22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 B 2 I 3 A 4 J 5 D 6 A 7 İLKER MUMCUOĞLU K 8 J 9 H 10 J 11 A 12 H 13 I 14 H 15 C 16 H 17 C 18 C 19 H 20 H 21 F 22 J 23 E 24 I 25 B 26 J 27 J 28 J 29 F 30 C 31 G 32 F 33 G 34 A 35 H 36 J 37 B 38 H 39 J Feyza HEPÇİLİNGİRLER H Türkçe Günlükleri göstermenin daha etkili olacağını düşündüğümden dünkü konuşmada örnekleri hep kendi gazetelerinden verdim. Aksaray’ı dilencilerin sardığını anlatan gazete: “Havaların da ısınmasıyla kendini gösteren dilenciler cadde ve sokaklarda çiğit atıyorlar.” Demiş örneğin. “Cirit” demek istiyor besbelli. Yoksa pamuk bitkisinin içindeki çekirdek demek olan “çiğit”le dilencilerin ne işi olur? “Ama ne yazık ki bunu gören bile yok” diyor. Bir kez daha vurgulayacak: “Aksaray’ın en işlek cadde ve sokaklarını adeta tahsis eden bu dilencileri kimse mi görmüyor? Görüyorlarsa niçin müdahale edilmiyor?” “Tahsis” sözcüğü yanlış kullanıldı; ama olsun. Ne kadar çok yinelerse o kadar etkili olacağını düşünüyor haberi yazan: “Hatta ve hatta bazı zamanlar ise kendilerine para vermeyen insanların ardından veryansın yapan bu dilencilere kim dur diyecek?” “Veryansın yapmak” da yanlış; ama hızını alamamış haberci. Onu durdurmak, dilencilerin yayılmasını önlemekten daha zor: “Gerçekten de bu insanlara dur diyecek bir kişi yok çünkü yetkililer bu insanları görmezlikten geldikleri için bu insanlar adeta bir karınca gibi çoğalmaya başlayacaklar.” Karıncalar hızlı mı çoğalırmış? Bilmiyorum. Haberi yazanın da bu konuda bir bilgisi olduğunu sanmıyorum. Bir başka gazete trafik kazası haberi vermekte: “Ankara’ya tedavi olmak için çilek taşıyan komşusunun kamyonuna kızıyla birlikte binen baba kazada hayatını kaybetti.” Ne demek istediğini anlıyoruz. Anlıyor muyuz? Bir babanın, büyük olasılıkla hasta kızını tedavi ettirmek için Ankara’ya giderken çilek taşıyan bir kamyona bindiğini ve yolda kaza geçirdikleri için öldüğünü söylüyor. Oysa haberin söylediği, komşunun, tedavi olmak için Ankara’ya çilek taşıdığı. Bir başka gazetedeki haber de taşlar arasında bulunan bebek cesediyle ilgiliydi. “Edinilen bilgiye Aksaray Adana Konya karayollarının kesiştiği Karasu kavşağında koyun otlatan çobanlar arazi içinde bulunan taş yığını arasında bir bebek cesedinin olduğunu fark ettiler.” Haberi yazan, “Edinilen bilgiye” dedikten sonra, “göre” demeyi unutmuş anlaşılan. Olabilir; ama çobanın karayollarının kesiştiği kavşakta koyun otlatmasına ne buyrulur? Asfaltta ne bulup da yiyormuş koyuncuklar? Dahası var: “Polisler taşlar arasındaki bebek cesedinin itinayla bölgeye konulduğunu” fark etmişler. İtinayla mı? Ya şuna ne demeli? “…bebeğin göbeğindeki plastik kesim makasından bebeğin hastane ortamında dünyaya geldiği anlaşıldı.” Bebeğin göbeğinde hâlâ bir makasın sallandığını değil, göbeğin kesilme biçiminden bebeğin hastanede dünyaya geldiğinin anlaşıldığını söylemeye çalışıyor. 40 A 41 H 42 E 43 H 44 G 45 H 46 H 47 I 48 F 49 30 Mart Cuma 50 D 51 G 52 K 53 J 54 D 55 B 56 A 57 C 58 C 59 F 60 E T 61 I 62 H 63 B 64 I 65 F 66 J 67 H 68 C 69 J 70 D 71 H 72 H 73 J 74 J 75 J 76 H 77 D 78 G 79 H 80 J Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Ahmet Günbaş’ın bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. ürkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Konrad Adenauer Stiftung tarafından yerel basına yönelik olarak düzenlenen eğitim semineri için Konya’dayız. Konya ve çevresinden gelen gazetecilere, radyo, televizyon çalışanlarına ekonomi haberciliğinden, sağlık haberciliğine, yayın planlamasından gazetede görsellik kullanımına, yasalardaki yeni düzenlemelerden medya etiğine, medyanın eğitime bakışına, şiddetle ilişkisine, Türkçenin yerel ve genel basında kullanımına, daha pek çok konuya ilişkin bilgiler verilecek, deneyimler aktarılacak bu iki gün boyunca. Ayrıca (tarafımdan) fırsat bulunursa Konya gezilecek, Mevlana Müzesi ziyaret edilecek, alışveriş edilecek ve etli ekmek yenecek. Yine 30 Mart Cuma Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... Adam” (Georges Perec’un bir romanı). 3 34 6 11 40 56 B. Davud Peygamber’e indirilen kutsal kitap. 25 55 37 1 63 C. Anıtsal. 68 30 17 57 15 18 58 D. Karaciğer. 54 50 70 77 5 E. “The ...” (Charlie Chaplin’in, “Yumurcak” adıyla da gösterilen filmi). 23 60 42 F. “......Çıplak Günü” (Buket Uzuner’in bir öykü kitabı) 21 32 65 29 48 59 G. İnsanı eyleme iten eğilim, ilgi ya da herhangi bir duygu. 78 31 51 44 33 H. “Büyük ... ... ... / Bizim öz musikimizin piri.” (Yahya Kemal) 43 76 67 38 41 45 19 20 12 62 14 71 46 49 35 72 9 79 16 B I. Pablo Picasso’nun resim akımı. 47 13 61 24 2 64 J. “.........Gazeteci” (Emin Çölaşan’ın bir kitabı). 10 4 73 74 53 22 66 26 36 69 27 75 8 80 39 28 K. “Yedek”in kısa yazılışı. 7 52 ir buçuk saat sonra, konuşmak üzere, kaldığımız otelin toplantı salonuna ineceğim. Şimdi Konya ve çevresinde çıkan gazeteleri önüme aldım, yanlışları saptamaya çalışıyorum. Ne kadar çok yazım yanlışı var! Olur olmaz yerde büyük harfler… Dizgi yanlışı sayacağımız harf eksiklikleri… Gelişigüzel kullanılmış noktalama işaretleri… “Konuyla ilgili gönderilen yazılı basın açıklamasında…” sözünün altını çiziyorum. Basın açıklaması, üstelik gönderilmişse yazılı olmaktan başka seçeneği yok demektir. O zaman yazılı sözcüğü gereksiz kullanılmış. Tıpkı az ötede “…yer yer yağmur yağışının görüleceği gözlendi” derken yağmur sözcüğü, yağış anlamını zaten taşıdığı için, yağış demenin gerekmediği gibi. “Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıklarının etkisiyle ağaçlar çiçeklenmeye başlarken, cadde ve sokaklarda da yaz görüntüleri yaşanmaya başlandı.” denmiş bir gazetede. Cadde ve sokaklarda yaşanmaya başlanan yaz görüntüleri ne ola ki? Onlar da mı çiçek açmış? “Geçim Kaynağı İnekleri Çalınan Aileye İnek Hediye Edildi” haberi, böyle, her sözcük büyük harfle başlanarak yazılmış. Haberin özetinde de hayırsever işadamlarının “sıkı pazarlık sonucu satın aldıkları ineği” aileye hediye ettikleri belirtilmiş. Bu işadamları hayırsever oldukları kadar cimri miymişler? O yüzden mi belirtilmiş ineği alırken “sıkı pazarlık” ettikleri? Değilse “sıkı pazarlık” neden söz konusu ediliyor? Aynı sayfada bir de üç ayaklı buzağı haberi var: “Ayakta durmakta ve yürümekte zorluk çeken buzağının sağ ön ayağının olmamasına rağmen veterinerler solunum ve sindirim sistemlerinin çok iyi olduğunu tespit etti.” Solunum ve sindirim sistemleri sağ ön ayağa bağlı olarak çalışıyormuş gibi. Buzağının tek arızası üç ayaklı olması, başkaca bir eksikliği ya da sakatlığı yok, denmeye çalışılmış; ama “rağmen” sözcüğü bozmuş anlatımı. Köy muhtarının açıklaması da ilginç: “Bu tür olayları görmek istemediklerini ve ibret alması gerektiğini” söylemiş. Muhtar, bu olaydan birilerini suçluyor gibi. Üç ayaklı buzağının Allah tarafından gönderilmiş bir işaret, belki de bir çeşit ceza olduğunu düşünüyor. Yoksa bu tür olayları görmek istememek ne demek? Herkesin ibret almasını istiyordur da (söyleyişe göre) kimin ibret almasını istediği belli değil. 1 Nisan Pazar nsanı, dünyanın düz olduğunu söyleyenlere inandıracak kadar düz bir şehir Konya. Mevlana Türbesi, yakın tarihlerde hediye edilerek var olana eklenen hatlar, el yazması kitaplar, tablolarla gitgide zenginleşerek görkemli bir Mevlana müzesine dönüşmüş. Mevlana’nın soluğu kentin her yerinde duyuluyor. Mevlana sayesinde bir çeşit din turizmi canlanmış Konya’da. Nereye baksanız tespihler, takkeler, seccadeler, hac malzemesi… Turistik eşya satan yerlerin tümünde Mevlevi figürlü tabaklar, bardaklar, biblolar ve kasaptan manava her tabelada Mevlana var. ? İ 894. sayının çözümü: A. SÜRGÜN, B. UYUYAN, C. LEON URİS, D. AHESTE, E. ROMY, F. DİKİMEVİ, G. AKI, H. NERMİ, I. SEVİYE, J. OYUN, K. NUMEN, L. RİM, M. AYDIN ÖZTÜRK. Şiir: “Kırık aynalar tutuyorum. görünmeyen yüzüne, seni seviyorum, seviyorum seni, kimin haddine” 31 Mart Cumartesi Y aygın basının bile isteye yaptığı yanlışlar dururken taşranın kendi yağıyla kavrulan gazetelerine vurmak, yakışık almaz gibi geldi bir yandan. Bir yandan da yanlışları, kendi gazeteleri üzerinde feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. CUMHURİYET KİTAP SAYI 895 SAYFA 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle