04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sevgican Yağcı ile Macar Edebiyatı ve Genç Macar romancı Attila Bartis’ in ‘Sessizlik’ romanı üstüne “Sessizlik, geçmişe yaslanıp geleceği beklemek değil midir? Son yıllarda Macaristan ve Macar medyası üzerine yazıları ve çevirileriyle tanıdığımız Sevgican Yağcı, genç bir çevirmen ve iletişimci. Gazi İletişim Fakültesinde Araştırma Görevlisi. 2004 yılında Istvan Örkény’in sevilen eseri Bir Dakikalık Öyküler’i çevirdi (Sel Yayınları) ve 2005’te Orhan Tüleylioğlu ile birlikte 'Evrenle Ölç Kendini' adlı Attila Jozsef anı kitabını hazırladılar. Şimdi ise eleştirmenler tarafından Macar Edebiyatının yeni bin yıldaki en iyi ilk örneği kabul edilen ve birçok ödül alan Attila Bartis’in Romanı 'Sessizlik’i Türkçe’ye çevirdi. Sevgican Yağcı ile Macar edebiyatı, çeviri çalışmaları ve Sessizlik üzerine söyleştik. ? Metin DEMİRTAŞ M acar edebiyatı deyince 68 kuşağının okuduğu "Dün Köleydik Bugün Halkız", Ferenc Molnár’ ın ‘Pal Sokağı Çocukları’ gibi yapıtlar geliyor aklıma. Kuşkusuz Sándor Petfi ve Attila József’i Türkçeye çevrilmiş şiirleri ve Kemal Özer ile Edit Tasnadi’ nin hazırladığı ‘Temiz Yürekle’ siyle çok iyi tanıdığım şairler… Evet, Macaristan hakkında, Macar edebiyatı hakkında bildiğimiz çok şey var aslında. Örneğin Attila Jozsef ülkemizde neredeyse Macaristan’daki kadar tanınan bir şair. Geçen yıl Macaristan Büyükelçiliği ve Edebiyatçılar Derneği ile birlikte anısına düzenlediğimiz anma etkinliklerine ve Orhan Tüleylioğlu ile hazırladığımız "Evrenle Ölç Kendini" adlı kitaba gösterilen ilgi de bunu ortaya koyuyor. Sizin de yakından bildiğiniz, emek verdiğiniz bu çalışmamız; Türkiye’deki Attila József sevgisi ve etkinlikler Macar basınında da ses getirdi. Zaten Macar şiiriyle Türk okurlarının tanışıklığı da sanırım daha çok Attila Jozsef ile başladı. Bu doğru. Attila Jozsef, kitapta da ayrıntıyla anlattığımız gibi 1970’li yıllarda Militan Dergisinde Ataol Behramoğlu’nun özel dosyasıyla ilk kez Türkiye’de duyuluyor. Sonraki yıllarda Kemal Özer ve Edit Tasnádi, "Temiz Yürekle" adlı ilk çeviri kitabı yayımlıyorlar. Bundan sonra diğer Macar şairleriyle tanıştırıyorlar bizi. Özer ve Tasnádi tarafından Miklos Radnóti’den "Köpüklenen Gök", Endre Ady’den "Kan ve Altın" da Türkçe’ye çevriliyor. Hungarolog Vural Yıldırım’ın Macar Özgürlük ve Sevi Şiirleri adlı derlemesi, yine Ataol Behramoğlu’nun, Dünya Şiir Antolojisi’nde Macar şiirine yer vermesi, Cevat Çapan çevirileri, 20.yy Macar şiirini Türkçe’de okumamızı olanaklı kılan başlıca çalışmalar. Klasik dönemden ise Balassi Balint de Dursun Ayan ve Edit Tasnádi tarafından Türkçeleştirildi, bu çalışma geçtiğimiz ay Macaristan’da ödül de aldı. Sözünü ettiğin ilk sıradaki kitaplardan bilgim vardı ve izleyip okumuştum. Ödülden bilgim yok. Bunlar sevindirici… Peki günümüz Macar şiiri? Macaristan’da büyük değişimlerin yaşandığı 90’lı yılların başından itibaren, edebiyatta, şiirde de Batı Avrupa edebiyatındakine paralel olarak yeni biçim ve içerik arayışları, yönelimler yaşandı. Metinlerarasılık, sözcük ve yeni yazma biçimleri yaratma girişimleri, fotoğraf ve Sevgican Yağcı şiirin birlikte yer aldığı çalışmalar bugün Macar şiirinde ön planda. Özellikle kadın şairlerin etkinliği oldukça arttı. Kadınlar dizelere özgürce taşıyor kendilerini. İşte Macar şiirinin bu yeni dönemini de Türkçe’ye kazandırmak gerekiyor. ŞAİR CAN TOGAY Bunu senden bekleyebilir miyiz? – Şiir çevirmenin ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Birkaç kez şiir çevirmeyi denedim aslında ama kitap çevirmeye cesaretim olmadı. Cesaretsizlik bazen ödül olarak dönebiliyor insana, Gün Benderli ile tanıştım ve birlikte Türk asıllı Can Togay’ın şiirlerini çevirmeye başladık. Can Togay’dan ve bu süreçten biraz söz eder misin? Macaristan’ın ünlü yönetmeni, adını Nâzım Hikmet’in koyduğu şair Can Togay 1955’te Budapeşte’de doğmuş. Can Togay, anılarını "Su Başında Durmuşuz" kitabından okuduğumuz Gün Benderli’nin oğlu. Dolayısıyla, Togay’ın çocukluğu ailenin siyasi serüveni nedeniyle farklı ülkelerde sürekli yeni başlangıçlar ve ayrılıklarla geçmiş. Felsefe, sinema ve şiir hep bu yaşama eşlik etmiş ancak. 2004 yılında, Budapeşte’de otuz yıllık şiirlerini derlediği Fénykutya es Vonat/ Işık Köpek ve Tren adlı kitabı yayımlandığında, kitabın tanıtım toplantısına katılmış ve şairle tanışmıştım. Geçen yıl Gün Benderli ile her Cuma akşamı buluşup şiirler üzerine çalışmaya başladık. Geç vakitler oradan ayrıldığımda, Erzsébet Köprüsünde durup Tuna’ya bakarak o gün çevirdiğimiz dizeleri düşünürdüm. Şiir sevenler için tanıdık bir ruh hali. Can Togay’ın şiirlerinde tarih ve acı, ironiyle birleşip dizelerde somutlaşmış. İmgeleri öyle güçlü ki…Şimdi Türkiye’den uzak kalma zorunluluğuna karşın, Türkiyeli olmaktan vazgeçmeyen çokkültürlü çokdilli şairin, "Işık Köpek ve Tren" adıyla çevirdiğimiz bu yapıtı yayımlanmak üzere. Bu şiirler, günümüz Macar şirininin lezzetini içinde barındırıyor. Hem edebi, hem sosyolojik tartışmalar yaratacaklarını düşünüyorum. Bir dönemin, aynı anda birçok yerde, birçok kişi olabilmenin işlendiği dizeler bence bunlar. Şiirlerin kültürleraKİTAP SAYI ? SAYFA 14 CUMHURİYET 895
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle