tan" Muharremlerin en hakiki yaşamına sokuyor bizi. "Bugün GünJerden Pa- zar"da. "Kuş soyundan otomobiller"e binen, kıymetli Pazar gününü ailesiyle şöyle şehir dışında geçirecek olan, er- kekliğinin simgesi biricik oğlu kucağın- da, oğlanın çikolata lekeli elleri direksi- yondadır. Yazar, Muharrem'in bütün muradını bu bir cümlede anlauyor. Yü- celtmeden, küçültmeden, analize giriş- meden sade bir anlatımla yaşamımıza daha bir yerleştiriyor, bizi ordan yeni- den düşünmeye yöneltiyor. Öylesine canMar ki. Olduğu gibiler hepsi, tüm kahramanlar. "Bir zamanlar yıkmaya çalıştığın sis- tem yıkılmamak için sana yaslanmış" di- yen cerrahın sistem karşısında bırakıldı- ğı çaresizliğe isyan edişinin öyküsü Bu- ğulu Gözler. Hastayla karşı karşıya geti- rilen doktor, bir an önce derdine deva bulunmasını bekleyen ve görünenin öte- sini sorgulamayan hasta. Doktorla karşı karşıya konan hasım hasta; yöneten sı- nıfların daha sorunsuz sömürebilmesi için karşı karşıya getirilen insanlara, sor- gulamamalan için ne gerekiyorsa yapılan çarpıtılmış eğitim ucubelerine resmi ge- çit yaptınr yazar öyküde sessizce. Basında üçüncü sayfa haberi geçen iş kazasmda parçalanmış iç organlanyla iş- çi, acil ameliyata almırken, hay Allah anestezi teknisyeni nerede kaldı? diyo- ruz panik içinde. Sıcak serum dökün göğsüne hemşiranım sık balonu! Evet evet bravo hemşiranım! diyoruz. Ameli- yathanede bu mucizevi ameliyatı gerçek- leştiren doktorun bir çeşit cezalandırma yeri olan, iş kazası bol işçi kentinin, ola- nakları az bu devlet hastanesine tayin edilme öyküsünü de bilinç akışı tekni- ğiyle öğreniyoruz. Içimizde kabaran is- yan duygusunu nihayet dilini sivriltip küstah başhekime dersini verirken bir ohh çekiyoruz 317 numaralı özel odaya gitmeden önce. "Maviye" öyküsünde, mavi metafo- ruyla, kabaran denizin dalgalanyla gelen anılardır "maviden vurgun yemiş bir kı- yı kasabalısının" giden mavi gözlü sevgi- liyle birlikte giden yıllanna duyulan de- rin özlem, yazlıkçılar tarafindan yapılan doğa katliamına bağlanmakta kahrama- nın çektiği acı ile birbirinin içinden ge- çerek. Kesilen ağacın gözyaşlarıru, ince- den sızlayan yaralannı kim daha iyi anla- yabilir giden sevgilinin ardmda kalan- dan başka? "Canım yanıyor mavişimden çok aynyım." Değişen, yozlaşan yaşam biçimleridir, modernleşme beyaz plastik panjurlu be- tonların arasından çıkan bir dal yeşile tahammülsüzlükte kendini gösterir çoğu kez. Bir dal ve tek tük kalmış yeşil. Tıpkı bitkinin, taşın toprağın dilini anlayan tek tük kalmış bir Dersu Uzala gibidir son dağlı. Artık geri gelmeyecek zaman- lar gibi geri gelmeyecek oluşunun kanı- tıdır boş balkonda sallanan "Satıhk" ya- zısı. Öykülerin hemen hepsinde kendini duyuran doğanın sesiyle birlikte, içinden büyüleyici imgeleriyle masal ve şiir dam- layan bir öykü son balık. Asla didaktik olmadan o şiirsel anlatımın sizi somut yaşamlara götürdüğü bir öykü. Orada, berrak suların sızdığı yamaçlarda, olmak istediğiniz nergisler ve papatyalar arasın- da başlayan, içinden geçip bir daha dö- nemeyeceğiniz masumiyet çağlannız ka- dar eşsiz yolculuğunuz "Yolcu ve pem- be bir öpücük gibi el sallardı akşam gü- neşi. Birden kararırdı hava" ya da "Bir de çoban ateşleri dağlann elinde kırmız mendil. "dizeleriyle sürerken "Balık, ba- lık var suyun içinde" müjdesiyle sona erer ve girer herkes kendi çocukluğunun masalına. Ne var ki balığın soyundan gelenler masalın bittiğini bile isteye kabul etme- yebilir. Hiçbir şey ikna edici olamaz bu konuda. Belki de bakmaktan başka al- tm tozlu aynalara... • Kiev'de Aşk/ Alper Akçam/ Cumhu- riyet Khapları/126 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 4 0
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle