Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ında a ve eştiradına. ek yeri mek edebi ünceca unla kımi say dasının ı zasergiüştüğü r samli bir dalı ilk da yorumarak ra dair larak klerini la kofarklı ya, asaya çıbiliel biriokubiriki geçpıyoğrenra’da ezerendine arla öğm r da e yer rıyla klarda en sıkoradanı annin içiında, n bazı nun aktığı r. ¥ öykü de farklı anlatım dehlizlerinden “Bir günceden ne beklersisürükleniyor. Bu dehlizlerde yalnız niz?”, sorusuna verilebilecek en değil tabii yazar, çünkü okuyucuların, güzel yanıtın “samimiyet” olduğunu öykülerin anlattığı dünyaya girebilmedüşünüyorum. Gezgin Günce de bir samimiyetin ürünü. Yazar korkmadan si için, öyküler gibi “triptik” davransoyunuyor önümüzde. Londra’da paması gerekiyor. Bu da okuyucunun rasını nasıl tutumlu harcamaya çalıştıbir hayli emek harcaması anlamına ğı, valiz sınırını aşmamakla ilgili güngeliyor ve öyküde kalabilmek için ce boyunca bahsettiği sıkıntısı… onun okuyucunun da öyküye mal olması defterlerine karşı dürüst davrandığını gerekiyor. Kitapta yer alan on üç öygösteriyor bize. Bir de Oğuz Atayca kü de salim kafayla hazımlı bir okuma bir yakınması var ki bu güncenin düistiyor. rüstlüğünü vurgulamak için yazılmış Ali Teoman her ne kadar romancı adeta: “(…) İngiltere’nin en büyük kiolarak nitelense de bilen bilir öykütapçı zinciri mağazasına uğrayıp yeni leri, onun yazın dünyasına girebilme çıkan kitaplara göz attım. Yazarların adına kritik bir noktada durur. Dil geçmişlerine baktım şöyle birçoğu hassasiyeti, onun öykülerinde daha benden on yaş daha genç. Herhangi bir öne çıkar. Öncesinde yayımlanan bir ödül kazanmamışlar, bir iki kitapöykü kitaplarından da bildiğimiz, usları yayımlanmış şimdiye dek. Ama talıkla uyguladığı bilinçakışı kim bilir kaç adet basılmış bu kitapteknik(ler)i ve söz oyunları, Taş Devri’nde farklı bir sapağa doğru yol lar? Kim bilir kaç (bin) kişi tarafından okunacaklar? Yazarları bu kitaplaralıyor. Üç boyutlu şekiller de öyküledan kimbilir kaç para kazanmış/ kazarin içinde kendine yer bulunca, Taş Devri’nin dünyası için plastik katmannacak? Ve ne güzel baskılar! Ben yazarlığı ‘yaşamımın işi’ sayıyorum sözlar kazanmış demek yanlış olmaz. Bu de, yukarıda değindiğim noktalardan sadece öykülere üç boyutlu şekiller hangisine kendi açımdan olumlu bir katıldı diye değil tabii. Kelimelerle yanıt verebilirim ki –üstelik yalnızca heykel yapıyor Ali Teoman. Kelimeleşu an için değil, ömrümün sonuna ri, hatta harfleri sabit kalıplarından dek” (s. 42). kurtarıp özgün, çağdaş Samimiyetle ilgili ve dramatik yaratımlaolarak yazarın hastalıra girişiyor. Kelimelerğıyla ilgili söyledikleriden anlar, anlardan zani de ekleyebiliriz. Zamanlar devşiriyor. man zaman aklına geBu atılımların yanınliyor hastalığı ve yada, yazarın o kendine kınmalar, itiraflar döhas öykü dilinin de nikülüveriyor birer birer telikli, kendine göre de kaleminden. Özellikle geleneksel bir yansıameliyat sonrası yaşaması aynı zamanda kidığı ruhsal ve fiziksel tap. Ali Teoman öyküAli Teoman, günce tutmaya Frandeğişim, onun bu itilerindeki imgelerle besa’da geçirdiği öğrencilik yıllarında raflarında kendine sık başlamış. zenmiş, o bol es’li anyer buluyor. Hastalığılatım burada da devam nı unuttuğu sayfalar ediyor. Söz oyunlarınyok değil, hatta çoğunluk aklına bile dan doğan şiirsellik de eksik değil aygelmiyor; fakat hastalığı hakkında rıca öykülerde. Bu söz oyunları, yazısöyledikleri o kadar yakıcı ki diğer daki büyünün oluşmasını da sağlayan sayfalara da ister istemez kokusu bubaşat unsur ayrıca. Yazarın anlatım laşıyor. tarzının sürekli değişmesi de bu büyüAli Teoman, günce tutmaya Gezgin nün oluşmasına önemli desteği sağlaGünce’yle başlamış bir yazar değil. yan unsurlardan. Bazen bir destan anFransa’da geçirdiği öğrencilik yıllarınlatıcısına, bazen de kendi söylediğini dan beri yaklaşık on beş yıl düzenli kendinden başkasının anlamamasını olarak gün dökümünü kaleme almış. isteyen bir Tanrı kılığına bürünüyor Kitap boyunca da bahsediyor bu günöykülerde Ali Teoman. Yazarın ironik lüklerden zaten. Onları yayımlama anlatımını da büyüyü bezeyen oyunlar düşüncesi, sürekli olarak aklının bir arasında gösterebiliriz aslında. Yazar, köşesinde duruyor; fakat “seçerek yabiçimle dili, sözle anlamı, işitsellikle yımlanması gerektiğini” söylemeyi de görselliği ve acıyla alayı bir araya koihmal etmiyor. Bu günceleri ayıklayıp yarak yaratıyor kendi ironisini. yayımlanacak şekle kim sokar ya da İçses ve bilinçakışının kullanımı ise bunlar yayımlanır mı bilinmez ama tüm öykülerde başlı başına konuşulyayıncıların aklına düşürmek gerekir ması gereken bir durum. Daha çok bu fikri. Daha yazacak, anlatacak çok kendinden geçmiş bir ses art alanda hikâyesi olduğunu düşündüğüm birikonuşan bu öykülerde. Art alanda siydi Ali Teoman ve aramızdan ayrılkalmasına karşın tüm öyküleri kapladı. En azından on beş yılını verdiği yan bir ses bu aynı zamanda. Özellikromanı, yani günlükleri, kendi yaşamı le kitaba da adını veren “Taş Devri” bizimle kalsın. Kendisi de demez miyadlı öykü, içseslerin şahlanışını sergidi “Her hayat roman olur…” diye. leyen bir metin. Bu öyküye, kitabın Olacaksa onunki olsun. Olmaz mı? “ağır topu” demek de yanlış olmaz sanıyorum. Yıkıcı, hazmetmesi çok da “SON KİTAP” kolay olmayan bir öykü “Taş Devri.” Yazarın ölümünün hemen ardından Ancak ne olursa olsun, “ölümden” yayımlanan bir başka kitap daha oldu: ayrı düşünülemiyor bu öyküler de. Taş Devri. Ölümünde bile arkasında Tıpkı Gezgin Günce’de olduğu gibi iki kitap bırakıp giden Ali Teoman’ın, bir sayfada bahsedilen ölümü anıştıeğer bir sürpriz yapıp bir yerlere bir ran bir imge, o kadar ağır oluyor ki şey saklamadıysa, gerçekten son kitabı onun kokusu tüm sayfalara, ayrı ayrı bu. Yazarın kendi öykü diline, yazımıtüm öykülere siniyor. na has öykülerden oluşuyor Taş Devri e.erayak@gmail.com ve gitmeklekalmak, ölümleyaşam, Gezgin Günce/ Ali Teoman/ Kırmızı direnişlekoyveriş gibi ana izlekler etYayınları/ 206 s. rafında şekillenen metinler kitabın bel Taş Devri/ Ali Teoman/ Yapı Kredi kemiğini meydana getiren. Toplam on Yayınları/ 126 s. üç öykü sığdırılmış kitaba ve bu on üç ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1104 14 NİSAN 2011 SAYFA 15 1104