Katalog

2006 yılının son aylarında çıkan Sivil Toplum ve Dış PolitikaYeni Sorunlar, Yeni Aktörler başlıklı kitap şimdiye kadar dış politika konularında çoğunlukla göz ardı edilen, son yıllarda artan önemlerine karşın hâlâ gerektiği ilgiyi göremeyen bu alana dikkatimizi çekmektedir. Kamu Yönetimi ve Uluslararası İlişkiler alanlarında uzman Semra Cerit Mazlum (solda) ve Erhan Doğan (altta) tarafından derlenen bu kitaba kendi alanlarında uzman akademisyenler de yazdıkları yazılarla önemli katkıda bulunmuşlardır. ? kıldığında, STK ile ilgili olarak ortaya atılabilecek en önemli tez, bu kuruluşların ülkelerin dış politika yapım süreçlerinde gözle görülür bir şekilde etkin hale gelmeleri ve devlet tarafında boş bırakılan alanlara nüfuz etmeye başlamalarıdır. Değişen dünya şartları, hem dış politikanın ülke gündeminde ağırlığını artırması hem de bu politikanın toplumdan soyutlanmış bir şekilde oluşturulamayacağı gerçeği, kamuoyunun da bu sürece dahil olmasını kaçınılmaz bir zorunluluk olarak ortaya çıkarmış, bu alanda da bizleri bazı yeni oluşumlarla baş başa bırakmıştır. Kamuoyunun en etkili temsilcileri olarak ortaya çıkan STK bu süreç içinde katılımcı yeni dünya anlayışının vazgeçilmez aktörleri haline gelmişlerdir. Kültürel bir süreç olarak kabul edilebilecek olan sivil toplumun oluşması ve SKT’nin daha aktif hale gelmesi çoğulculuk, bağımsızlık, dayanışma, katılım, sorumluluk, yetki devri kavramlarını da beraberinde getirecek, bu çerçevede yönetimde yeni açılımlar sunarak ve toplumsal taleplerin de dikkate alınmasını sağlayarak hem daha demokratik ve katılımcı siyasal sistemler hem de daha sağlıklı dış politika için yadsınamaz bir gerçeklik haline gelecektir. Kitabın birinci bölümünde yer alan yazılardan biri Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde STK’nin rolüne değinmektedir. Genel olarak söylemek gerekirse söz konusu kuruluşların güçlenmesi AB’nin oluşum ve bütünleşme süreci ile de yakından ilgilidir. Ulusal sınırları aşan sorunlar bu kuruluşları bir ihtiyaç haline getirmiştir. Avrupa’da demokratik ve şeffaf bir Avrupa toplumunun yaratılması ve farklı çıkar gruplarının görüşleri arasında uzlaşı ortamının sağlanabilmesi için etkin hale gelen STK; bu yeni oluşumlar karşısında sadece üye ülkeleri zorlamakla kalmamış, Avrupa ile bütünleşme ve Avrupa içinde yer alma amacında olan ülkeleri de harekete geçirmiştir. Özellikle AB’nin genişKİTAP SAYI leme sürecinde, Birlik Türkiye ve diğer aday ülkelerdeki, demokratik ve katılımcı sistemler için söz konusu kuruluşların yadsınamaz önemine dikkat çekmiş, demokrasinin belirleyici ve ana unsurları olan STK tüm aday ülkelerdeki kapasitelerini artırmak ve demokratikleşme sürecinde aktif rol oynamalarını sağlamak amacıyla değişik programlar başlatmış ve işbirliğini kuvvetlendirmiştir. Bu çerçevede üyelik için gerekli şartlardan olan demokrasinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, hukuk düzeni, insan haklarına saygı ve temel hak ve özgürlüklerin korunması konularında STK en önemli güç merkezlerinden biri haline gelmiştir. Türkiye özelinde ise, AB’nin sivil toplum projelerine desteği 1980’li yıllarda başlamış, 1990’lı yıllarda devam etmiş, özellikle Helsinki sürecinden sonra ise ivme kazanmıştır. Son yıllarda genel olarak gözlenen sivil topluma bakıştaki değişim AB adaylık sürecinin getirdiği kazanımların başında gelmektedir. Bu süreçte, STK Türkiye’nin Avrupa ile bütünleşme projesinde temel aktörler olarak varlık göstermiş ve göstermektedirler. Sürecin tamamı düşünüldüğünde söz konusu oluşumları önemli görevlerin beklediği ise toplumda kabul edilen genel bir görüştür. Tüm bu gerçekler ve veriler ışığında, Sivil Toplum ve Dış Politika – Yeni Sorunlar, Yeni Aktörler başlıklı kitap, Türkiye özelinde, yeni yapı ve kimlik kazanan STK’nin değişen dünya şartlarında yeniden şekillendirilmeye ve yapılandırılmaya çalışılan Türk dış politikası üzerindeki etkilerini anlamak için önemli bir kaynak olarak önümüzde durmaktadır. ? Sivil Toplum ve Dış PolitikaYeni Sorunlar, Yeni Aktörler/ Semra Cerit Mazlum Erhan Doğan/ Bağlam Yay./ 327 s. 895 ? SAYFA 23 CUMHURİYET