Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık 48 / 12 Ağustos 2008 “Yeni bir teşvik politikası TOBB Başkanı A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni iklim koşullarına göre yeni bir ürün yelpazesi değerlendirmesi yapılması gerektiğini vurgulayarak, buna bağlı olarak yeni bir teşvik politikası belirlenmesini önerdi. Tarımsal üretimde farklı bir modelin gerekliliğin açıkça ortaya çıktığına değinen Hisarcıklıoğlu, “Artık klasik yöntemlerle sorunlar çözülemez ve klasik öneriler de hiç bir işe yaramaz” dedi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Cumhuriyet TarımGıdaHayvancılık ekinin sorularına şu yanıtları verdi: Geçen yıl yaşanan kuraklığın yarattığı sıkıntılar giderilmeden, başta Güneydoğu bölgesi olmak üzere bir kuraklık dalgası daha yaşıyoruz. Tarımla birlikte bir çok sektörü de etkileyen bu durum konusunda neler yapılmalı? Öncelikle edindiğimiz teknik bilgiler çerçevesinde bir değerlendirme yaparsak; son 7 aylık döneminde gözlenen göreli yağış iyileşmesi, tarım ürünlerinde yurt içi arz koşullarının 2008 yılında bir önceki yıla kıyasla daha olumlu seyredebileceği sinyalini veriyor. Ancak, mevcut durumda yağış miktarındaki normalleşmenin henüz ülke geneline yayılmayarak belirli coğrafi bölgelerle sınırlı kalması, üretim koşullarında beklenen iyileşmenin boyutunu sınırlıyor. Bu çerçevede Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yağış çok düşük gözüküyor. Bir ürün değerlendirmesine ihtiyaç olduğu açık. Yani yeni iklim koşullarına göre yeni bir ürün yelpazesi değerlendirmesi yapmak zorundayız. Mevsim değişiklikleri bu şekilde devam edecekse bölgelere göre yeni ürünler tespit edip, yeni bir teşvik politikası belirlemek zorundayız. Tarımsal bir değişim yaşanmasının zaruri olduğu açık, hemen karar verip iyi bir planlama ile bu yeni duruma hazırlık yapmak ve adapte olmak zorundayız. Sadece ağıt yakarak, yağmur yağsın, sulama kanalları bitirilsin vb. beklentiler birinci değil ikinci, hatta üçüncü sıraya düşmeli. Araştırma ve planlama her şeyden önemli. Gıda sektöründe de tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yüksek fiyat artışları ile birlikte gelen sorunlara tanıklık ettik. Sizce Türkiye bu bunalımı aştı mı? Gıda sektöründeki dalgalanmalar önceden kestirilmesi çok zor bir süreçtir. Bu nedenle sık sık bu tür gıda üretim azalması ve sıkıntılı dönemler yaşanması söz konusudur. Ancak genel bir değerlendirme yaptığımızda tarımsal üretimde bir yeni süreç karşımıza çıkmış gibi görünüyor. Üretim bilincinin yenilenmesi gerekiyor. Çünkü artık bırakın klasik üretimi, çiftlik ticari üretimleri bile yeterli değil. Çünkü üretim yapılan topraklar büyümüyor bilakis küçülüyor. Rifat Hisarcıklıoğlu Üretimde yeni bir dönemle yüz yüze geliyoruz. Bundan 30 yıl önce dünya klasik ve geçimlik tarım üretiminden vazgeçti ve “ daha fazla gübre, daha fazla ilaçlama ve yenilenmiş tohum yöntemleriyle daha büyük üretimlere geçildi. Bu bir anlamda artık tarımın bir sanayi üretimi haline gelmesini de sağladı. Sanayi devriminin ilk heyecanlı yıllarındaki “ sanayi çok önemlidir” başlığı bir bakıma “ evet sanayi önemlidir ama tarım da önemlidir” haline geldi. Bugün ise tarım, sanayinin de diğer işlerin de önüne geçiyor. Bu yüzden sanayi üretimleri, tarımsal üretim alanları ve hava şartları hesaba katılarak gerçekleştirilmek zorunda. Bu sadece KYOTO gibi uluslararası sözleşmelere imza atmakla ve çevresel yatırımlar gerçekleştirmekle fayda sağlanamıyor. Büyük bir üretim bilinci ve üretim teknolojisi yenilenmesi gerekiyor. Bunu biraz açar mısınız? Üretim bilincinin yenilenmesi gerekiyor. Çünkü artık bırakın klasik üretimi, çiftlik ticari üretimleri bile yeterli değil. Çünkü üretim yapılan topraklar büyümüyor bilakis küçülüyor. Küçülen topraklarda aşırı ve uzun süredir ilaç ve gübre kullanımı nedeniyle verim düşüklüğü yaşanıyor. Bütün bunlara karşın nüfus artıyor. Son gıda sıkıntısında da uluslararası yardım örgütlerinin piyasadaki dengeyi olumsuz etkilediği , bunun nedeninin de dünyada açlığın hızla yayıldığı ifade edildi. Bütün bunları düşündüğümüzde tarımsal üretimde yeni bir modelin gerekliliği çok açıkça ortaya çıkıyor. Artık klasik yöntemlerle sorunlar çözülemez ve klasik öneriler de hiç bir işe yaramaz. Üretim teknolojisi yenilenmesi ise yine birinci anlattığımız çözüm ile ilgili bir yapıdır. İlaç ve gübre nedeniyle zayıflayan bir toprak yapısı ile karşı karşıyayız. Bir de tarımsal alanların küçüldüğünü biliyoruz. Yeni bir toprak yaratamayacağımıza ve yeni tarımsal alanlar açamayacağımıza göre başka bir şey yapmalıyız. Eğer şehir planlamacıları sanayi bölgesi olarak tamamen verimsiz arazileri ( dağlar vb ) önermiyorsa ve şehirlerinde bu dağlara konuşlandırılması gündeme gelmiyorsa geriye bir tek çözüm kalıyor. Yeni tarımsal üretim teknolojileri geliştirilmesi. Su da üretim, havada üretim, kağıt artıklarının içinde üretim vb. Bunlar elbette teknik konular ama ben bir şeye işaret etmek için ve yol açmak için söylüyorum. Kesinlikle yeni bir yol gerekiyor ve biz bunu yapabilirsek büyük açılımlara ve büyük kazanımlara zemin oluşturabiliriz. Sorun klasik değil, bu yüzden çözüm önerileri de klasik olamaz. Toprağın işlevini görecek teknolojik gelişmelere zaman ve imkan ayırmalıyız. Devletin , tarımsal üretimin taraflarının peşine düşmesi gereken budur. Yoksa klasik söylemlerle yapılacak bir şey kalmamıştır. Benim deyimimle “ Tarımda da icat çıkartmak zorundayız”. Giderek küçüldüğü ifade olunan hayvancılığın geliştirilmesi için önerileriniz nelerdir? Hayvancılık konusunu ikiye ayırmamız gerekiyor. Birincisi kümes hayvanları gibi artık iyiden iyiye profesyonel bir çatıya kavuşmuş üretim ve büyükbüşküçükbaş hayvanlar. Tavuk, hindi vb. Kanatlıların artık iyice çiftliklerde üretilmesi bir 16