Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kesme çiçekte hedef 200 bin kişiye istihdam Gürsu KUNT NTALYA Antalya kesme çiçek sektöründe şimdilik 25 bin kişiye istihdam sağlıyor. Ancak gelecek hedefleri büyük. Tıpkı Kenya’da olduğu gibi 200 bin kişinin, sektörden evine ekmek götürebilmesi planlanıyor. Kesme çiçek üretimin Türkiye’deki en önemli merkezlerinden biri olan Antalya, iklimsel koşullar, üretim deneyimi, bilgiye açık olma, çiçek tüketim merkezileri ve pazarlarına yakınlık gibi avantajlara sahip. Ancak karanfil ve gerbera gibi çok bilinen türlerin dışına çıkamayıp, çeşit geliştirememesi de ihracatın önüne çıkan en büyük sorunu oluşturuyor. Ayrıca modern teknolojinin yeterince kullanılmaması, arge faaliyetlerinin, modern pazarlama tekniklerinin eksikliği ve taşıma maliyetlerinin yüksekliği, sektörün yıllardır aşamadığı sorunlar arasında yer alıyor. Sektörün son yıllarda ortaya çıkan bir başka sorunu ise düşük döviz kuru. 25 bin kişinin doğrudan, 300 bin kişinin ise dolaylı olarak ekmek yediği sektörde, gelirin her yıl aynı kalmasına rağmen, gider kalemlerinin artması ihracatçının zaman zaman geleceğe yönelik umutlarını kırıyor. Ancak tüm bunlara rağmen Antalya, ŞubatMart döneminde ihracat rakamlarını önemli oranda artırdı. Önce 14 Şubat Sevgililer Günü, ardından 2 Mart İngiliz Anneler Günü ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sektör rahat bir nefes aldı. Sadece Sevgililer Günü’nde 40 milyon dal çiçek ihracatı yapan Antalyalı firmalar, geçen yıl aynı dönemde 35 milyon dal çiçek ihracatı yapmıştı. Bu yıl Kadınlar Günü ve İngiltere’nin 2 Mart’ta kutladığı Anneler Günü’yle birlikte de 50 milyon dala yakın çiçek ihracatı gerçekleştirdi. 1 aylık ihracatın parasal değeri ise 5,56 milyon dolar olarak tahmin ediliyor. Sevgililer Günü’nde ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine, kırmızı karanfil ihraç eden Antalyalı firmalar, Kadınlar Günü’nde de Ukrayna, Rusya gibi ülkeler başta olmak üzere 23 ülkeye çiçek gönderdi. Antalya Kesme Çiçek İhracatçıları Birliği Başkanı KENYA’DA SORUNLAR VAR Türk çiçeğinin 48 ülkeye ihraç edildiğini, en büyük pazarın ise İngiltere olduğunu belirten Bağdatlıoğlu, yeni pazar arayışlarının da devam ettiğini söyledi. Almanya’nın dünyada en çok ihracat yapılan pazarlardan biri olduğunu ancak aralarında Almanya’nın da bulunduğu AB ülkelerine ağırlıklı olarak Kenya’dan çiçek gittiğini belirten Bağdatlıoğlu, "Kenya sadece Avrupa ülkelerine yılda 250 milyon dolarlık çiçek ihraç ediyor" dedi. Kenya ve Zimbabwe gibi çiçek üretiminde büyük payı olan ülkelerde yaşanan iç sorunlara da değinen Bağdatlıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Kenya’da yaşanan sorunlar nedeniyle Avrupa’ya bu yıl çok fazla çiçek gitmedi. Avrupa’daki alıcılar da Türkiye’den çiçek talebinde bulundu. Bu da fiyatların yükselmesine neden oldu. Ancak biz hazır olmadığımız için taleplere yanıt veremedik." Kenya’da yaşanan sorunların, sadece pazar payının artırılmasını değil, yabancı yatırımcının Türkiye’ye çekilmesini de sağlayabileceğini anlatan Bağdatlıoğlu, Türkiye’nin bu durumu da hazır olmadığını belirtti. Bağdatlıoğlu, "Avrupalılar şu dönemde Kenya’ya yatırım yapmaya korkuyor. Özellikle İngilizler tedirgin. Bu da yatırımın Türkiye’ye kayabileceği sinyallerini veriyor. Son gelişmelerden sonra Hollanda, İsrail, İtalya ve Fransa’dan yatırımcılar Türkiye’ye yatırım yapmak için kapımızı çaldı. Ama hepsi eli boş döndü. Çünkü Türkiye buna hazır değil. Yatırım yapabilecekleri alanlar gösteremedik. Bunun içinde Türkiye’de Organize Çiçek Bölgeleri’nin kurulması gerekir. Şu an buna hazır değiliz" dedi. Avrupa’da ve Güney Amerika’da devletin 1000 dönüm gibi büyük arazileri çiçek üreticilerine tahsis ettiğini ve bunun sonucu olarak ülke gelirinin arttığını belirten Bağdatlıoğlu, "Aynı politika Türkiye’de uygulansa, hedeflerimize çok kısa süre içinde ulaşırız" dedi. A Osman Bağdatlıoğlu, sektörün hedefinin Kenya ve Kolombiya gibi 500 milyon dolarlık ihracata ulaşmak ve 200 bin kişiye istihdam yaratmak olduğunu söyledi. Şu anda sektörde 25 bin kişinin istihdam edildiğini anlatan Bağdatlıoğlu, koşulların yerine getirilmesi durumunda hedeflere 5 yıl içinde ulaşılabileceğini vurguladı. ÇEŞİT ARTILMALI Türkiye’deki kesme çiçek ihracatının yüzde 65’inin Antalya, yüzde 10’unun İstanbul, yüzde 8’inin İzmir, yüzde 7’sinin de Yalova’daki üretimle gerçekleştiğini anlatan Bağdatlıoğlu, 1996 sadece 15 milyon dolar olan ihracatın bugün 45 milyon dolara yaklaştığını vurguladı. Antalya’daki üretimde çeşitliliğe gidilemediğini bunun da yıllardır devam eden bir sorun olduğunu ifade eden Bağdatlıoğlu, üretimin yüzde 90’ını karanfil, yüzde 10’una yakınını ise gerberanın oluşturduğunu söyledi. Buna karşın dünya üzerinde çiçek ihracatında önemli bir Kenya’nın Avrupa ülkelerine ve diğer pazarlara yüzlerce çeşit ürün gönderdiğini anlatan Bağdatlıoğlu, Türkiye’nin sadece iki türle ihracatta daha fazla yol almasının mümkün olmadığını belirtti. Bağdatlıoğlu, "Sadece karanfil ve gerbera ile devam edersek, şu an ihracatta geldiğimiz nokta bizim en üst noktamız olur ve bunun üzerine çıkamayız. O yüzden ürün çeşitliliğini çok acil olarak artırmamız gerekiyor" dedi. Bağdatlıoğlu, sektörün örgütlü bir yapıya, gelişmiş pazarlama yöntemlerine gereksinimi olduğunu da anlattı. ISLAHÇI HAKLARI Yurt dışından Türkiye’ye çelik, köklü fide ve soğan gibi üretim materyali satan ıslahçı firmalara, ıslaha ilişkin bedel ödemesi gerektiğini de belirten Bağdatlıoğlu, "Islahçı firmalar, kendilerine ait çeşitler için ödeme yapılmadan çoğaltma yapıldığında, gümrüklerde ürüne el koydurabiliyor. Önceki yıl, Macaristan Gümrüğü’nde ülkemiz ihracatçı firmalarının çiçeklerini taşıyan 3 tır durduruldu ve ürünlere el konuldu" dedi. Bağdatlıoğlu, ıslahçı haklarıyla ilgili sorunun yalnızca Türkiye’de değil, diğer ülkelerde de yaşandığını anlattı. Gıda kültürü değişiyor... DANA (A.A) Gıda sektörünün, 'pişmiş hazır ürün' tercih eden tüketici alışkanlığına uygun üretime yöneldiği bildirildi. Beyza Piliç Genel Koordinatörü Necmettin Çalışkan, Türk toplumunun gıdada kültür yapısının değişmeye başladığını söyledi. Daha önceleri market veya şarküterilerden çiğ olarak satın alınan et ürünlerinin evlerde pişirilerek sofraya servis yapılması alışkanlığının, yerini hazır ürüne bırakmaya başladığını belirten Çalışkan, tavuk eti üreticilerinin de, tüketicinin bu talebine cevap vermeye yönelik adım attığını ifade etti. Çalışkan, tüketicinin talebine uygun olarak, piliç etinin yanı sıra, işlenmiş ürünleri tüketicinin A beğenisine sunduklarını belirterek, ''Burger, İnegöl Köfte, acılı et köfte, beyti kebap, kadın budu köfte ve yaprak döner gibi ürünleri pişmiş ve ambalajlı vaziyette sunuyoruz'' dedi. Ürünlerin, tamamen yalıtılmış ve hijyenik ortamda hazırlandığını ifade eden Çalışkan, şöyle konuştu: ''Ürünlerimiz, geleneksel Türk damak zevkine uygun tarzda baharatlanıp özel fırınlarda pişiriliyor. Burger gibi modern tatlar, İnegöl köfte gibi geleneksel damak tadıyla bir araya tüketicinin tercihine sunuluyor. Tüketici, geleneksel damak zevkine uygun olduğu için bu ürünleri tercih ediyor. Ürünlerin, hazır, pratik, ucuz ve güvenli olması da müşterinin tercih nedenlerinden birini oluşturuyor.'' Çalışkan, tüketici kitlesini öncelikli olarak çalışan kadınlar, öğrenciler ve iş yerinde yemek yiyen esnaf kesiminin oluşturduğunu söyledi. Hazır yiyeceklerin, 3 dakikada gibi kısa sürede mikro dalga fırında ısıtılarak yemeye hazır hale geldiğini anlatan Çalışkan, 350 gramlık tabaklı ambalajlanan ürünlerin fiyatının 2 YTL civarında olmasının, ürünleri daha cazip hale getirdiğini kaydetti. Çalışkan, ürünlerin, derin dondurucuda bir yıl süreyle saklanabilme özelliği bulunduğuna işaret ederek, gelecek dönemde hazır yiyeceklerin tüketiminin, çiğ üründen çok daha fazla yaygınlaşacağını sandıklarını bildirdi. 14