22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 48 / 12 Ağustos 2008 Aydın tarımında çöküş sürüyor ydın'ın iklimi, topoğrafyası ve toprak yapısı, su kaynakları, ekolojisi çok çeşitli tarım ürünü yetiştirmeye (polikültür tarıma) uygundur. Bu uygun koşullar tarihte büyük medeniyetlerin bu bölgede kurulmasının da nedenidir. Bunun içindir ki iki ana ürününü vurgulamak için (zeytin ve incir) söylenen "dağlarından yağ ovasından bal akar" deyimi Aydın’a özgüdür. Bu tarıma elverişli yapı, ilde yaşayanların tamamına yakınının tarımdan büyük ölçüde etkilenmesine neden olmaktadır. Eldeki verilere göre il nüfusunun yüzde 55'i geçimini doğrudan tarımdan sağlar. Kurulu sanayi tesislerinin yüzde 90'ı ya ilde üretilen tarım ürünlerini işlemekte, ya da tarımsal üretimde kullanılan ekipmanları üretmektedir. Özetle diyebiliriz ki; Aydın tipik bir tarım ilidir ve ekonomi tarıma bağımlıdır. Tarım ürünleri iyi fiyat bulursa, yani üretici emeğinin karşılığını alabilirse ticari hayat canlanmakta, aksi halde günümüzde olduğu gibi üretici ürününü maliyetin altında satmak zorunda olduğundan, ilde ticari hayat durgunlaşmakta, esnaf bazen siftah bile yapmadan akşamı etmektedir. Bu kadar iyi doğa koşullarına karşın, ortaya çıkan olumsuzlukların nedeni ülkemizde 1980 sonrası uygulanan yanlış tarım politikalarıdır. IMF ve Dünya Bankası direktifleri doğrultusunda uygulanan bu politikalar tarımı dışlamaktadır. Geriye gidiş; "üretmeseniz de olur, dışardan alırım" mantığı ile gümrükleri tarım ürünleri dışalımına açmakla başlamıştır. 2000 yılından sonra AB'nin de devreye girmesiyle ürün desteklemeleri tedricen azaltılmış, Doğrudan Gelir Desteği (DGD) denilen ve bizim tarım yapımızla, gereksinimimizle hiç bağıntısı olmayan, A Galip ORHAN TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı üretimi özendirmeyen, artırmayan bir destek sistemi uygulanmıştır. Tarımımızın yapısını bilen teknik adamların ve akademisyenlerin tüm uyarılarına karşın, dıştan dayatma olarak uygulanan bu sistemin üretime hiç katkısı olmadığı, nihayet anlaşılabilmiştir. Ama yine de devam edilmektedir. İçinde bulunduğumuz ortamda hükümetler artık ürün fiyatı saptayamıyor. Her şeyi ABD ve AB ile onların maşası olan IMF ve Dünya Bankası’na bırakmışız. Aydın'ın ana tarım ürünü pamuğun ekim alanı 57 bin 200 hektara düştü Bu dış kaynaklarda; üreticiyi desteklemeyin, dünya fiyatlarının üstüne çıkmayın, her şey Pazar ekonomisi doğrultusunda gelişsin diyor. Öte yandan da kendi üreticilerini çeşitli kanallardan (tarım girdilerini ucuzlatarak, dış satım primi vererek vb.) sürekli destekliyorlar. Desteksiz ve korumasız kalan Aydın çiftçisinin de kendileriyle rekabete girmesini istiyorlar. Aydın'ın ana tarım ürünü pamuktur. 1980’li yılların sonunda Aydın’ın pamuk ekilişi 90.000 hektarlara kadar çıkmıştı. Üstelik çok kaliteli ege pamuğuydu. Bu rakam yanlış destekleme(me) uygulamaları sonucu 2007 yılında 57.200 hektara düştü. Bu yıl 50.000 hektarın da altına düşmesi bekleniyor. Yıllardır Pamuk satış fiyatlarında artış olmazken ana girdilerden mazot ve gübrede yüzde 100’lere varan artışlar oldu. Çiftçi sürekli zararda, nasıl pamuk eksin? Artık, Türkiye’nin pamuk ihtiyacının yarıdan fazlası dışalımla karşılanıyor. Tekstil sanayi dışa bağımlı. Bu gidişle, birkaç yıl sonra Aydın’da, Söke Ovası’nda pamuk ekilemeyecek. Büyük dövizler ödenerek satın alınan 200 den fazla pamuk hasat makinesi çürümeye terk edilecek. 1980’lerden beri pamuk üreticisi hep gelecek yıl hayaliyle yaşamını sürdürdü. Tarlasını boş bırakmamak için zararına üretmeye devam etti. Ama artık birikimleri de tükendi. Satabileceği alet ekipmanını elden çıkardı. Şimdi sıra ana üretim kaynağı tarlalara geldi. Yabancı ortaklı özel bankalara durmadan borçlanıyor. Aydınlı üreticilerin çoğu tüm mal varlığını satsa borçlarını karşılayamaz durumda… Pamuk böyle de, diğer ana ürünlerimiz incir, zeytin farklı mı? Benzer sorunlar onlarda da var. Çiftçi şaşkın. Ne ekeceğini, ne dikeceğini bilemiyor. Bu gidişin sonu hem üretici, hem de ülke için hüsrandır, yıkımdır. Ama ne yazık ki üreticinin, teknik kadronun sesini duyan yok… ALAMAN (A.A) Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) Dalaman'daki işletmesinde 28 bin 50 okaliptüs ağacının kesilerek elde edilecek alanın tarım arazisi olarak kullanılacağı bildirildi. Dalaman Tarım İşletmesi Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, işletmeye ait arazinin bir bölümünde yıllar önce bataklığın kurutulması için dikilen 28 bin 50 okaliptüs ağacı düzenlenecek ihale sonrası kesilerek elde edilecek 566 dekar alan, tarım arazisi olarak kullanılacak. İşletme Müdürlüğünde, 15 Temmuzda ''Okaliptüs ağaçlarının kesilmesi, ağaç köklerinin sökülmesi, araziden taşınması, kök çukurlarının doldurulması ve arazinin dal artıklarından temizlenmesi'' ihalesi yapılacak. İşletmeye ait arazinin Söğüt mevkisinde 16 bin, Taşkesiği mevkisinde 2 bin 300, Eriklik mevkisinde 400, Aladağ mevkisinde 8 bin 100 ve Çaykenarı mevkisinde 1250 adet olmak üzere 5 parselden oluşan 566 dekar alanda bulunan okaliptüs ağaçlarının kesilmesi ve arazinin temizlenmesi işinin yaklaşık 3 ay sürmesi planlanıyor. Dalaman Tarım İşletmesi Müdürü Şükrü Beyazkaya, okaliptüs ağaçlarının kesilerek elde edilecek 566 dekar alanın tarım arazisi olarak kullanılacağını söyledi. Kesilecek okaliptüs ağaçlarının ekonomik ömrünü tamamladığını belirten Beyazkaya, ''Bu uygulamayla Dalaman TİGEM olarak yıllık ortalama 700750 bin YTL'lik bir kazanç elde etmiş olacağız'' dedi. Şükrü Beyazkaya, şunları söyledi: ''Bataklıkların kurutulması amacıyla yıllar önce diki D Dalaman’da 28 bin 500 okaliptüs kesilecek len ağaçlar baraj çalışmalarından dolayı görevini ve ekonomik ömrünü doldurdu. Bu ağaçlardan yaklaşık 13 bin tanesi kesildikten sonra kereste olarak satabileceğimiz nitelikte. Diğerleri ise kullanılamaz durumdalar bu ağaçların şu anda işletmeye hiçbir faydası yok. Okaliptüs ağaçlarının yerine narenciye dikeceğiz, özellikle de limon. Bunlar enterdonato ve yediveren diye tabir edilen ürünler olacak. Bir kısmına da buğday, ayçiçeği ve sanayi bitkileri ekilecek. Bu uygulamamızla atıl durumda bulunan araziyi değerlendirerek devlete yıllık olarak ortalama 700750 bin YTL ek kazanç sağlamış olacağız.'' Şükrü Beyazkaya, TİGEM Dalaman İşletmesinden yılda yaklaşık 35 bin ton ürün elde edildiğini ve işletmenin yüzlerce kişiye de iş imkanı sağladığını kaydetti. TİGEM'in özel yasayla kurulmuş bir iktisadi devlet kurumu olduğunu ifade eden Şükrü Beyazkaya, şöyle dedi: ''Dalaman Tarım İşletmesi yılda 4 bin 500 ton buğday mahsulü ve 3 bin ton sertifikalandırılmış buğday tohumu, 400 ton kompozit mısır tohumu, 60 ton pamuk tohumu, 10 bin ton narenciye, 2 bin 500 ton yemlik tane mısır, 8 bin 500 ton silaj mısır, 200 ton pamuk, bin ton ayçiçeği, 2 bin 500 ton ot, 250 baş yüksek verimli damızlık hayvan, 360 ton süt üreterek işletmeye ve ülke ekonomisine önemli kazanç sağlıyor. Ayrıca, sertifikalandırılmış tohumluğu, yüksek verimli damızlık hayvanları, hastalıktan ve her türlü zararlıdan arındırılmış fidanları çiftçiye ulaştırıyoruz ve onların ihtiyacını karşılıyoruz.'' Dalaman Tarım İşletmesi Müdürü Şükrü Beyazkaya, okaliptüs ağaçlarının kesilerek elde edilecek 566 dekar alanın tarım arazisi olarak kullanılacağını söyledi. 26
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle