Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 48 / 12 Ağustos 2008 NBŞ kotaları AB düzeyine çekilmeli R İsa GÖK Şekerİş Genel Başkanı esmi Gazete’de yayınlanan “İthalat Rejimi Kararına Ek Karar” ile glikoz ve glikoz şurubunun ithalinde yüzde 135 olarak uygulanan gümrük vergisinin çikolata ve kakao içermeyen mamullerin imalinde kullanılması kaydıyla yüzde 20’ye indirilmesi, ülkemizdeki NBŞ üreticilerini son derece rahatsız etmiştir. Cargill ve NİGÜD yetkilileri yaptıkları açıklamalarda “Sektöre verilen yüzde 10'luk kotanın toplam kapasite kullanımının yüzde 25'ine denk geldiğini, bu kapasite ile hiçbir kuruluşun verimli olamayacağını ve mevcudiyetini sürdüremeyeceğini” ve “Yüzde 50 kota artışının yapılmaması durumunda, sektörün ayakta kalmasının mümkün olmadığını” belirtmektedirler. Türkiye, attığı her adımda küresel ekonomiyi örnek gösterirken, sürekli AB’ye uyumdan bahsedilirken ve AB’deki NBŞ (nişasta bazlı şeker) kotaları yüzde 2 iken, Şeker Kanunu ile ülkemizde yüzde 10 olarak belirlenmesi çok büyük bir haksızlık olmuştur. Üstüne üstlük bu kotanın Bakanlar Kurulu Kararı’na tanınan yüzde 50 artırma/eksiltme yetkisi ile her yıl yüzde 50 artırılması ve bu artışın süreğen bir hak olarak görülmesi ve gösterilmek istenmesi, şeker sektörüne ağır darbeler vurmuştur. AB ülkelerinin pek çoğunda NBŞ kotaları halen çok düşük oranlardadır. 2007/2008 yılı için Almanya ve Hollanda’da yüzde 1.3 ve 1.4, Polonya’da yüzde 2, İngiltere ve İspanya’da yüzde 3 olarak belirlenmişken Fransa, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İsveç ve Litvanya’ya NBŞ kotası tahsis edilmemiştir. Pancar şekeri sektörü ya hiç bulunmayan, ya da gelişmemiş ülkelerde NBŞ kotaları bir miktar yüksek tutulmuşsa da bunların da büyük bir çoğunluğu Türkiye’deki kota miktarının altında kalmaktadır. Şeker Rejimi Reformu gereği son iki yılda yüzde 2’nin üstüne çıkan AB toplam NBŞ kotası, ortalamada yüzde 4,6’ya tekabül etmektedir. Buna rağmen ülkemizdeki satış fiyatı diğer ülkelerin iki katı civarında olduğundan kar oranları yüzde 300’ün altı 2007/2008 yılı için Almanya ve Hollanda’da yüzde 1.3 ve 1.4, Polonya’da yüzde 2, İngiltere ve İspanya’da yüzde 3 olarak belirlenmişken Fransa, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İsveç ve Litvanya’ya nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotası tahsis edilmedi. na düşmeyen NBŞ üreticilerinin bu rant hırsı, Türkiye’yi yıllardır adeta bir NBŞ cennetine çevirmektedir. 376 milyon nüfusu olan AB (15) ülkelerinde NBŞ üretimi 350 bin ton, 455 milyon nüfuslu AB (25) ülkelerinde 500 bin ton ve 480 milyon nüfuslu AB (27) ülkelerinde yaklaşık 570 bin ton iken, sadece 70 milyon nüfusa sahip Türkiye’nin NBŞ üretim miktarı 351 bin tondur. Türkiye’de kişi başına 5 kg. NBŞ düşerken, 27 üyeli AB’de kişi başına düşen NBŞ miktarı 1 kg. civarındadır. Ülkemizdeki bu NBŞ bolluğu, pancar şekeri sektörünün daralmasına neden olmaktadır. NBŞ ve gıda firmalarının kayıt dışı ve merdiven altı faaliyetleri de pancar şekeri sektörüne vurulan bu darbenin etkisini arttırmaktadır. Nitekim ülkemizde 2001/2002 döneminden önce pancar şekeri üretiminde kapasite kullanım oranı sık sık yüzde 100’ün üzerine çıkmışken, 2007/2008 döneminde bu oran yüzde 40’lara gerilemiştir. Düşük kapasite nedeniyle birim şeker üretim maliyetleri artmakta, pek çok fabrikamız maliyetin altında fiyatlarla çalışmak zorunda kalmaktadır. “Kotamız artmadı, kapasitemiz düştü” diye veryansın eden NBŞ üreticilerinin, yıllardır düşük kapasite ile çalışmaya mahkum edilen Türk Şeker Sanayii’nin de mevcudiyetini sürdürmekte zorlandığını ve bu durumun baş sorumlusunun kendileri olduğunu hatırlamaları gerekmektedir. Kaldı ki; ülkemiz NBŞ kotasının yüzde 60’ı, bir bardak suda fırtınalar koparan Cargill ve ortakları tarafından üretilmekte, piyasada tekel ortamı yaratan bu duruma ilgili devlet kurumları da seyirci kalmaktadır. Öte yandan pancar şekeri sektörünün bu zor durumuna rağmen yıllardır Bakanlar Kurulu yetkisinin hep arttırma yönünde kullanılması, eksiltme yetkisinin ise tamamen unutulması oldukça düşündürücüdür. Tüm bu nedenlerle Sendikamız Şekerİş tarafından 2005/2006 ve 2006/2007 pazarlama yılları için NBŞ kotasının yüzde 50 arttırılmasına yönelik Bakanlar Kurulu Kararlarına karşı Danıştay’da dava açılmış ve yürütmenin durdurulması sağlanmıştır. 2007/2008 pazarlama dönemi için NBŞ kotalarında herhangi bir artış yapılması durumunda yine tüm yasal haklarını kullanacak, gerekirse uluslararası yargı yöntemlerine başvuracaktır. Ancak bu durum, Sendikamızın Türkiye’nin uluslararası glikoz pazarı haline gelmesini desteklediği şeklinde algılanmamalıdır. Bu bağlamda Şekerİş, glikozda gümrük vergilerinin düşürülmesine kesinlikle karşıdır. Aksine gümrük vergilerinin mümkün olduğunca yükseltilmesi, bununla birlikte NBŞ kotaları da Bakanlar Kurulu’na tanınan yetki çerçevesinde yüzde 50 daraltılarak AB seviyesine çekilmesi, gıda sektöründe herhangi bir hammadde açığının oluşması halinde talebin pancar şekerine yönlendirilerek sorunun çözülmesi gerektiği görüşündedir. Ülkemizdeki yatırımı 90 milyon dolar civarına ancak ulaşabilen, buna rağmen “kapatacağız” diye gözdağı vermeye kalkışan Cargill için yılda 3 milyar dolarlık katma değer yaratan pancar şekeri sektörü feda edilmemelidir. Ancak sendikamız, soruna böylesine akılcı ve kolay bir çözüm getirmek yerine, glikoz kullanımının özendirilmesi anlamına gelen tüm bu oyunların kimin yararına sahnelendiği konusunda endişelidir. TARIM MERKEZİ ÇALIŞMALARINA BAŞLADI Y OZGAT (A.A) Yozgat'ta, geleneksel tarım ve hayvancılık ürünleri üretimlerine alternatif ürünlerin üretimini yönlendirip, yeni projeler üretecek olan AB destekli ''Tarım Koordinasyon Proje Merkezi'' çalışmalarına başladı. Yozgat Valisi Amir Çiçek, İl Tarım Müdürlüğüne ait ek binada hizmet vermeye başlayan merkezi gezerek, ilgililerden bilgi aldı. Vali Çiçek, incelemelerinin ardından yaptığı açıklamada, ''Yozgat'ta geleneksel tarım ve hayvancılık ürünleri üretiminden artık vazgeçilecek, yeni projeler üretilerek, tarım ve hayvancılık bilimsel olarak yapılacaktır'' dedi. Vali Çiçek, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 20 ilde kurulması öngörülen Tarım Koordinasyon Proje Merkezi'nin birisinin de Yozgat'ta olmasının önemli bir avantaj olduğunun da altını çizdi. Çiçek, merkezde sözleşmeli uzmanların görev yapacağını, Yozgat'ın tarım ve hayvancılık potansiyelinin en verimli şekilde kullanılıp, daha fazla ve kaliteli tarım ve hayvancılık ürünlerinin üretimini yönlendireceğini kaydetti. Amir Çiçek, şu bilgileri verdi: ''Projelerin yapıldığı, izlendiği ve sonuç olarak takip edildiği bir birim. Türkiye'de böyle 20 tane il var, birisi de Yozgat. Küçük çaplı hayvancılık ve tarım yapan işletmelerin öncelikle birliği sağlayıp, daha sonra ürettiği ürünleri dünya piyasasına sunabilen projeleri burada yapılacaktır. Kaynak AB'den sağlanacak, 2012 yılına kadar devam edecek bir projedir. Dolayısıyla Yozgat burada çok şeyler kazanacak, burada çalışan arkadaşlarımız tamamen AB tarım alanlarında yapılacak projelerle gelişmiş, eğitilmiş uzman arkadaşlarımızdan oluşacak. Buranın başında bir il koordinatörü bulunacak, bu il koordinatörü, buranın danışmanlığından, projenin yapılmasına, uygulanmasına, paranın harcanmasına kadar ilgilenecek.” Çeçek sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım ve Köyişleri Bakanlığımıza bağlı bir kuruluş olan Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu Başkanlığına bağlı olacak. Özellikle Yozgat'ta böyle bir koordinatörlüğün çok kısa zamanda kurularak faaliyete geçmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik ve arkadaşlarımız eğitime gidiyorlar. Eksik kadrolarımız varsa onu da önümüzdeki günlerde tamamlayacağız. Böylece Yozgat geleneksel tarımı, geleneksel hayvancılığı bırakacak, piyasaya işletmeciliğe yönelik kazanabilen, kazandırabilen bir yer olacak.'' 25