Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cevat ÇAPAN Şiir Atlası Jaime B. Rosa/ Şiirler/ Çeviren: Metin Cengiz “Dönüyor yankı” Jaime B. Rosa 1949 yılında İspanya’nın Valecia bölgesinin Bellreguard ilçesinde doğdu. Valencia Üniversitesi’nde felsefe lisansından sonra eğitimini Paris Sorbonne Üniversitesi’nde sürdürdü. Balzac’ın “Goriot Baba Eserindeki Şahısların Kişisel ve Ruhsal Yanları” başlıklı teziyle 1982 yılında doktorasını yaptı. Doktorasından önce Fransız filolojisinde “Rimbaud´nun Yaşamı ve Eserlerindeki Yaratıcılık ve Yıkıcılık” çalışmasıyla lisans, “Balzacvari Açıklamalı Yöntemler” çalışmasıyla da yüksek lisans yaptı. Bu iki çalışması da “Alfonso El Magnanimo” kuruluşu tarafından kitap olarak yayımlandı. Sekiz şiir kitabı Nubes Digitales (Dijital Bulutlar), Océano Claxon (Okyanus Klaksonu), La estación azul (Mavi Mevsim), Yo leopardo (Ben Leopard), De rizo soplo (Kıvırcık Soluk), Lugar de polen (Çiçektozu Yöresi), Mar textil fragmentado (Tekstil Denizi Bölük Pörçük), Pan de musa (Esinleyicinin Ekmeği), ayrıca beş romanı yayımlandı. Hazırladığı antolojiler: Sefarad 92, Maya Dilindeki Çağdaş Şiirler, Chikan (Meksikalı azınlıklar) Şiirleri Antolojisi, Birleşik Kaplar Teorisi: Chikan Şiirleri Antolojisi, Sefarad2000, Sefarad ve alAndalusiya karşılaşması ve Filipinlilerin Sonuncusu. Poetik Antoloji adlı kitabından 1 Acının külleri altındadır tayfı Canlı bir ağacın! Ne ilaç var ne insanın tuzu. Ne tuz var, ne deniz, ne rüzgâr Her yaranın derinliğinde. Savaşçılar! Orda yalnızca biz varız itmek için göğüslerimizi nişanlamış toplarınızı, sanki azalan gölgelerin kimliği can çekişen toprağın düzensiz kalp atışlarında bizi birleştiriyor… ve adımlarımız, belki adımlarımızda bir gemi omurgası altında her an silinen küçük bir dalga gibi geçici kazınmış bir bilmece var? Saban iziyle dalga arasında öküzler bizimle paylaşıyor ağaçların yeşil sümbülünden uzak vücutlardan ter attıran bir çalışmadan sonra bir banyonun keyfini. Yaşama isteği daha yüce bir anı, Sanki bir çocuğun gülücüğünde parlayan bir şarkı! 3 Dönüyor yankı küllere sönmüş volkanlarda Ve rüzgâr söküyor fosilleşmiş kayaları Geliyor bana doğru bana sunmak için pullarını ve solungaçlarını sonuçsa bulamayacak SAYFA 30 hiçbir şey, yalnız biri diğerini takip eden ayaklar, içimdeki labirentin karmaşasında. Dudaklarımın bir devinimidir bu, ritmi Kuşa çevrilmiş, sesi kırılmış, ötesinde İkonların bilmecesinin, trompetlerin ve bozulmuş mezarların. Halılar ayaklarımın altında, ayaklarımın altında mum tükenmez bir istek gibi, ama imkânsız hem yaralarım soğuk ve bölünmüş toprağın bir bağışı gibi, sözdiziminde gizli bir gölgeye benzeyen saklı bir toprak üstünde. Ve bana işkence eder yolumu tahmin ederek Kapar yolumu kavşaklar gibi. Orada, duvarın üstünde ve tufandan düşmüş lirde suyun sürekli sel gibi boşanmasına benzer bir cevaptır bu. 7 Bir zamanlar kar yağardı bir rüya gibi adsız bir adanın verimsiz kıyıları üstüne. Gün geçtikçe ölürdü içimizde zeytinin belirsiz tadı ve rüzgâr alınlarımızda köpük izi bırakırdı gece yılanlarıyla gelmeden. Güller de gelirdi elbet kıyılarıyla ve pembe Renkleriyle ışıldak için içimizde, bronzda akardı gecenin fosili. Derim bir yerlerde bir denizci bulur yıldızını ve gecenin sükunetinde ay savaşır kendi öz yalnızlığına karşı. 10 Polene benzer uğultunun yolculuğu. Ve kaşlarının yayı üstünde duygularının hafif dairesi, başlangıcı olmayan bir yüzün kızılımsı lekelerini kucaklayan birleşmiş bukle halinde ay gibi, hayır ince değil, kilise duası gibi, ateş kendi söyleyiş gerilimi altında bir dolma kalemin kayan beyaz söyleyiş rüyası gibi. Senin için yaratılmış bir boşluk içimizde, kalsın diye yanaklarımızda sonsuzluğa cildimizde bir damla ışıkla paylaşılmış ilk gülün izleri. Ne zaman özleşecek kum tanesi kendi sonsuz büyüklüğüyle? KİTAP SAYI 886 CUMHURİYET